366
367
1,469,549
7 Ekim - Tarihte Bugün
Çanakkale Savaşları, I. Dünya Savaşı sırasında 3 Kasım 1914 - 9 Ocak 1916 tarihleri arasında Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir. İttifak Devletleri yanında savaşa giren Osmanlı Devleti’ni saf dışı bırakmak amacıyla İtilâf Devletleri tarafından düzenlenmiş olan Çanakkale harekâtı, I. Dünya Savaşı’nın en önemli askerî faaliyetlerinden birini teşkil etmektedir. Osmanlı Devleti’nin Almanya yanında savaşa katılmasıyla zor durumda kalan İngiltere ve Fransa, Rusya ile doğrudan temasa geçip savaş güçlerini arttırmak, Osmanlı Devleti’nin Süveyş Kanalı ve Hint yolu üzerindeki baskısını kaldırmak, ayrıca Orta Avrupa’ya sızan Alman-Avusturya ordularını arkadan çevirmek...
Kadınlar, felsefenin gelişimini şekillendirdi. Yazıları genel olarak günümüze ulaşamamış olsa da sözlü öğretileri, çağdaşları üzerinde kayda değer etkiler yarattı; seslerinin yankısı yüzyıllar sonrasına ulaştı. İki binyıldan uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen akıllı ve söyleyecek sözü olan kadınlar, hala seslerini duyurmakta güçlük yaşıyorlar. İşte mutlaka bilmeniz gereken kendi zamanının entelektüeli altı kadın filozof... Miletli Aspasia Miletli Aspasia (en aktif yılı MÖ 400 civarı), Klasik Atina’daki en ünlü kadındı; ya da acaba en kötü şöhretli kadın mı demeliydik? Aspasia, yabancı olmasına rağmen, Atina’nın Peleponnes Savaşı’nın başındaki lideri Pericles’in metresi olmuştu. Büyüleyici olan tek şey güzelliği değil, aynı...
Trablusgarp Savaşı veya diğer adıyla 1911-1912 Türk-İtalyan Savaşı, 1911-1912 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu ve İtalya Krallığı arasında geçen bir savaştır. Adı, "Trablusgarp Savaşı" olmasına rağmen çarpışmalar Trablusgarp dışında Adriyatik Denizi, Ege Adaları, Çanakkale Boğazı ve Kızıldeniz gibi farklı bölgelerde de sürmüştür. Diğer büyük devletlerin desteği ve Birinci Balkan Savaşı'nın patlak vermesi sayesinde savaşı kazanan İtalya, Osmanlı Devleti'nin Trablusgarp Vilayeti'ne bağlı Trablusgarp, Fizan ve Sirenayka bölgelerini ele geçirmiştir. Bu bölgeler hep beraber birleşip gelecekteki Libya devletini oluşturacaklardır. Savaş sürerken Rodos ve On İki Ada İtalyan kuvvetlerinin işgaline uğramış, İtalya savaş sonrasında...
Hocalı Katliamı nedir, Hocalı Katliamı'nı kim yaptı? İşte 26 Şubat 1992'de Ermenistan askerleri tarafından Azerbaycan Hocalı'da yapılan katliamın bilinmeyenleri... 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan’a bağlı Dağlık Karadağ bölgesindeki Hocalı köyünde, Ermenistan’a bağlı kuvvetler tarafından insanlığa sığmayan bir katliam gerçekleşti. Katliamda Azerbaycan Cumhuriyeti’nin resmî açıklamasına göre saldırıda 106’sı kadın, 83’ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azerbaycanlı hayatını kaybetti. İşte Hocalı Katliamı’nın korkunç ayrıntıları… EN KAPSAMLI SİVİL KATLİAMI: HOCALI Hocalı Katliamı (Azerice: Xocalı soyqırımı), Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı...
Tarihi araştırmalara göre Osmanlı Ordusunda sefere çıkılmadan önce yapılan hazırlıklar şu şekildeydi; Yol Güzergahı Savaşın nerede ve hangi ülke ile yapılacağına karar verildikten sonra çıkılacak yol güzergâhı belirlenir. Bu yola çıkılmadan önce yollar onarılır, gerekirse yol genişletilirdi. Geçişleri sağlayan köprüler onarılırdı. Yemek Bahsedilen yollar çok uzun süre gidilen bazen bir şehir bazen ise bir ülkenin değiştirildiği yollardır. Bu mesafeleri de insanlar gene kendileri gibi canlı olan hayvanlar ile birlikte yapıyorlardı. Uzun süreç içerisinde yemek en önemli unsurdu. Yol boyunca özellikle askerler taze yemek yemeyi tercih ettikleri için yiyeceğin depolanması özenli bir şekilde gerçekleştirilirdi. Ordu Yapısı Osmanlı...
