366
367
1,469,769
7 Ekim - Tarihte Bugün
Tarihi Alman Çeşmesi Alman Çeşmesi, Sultanahmet Meydanı’nın kuzey ucunda bulunan ve çevresindeki diğer tarihi eserlere göre oldukça yeni ve farklı bir stile sahip olan çeşmedir. Alman İmparatoru Kayser II. Wilhelm’in 19 Kasım 1898 tarihindeki İstanbul’u ikinci ziyaretinin hatırası olarak Osmanlı Sultanı II. Abdülhamit’e hediye edilmiştir. Tabi ki bu hediye karşılıksız kalmamış, II. Wilhelm bu ziyaretinde İstanbul-Bağdat Demiryolu inşasının Alman firmalara verilmesi sözünü almıştır. 1889 yılındaki ilk ziyaretinden ise Osmanlı ordusunun Alman tüfekleri satın alması sözüyle dönmüştü. Çeşmenin planlarını Kayser’in özel danışmanı olan Mimar Mark Spitta çizmiş, yapımını Mimar Schoele üstlenmiştir. Ayrıca Alman Mimar Carlitzik ve İtalyan...
Kadıköy-Haydarpaşa koyunun kuzey tarafında, Kadıköy ile Üsküdar ilçelerinin arasında yer alır. Osmanlılar döneminde önce bir mesire yeri olarak tanınmış, XX. yüzyılın başlarından itibaren de Anadolu demiryolu şebekesinin başlangıcına ait tesislerin kurulduğu bir semt olarak önem kazanmıştır. Haydarpaşa semti, Kadıköy’ün en yüksek yerinde Yeldeğirmeni mahallesinin bulunduğu tepe ile Numune ve Askerî hastahanelerinin işgal ettiği yüksekliğin arasında kalmaktadır. Burada çok yakın tarihlere gelinceye kadar geniş bir çayır ile gerilerden iki kol halinde inen bir dere bulunuyordu. İlkçağ’da Himerios adıyla anılan Haydarpaşa deresinin bazı eski haritalarda Ayrılık Çeşmesi deresi olarak adlandırıldığı görülür. Kıyıda ise evvelce şimdiki duruma...
Rusya’nın Karadeniz sahiline inme politikası gereği Kuzey Kafkasya’yı ele geçirme amacıyla 1556’dan itibaren başlattığı Kafkas-Rus Çarlığı savaşı 308 yıl sürdü. Çerkesleri yok ederek Kafkas Dağlarının iç kesimlerine ilerleyen Ruslar, teslim olanları ya Çarlık ordusuna katılma ya da göç etme seçeneğine zorladı. 21 Mayıs 1864’ten itibaren Çerkes toplulukları başta Osmanlı İmparatorluğu olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerine sürgün edildi. Resmi olmayan rakamlara göre 1,5 milyona yakın Çerkes bir ay içinde sürgüne tabi tutulurken yol şartları, salgın hastalıklar, açlık gibi nedenlerden dolayı yaklaşık 500 bin Çerkes hayatını kaybetti. Sürgüne tabi tutulanlar Anapa, Novorossiysk, Gelincik, Soçi, Adler gibi Karadeniz limanlarından...
Osmanlı Mutfağından Yemek Çeşitleri ve Tarifleri Osmanlı’dan günümüze yemeklerin ve yemek isimlerinin hikâyelerinden konuyla ilgili farklı rivayetlere, yemeklerde kullanılan malzemelerin özelliklerinden, bu malzemelerin faydalarına kadar pek çok ilginç ayrıntıya yer veriyoruz.Saray sofralarından,hala sofralarımızda yer edinen bildiğiniz ya da bilmediğiniz yemeklerden bazılarını seçtik. İlginç hikayeleri ve tarifleriyle 30 çeşit Osmanlı mutfağından yemek tarifini beğeneceğinizi umuyoruz. Kaynak:İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş'nin katkıları ve yemek kültürü konusunda çalışmalar yapan araştırmacı Nilgün Tatlı tarafından hazırlananmıştır. İşkembe Çorbası Nohut Çorbası Kuzu Kapama Bıldırcın Dolması Yörük Kebabı Kuzu Yemeği...
