Ansiklopedi

209
220
469,852
81
105
196,587
Şehir Malatya
Kamoʻoalewa, eski adıyla 2016 HO3, Dünya'nın en istikrarlı yarı uydusu olan bir asteroit'tir. 27 Nisan 2016'da Hawaii adası Maui'deki Haleakalā Gözlemevinde Pan-STARRS programı tarafından keşfedildi ve kalıcı numarasını ve adını 6 Nisan 2019'da aldı. Kamoʻoalewa ismi Hawaii dilinde daha büyük bir nesneden kopan bir parça anlamına gelmektedir. Kamoʻoalewa'nın boyutu henüz kesin olarak belirlenmemiştir, ancak yaklaşık 40–100 m'dir. NASA hesaplamalarına göre, neredeyse yüz yıldır Dünya'nın yarı uydusu olmuştur ve birkaç yüz yıl daha Dünya'nın yörüngesinde kalması bekleniyor. Keşfedilen bu türden bir önceki nesne, 2003 YN107, sadece yaklaşık on yıl boyunca Dünya'nın yörüngesinde kalmıştı. Kamoʻoalewa, Dünya'ya 14 milyon kilometreden...
İnkaların yazılı bir dili yoktu. Ancak seleflerinden benzersiz bir bilgi kaydetme sistemi icat ettiler. Khipu veya quipu adı verilen bu antik "bilgisayar" MÖ 2600 yılına kadar uzanıyor. Khipu ilk bilgisayar gibiydi; bir tür hesap veya sayma makinesiydi. Khipu, veri depolayan ve bilgi ileten düğümlü iplerden oluşan bir sistemdi. Antik And dünyasından kültürler bu sistemi binlerce yıl boyunca kullandılar. Khipu nedir? Quipu veya kipu olarak da yazılan khipu, çeşitli renklerde düğümlü iplerden oluşan ve bilgi depolayan ve ileten karmaşık bir sistemdir. Khipu, Keçuva dilinde "düğüm" anlamına geliyor. İnkalar dahil birçok antik And kültürü bu düğüm sistemini kullandı. "Konuşan düğümler" denildi ve bir yazı sistemi işlevi gördü. Resmi yazı...
Uçan Hollandalı (Denizci Efsanesi) Doğunun zenginliğini sömüren Hollanda gemilerinden bir geminin efsanesidir. Van Der Decken'ın (Davy Jones) kaptanlığını yaptığı ‘Uçan Hollandalı’ mola vermek için Ümit Burnu’na yönelir fakat gelen fırtına bulutlarını fark etmezler ve limana doğru ilerlerler . Bölge kayalıktır. Fırtına çıkınca gemi kayalara çarpıp alabora olurken Van Der Decken ”Ne pahasına olursa olsun Ümit Burnu’nu geçeceğim” der, ancak gemi batar ve tabii ki bu sözü gerçekleşmez. Fakat bölgedeki insanların bazıları birkaç fırtınada bu gemiyi gördüklerini söylemişlerdir ve bu efsane dilden dile yayılmıştır. Ardından Uçan Hollandalı bir efsane olarak tarihteki yerini almıştır. Edebiyatta pek çok yazar bu hikâyeye yer...
Roma su kemerleri antik dünyadan günümüze en etkileyici kalıntılardan biridir. Bir zamanlar Roma İmparatorluğu'ndaki kentler için kritik öneme sahip olan su yolları, su içme, banyo ve tarım için tatlı su getiriyordu. Birçok Roma yapımı su kemeri bugün hala varlığını sürdürmektedir ve hatta bazıları binlerce yıl önce inşa edilmiş olmalarına rağmen, güçlerini kanıtlamak istercesine hala çalışmaktadır. Romalıların böylesine büyük ve karmaşık yapıları, günümüzde alıştığımız inşaat araçları ve kaynakları olmadan nasıl inşa ettiklerini düşünmek zor. Peki, bu su kemerlerini nasıl yaptılar? Roma su kemerleri yerçekimi hesap edilerek inşa edilmiştir? Romalılar suyun uzun kilometreler ilerlemesini sağlamak için göllerden ve kaynaklardan aşağıya...
