Ansiklopedi

209
220
466,345
81
105
195,117
Şehir Malatya
644
757
1,692,254
“İlk olarak 1821´de Osmanlı yönetimine başkaldırdılar” 2 Nisan 1830´da Osmanlı Devleti tarafından bağımsızlığı kabul edilen Yunanistan, bununla yetinmiyordu ve yetinmek niyetinde de değildi. İstanbul´un merkezinde bir Rum İmparatorluğu kurma hayali Yunan devlet adamlarının her zaman ilk isteği olmuştur. Casuslar nerede Rumlar yaşıyorsa orada faaliyet gösteriyor, Osmanlı Devleti topraklarında yaşayan Rumları ayaklandırmak için ne mümkünse yapıyorlardı. “Girit´e kancayı takmışlardı” O sıralarda Girit´te yaşayanların yarısına yakın kişilerin Müslüman olduğu tarih sayfalarında yazılıdır. Bu durumdan faydalanarak isyan başlatmak isteyen Yunanistan, casuslarını Girit´e yığmıştı. Yunan´ları, Rusya ve Fransa gibi büyük devletler de...
Girit Meselesi Doğu Akdeniz'in Kıbrıs'tan sonraki en büyük adası olan Girit, XVII. yüzyılın ortalarında Osmanlı hakimiyeti altına girmiştir. Osmanlı Devleti yönettiği her bölgede uyguladığı adâletli ve hoşgörülü idâre tarzını Girit'te de icrâ etmiştir. Kandiye'nin fethinden Mora ihtilalinin başlangıcına kadar Osmanlı hakimiyeti altında geçen zaman zarfında Girit'te gözlenen sükûnet devresi, Osmanlı idâresinin özenli iç politika uygulamalarına rağmen devam edememiştir. Mora ve adalarda Rumlar tarafından çıkarılan isyanlar Girit adasına da sıçradı. 1821 yılında başlayan bu ilk isyanın bastırılması için II. Mahmut, Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa'yı görevlendirmiş ve isyanı bastırmıştır 1830 yılında Yunanistan devleti kurulduğunda, Girit...
Hariciye Nazırlığı ya da Hariciye Nezareti Son dönem Osmanlı Hükümetlerinde devletin dış siyasetini yürütmekle görevli, günümüzdeki Dışişleri Bakanlığı'na karşılık gelen kurumdur. İstanbul'da günümüzde İstanbul Valiliği işlevini gören Babıali binasında sadrazamlıkla aynı binayı paylaşmıştır. 19. yüzyıla kadar Osmanlı Devleti'nde dışişleri Reis-ül Küttablar tarafından yürütülürdü. Dış ülkelerle yapılan yazışmalardan ise Babıali Tercüme Odası sorumluydu. Osmanlı Devleti'nin Avrupa'dan aldığı borçların artması, Avrupa ülkelerinin Yunan Bağımsızlık Savaşında gözlendiği gibi Osmanlı Devleti'nin içişlerine karışmaya başlaması gibi nedenler Osmanlı Devleti'ni Avrupa başkentlerine elçiler göndermeye ve dış ilişkileri yönetecek bir devlet...
Kara Harp Okulu (KHO) veya eski ve geleneksel adıyla Harbiye, Ankara'da bulunan, Türk Kara Kuvvetleri'nin muvazzaf subay kaynağı olan lisans seviyesinde eğitim veren askerî okuldur. Tarihi Mekteb-i Harbiye-i Şahane, Sultan II. Mahmud'un emriyle 1834 tarihinde kurulmuştur. Başlangıçta eğitimin bütün basamaklarında faaliyet gösteren Harbiye, ilk mezunlarını 1841 yılında verebilmiştir. 1845 yılında askeri idadi (lise)lerin kurulması ve aynı yıl yapılan program geliştirme çalışmaları sonucunda Harbiye, eğitim süresi dört yıl olan bir yüksekokul niteliği kazanmıştır. Harbiye, 1908 yılına kadar geçen süre içinde öncelikle piyade ve süvari subaylarını yetiştirmiştir. 1905 yılında beş ordu merkezinde açılmış olan Edirne, Manastır, Erzincan...
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO), Türkiye’de çok sesli müziği yayma, tanıtma sevdirme, Türk bestecilerin eserlerini yurtdışında seslendirme amaçlarına hizmet eden Ankara'da yerleşik senfoni orkestrasıdır. Dünyada, kuruluşundan itibaren varlığını kesintisiz sürdüren en eski orkestralardan biridir. Tarihi 1826'da Osmanlı padişahı II. Mahmut devrinde İstanbul'da batılı bir bando oluşturmak düşüncesiyle "Mızıka-ı Hümayun" adı ile kurulan topluluk, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın temelini oluşturur. Mızıka’ı Humayun 1924 yılında Atatürk'ün isteği ile Ankara'ya taşındı ve 1932 yılında "Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası" adını alarak Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı'na bağlı olarak hizmetlerine devam etti. 1957...