"Türkçenin başkenti"nde Türk Dil Bayramı coşkusu Karamanoğlu Mehmet Bey'in 742 yıl önce verdiği ve böylece Türkçenin ilk kez resmi dil kabul edildiği fermanın yıl dönümü 13 Mayıs, Karaman'da Türk Dil Bayramı olarak kutlanıyor. Ülkemiz genelinde Türk Dil Bayramı, 1932’deki ilk Türk Dili Kurultayı’nın açılış günü olan 26 Eylül olarak kabul ediliyor. “Türkçenin başkenti” olarak bilinen ilde, Karamanoğlu Mehmet Bey’in 1277’deki “Şimden girü, hiç kimesne, kapuda, divanda, mecliste ve seyranda, Türk dilinden gayrı söz söylemeye… (Bugünden sonra hiç kimse, dergahta, divanda, mecliste ve sarayda, Türkçeden başka dil konuşmayacaktır.)” fermanı ışığında gerçekleştirilen etkinliklerde, dilin önemi ve korunmasına işaret ediliyor. AA’da yer alan...
Kadınlar saltanatı, Osmanlı İmparatorluğu'nda haseki sultanların veya valide sultanların veya Hanım Sultanların (hatta Mihrimah Sultan ve Fatma Sultan örneklerinde görüldüğü gibi, bir padişah kızının veya Kösem ve Safiye Sultan örneklerindeki gibi Büyük Valide Sultanların) devlet yönetimine müdahale ettikleri, hatta zaman zaman bizzat devleti yönettikleri dönem olarak bilinir. Dönem büyük ölçüde Osmanlı İmparatorluğu'nun duraklama dönemine denk gelir. Kanuni Sultan Süleyman’ın yaşlılık döneminde 1540 civarı başlamış, 1656 yılında Köprülü Mehmet Paşa’nın sadrazam oluşuna kadar devam etmiştir. Bütün dünya monarşilerinde olduğu gibi Osmanlı Devleti'nde de hanedan üyesi kadınlar her zaman için hükümdarın devlet yönetimde aldığı kararları...
Hayatının herhangi bir döneminde bir kedi ile yaşamış olanlar, kedilerin, siz yazı yazarken rahatça klavyeniz üzerinden geçme alışkanlığına aşinadır. Kitap Tarihi Profesörü Erik Kwakkel tarafından tweetlenen bir el yazması fotoğrafı, bunun aslında yeni bir şey olmadığını ortaya çıkardı. Her ne kadar bu el yazmasının Ortaçağ’daki sahibi, bu muntazam el yazması üzerindeki pati izlerinden muhtemelen oldukça rahatsız olmuş olsa da, 15. yüzyıldan kalma başka bir el yazması, onun aslında ne kadar şanslı olduğunu gösteriyor. Bir Deventer (Hollanda’da bir şehir) kâtibinin 1420’lerde yazmış olduğu bir el yazması, önceki gece bir kedinin idrar lekesiyle harap olunca, sayfanın kalanını boş bırakmak zorunda kaldı, o boşluğa bir kedi resmi çizdi...
Sömürgeci devletler 20. yüzyılın ortalarında yakın bir gelecekte işgal altında tuttukları ülke ve bölgelerin çoğundan çekileceklerini bildikleri için buralarda daha uzun süre kalmanın yollarını aradılar. Bunlar arasında yaklaşık 12 milyon kilometrekare ile başka kıtalarda kendi topraklarının neredeyse 20 katına yakın sömürgesi bulunan Fransa’nın 25 Aralık 1945 tarihinde Charles de Gaulles’ün imzasıyla çıkardığı ve bir gün sonra da yayınladığı kararname ile Afrika’daki Fransız Sömürgeleri Frankı (Franc des colonies françaises d’Afrique - F CFA) adıyla bir para tedavüle sokuldu. Kendi para birimi Fransız Frankı’nı (Franc français-FF) sahiplendiği farklı coğrafyalarda kullanmamasının sebebi her bir ülkenin kendisinden kopmasının ardından...
Yeni bir çalışmada, atların ilk olarak, modern nüfusun soyunda çok az doğrudan iz bırakan Kazakistan’daki avcı-toplayıcı grupların soyundan gelenlerin evcilleştirdiği keşfedildi. Araştırma, Hint-Avrupa dillerinin kökeni ve atın evcilleştirilmesi ile mümkün olan yayılımı üzerine uzun bir geçmişe sahip ‘Bozkır Teorisi’ne ışık tutuyor. Atların evcilleştirilmesi, insanların dillerini ve düşüncelerini önceden olduğundan çok daha uzaklara çok daha kısa sürede taşıyabilmesi, ayrıca yaygın tarım ve at destekli savaşların yapılmasına öncülük etmesi açısından insanlık tarihinde bir kilometre taşıydı. Türkiye’den ve Asya içlerinden Dünyanın çeşitli yerlerinden gelen akademisyenler, disiplinlerarası bir proje gerçekleştirdiler ve Science...
Güller, çikolatalar, hediyeler, mum ışığında yenen akşam yemekleri. Günümüzde uygulanan bu ritüeller eğlenceli görünse de Roma tarihine göre oldukça sıkıcı olduğu bir gerçek. Yarı çıplak bir adamın caddeler boyunca, elinde keçi derisinden yapılmış bir kayışla genç kadınları kırbaçladığını hayal edin. Kulağa oldukça mazoşist gelen bu kutlama MS. 496 yılına kadar Roma’da uygulanıyordu. Roma döneminde Şubat ayının 15. gününde Palatine Tepesi’nin dibinde yer alan bir mağarada Lupercia adında bir festival kutlanırdı. Süregelen anlatıya göre Roma mitolojisinde kurucu olarak anlatılan Romulus ve Remus kardeşler, bir ırmağa bırakıldıktan sonra bir kurt tarafından bulunur ve emzirilirler. Daha sonra bu kardeşler Roma şehrinin kurucusu olarak...
Getty Araştırma Enstitüsü, çevrimiçi olarak çalışmak ve ücretsiz indirmek için kullanılabilecek bir Osmanlı dönemi fotoğraf koleksiyonunu dijitalleştirdi. Koleksiton, 1980’lerde Fransız koleksiyoncu Pierre de Gigord tarafından Türkiye’de yapılan seyahatler sırasında toplanan 19. yüzyıl ve 20. yüzyıl başlarına ait Osmanlı dönemi fotoğraflarından oluşuyor. Getty Araştırma Enstitüsü’nün bloğuna göre bu fotoğraflar, “Kent mimarisini, kentsel ve doğal manzaraları, bin yıllık uygarlığın arkeolojik alanlarını ve 100 yıldan fazla bir süre önce Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında yaşayan farklı insanların hareketli yaşamını betimleyen Osmanlı yaşamının çeşitli kesimlerini kapsıyor.” Koleksiyon, 1878 yılında İstanbul silüetinin...
Türkiye'de tarihin sevilmesinde önemli katkıları olan Murat Bardakçı ardı ardına önemli eserler yayınlıyor. Son kitabı ise Türk müziğinin en güçlü seslerinden Safiye Aylâ'yı ve tutmayan musiki devrimini anlattığı "Safiye" isimli eseri oldu. Türk müziğinin en önemli isimlerinden olmasına rağmen doğum tarihi bile tam olarak bilinmeyen Safiye Aylâ'nın hayatını yazmak sadece bir biyografi kaleme almak değildi. Bu yüzden Bardakçı, Safiye Aylâ'nın hayatını anlatırken aynı zamanda Türkiye'nin iki farklı döneminin; imparatorluğun son, Cumhuriyet'in de ilk yıllarının musiki ve kültür hayatı ile o dönemlerde yaşanan sosyal çalkantıların resmigeçidini de ortaya çıkarmış. Safiye Aylâ'nın biyografisini yazarken, o günlerin kültür politikaları ile...
Toplumlar ve yaratılan uygarlıklar varolduğu çağı değiştirdiği gibi geleceği de değiştiriyor. Medeniyetler doğar, büyür, ölür gibi değişim süreçleri adeta bu toplumlar için bir istisna oluşturuyor. İnsanlar, içinde yaşadığı toplumun ayak izlerini bir noktaya kadar geriye götürebiliyor fakat daha sonrasıyla pek ilgilenmiyor. Meraklıları için bu izleri biraz daha geriye götürmekte fayda var. Sümerler (MÖ 4000 - MÖ 2000) şu andaki bilgilerimizle bu izleri geriye kadar götürebileceğimiz en son nokta olarak görünüyor. Sümerlerin medeniyetlere ilham verdiği ve etkilediği herkes tarafından bilinen bir gerçek. Bugün bizim kullandığımız dilin, sadece bir araya gelmiş harfler bütününden fazlası olmasını sağlayan, insanlar üzerinde doğrudan...
Soyumuz, Oğuz Han‘dan gelmektedir. Atamız Oğuz Han’ın “Gün Han, Ay Han, Yıldız Han, Gök Han, Dağ Han, Deniz Han” adlarında 6 (altı) tane oğlu vardır. Oğuz Han'ın her oğlunun da dört tane oğlu vardır. İşte Atamız Oğuz Han’ın altı oğlundan olan 24 tane torunu, bugünkü “24 Oğuz Boyu“nu meydana getirmiştir. Bütün dünyaya yayılan Oğuzlar, bu 24 boya dayanmaktadır. Boz-Oklar: Dış Oğuzlar da denip, Sağ kolu teşkil ederler. 1. Gün-Alp/Gün-Han: Sembolü şâhin. Oğulları: a) Kayıg/Kayı-Han: “Sağlam, berk” anlamındadır. Üç kıta ve yedi denize altı yüz yıldan fazla hâkim olan Osmanlı sülâlesi bu boydandır. Kayı Boyundan Ertuğrul Gâzi ve her biri birer müstesnâ şahsiyete sâhip, çoğu dâhî, cihangir, kumandan, şâir ve sanatkâr olan Osmanlı...
Kedi, bir dönem insanlar için haşereyle mücadele aracıyken zamanla dünyanın en popüler evcil hayvanlarından birine dönüştü. Peki bu değişim ne zaman gerçekleşti? Arkeolojik kanıtlar aradaki bu farkı nasıl ortaya koyuyor? Araştırmacılar bu soruların cevabını Roma dönemi Yorkshire’ında araştırdı. Bugün, sahibinin kucağında mırıldayan bir kedi, evcimenliğin en güzel örneği, ancak durum her zaman böyle değildi. Arkeolojik kayıtlar, köpeklerin 15.000 yıl önce de şimdi olduğu kadar insanların en iyi arkadaşları olduğunu gösteriyorken, kedilerin hanelerimize katılma süreçlerinde çok daha yavaş oldukları görülüyor. Peki bu ilişkinin gelişim sürecini ne kadar geçmişte bulabiliriz? Arkeoloji, bu sorunun cevabı olabilir. Kediler denize...
Savaşmak doğamızda mı var? İnsanların doğuştan bu eğilime sahip olduğunu ve diğer grup üyelerini öldürme dürtüsü olduğunu kabul etmeli miyiz? Antropoloji profesörü Brian Ferguson, hayır diyor. Silahlanmak ve topluca öldürmek için içgüdüsel bir eğilimimiz olduğuna dair hiçbir bilimsel kanıt yok. Araştırmacılar yeni araştırmada, savaşın bizim doğamızda olup olmadığını tartışıyor. Araştırmaya göre, insanlar kişisel nedenlerle savaşabilir ve bazen öldürebilir, ancak cinayet savaş değildir. Ferguson, “Bu soru söz konusu olduğunda alanda kesinlikle tartışma var. Ama bu, içinde yaşadığımız genel koşulların, savaşa gitmek ya da gitmemek dürtüsünü yaratmasıdır.” diyor. Ferguson, çalışmasında, savaşın tarihsel kökenine bakmak için insanlara...
Abdülaziz Han'ın kayınbiraderi olan Çerkes Hasan darbecilere ilk kurşunu atan bir kahraman olarak tarihe geçti. Bir dost meclisinde söz darbelerden açılıyor ve konu dönüp dolaşıyor geliyor Niğde’nin, yiğit evladına. Tarihî konularda bir derya olan Süleyman Zeki Bağlan Hocamız “Ömer Halisdemir ilk değil ki” diyor “Bir Çerkez Hasan’ımız var mesela!” Çerkez Hasan kimdir, nerede yatar diye soruyoruz, “Düşün peşime götüreyim” diyor. “Hemen şurada Edirnekapı’da!” Gidiyoruz, sur dışına çıkar çıkmaz ilk ada. Lakin mermer atölyeleri ile kuşatılmış, kapılar zincirli, içeri girmek mümkün olmuyor. Milletin şaşkın bakışları arasında duvara tırmanıp içeri atlıyoruz. Gözümüze bir taş mezarlığı çarpıyor âdeta, işli mermerler parça parça. Otlar cangıl...
BBC'nin 1973 yılında hazırladığı, Türkiye'den Almanya'ya işçi göçü belgeseli... 'Mustafa: Misafir İşçi - No: 569716' adlı belgeselde Almanya'ya göç, Mustafa Gündoğdu'nun İç Anadolu'nun bir köyünden Almanya'ya uzanan hikayesi üzerinden anlatılıyor. Belgeselin ilk bölümünde Mustafa Gündoğdu ve onunla aynı köyden Mustafa Doğan, Almanya başvurularının ilk safhasına yıllar sonra gelen yanıt ardından İstanbul'daki işçi alım merkezine gidiyor. İstanbul'daki kontrollerde Mustafa Doğan sağlık sorunları nedeniyle kabul alamazken, Mustafa Doğan ise Almanya'ya kabul ediliyor ve uzun bir tren yolculuğuyla Münih'e gidiyor. Doğan otomobil şirketi BMW'nin fabrikasında çalışmaya başlıyor. Belgesel Türkiye'de olduğu gibi Almanya'daki yeni hayatında...
Çanakkale savaşının kahramanlarından Seyit Onbaşı'nın sırtladığı top mermisi elektronik teraziyle tartılarak, kaynaklardaki farklılık sona erdirildi. Seyit Onbaşı, mekanizması bozulan topun mermisini sırtına alarak namluya sürmüş, ateşlediği topla İngiliz zırhlısını vurarak savaşın seyrini değiştirmişti. Ancak Seyit Onbaşı'nın tek başına kaldırdığı merminin ağırlığı, bu güne kadar farklı rakamlarla ifade edildi. Bir çok resmi kaynakta da yer alan yanlışlık defalarca dile getirilse de, buna son noktayı Çanakkale’de görev yapan 2 alan kılavuzu koydu. 18 Mart 1915'te müttefik donanması Çanakkale Boğazı'nı geçmek için saldırıya geçti. Bu sırada Seyit Onbaşı Rumeli Mecidiye Tabyası'nda görevliydi. Türk topçusunun yoğun karşı ateşi ve daha...
40 Bin tirajlı bir gazetenin son sayfasında Eminönü'nde bir meyhanenin verdiği reklamda Erdek rakısı tanıtılıyor. Abdülhamit döneminde basılan, 29 Temmuz 1897 (28 Sefer 1315) tarihli İkdam Gazetesi'nin son sayfasındaki reklam alanında bulunan bu görüntüde Eminönü İskelesinde bulunan bir birahanenin reklamı görünmektedir. İkdam gazetesi, 2. Abdülhamit Han döneminde yayın hayatına başlamış ve Osmanlı döneminde ilk rotatif yazım tekniğini kullanan gazete olmuştur. Gazetenin sahibi olan Ahmet Cevdet Paşa, ünlü bir Osmanlı Devlet adamıdır. 5 kez Adliye, 3 kez Eğitim, 2 kez Vakıflar ve birer kez İçişleri ve Ticaret Ziraat bakanlığı yapmıştır. İkdam gazetesi döneminin en çok okunan gazetesi olması bakımından da mühimdir. Zira günlük tirajı...
Geri