Ansiklopedi

209
220
469,779
81
105
196,556
Şehir Malatya
Pisidya, Anadolu'nun güney kesiminde bulunan antik bir bölgedir. Kuzeyde ve batıda Frigya, güneybatıda Likya, güneyde Pamfilya, doğuda Likaonya ile çevrilidir. Bugünkü Isparta ilinin tümünü, Afyonkarahisar, Burdur, Antalya ve Konya illerininde bazı bölümlerini de içine alıyordu. Bölgenin büyük bölümü Toros Dağlarının kuzey-güney doğrultusunda sıralanmış yalçın kireçtaşı tepeleri üstünde yer alırdı. Bu dağlar, yöreye egemen olmak isteyenlere karşı sürekli direnen, yasa tanımaz bir halkın sığınağı idi. MÖ 1. yüzyılda bu halk küçük kabileler ya da köy grupları biçiminde örgütlenmişti. Eski Frigya'nın kendine özgü teokratik yönetimi, anlaşıldığı kadarıyla Pisidya'da da uygulanıyordu. Ülkede geniş topraklara sahip olan ve köle çalıştıran...
Likaonya, Orta Anadolu'da, bugünkü Konya ve Karaman illerinin büyük bölümünü kapsayan antik bir bölgedir. Doğuda Kapadokya, güneyde Kilikya, batıda Pamfilya ve Pisidya, kuzeyde de Frigya ve Galatya ile çevrilidir. Antik Çağ'da Anadolu'da önemli bir rol oynamayan Likaonyalılar dağlarda yaşayan, özgürlüklerine düşkün, savaşçı bir halktı. Gelenek ve göreneklerini tarih boyunca korudular. Anadolu'da MÖ 6. yüzyılın ortalarında başlayan Pers egemenliğine boyun eğmediler ve geçimlerini daha çok yağmacılıktan sağladılar. MÖ 133'ten sonra Romalıların, Kapadokya Krallığı'na bıraktığı Likaonya, MÖ 100'de Roma'nın Kilikya Eyaleti sınırlan içine alındı. MÖ 37'de Antonius tarafından, Pamfilya ve Pisidya bölgeleriyle birlikte Galatya kralı Amyntaş'a...
Galatya (Galatiya, Galya) günümüz Türkiye'sinin Ankara ve Eskişehir illerini kapsayan, orta Anadolu tepeliklerinde bulunan antik bir bölgedir. Galatya, M.Ö. 279'da Balkanlara göçlerinin ardından, 3.yy.'da Trakya'dan buraya göç edip yerleşen Galya kabilelerinden ismini almıştır. Romalı tarih yazıcıları tarafından bu bölge Doğu Galya ve yerlileri Galli (Galyalı ya da Kelt) olarak adlandırılmıştır. Galatya'nın kuzeyinde Bitinya ve Paflagonya, doğusunda Pontus ve Kapadokya, güneyinde Kilikya ve Likaonya ve batısında Frigya bulunmaktaydı. Merkezi Ankira (Ankara) 'dır. Kelt Galatyası Galatyalılar adı Anadolu'da yaşayan Kelt kavimleri olan Tektosaglar, Trokmiler ve Tolistoboglar için Greklerce kullanılmıştır. M.Ö. 1.yy.'dan itibaren bu...
Çatalhöyük, Günümüz Konya Şehri'nin 52 km. güneydoğusunda, Hasandağı'nın yaklaşık olarak 136 kilometre uzağında, Çumra İlçesi'nin 11 km. kuzeyinde, Konya Ovası'na hakim buğdaylık arazide bulunmaktadır. Orta Anadolu'da, günümüzden 9 bin yıl önce yerleşim yeri olmuş, çok geniş bir Neolitik Çağ ve Kalkolitik Çağ yerleşim yeridir. Doğu ve batı yönlerinde yanyana iki höyükten oluşmaktadır. Doğudaki Çatalhöyük (Doğu) olarak adlandırılan yerleşme Neolitik Çağ'da, Çatalhöyük (Batı) olarak adlandırılan batıdaki höyük ise Kalkolitik Çağ'da iskan görmüştür. Doğu yerleşimini, en son Cilalı Taş Devri sırasında ovadan 20 metre yüksekliğe kadar ulaşan bir yerleşim birimi oluşturmaktadır. Ayrıca, batıya doğru da ufak bir yerleşim birimi ve...