3 Eylül 1967 sabahı saat 5’te İsveç sokaklarında bütün trafik durma noktasına geldi. Sonra dikkatli şekilde tüm sürücüler araçlarını yolun diğer tarafına yönlendirdiler. İsveç artık yolun sol tarafında araç kullanılmayacağına karar verdi. Tüm ülkede bir kaos hakimdi. İsveçliler bu duruma alışamamıştı. Hafızaları bu yeni kurala uymakta zorlanıyor, eski alışkanlıkları otomatik olarak ortaya çıkıyordu. İsveç hükümeti 1950’lerin başında trafiğin sağdan akması konusunu bir öneri olarak ortaya koyduğunda vatandaşlarının çoğu tarafından protesto edildi. 1955’te referandum yapıldığında yüzde 83 seçmen bu fikre karşı oy kullandı. Buna rağmen, hükümet İsveç’i Avrupalı komşularının geri kalanıyla aynı yola koymak için değişikliği ileri sürdü...
Papalar tarihi son derece enteresan olaylarla doludur. Siyasetle uğraşan, iktidar için oluk oluk kan döken ve Haçlı Seferleri'ni başlatan Papalar'ın yanısıra, Katolik doktrini uyarınca kadınlarla ilişkiye girmeleri yasak olmasına rağmen aşklarıyla ve başka olaylarla öne çıkarlar. Ama en ilginci Vatikan'ın yüzkarası olarak görülen ve varlığı tarihten silinmeye çalışılan Kadın Papa Joan'dır. (Papa Ioanna) Katolik kilisesi'ni yüzyıllardır rahatsız eden hikayenin baş kahramanı Joan, 9. asırda İngiltere'den ihraç edilmiş bir ailenin kızı olarak Alman şehri Ingelheim'da doğmuştur. Oldukça zeki bir kız olan Joan, kadın olduğu için bunun kendisine dezavantaj yarattığını düşünür. 12 yaşına geldiğinde erkek elbiseleri giymeye ve erkek...
Şapka Devrimi veya Şapka İnkılâbı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasının ardından, erkeklerin baş örtme uygulamalarının düzenlenerek Batı ülkelerindeki normlara uygun hâle getirilmesi için 1925 yılında yapılan kanuni düzenlemedir. Mesleki kıyafetlerde değişim Şapka Kanunu’nun çıktığı 25 Kasım 1925 tarihinden önce, ülkede bazı mesleki kıyafetlerde değişiklikler görülmüştü. 1925 yılından itibaren önce Ankara’daki Cumhuriyet Birlikleri, ardından jandarma ve deniz birlikleri “güneşlikli başlık”lar giydiler. Ardından çeşitli devlet daireleri ve okullarda yeni başlık ve kasketler giyilmeye başlandı. İstanbul Galata Bekçileri, yeni başlık ve kasketleri ilk giyen bekçiler oldu. 21 Şubat 1925’te İstanbul’da açılan Kızılay Özel Hemşire Okulu’nda...
Osmanlı insanı, çok çeşitli başlıklar kullanırdı. Bunların en yaygını "kavuk” ve "külah"tı. Öyle zamanlar oldu ki; sadece saraydaki yüksek rütbeli subayların giydiği başlık çeşidi 43’e çıktı. Hükümet ve devlet görevlilerine ayrılan başlık sayısı ise 27 idi. Hiç kimse kendine ait olmayan renk ve şekilde bir başlığı başına koyamazdı. Sadrazamdan, kâtibe kadar herkesi başlıklarından tanımak mümkündü. (Bu, mezar taşlarına kadar yansıdı). Yeniçeri Ocağı’nın kaldırıldığı tarihe kadar (1826) böyle devam etti. O tarihi takip eden günlerde, Akdeniz’de seferde bulunan Kaptan-ı Derya (Deniz Kuvvetleri Komutanı) Koca Hüsrev Paşa, Sultan İkinci Mahmud’un, Yeniçeri Ocağı’ndan geriye hiçbir alâmet ve kıyafet (âdetimizdir, öteden beri kılık...
İngiltere’deki bir müzede, bir Neandertal kadını da dahil olmak üzere binlerce yıl önce yaşamış insanların yüzleri yeniden canlandırıldı. MS 500 yıllarında yaşamış Stafford Road Adamı. Günümüzden yaklaşık 5.600 yıl önce, doğum anında ölen 20 yaşında bir kadın, kucağında çocuğu ile birlikte gömüldü. Bu, Neolitik dönemde kadının doğum yaparken öldüğüne dair üzücü bir işaret. Bu kadın ve binlerce yıl önce yaşamış diğer insanın yüzleri yeniden canlandırıldı ve İngiltere’de bir müzede sergilenmeye başlandı. Royal Pavilion müzesinde eserlerin korunmasında baş sorumlu olarak görev alan Richard Le Saux, yapılan çalışmanın saatlerce sürdüğünü ve canlandırma işlemi yapılırken, bulunan kalıntıların diş plaklarından ve DNA analizleri yoluyla...
Fransa, müttefikimiz olmasına ve Osmanlı desteğiyle ayakta durmasına rağmen devamlı Osmanlı’yı arkadan vurmuştu. İki devlet arasındaki en ilginç kriz ise 17. yüzyılda yaşanmış ve sadrazamdan daha aşağıda bir yere oturtulan Fransız elçisinin diklenmeye çalışmasıyla iskemle krizi çıkmıştı. Fransız elçisi daha İstanbul'a girerken ortalığı karıştırmıştı. Osmanlı döneminde İstanbul'a gelen elçiler şehre deniz yoluyla girmeleri hâlinde Sarayburnu'nda gemilerinden selam topları atılmak zorundaydı. Fransa Elçisi Marki de Nointel'in 1670'te İstanbul'a gemiyle girişinde ise bu ihmal edildi ve büyük karışıklıklara sebep oldu. Marki de Nointel, IV. Mehmed Edirne'de olduğu için Topkapı Sarayı önünden geçerken topla selam atışı yaptırmadı. Durumu...
Büyük Selçuklu Devleti 1037 yılında Devlet haline gelerek bağımsızlığını ilan etmiş, Bağdat kentini başkent yaparak önce Mezopotamya, sonrasında Anadolu ve İç Asya boylarına kadar sınırlarını genişleterek dönemin en büyük Türk Devleti haline gelmiştir. Büyük Selçuklu Devleti, 1037 yılında Devlet haline gelerek bağımsızlığını ilan etmiş, Bağdat kentini başkent yaparak önce Mezopotamya, sonrasında Anadolu ve İç Asya boylarına kadar sınırlarını genişleterek dönemin en büyük Türk Devleti haline gelmiştir. Büyük Selçuklu Devleti, 1092 yılında iç karışıklıklar neticesinde bölünerek 4 parçaya ayrılmış, daha sonrasında ise beyliklere bölünerek Osmanlı İmparatorluğunu tarih sahnesine çıkartan süreci meydana getirmiştir. Büyük Selçuklu...
2014'te HDP'nin çağrısıyla başlayan 6-8 Ekim olaylarında 2 polis şehit oldu, 30'dan fazla kişi hayatını kaybetti. Araçlar ateşe verildi, kamu binaları zarar gördü, banka ve iş yerleri yağmalandı. Gözü dönmüş terör örgütü yandaşları önlerine çıkan her şeyi yaktı yıktı, masum insanları vahşice katletti. Tüm bunların sebebi ise HDP Genel Merkezinden yapılan çağrı oldu. Takvimler 6 Ekim 2014'ü gösteriyordu. Terör örgütü DEAŞ, Kobani olarak da bilinen Suriye'deki Ayn El Arab kentine saldırdı. HDP'li yöneticiler, DEAŞ'ın saldırılarını bahane göstererek yandaşlarına "sokağa çıkın" çağrısı yaptı. HDP'nin çağrısı üzerine terör destekçileri sahneye çıktı. Diyarbakır'da başlayan olaylar kısa sürede çok sayıda il ve ilçeye sıçradı. Bölge insanı...
Avustralyalı bir Anzak Askeri'nin 1'nci Dünya Savaşı'na katıldıktan sonra evine götürüp ölümüne kadar tahta bir sandıkta sakladığı 100 yıllık Türk bayrağı, