366
367
1,472,112
7 Ekim - Tarihte Bugün
Navarin Katliamı, Yunanistan'ın bağımsızlığını kazanması sırasında yaşanan katliam dizisinin bir parçası olan bir katliamdı. Katliam 19 Ağustos 1821 günü Mora Yarımadası'ndaki Navarin şehrinde gerçekleşti ve şehrin yaklaşık 3000 kişilik Türk sakini katledildi. Avrupa kaynaklarında Navarin katliamı hakkında bilgiler onlarca yıl sonra yayınlanmıştır. Şehrin Türk sakinleri, açlık yüzünden teslim olmayı önerdi. Yunanlar da bunun üzerine şehrin sakinlerini Mısır'a güvenli bir şekilde götürmeyi önerdi. Teslim olma işlemi bitince, Türkler şehirdeki tüm mallarını, tüm paralarını ve mücevherlerini Yunanlara teslim etti; fakat Yunanlar söz verdikleri güvenli yolculuğu gerçekleştirmeye niyetli değillerdi. Müzakere eden Yunanlardan biri olan...
Her yıl törenlerle kutladığımız 1071 Malazgirt Savaşı'nın yapıldığı yeri hâlâ net olarak bilmiyoruz. Milli park olarak kutlamaların yapıldığı mevcut alanın da doğruluğu yıllardır tartışma konusu. Çünkü Malazgirt'te savaş alanı arkeolojisi (battlefield archeology) henüz yapılmadı. Mimari Restorasyon Kültür Varlıklarını Koruma Derneği'nin organizasyonunda 10'dan fazla bilim insanı Malazgirt savaş alanının tespiti için bir araya geldi. Savaş alanı olarak ilan edilen bölgede arkeolojik çalışmalara başlanılacak. Bizans İmparatoru Romanos Diogenes ile Sultan Alp Arslan komutasındaki Selçuklu ordusu arasında 26 Ağustos 1071'de başlayan ve Selçuklularin zaferiyle sonuçlanan Malazgirt Meydan Muharebesi'nin yapıldığı alan, 17 Mart 2018 tarihli...
Atatürk'ün Vasiyeti 75 Yıl Sonra Açıklanıyor 50 yıllık gizlilik kararı 1988’de doldu fakat Kenan Evren'in,"Halk bunu zor hazmeder" diyerek 25 yıl daha yasak koydu ve 75 Yıla uzatıldı.25 yıl daha uzatılan Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyeti 2013 Kasım ayında açıklanacak.(Atatürk, ölümünden iki ay önce bu vasiyeti yazmış ve elli yıl sonra açılmasını istemiş). Peki bu vasiyette ne varki açıklanması için 75 yıl beklemek durumunda kaldık Araştırmacı Aytunç Altındal'ın bir raportajindan önemli alıntilar: Bunu ben keşfetmedim. Vahiy yoluyla gelmedi bana. 1960'larda bu çok konuşulan bir konuydu. 1963'te ben bir yazar adayı olarak Doğan Avcıoğlu grubu içinde bu olaylar çok konuşulan olaylardı, biliniyordu. Öyle bir tasavvuru olduğu, Kemal...
İzlanda Seferi Küçük Murat Reis komutasındaki, Cezayir-Türk korsanları tarafından, 1627 yılında Atlas Okyanusu'ndaki İzlanda adasına yapılan denizaşırı harekâttır. Küçük Murat Reis (Jan Janszoon van Haarlem) Hollanda kökenli korsandır. İslam dinine geçmiş, bundan dolayı o dönemde Türk korsanı olarak bilinmiştir. Murat Reis, 12'si kadırga olan 15 parçalık bir filo ile İzlanda'ya giderken ilk önce Manş Denizi'nden geçti, sonra Kuzey Denizi boyunca Danimarka ve Norveç kıyılarını topa tutarak, 20 Haziran 1627 tarihinde İzlanda sahillerine ulaştı. Ülkenin Austurland denilen doğu bölgesi ile İzlanda kıyılarına çok yakın konumda bulunan Vestmannaeyjar adası Cezayir-Türk korsanlar tarafından yağmalandı. Türkler, 16 Temmuz tarihine kadar 26...
Avrupalıların Osmanlı İmparatorluğunda ki casusluk faaliyetleri Osmanlı, askeri alanda olduğu kadar imalat sektöründe de söz sahibiydi. İmparatorlukta üretilen ürünler Çin'den İsveç'e kadar dünyanın her tarafında aranırdı. Bundan dolayı İngiltere, Osmanlı topraklarına sanayi casusu gönderdi. İşte Osmanlı'da ticaret hakkında bilinmesi gerekenler... Osmanlı ülkesinde ölen bir yabancı bir tüccarın yanında bulunan mallarının mirasçılarına intikal etmesi için gerekenler devlet eliyle yapılırdı. Yabancı tüccarlar ile Osmanlı tebaası arasındaki davalar, Osmanlı mahkemelerinde görülürdü. Ancak dava sırasında tüccarın mensup olduğu milletin tercümanının da bulunması gerekliydi. Savaş zamanlarında harbe girilen devlet tüccarlarının malları...
Kürşad, MS. 600’lü yıllarda Doğu Göktürk hükümdarı olan Çuluk Kağan’ın oğluydu. Yaptıklarıyla Türk milletinin tarihine damga vuran Kürşad’ın asıl adı Şu Tigin’di. Kürşad ismini ona, amcası Kara Kağan vermişti. Eski Türkçede “Kür” ok ve “Şad” ise bir bölgeyi yönetmek için gönderilen kimse demekti. Tıpkı babası gibi zeki ve cesur olan Kürşad adına yaraşır bir şekilde Türk milletinin Çin esaretine karşı ayaklanmasının lideri olmuştu. Bu uğurda 40 kişilik bir grupla binlerce Çin askerine karşı savaşmıştı. Onlar bütün dünyaya; Türk’ün asla esaret altına alınamayacağını ve Türklerin özgürlükleri olmadan yaşamaktansa ölmeyi yeğleyeceklerini göstermişlerdi. Kürşad ve 40 çerisinin bu kahramanlıkları 1936 yılında Nihal Atsız tarafından...
Atlantropa, Alman mimar Herman Sörgel'in (1885-1952) 1920'lerde yarattığı ütopik bir projeydi. Herman Sörgel Akdeniz'in suyunu Afrika kıtası içlerine akıtarak deniz seviyesini azalttıktan sonra Avrupa ile Afrika'nın birleşmesinden doğacak Atlantropa adlı yeni bir kıta yaratmayı planlıyordu. Proje Akdeniz'in iki ucundaki Cebelitarık ve Çanakkale Boğazı'na yapılacak barajlarla tamamlanıyordu. Alman mimar Atlas Okyanusu ve Marmara Denizi'nin su seviyesi Akdeniz'in su seviyesine göre yüksek olacağından boğazlara kurulacak barajlarla çok büyük miktarda enerji üretmeyi planlıyordu. Projeye göre Avrupa ile Afrika, İtalya-Sicilya-Tunus üzerinden köprülerle bağlanacaktı. Deniz çekileceği için Ege ve Adriyatik'te önemli miktarda deniz karaya...
Türk Dil Bayramı, Türk Dili Kurultayı’nın açılış günü olan 26 Eylül 1932 tarihinden bu yana kutlanıyor. Kökenleri tarihin çok eski dönemlerine uzanan dilimizin için kabul edilen Türk Dil Bayramı'nın bu yıl 87. yılını kutluyoruz. Peki Türk Dil Bayramı nedir, önemi ne? Mustafa Kemal Atatürk’ün isteği üzerine dil işlerini yürütecek bir oluşumun kurulmasına karar verilmesi ile birlikte ilk kez 12 Temmuz 1932 tarihinde Türk Dil Kurumu kurumu kuruldu. Sonrasında ise düzenlenen Türk Dili Kurultayı ise 26 Eylül’ü Dil Bayramı ilan etti. TÜRK DİL BAYRAMI NEDİR? Türk Dil Kurumu 87 yıl önce, çok sayıda bilim adamı, gazeteci, yazar, devlet adamı ve sanatçı gibi önemli meslek gruplarını topladığı Türk Dili Kurultayı’nda Türkçe’nin önemini...
Ayasofya, Osmanlı için fethin en önemli sembolüydü. Asırlar boyu dimdik ayakta kalan, ihtişamını nesilden nesile aktaran Ayasofya, sanata olan düşkünlüğü ile tarihte iz bırakan hükümdarlardan Sultan Abdülmecid'in yaptırdığı gravürlerle ölümsüzleşti. Peki, Ayasofya cami olduğu dönemde nasıl görünüyordu? Ayasofya ilk olarak ahşap çatılı bazilika tarzında bir kilise olarak I. Konstantin'in oğlu Konstantinus tarafından inşa edilmiş ve bu yapı 360 yılında tamamlanmıştı. İlk yapıldığında "büyük kilise" anlamına gelen "Megale Ekklesia" olarak adlandırılan yapı, 430 yılından itibaren "kutsal bilgelik" anlamına gelen "Ayasofya" adı ile anılmaya başlandı. Ayasofya'nın kaderi Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethetmesi ile değişti. Peygamber...
OSMANLI İMPARATORLUĞUNDA CASUSLUK Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan itibaren uyguladığı casusluk faaliyetleri, savaşların kazanılmasında, fethedilen yerlerin elde tutulmasında ve düşmana karşı izlenecek stratejilerin belirlenmesinde oldukça etkiliydi. Osman Gazi, bu sayede toprak fethetmiş, Fatih Sultan Mehmet ve Sultan II. Abdülhamid kendilerine yönelik suikast planlarını casusları aracılığıyla öğrenmiş, Timur'a esir düşen Yıldırım Bayezid casusların faaliyetleri sayesinde düşman çadırından kaçırılmıştı. Peki, Osmanlı casusluk faaliyetlerini nasıl yürütüyordu? OSMANLI’DA CASUSLUK FAALİYETLERİNİN TARİHİ Kuruluş yıllarından itibaren Osmanlı'da şaşkınlık uyandıracak derecede casusluk faaliyetleri görülür. Gizli bilgileri düşman...
Sultan Abdulhamid Han'ın Kolera ile mücadelesi Koleranın 19. yüzyıl boyunca İstanbul'da yedi kez büyük bir salgın halini aldığını biliyor muydunuz? Dünyanın en hareketli şehirlerinden biri olmasından dolayı İstanbul, 19. yüzyılda Avrupa'yı kırıp geçiren kolera salgınından nasibini aldı. 1893 yılında, 2683 kolera vakasının meydana geldiği salgın, yaklaşık sekiz ay sürdü. Hastalıklara karşı oldukça duyarlı olan II. Abdülhamid, yapılabilecek her şeyi deneyip çeşitli önlemler aldırdı. Sizler için Sultan Abdülhamid döneminde meydana gelen kolera salgını ve bu hastalıkla mücadelesi... Osmanlı Devleti'nin idari olduğu kadar ekonomik başkenti de olan İstanbul, dünyanın en hareketli şehirlerinden birisi olmasıyla nedeniyle...
İstanbul’daki tarihi Bezm-i Alem Valide Sultan Camii’nin tıpkı Ayasofya gibi CHP’nin baskıcı tek parti döneminde ibadete kapatılarak deniz müzesine çevrildiği ortaya çıktı. Gezi Parkı’ndaki şiddet olaylarında eylemcilerin bira içip, ayakkabılarıyla girerek saygısızlık yaptığı ve ‘üs’ olarak kullandığı Bezm-i Alem Valide Sultan (Dolmabahçe) Camii daha önce de CHP zulmüne maruz kalmıştı. 1948’de müzeye çevrilen ve 27 Mayıs darbecileri tarafından karargah olarak kullanılan Bezm-i Alem Valide Sultan Camii’nde 1967’ya kadar ezan sesi yükselmedi. Star gazetesi Müslümanların içini acıtan ve tarihe kara bir leke olarak geçen vahim olayın...
Ad Koyma Oğuz Türklerinde bir gencin ad alabilmesi için bir yiğitlik göstermesi gerekiyordu. Bu yiğitliği gösterdikten sonra Dede Korkut'u çağırırlardı. Dede Korkut da dua edip gence yiğitliğiyle alakalı bir isim verirdi; "... Bunun adı boz aygırlı Bamsı Beyrek olsun adını ben verdim yaşını Allah versin." Toy etme ( Toplantı yapıp karar verme) Oğuzlar mühim konularda karar vermek için toplantı yaparlardı; " Kudretli Oğuz beylerini hep çağırdılar evlerine getirdiler. Ağır misafirlik eylediler. Düğün Halen devam eden bir geleneğimiz olan düğünlerde ziyafet verilir şenlik yapılırdı. Kız İsteme Kız babasından veya abisinden istenirdi. Kız istemeğe büyük ve saygın kişiler giderdi. Dede Korkut Deli...
Bir Yahudi’nin kısa zamanda zengin oluşunu görüp, ona özenen müslüman bir vatandaş, Yahudi’ye gidip, onun gibi kısa zamanda zengin olmak istediğini, bunun için ne yapması lazım geldiği hususunda akıl danışır. Yahudi de ona; “neyin var, neyin yok?” diye sorar. O da anlatır. “Tamam sen bunların hepsini sat, paraya tebdil et(paraya çevir), gel yanıma, ondan sonra ben sana akıl vereceğim”‘der. Onun söylediklerine inanan Müslüman vatandaş da nesi varsa satıp paraya çevirir ve Yahudi’nin yanına gelir. Yahudi ona der ki; “Ben araştırma yaptım, istanbul’da tilki kuyruğu çok iyi para ediyormuş, sen bu paranın tamamıyla tilki kuyruğu al, paketle, İstanbul’a götür, orda pazarda satar zengin olursun”. Vatandaş, tilki kuyruğu satın alır...
Taksim Gezi Parkı,İstanbul'un Beyoğlu İlçesi'nde bulunan ve Taksim Meydanı ile Elmadağ semtleri arasında yer alan şehir parkıdır. Tarihçesi: Gezi Parkının bulunduğu yerde 1806 yılında Halil Paşa Topçu Kışlası adıyla Osmanlı, Rus ve Hint mimarisinden izler taşıyan büyük ve ihtişamlı bir topçu kışlası yapıldı. Kışla binası pek çok savaş gördü. Özellikle, 31 Mart Olayları'ndan sonra önemli hasarlar aldı ve onarım bekledi. Ancak mimari ve tarihi açıdan önemine rağmen kışla, 1940 yılında dönemin İstanbul Valisi Lütfi Kırdar tarafından, Henri Prost'un hazırladığı imar planı çerçevesinde yıktırıldı. Kışla yıkılmadan önceki yıllarında, içindeki alan düzenlenerek Taksim Stadı olarak spora açıldı. Türkiye Milli Futbol Takımı ilk resmi...
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE Türkler kim mi? - Korkusundan Çin Seddi yaptırılan (Mete) - Avrupa'ya aman dileten (Attila) - 50 binle 200 bin kişilik orduyu yok eden (Alparslan) - 2 bin kişi ile 500 bin haçlı ordusunu Hatay'a kadar kovalayan (Kılıçarslan) - 40 çeriyle binlerce kişilik Çin'e karşı duran (Kürşad) - Gemileri karadan yürütüp çağ kapatıp çağ açan (Fatih) - Herkesin "Bitti, gitti" dediği zamanda topraklarını düşmanlardan kurtaran (Atatürk) Who is Turks? - The reason of Great Wall of China. (Mete) - The government who begged Europe. (Atilla) - The government who defeated 200.000 soldiers while it has only 50.000 soldiers. (Alparslan) - The government who chased 500.000 crosade while it has only 2.000 people...
Türk sanat tarihinde, meydan çeşmeleri arasında ortaya konulmuş en göz kamaştırıcı örnek Topkapı Sarayı girişindeki III. Ahmet Çeşmesi’dir. Osmanlı çeşme mimarisinde bir şaheser olan yapı, İstanbul’a gelen yabancı gezginlerin eserlerinde hayranlık oluşturan ifadelerle anlatılmış. Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın tavsiyesiyle III. Ahmet tarafından 1729 yılında(Lale Devri) yaptırılan çeşme, Osmanlı Mimarisinde Batılılaşma etkilerinin görüldüğü ilk eser olmasıyla da önemli. III. Ahmet Çeşmesi Sultan Ahmet Meydanı’nda mutlaka görülmesi gereken yapılardan. Osmanlı döneminde çeşmeler önce su ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılara bir bütün olarak yapılmış. Daha sonraları 18. yüzyıla gelindiğinde ise Osmanlı’nın batı mimari...
Geri