Pontus veya Pontos (Yunanca: Deniz) kelimesi, etnik bir isim değil, coğrafi bir ifadedir. Pontus, eski çağlarda Karadeniz'in güneydoğu kısımlarına, bu arada Karadeniz'e de verilmiş coğrafi bir addır. Kelime en eski dönemlerde daha çok "Pont Euksinos" şeklinde kullanılmıştır. "Euksinos" sözü ise, "karanlık, uğursuz" demek olan İrani "ahşaena" kelimesinden gelmektedir. Karadeniz'in fırtınalı, nispeten karanlık sularından dolayı verilen bu isim 10. yüzyıla kadar yaşamıştır. Grekler, deniz ilahlarını sakinleştirmek için bu kelimeyi "misafirperver" anlamına gelen "Euksinos"a çevirerek kullanmışlardır. Türkiye Selçukluları ve Osmanlılar zamanında "Pontus" adı hiçbir şekilde geçmemiştir. Coğrafi bir isim olarak Pontus adı, genellikle Kuzey...
Soy gaz veya asal gaz, standart şartlar altında her biri, diğer elementlere kıyasla daha düşük kimyasal reaktifliğe sahip, kokusuz, renksiz, tek atomlu gaz olan kimyasal element grubudur. Helyum (He), neon (Ne), argon (Ar), kripton (Kr), ksenon (Xe) ve radon (Rn) doğal olarak bulunan altı soy gazdır ve tamamı ametaldir. Her biri periyodik tablonun sırasıyla ilk altı periyodunda, 18. grubunda (8A) yer alır. Grupta yer alan oganesson (Og) için ise önceleri soy gaz olabileceği ihtimali üzerinde durulsa da günümüzde metalik görünümlü reaktif bir katı olduğu öngörülmektedir. Soy gazlar, belirli ekstrem şartlar haricinde çok düşük reaktifliğe sahiplerdir. Bu inert yapıları sayesinde, kimyasal reaksiyon istenmeyen durumlarda kullanılmaya...
Kutadgu Bilig (kut+ad-gu bil-i-g “mesut olma bilgisi”) , 11. yüzyıl Karahanlı Türklerinden Yusuf Has Hacib'in Doğu Karahanlı hükümdarı ve Kaşgar Prensi Tabgaç Uluğ Buğra Kara Han'a (Ebû Ali Hasan bin Süleyman Arslan) atfen yazdığı ve takdim ettiği Orta Türkçe eserdir. Eser, Karahanlıca olarak da isimlendirilen Hakaniye lehçesi ile yazılmıştır. Kitabın adı Yusuf Has Hâcib, eserinde kitabın adını ve anlamını şu beyitlerle açıklamıştır: Kitabın adını Kutadgu Bilig koydum; Okuyana kutlu olsun ve ona yol göstersin. (beyit 350) Ben sözümü söyledim ve kitabı yazdım; Bu kitap uzanıp, her iki dünyayı tutan bir eldir. (beyit 351) İnsan her iki dünyayı devletle elinde tutarsa; Mes’ud olur, bu sözüm doğrudur. (beyit 352) Kitabın genel...
Anamnez, doktorun ve diğer sağlık çalışanlarının hastaya teşhis koymak ya da mevcut hastalığının durumunu belirlemek için sorular sorarak bilgi almasıdır. Anamnez sorularının belirli bir sıra ve düzeni vardır. İyi bir anamnez tanıda fizik muayeneden daha fazla ip ucu verir, hasta ile doktor arasında güvenin temelini atar. Anamnez, hastalığın teşhisinde en önemli adımlardan biridir. Hastanın yaşadığı rahatsızlık, geçmişte yaşadığı ve ailesinde görülmüş olan hastalıklarla beraber değerlendirilerek teşhisin konması için gerekli tetkikler belirlenir. Hatta bazen sadece anamnez alınıp teşhis de konulabilir. Anamnez sırasında ilk önce hastanın kimlik bilgileri alınır. Daha sonra kendisinin dilinden rahatsızlıkları dinlenir. Daha önce...
Paflagonya, Kuzey Orta Anadolu'nun Karadeniz kıyısında, batıda Bitinya ve doğuda Pontus arasında yer alan antik bir bölgeydi. Coğrafya Paflagonya, Frigya'dan (daha sonra Galatia oldu) Bithynia'nın doğusunda kalan bir uzantıyla ayrılmaktaydı. Strabon'a göre Parthenius (Bartın Çayı) nehri bölgenin batı sınırını, Halys (Kızılırmak) nehri de doğu sınırını çiziyordu. Bölge doğuda Kızılırmak, batıda Sakarya Nehri, güneyde Frigya ve Galatya ile çevrilidir. Kuzeyde ise Karadeniz yer alır. Günümüzde Kastamonu, Sinop, Bartın, Çankırı ve Karabük bu bölgede yer alırken Çorum, Bolu, Zonguldak ve Samsun illerinin bir bölümü bölgenin içinde kalmaktadır. Batı Karadeniz ve Orta Karadeniz bölümünü kapsayan bölgeye Türklerden önce Paflagonya denmiştir...
Kilikya, Anadolu'nun Alanya'dan başlayıp, doğuda Kinet Höyük'te son bulan, kuzeyden de Toros dağlarıyla çevrili alanı kapsayan antik bölgedir. Akdeniz'in kuzeydoğu kıyılarından iç kesimlere uzanan jeo-kültürel bölge, Mersin, Adana, Osmaniye ve Hatay illerini kapsamaktadır. Kilikya'da ilk yerleşim, Cilalı Taş Devri'nde (MÖ 8000-5500) görülmektedir. Bölgenin yerleşim kayıtları, MÖ 8000'de Cilalı Taş Devrinden başlar, Tunç Devrine: MÖ 8. ve 7. binyıla; Erken Bakır döneminden: MÖ 5800; Orta Bakır dönemine (Doğuda görülen Halaf ve Ubaid kültürleriyle uyumludur): MÖ 5400–4500; Geç Bakır Çağa: MÖ 4500–3400 sürer ve Erken Tunç Çağını: I.A. Dönemi MÖ 3400–3000; I.B. Dönemi: MÖ 3000–2700; Tunç II. dönem: MÖ 2700–2400 Tunç III. dönem A-B: MÖ...
Sıtma, hastalık yapıcı bir grup parazit olan plazmodiumların, dişi anofel sivrisinekleriyle insanlara bulaşmasıyla yayılan ateşli bir hastalıktır. Hastalığın en bariz belirtisi olan titremeyle yükselen ateş plazmodiumun çeşidine göre değişik fasılalarla olur. Teşhisi kolay, tedavisi ve korunması mümkün olan sıtma hastalığı çok eski zamanlardan beri bilinmektedir. Hastalığın İngilizce adı olan "malaria" İtalyancada "kötü hava" (mala aria) anlamına gelir. Hastalığın tarihçesi Türkçede "sıtma" olarak adlandırılan hastalık, dünyada daha çok malarya olarak bilinir. Ayrıca, paludismus, remitten fever ve wechsel fieber olarak da adlandırılır. Türkçedeki adının “ısıtmak” deyiminden geldiği sanılmaktadır. Hastalığı ilk defa bildirenler...
Sarıhumma Grip benzeri bir tablodan, ağır karaciğer hastalığı ve kanamalı ateşe kadar geniş bir hastalık tablosuna yol açan akut viral bir hastalıktır. Tarihi Sarı humma salgını ilk defa 1700'lerde İtalya, Fransa, İspanya ve İngiltere'de patlak vermiştir. On dokuzuncu yüzyılda İspanya'da 300.000 kişinin sarıhummadan öldüğüne inanılıyor. 1802'de Haiti Devrimi esnasında Fransız askerleri sarıhumma saldırısına maruz kaldılar; ordunun yarısı bu hastalıktan dolayı öldü. 20. yüzyılın başlarında hastalığın insanlara bulaşma yöntemininin anlaşılması (öncelikli olarak sivrisinekler) ve bir aşının ve diğer önleyici önlemlerin geliştirilmesini sağlayan, gönüllülerin de katıldığı (ki bazıları bu yüzden öldü) araştırmalar yapılana kadar Batı...