Ördek Sendromu (The Duck Syndrome) kavramı, suda yüzen ördekler izlenerek ortaya çıkmıştır. Ördeklere dışarıdan bakıldığında çok sakin bir şekilde suda yüzdükleri görünür. Ancak suyun altından bakıldığında ördeklerin bacakları hızla çalışmaktadır. Sakinlik sadece yüzeydeki görüntüdedir. Suyun altında ise çok fazla çaba vardır. İnsana yansıyan yüzeyinden bakıldığında ise ideal benlik algısıyla gerçek benlik görünümlerinin birbirlerinden farklılaştıkları görülür. Kısaca kişilerin istedikleri duyguları, başarıları zahmetsizce elde etmiş gibi göstermelerine “Ördek Sendromu” denilmektedir. İlk olarak Stanford Üniversitesi tarafından ortaya atılan ördek sendromu kavramı, öğrencilerin herhangi bir sıkıntı, depresyon, kendinden şüphe etme...
Lut Çölü, İran'ın güneybatısında geniş bir tuz çölüdür. Dünyanın en büyük 27. çölüdür ve 17 Temmuz 2016'da UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne eklenmiştir. İran, iklim olarak Batı Afrika'daki Yeşilburun'dan başlayıp Moğolistan üzerinden Çin'in başkenti Pekin yakınlarına kadar uzanan Afro-Asyatik çöller kuşağının bir parçasıdır. Haritada yama gibi uzunlamasına olarak önplanda duran lekeler (dağ sırasına paralel) güneye doğru 300 kilometre kadar yer kaplayan kurumuş çöl gölleridir. Tropikal bölgelere yakın çöllerde yağışın büyük kısmı dağlık bölgelere düşer. Bu açıdan Lut Çölü canlı barındırmayan bir bölge olarak kabul edilmektedir. İran coğrafyası dağlar tarafından etrafı sarılmış ve drenaj havzaları tarafından bölümlere ayrılmış bir...
Hicri Yılbaşı, hicrî takvime göre Zilhicce ayının son gecesini Muharrem ayının birinci gününe bağlayan zaman dilimidir. İslami takvime göre bir sonraki güne saat 00:00 da değil güneş batması ile (akşam ezanı) geçilir. Bu zaman dilimi ay takvimi esaslı olduğu için bir sonraki hicri yılbaşı 11 ya da 12 gün daha erken bir tarihe denk gelir. Muharrem ayı, Zilkade, Zilhicce ve Receb ile beraber Kur'an'da kıymet verilen dört haram aydan biridir. Bu aylarda barış içinde yaşanması, savaş yapılmaması ile ilgili İslam öncesi ve sonrası kurallar mevcuttur. Muharrem ayı, hicrî kamerî yılın birinci ayıdır. Şii Müslümanlar tarafından ise Muharrem ayının 10. günü Aşure Günü olarak kutlanır. Hicri Aylar Muharrem Safer Rebiülevvel Rebiülahir...
Kafe duvarı illüzyonu veya Kafe duvarı yanılsaması, üst üste bindirilmiş siyah-beyaz kareler arasındaki koşut çizgilerin belirli bir açıyla konumlanmış gibi göründüğü bir geometrik-optik yanılsamadır. İlk kez 1898'de Kindergarten yanılsaması olarak anılan durum 1973'te Richard Gregory tarafından yeniden bulgulanmıştır. Gregory bu etkinin, çalışma arkadaşı Steve Simpson tarafından St Michael's Hill, Bristol'daki bir kafeteryanın duvarında gözlemlendiğini belirtmiştir. Olgunun, Hugo Münsterberg'e ait kaydırılmış satranç tahtası yanılsamasının bir türevi olduğu düşünülmektedir. Büyükçe bir satranç tahtası hayal edin. Siyah ve beyaz renkli karelerden oluşuyor. Karelerin sayısı çok önemli değil. Yatay ve dikey çizgiler birbirine paralel...
28 Eylül 1994 tarihinde M/S Estonia’nın Baltık Denizi’nde batması ile meydana gelen faciadır. Kaybolan insan sayısının yarattığı trajedi nedeniyle 20. yüzyılın en derin iz bırakan deniz kazalarının başında yer almış ve kaza ile ilgili tartışmalar ve iddialar günümüze kadar olayın gündeme gelmesine neden olmuştur. M/S Estonia, 1980 yılında Almanya Papenburg’da Meyer Werft tersanesinde inşa edilmiş ve önce M/S Viking Sally (1980–1990) sonra MS Silja Star (1990–1991) ve MS Wasa King (1991–1993) isimleri ile görev yapmış ve 1993 yılında Estline Marine Co. Ltd. tarafından satın alınarak M/S Estonia adını almıştır. Gemi Estonya’ya ait zamanının en büyük gemisi olarak Sovyetler Birliği’nin dağılması ile ilk bağımsızlığını kazanan ülke olan...
Yörükler, göçebe yaşam tarzını seçmiş Türkmenlerdir. Anadolu'da yaylak-kışlak hayatı yaşayan Türkmen aşiretleri (obaları) için de kullanılır. "Yürümek" kelimesinden türetilmiştir. Anadolu halkının çok önemli nüfus çoğunluğunu oluştururlar. Balkanlar'daki Türkler arasında da yüksek miktarda Yörük bulunmaktadır. Rumeli Yörükleri: Tanrıdağı Yörükleri, Kocacık Yörükleri, Naldöken Yörükleri, Vize Yörükleri vs. gruplara ayrılmaktadır. Bugün Bulgaristan, Yunanistan ve Makedonya'nın dağ köylerinde yaşamaktadırlar. Yörükler, 1893 Osmanlı İmparatorluğu tüm Balkanlar'da elde ettiği topraklara sahip olunması için sadece Türkmen/Yörükleri göndermiş ve görevlendirmiştir. Yörükler Anadolu ve Rumeli’de göçebe olarak yaşayan, geçimlerini...
Traktör, tarla, bahçe, bağlarda ve şehirlerin parklarında kullanılan tarım aletlerine (pulluk, orak makinesi, mibzer, pülverizatör, ekin biçme makinesi vb.) çekicilik yapan kendinden itimli motoru olan kara taşıtıdır. Lokomobiller traktörlerin ilk öncüleri sayılsa da, içten yanmalı motoru olan ilk traktörü 1892 yılında ABD’de Iowa’lı John Froehlich yapmıştır. Çalışma ilkesi otomobillerden pek farklı olmamasına karşın yine de karakteristik özellikleri vardır. Yerden oldukça yüksek dingillere oturtulmuş dar kesitli karoser, ön tekerlere oranla çok büyük derin yivleri olan arka tekerlekler en belirgin özellikleridir. Arka tekerleklerin bu şekli aracın her türlü arazi koşulunda ve yumuşak zeminde patinaj yapmadan ve devrilmeden çalışmasını...
Cam Minaresi (Jam, Djam, جام ), Batı Afganistan'da yer alan bir UNESCO Dünya Mirası Alanıdır. Gor ilinin Şahrak ilçesi sınırları içinde bulunan yapı, Hari Irmağı'nın hemen yanındadır. Kızarmış taştan yapılmış olan 65 metre yüksekliğindeki minarenin çevresi 2400 m'ye varan dağlarla çevrilidir. Yapı; girintili çıkıntılı taşları, dış kaplaması ile Küfi ve Nesih el yazmaları, geometrik desenler ve Kur'an ayetleriyle (Meryem sûresi) süslenmiş taşlarıyla ün yapmıştır. Minarenin tam olarak ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Yapının, Gur Sultanı Gıyasüddin'in Gaznelileri 1192 yılında Delhi'de yenilgiye uğratmasının ardından ya da Oğuz Türklerinin 1173 yılında Gazne'de aldıkları yenilginin ardından yapıldığı düşünülmektedir. Minarenin...