Mızıka-yı Hümayun, kostümü, donanımı ve örgütlenme şekli itibarı ile Avrupa standartlarında bir ordu olan Asakir-i Mansure-i Muhammediye'nin yapısına uymadığı gerekçesi ile kaldırılan Mehterhane-i Hümayun'un yerine kurulan askeri bandodur. Kuruluşunda başına, 17 Eylül 1828'de bir İtalyan müzik adamı olan Donizetti Paşa getirilmiştir. Mızıka-yı Hümayun, 6940 sayılı özel kanunun çıkarıldığı 1957 yılından sonra uluslararası platformda da adını duyuran Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın çekirdeği sayılır.
Tersâne-i Âmire, Osmanlı Devleti’nin kuruluşuyla birlikte Gelibolu’da teşekkül eden ve sonraları devletin genişlemesine paralel olarak İstanbul Haliç’te esaslı bir teşkilâta kavuşan Osmanlı denizcilik faaliyetinin merkez üssüdür. Osmanlılar tersane yerine önceleri “liman” kelimesini kullanırken XVI. yüzyılın başlarından itibaren daha çok İtalyanca “darsena” kelimesine benzeyen “tershâne”yi (tersâne) kullanmaya başlamıştır. Tersane kelimesi, Arapça “dârü’s-sınâa” terkibinin birçok Akdeniz ülkesi tarafından uzun süre değişik biçimlerde kullanıldıktan sonra Türkçe’ye geçmiştir. İspanyolca’da “ataruzana, arsenal, darsena”; Portekizce’de “darsanale, drasena”; Malta dilinde “tarzna, tarznar”; İtalyanca’da “arsenale, darsena” şekline girmiştir...
Feshane, II. Mahmut tarafından 1826 yılında Yeniçeri Ocağı'nın yerine gelmiş olan yeni ordu Asakir-i Mansure-i Muhammediyye'ye üniforma dikmek için kurulmuş olan ve günümüzde ise uluslararası fuar, kongre ve kültür merkezi olarak hizmet vermekte olan İstanbul Haliç kıyısındaki tarihi yapıdır. Feshane, 1833 yılında İstanbul’da faaliyete geçen fes ve yünlü kumaş fabrikasıdır. II. Mahmud tarafından askeriyenin ve halkın fes ihtiyacını karşılamak üzere kurulmuştur. Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasından sonra teşkil edilen Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye ordusunun kıyafeti belirlenirken başlık olarak fesin kabul edilmesi zamanla bu başlığın halk arasında da yaygınlaşmasına yol açtı. Artan fes talebi önceleri Tunus ve Mısır’dan, daha sonra da...
Takvim-i Vekayi, Osmanlı İmparatorluğu sınırları dahilinde 1831'de yayımlanmaya başlanan ilk Osmanlı Türk resmi gazetesidir. Haftalık olarak yayımlanan ve Osmanlı Türkçesi dışında Arapça, Ermenice, Farsça, Fransızca, Rumca baskıları da yayımlanan bir gazeteydi. Resmî ilânlar ve gayrı resmî duyurular dışında, iç ve dış gelişmelere ilişkin haberler de basılmaktaydı. Takvim-i Vekayi resmî bir gazete olması dolayısıyla makaleler esas olarak devletin görüşlerini yansıtıyordu. 1860'tan itibaren sadece resmî duyurular ve kabul edilen yasa metinleri yayınlanır oldu. Kuruluşu - 1831 1828'de Mısır'da Vekayi-i Mısriyye yayınlanmaya başlamıştı. Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa tarafından Türkçe ve Arapça olarak bastırılan bu yayın organı...
Mukataa hazinenin gelir kaynaklarından biridir. Devlete ait bir arazi veya gelirin bir bedel mukabilinde kiraya verilmesi veya geçici olarak temlikidir. Sözlükte “kesmek” mânasındaki Arapça "kat" kökünden türeyen mukātaa "kesişmek" demektir. “Belirli bir miktar üzerinde karşılıklı anlaşma” olarak tanımlanabilecek bir genel anlamı vardır. Zamana ve sektörlere göre değişen çeşitli kullanım türleri bu lugat mânasından kaynaklanır. Mukataa Osmanlı maliye tarihinin en önemli konularından biridir, devlet harcamalarında finansman aracı olan Mukataa Kurumudur. Osmanlı maliyecileri, bu kurum aracılığıyla devletin nakit ihtiyacını karşılama, iç borçlanmayı sağlama ve özel sektörü finansman sürecine dahil etme amacını öngörmüşlerdir. İslam...
İskenderiye, Mısır'ın Akdeniz kıyısında bulunan, Kahire'nin ardından ikinci büyük şehridir. Ayrıca 4,5 milyonluk nüfusuyla Akdeniz kıyısındaki en büyük yerleşimdir. Büyük bir sanayi bölgesinin merkezi ve Mısır'ın ana limanı olan İskenderiye'de Mısır dış ticaretinin büyük kısmı gerçekleşir. Kahire'nin 183 km kuzeybatısına düşer. Aynı zamanda İskenderiye ilinin merkezidir. Coğrafya İskenderiye, Mısır'ın yararlı bölümüne oranla kenarda kalır (Nil Deltası'nın kuzeybatısındaki işlenen toprakların sınırında), ama liman olanakları açısından son derece elverişli bir yerde, kumtaşlı bir adacık (Faros) üzerinde kurulmuştur. Faros Adasına uzanan bir dalgakıran olan "T" biçimli burnun sap bölümü, zaman içinde biriken millerle genişleyerek yaklaşık...
Mora Yarımadası veya Peloponez, bugünkü Yunanistan'ın güneyinde, ülkenin bir kısmını oluşturan, Avrupa kıtasına bağlı olan ve Ege Denizi'nde bulunan yarımadadır (1893'ten beridir teknik olarak ada). Adanın ismi Batı dilleri ve Yunanca'da Peloponnesos'tur. Bu isim Yunanca'da Pelops'un Adası anlamına gelmektedir. Günümüzde Mora'nın kuzeybatı kesimi Batı Yunanistan bölgesine dahil edilmiştir. Resmi yüz ölçümü toplam 15,511 m², bütün yarımada ise toplamda 21,550 m²'dir. Buna göre Mora, Yunanistan'ın Orta Makedonya (19,166 m²) ve Orta Yunanistan (15,561 m²) bölgelerinden sonra en geniş arazi yapısına sahip üçüncü bölgesidir. Mora Yarımadası antik dönemlerde Atina ve Sparta arasında meydana gelen meşhur savaşlara ev sahipliği yapmıştır...
Asakir-i Mansure-i Muhammediye (Muhammed'in galip gelmiş askerleri), Yeniçeri Ocağı'nın Vaka-i Hayriye ile kaldırılmasından sonra Sultan II. Mahmut tarafından 1826 yılında kurulmuş yeni ordudur. Dindarların tepkisini azaltmak için Muhammediyye ismi eklendi. Asakir-i Mansure-i Muhammediye'nin başına ilk olarak 'serasker' unvanıyla eski yeniçeri ağalarından Ağa Hüseyin Paşa getirildi. Asakir-i Mansure-i Muhammediye 'tertip' adı verilen sekiz birlikten meydana gelirdi. Her tertibin başında 'binbaşı' adında bir komutan bulunurdu. Bu binbaşılar 'başbinbaşı'ya bağlıydı. Her tertip 16 'saf'tı. Her saf bir yüzbaşının komutasındaydı. Her yüzbaşının iki 'mülazim' yardımcısı vardı. Her tertipte bir top bulunurdu. Topları 'topçubaşı' denilen bir...
Yeniçeri ağası, Yeniçeri Ocağı'nın en yüksek rütbeli komutanı. Yeniçeri ağası, Yeniçeri Ocağı ile Acemi Ocağı işlerinden sorumludur. Sadrazamdan sonra gelen yeniçeri ağasının hem sivil, hem de askeri görevleri vardır. Esnafı denetlemesi de onun görevlerindendi. Başkentin güvenliği ile sarayın koruması da görevleri arasındadır. Aynı zamanda Divan-ı Hümayun üyesidir. Yeniçeri ağaları arasında vezirlik verilenler de vardır ve bunlar Ağa Paşa diye anılmıştır. Yeniçeri ağası, Ocağın kuruluşundan 1451 yılına kadar Ocaktan seçilirken; Fatih Sultan Mehmed döneminde bu tarihten sonra sekbanbaşılardan tayin edilmeye başlanmıştır. 1515’ten itibaren de saraya mensup ve güvenilir miriâlem, mirahur gibi padişaha daha yakın ağaların içinden atanması...
Fatih Camii ve Külliyesi, İstanbul'un Fatih ilçesinde Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılmış olan cami ve külliyedir. Külliye 16 adet medrese, darüşşifa (hastane), tabhane (konukevi) imaret (aşevi), kütüphane ve hamam bulunmaktadır. Şehrin yedi tepesinden birinde inşa edilmiştir. Cami 1766 depreminde yıkıldıktan sonra onarılarak 1771'de bugünkü halini almıştır. 1999 Gölcük Depreminde zemininde kaymalar tespit edilen camide 2008 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından zemin güçlendirme ve restorasyon çalışmalarına başlandı ve 2012 yılında ibadete açılmıştır . Tarihi Bizans devrinde, caminin bulunduğu tepede I. Konstantin'un döneminde yapılan Havariyyun Kilisesi olduğu düşünülmektedir. Bizans imparatorlarının bu tepede...
Cihadiyye, II. Mahmud devrinde çıkarılan bir sikkedir. II. Mahmud’un tahta çıkışının üçüncü yılında (1810) eski ikiliklerin ağırlığına eşit olmak üzere 8 dirhem ağırlığında ve 200 para değerinde savaş giderlerine yardım olmak üzere çıkarılmıştır. Vak‘anüvis Şânîzâde Mehmed Atâullah Efendi, Aralık 1812’de ayarı doğru gümüşten 5 kuruş rayiçle cihâdiyyeler basıldığını bildiriyorsa da Darphâne’ye satılmış olan Galib Edhem Bey’in koleksiyonunda bulunan cihâdiyye sikkelerinin üzerindeki rakamlara göre bunların II. Mahmud’un cülûsunun üçüncü yılında kesildikleri anlaşılmaktadır. 1812’de yani beşinci senede çıkarılanlar ise ikinci defa basılmış olanlardır.
Sened-i İttifak, (29 Eylül 1808) Osmanlı Sadrazamı Alemdar Mustafa Paşa'nın Rumeli ve Anadolu âyanlarını İstanbul'da toplayarak yapmış olduğu anayasal bazı vasıflar içeren bir antlaşmadır. Anayasa hukukçuları Türk tarihindeki ilk anayasal belge olarak genellikle Sened-i İttifak’ı kabul ederler ve Türkiye’deki anayasacılık hareketlerini bununla başlatırlar. “Devlet iktidarını sınırlandırmayı maksad edinen bir girişim olarak” bu belgeyi 1215 yılında İngiltere'de kabul edilen İngiliz Magna Carta’sına benzetenler de vardır. Ancak Shaw ve Berkes gibi birçok önemli tarihçi Türkiye'de anayasal düzenin ve demokrasinin tarihi gelişiminde Sened-i İttifak'ın iddia edildiği kadar mühim bir rol oynamadığını belirtmektedir. Sened-i İttifak'ı...
Ayan, Osmanlı İmparatorluğu'nda herhangi bir vilayet ve kazada, o mahallin idaresiyle alakadar olarak halk ile hükümet arasındaki muamelatta her iki tarafa ait işleri idare eden ve halk tarafından seçilen vazife sahibi kişilerdir. Ayanlar o bölgenin nüfuzlu aileleri olan ve “eşraf-ı belde” denilen zümre arasından seçilirlerdi. Ayan seçimine hükümet karışamazdı. Ayan Tarihte kullanılan ayan kelimesi Osmanlı Devletinde taşra bölgelerinde söz sahibi toprak beylerini ifade etmek için kullanılırdı. Bu ayan kimseler halkın gözünde ileri gelen kimse olduklarından; halkın isteklerini iletmek için bulunurlardı. Halk muhakkak ki ayan kimselerden yardım almak isterlerdi. Diğer yandan zengin ve güçlü kimseleri de ifade etmede ayan kelimesi...
Yedi Ada Cumhuriyeti, 1800 yılında Osmanlı Devleti ve Rus İmparatorluğu tarafından Fransa'dan alınan İyonya Adaları üzerinde 21 Mart 1800'de kurulan devlet. Günümüzde Yunanistan'ın bir parçasıdır. Kuruluşu İyonya Denizi'ndeki yedi büyük adanın statüsü Fransa'nın Mısır'ı 1789'da işgal etmesiyle değişti. Fransa'ya karşı kurulan ittifak ile tarihte ilk kez Osmanlı Devleti ve Rus İmparatorluğu müttefik oldu. Rus İmparatorluğu'ndan Amiral Fyodor Uşakov ve Osmanlı Devletin'den Kadir Bey'in yönetimindeki müttefik donanma Adriyatik Denizi'ne ve kıyılarındaki kalelere sefer düzenledi. İyonya kıyıları ise Fransa'nın oluşturduğu Yunanistan bölümleri'nin bir parçasıydı. 5 Mart 1799'da Fransızlar'ın sığındığı Korfu Kalesi ele geçirildi. 21 Mart...
Geri