Retina, göz küresinin arka duvarını bir duvar kağıdı gibi kaplayan ve görme hücrelerinden oluşan ağ tabakasıdır. Aynı zamanda retina kendi içerisinde 10 katmandan oluşmaktadır, Retina tabakası gözün en karmaşık ve en hassas noktasıdır. Retina ışığın görüntü olarak beynimize iletilmesini sağlar ve bu şekilde görmemiz mümkün olur. Retina da meydana gelen problemler bir göz bozukluğu değil, bir göz rahatsızlığıdır. Erken teşhis bu noktada çok önemlidir. Eğer, gözünüzde aşağıdaki belirtilerden bir yada birden fazlası var ise mutlaka bir retina doktoruna muayene görünmeniz gerekmektedir. Retina (latince:rete), ya da ağkatman çoğu omurgalı ve bazı yumuşakçaların gözünün en içindeki görmeyi sağlayan ışığa ve renge duyarlı hücrelerin bulunduğu...
Solingen Faciası, 29 Mayıs 1993 tarihinde Almanya'nın Solingen şehrinde, Türk kökenli Genç ailesinin evinin neonaziler tarafından kundaklanması sonucu aileden beş kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan olaydır. Solingen'de 29 Mayıs 1993 tarihinde meydana gelen olayda, dört aşırı sağcı Alman, Genç ailesinin evini kundaklamış, olayda ailenin beş bireyi hayatını kaybetmişti. Hayatını kaybedenler: Gürsün İnce (4.10.1965) Hatice Genç (20.11.1974) Hülya Genç (12.2.1984) Saime Genç (12.8.1988) Gülistan Öztürk (14.4.1981) Olayın meydana geldiği alan müze haline getirilmiştir. Türklerin yaşadığı çeşitli Avrupa ülkelerinde ve Almanya'da anma törenleri düzenlenmektedir. 2008 yılından beri Türk Alman Sağlık Vakfı tarafından Genç Ödülü...
Taksim Camii, İstanbul'un Beyoğlu ilçesindeki Taksim Meydanı'nda yapılan, 28 Mayıs 2021'de ibadete açılan camidir. Caminin mimarı Şefik Birkiye ve Selim Dalaman'dır. Caminin inşaatı 9 Şubat 2017 tarihinde başlamıştır. 28 Mayıs 2021 Cuma günü Cuma namazı sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı törenle ibadete açılmıştır. Taksim Camii, I. Mahmud tarafından 1731 yılında inşa edilmiş Taksim Maksemi'nin hemen arkasında yer almaktadır. Taksim Camii projesi toplamda 2482 metrekarelik bir alanda yer almaktadır. 163 araçlık otoparka sahip olan yapıda, namaz için 2950 metrekarelik alan ayrılmıştır. Cami, 3 katlı olarak planlanmıştır. 3000 kişi cami içerisinde olmak üzere, toplam namaz kapasitesi 4000 kişidir. Kadınlar için...
GALATLAR Galatlar, MÖ 280-274 yıllarında Balkanlar ve Batı Anadolu'da yaşadıktan sonra Orta Anadolu'da Ankara ve Çorum, Yozgat yöresine yerleşen Orta Avrupa kökenli Kelt kavmine mensup Galyalılara, Yunanların ve Romalıların verdiği ad. Galatların yerleştiği bölgeye Antik Çağ'da Galatya adı verildi. Aşiret yapısına dayanan Galat krallıkları Roma İmparatorluğu'nun egemenliği altına girdikleri MÖ 1. yüzyıla kadar bu bölgede varlıklarını sürdürdüler. Orta Anadolu'da Galat dilinin MS 7. yüzyıla dek konuşulduğuna dair belirtiler vardır. Tarih Göç ve Asya'ya Geçiş Romalıların Keltlerle yaptığı savaşlardan sonra Keltleri dağıtmasıyla birlikte, Galatları oluşturan Kelt kavimleri Romalıların baskısıyla Güney ve Doğu Avrupa'ya sürüldüler...
Stokholm sendromu, rehinenin kendisini rehin alan kişiyle olası diyalog sürecinde oluşan, duygusal anlamda sempati ve empati oluşması olarak özetlenebilecek psikolojik durumu anlatan bir terimdir. İsveçli Psikiyatr Nils Bejerot tarafından adlandırılan sendrom, ismini 1973 yılında İsveç'in başkenti Stokholm'de yaşanan bir olaydan almaktadır. Kreditbanken isimli bir bankayı soymaya kalkan soyguncu (Jan-Erik Olsson) kuşatılınca bankada bulunan 4 kişiyi (üç kadın ve bir erkek) rehin almış ve altı gün boyunca direnmiştir. Altı günün sonunda polis operasyonu sırasında rehineler kurtarılmaya aktif olarak direnmişlerdir. Rehin tutulan bir kadın, soyguncuya duygusal olarak bağlanır. Serbest kaldığında soyguncuyu savunmakla kalmaz...
Osmanlı mimarisi, Osmanlı İmparatorluğu’nun beylik olarak kurulup, imparatorluk olarak yayıldığı ve hüküm sürdüğü dönemlerde inşa ettiği veya fikir öncülüğü yaptığı mimari üslupları ve eserleri kapsar. Osmanlı mimarisi kendinden önce gelen Erken dönem Anadolu Türk mimarisi, Selçuklu mimarisi, Bizans mimarisi, İran mimarisi ve Memlük mimarisi'nden etkilenmiştir. Osmanlı mimarisinin, Akdeniz ile Ortadoğu mimari geleneklerinin sentezi olduğunu düşünen mimarlık eleştirmenleri de vardır. Her ne kadar farklı dönemlerdeki ihtiyaca ve teknolojiye göre farklı yapı türleri inşa edildiyse de, genelde Osmanlı’nın hakim olduğu bölgelerde camiler ve çevresinde yapıların inşa edilmesi sıklıkla rastlanan bir olguydu. Camiler, çevrelerine yapılan sosyal...
Traktörlerin atası olan Lokomobil, tekerlekler üzerine konulmuş, bir aracı istenilen yere çekebilecek biçimde yapılmış ulaşım aracıdır. Petrol türevleri ile çalışan modelleri bulunmasına karşın genel olarak buharla çalışırdı. 1850'den 1950'ye kadar yaygın olarak kullanılan lokomobiller günümüzde artık kullanılmamaktadır. Lokomobiller en çok tarım ve endüstri işlerinde kullanılırdı. Tarımda, harman makinelerini, sabanları, sulama araçlarını yürütmeye yarardı. Endüstride ise su çekme, maden çıkarma işlerinde, yapılarda, bıçkı makinelerinin çalıştırırmasında, kâğıtçılıkta lokomobillerden faydalanılırdı. Lokomobiller, yapılışları bakımından, birkaç türlüdür. Genel olarak bir kazanla bir silindirden meydana gelmiştir. Kazan büyükçe bir tüp...
ANAYASA NEDİR? ANAYASA ÇEŞİTLERİ NELERDİR? Anayasa, ülke üzerindeki egemenlik haklarının kullanım yetkisinin içeriğinde belirtildiği şekliyle devlete verildiğini belirleyen toplumsal sözleşmelerdir. Hans Kelsen'in normlar hiyerarşisine göre diğer bütün hukuki kurallardan ve yapılardan üstündür ve hiçbir kanun ve yapı anayasaya aykırı olamaz. Devletin temel örgüt yapısını kuran, önemli organlarını ve işleyişlerini belirleyen; ayrıca temel hak ve özgürlükleri tespit edip, sınırlarını çizen hukuk metinleridir. Toplumsal bir sözleşme niteliği taşır. Devlet faaliyetlerini ve oluşum biçimini düzenleyen yasa metnidir. Anayasa, bir devletin yönetim biçimini belirtir. Toplumların ülke üzerindeki egemenlik haklarının, bireylerin temel...
Geri