Türkiye karasularında 500 tane ada ve adacık bulunmaktadır; Ege Denizi'ndeki adalar Akça Adası (İzmir) Akçalı Adası (Bodrum) Akkuş Adası (Çandarlı Körfezi, İzmir) Akoğlu Adası veya Kedi Adası (Balıkesir) Aksaz Adası (Çanakkale) Akvaryum Adası veya Karaada, Ayvalık (Balıkesir) Alagün Adası (Muğla) Alibey Adası (Balıkesir) Arap Adası (Marmaris) Ayvalık Çiçek Adası (Balıkesir) Ayvalık Adaları (Balıkesir) Cunda (Alibey) Ayvalık Çiçek Adası (Balıkesir) Baba Adası (Köyceğiz) Badem Adası (Muğla) Bahadır Adası (İzmir) Balık Adası veya Büyük Karaada (Ayvalık) Bayrak Adası veya Abanoz Adası (Aydın) Balkan Adası veya Kutu Adası (Balıkesir) Bedir Adası (Muğla) Boğaz Adası (İzmir) Boncuklu Adası (Muğla) Boş Adası (İzmir)...
Osmanlı Ordusu askerlerinin silahsız savunma ya da saldırı durumunda kullandıkları, elin her iki yanıyla yapılabilen düşmanı sersemletmek amacıyla uygulanan bir vuruştur. El ve kolun açısız ve omuzdan hızla hareketiyle hedeflenen noktaya el ile yapılan temasla yapılır. En çok yüzün her iki yanına ve enseye yapılır. Vuruşun şiddetine göre öldürücü olabilir. Osmanlı Ordusu'nda genellikle savaşlarda birebir ve yüzyüze yapılan mücadeleler esnasında sık sık yaşanan silahın elden düşmesi ya da kırılması durumunda kullanılmıştır. Osmanlı kültüründe bir kavgada taraflar asla birbirlerine yumrukla müdahale etmezlerdi. Yüze kalıcı zararlar verme ihtimalinden dolayı birine yumrukla saldırmak son merhalede yer alır ve yumrukla ilk...
Hammurabi kanunları, MÖ 1760 yılı civarında Mezopotamya'da ortaya çıkan, tarihin en eski ve en iyi korunmuş yazılı kanunlarından biridir. Bu dönemden önce toplanan yasa koleksiyonları arasında Ur kralı Ur-Nammu'nun kanun kitabı (MÖ 2050), Eşnunna kanun kitabı (MÖ 1930), ve İsin'li Lipit-İştar'ın kanun kitabı (MÖ 1870) yer alır. Babil kralı Hammurabi'nin (MÖ 1728-MÖ 1686) çeşitli meselelerde verdiği kararlar, Babil'in koruyucu tanrısı Marduk adına yapılan Esagila Tapınağı'na dikilen bir taş üzerine Akatça dilinde yazılmıştır. Hammurabi, kendisine bu kanunları yazdıranın güneş tanrısı Şamaş'ın olduğunu söylemiştir. Dolayısıyla kanunlar da tanrı sözü sayılıyordu. Arkeolog Jean Vincent Scheil'in 1901'de Susa, Elam'da bulduğu (bugünkü...
Tarihte şimdiye dek üretilmiş ve de patlatılmış en güçlü nükleer silahlar. Özellikle 10 megatonu aşan patlamalar korkutucudur. Karşılaştırma olarak Hiroşima bombası için tahminler yaklaşık 15 kilotondu. Tüm bu dev patlamalar, II. Dünya Savaşı'nın sonunda Hiroşima ve Nagazaki'de kullanılanlardan çok daha güçlüydü. Mk-14 nükleer bombası (6,9 megaton) Mark 14 nükleer bombası (Mk-14 veya TX-14 olarak da bilinir), 1950'lerde tasarlanmış bir Amerikan termonükleer silahıydı ve dünyadaki ilk katı yakıt aşamalı hidrojen bombasıydı. Deneysel bir silah olarak, Birleşik Devletler 1954 yılına kadar bu bombalardan yalnızca beş tane üretti ve cihazı o yılın Nisan ayında “Castle Union” nükleer deneyi sırasında test etti. Radyoaktif olmayan bir...
Günümüzdeki kıtalar, geçmişte Pangea adı verilen tek bir parça halindeydi. Daha sonra Pangea ayrılmaya başladı ve kıtalar bugünkü şeklini aldı. Ancak bu süreç sona ermedi, kıtalar birbirlerinden ayrılmaya hâlâ devam ediyor. Bu ayrılma o kadar yavaş gerçekleşiyor ki her şey durağanmış gibi görünüyor. Dünyanın bazı yerlerinde bu ayrılmanın izlerine rastlamak mümkün. Örneğin Türkiye her yıl 1-2 santimetre kadar Yunanistan’a yaklaşıyor. Öngörülere göre 50 milyon yıl sonra topraklarımız Yunanistan ile birleşmiş olacak. Bu durumun bir başka örneği Kuzey Amerika ile Avrupa kıta plakaları arasında daha yakından görülebilir. Ayrılmanın gözlendiği en iyi noktaysa İzlanda’nın başkenti Reykjavik'teki Silfra bölgesi. Thingvellir Milli Parkı’ndaki...
Haydut Gezegenler, yıldızlar arasında dans eden, yörüngesinde hiçbir şey olmayan gezegenlerdir. Onları kendi yollarına itmiş kadim fiziğin dikte ettiği yollardan başka belirlenmiş bir yolları yoktur. Bu gezegenlerin çoğu Jüpiter büyüklüğünde. Bu gezegenlerde gün veya gece yoktur. Zamanın geçişini gösterecek tek şey üstte yavaşça dönen takımyıldızlardır. Ancak hiçbir kuvvete bağlı olmayan haydut gezegen galaksinin tamamen farklı bir bölümüne geçtikçe bunlar bile değişir. Bunlara haydut gezegene veya yetim gezegen deniliyor. Bilinmeyen sayıda haydut gezegen var. Yıldızlar arasındaki karanlık boşluklarda gizlenen artan sayıda gezegen keşfediliyor. Bunlar herhangi bir güneşin yörüngesinde dönmez ve bir gezegenden beklendiği gibi...
Asya ve Afrika arasında keşifler ve ticaretler yapan hazine filolarını komuta eden Çinli Zheng He (1371–1433) tarihin en ünlü kaşiflerinden biridir. 1400'lerin başında dünyanın gördüğü en büyük gemilerle Hint Okyanusu çevresindeki topraklara yedi keşif yolculuğu yaptı ve Çin'in gemi inşası ve denizcilikteki ustalığını gösterdi. Seferleri Çin'in ticaretini büyük ölçüde genişletti. Çin imparatoru adına yaptığı yedi büyük seferde Güney Çin Denizi, Hint Okyanusu, Umman Denizi, Kızıldeniz ve Afrika'nın doğu kıyısına indi. Yedi seferi de diplomatik, askeri ve ticariydi ve 1405–1433 yılları arasında gerçekleşti. Bununla birlikte çoğu tarihçi asıl amacın Çin'in Ming hanedanlığının ihtişamını artırmak olduğuna inanıyor. Zheng He'nin ilk yılları...
Kıtalar okyanusa açılan kaşifler tarafından, bazen daha önce keşfettiğini iddia eden birden fazla insan tarafından keşfedildiler. Genellikle kişisel çıkarlara hizmet eden amaçlarla sınırlandırıldılar ve adlandırıldılar. Gezegenimiz aslında bugün milyonlarca yıl öncesine göre çarpıcı biçimde farklı görünüyor. Kıtalar bugünkü halleriyle Dünya'ya ilişkin coğrafi anlayışın ayrılmaz parçası oldular. Ancak coğrafi sınırlar ulusal ve kültürel kimlik için ne kadar önemliyse, kim olduğumuza ve nereden geldiğimize dair adlar da önemli. Hatta yaşadığınız ülke birden fazla kıtada konumlandığında doğan kafa karışıklığını düşünün. "Avrasya" teriminin türetilme nedeni buydu. Peki Kıtaların adları nereden geliyor? Pangea Henüz herhangi bir kıta var...
Geri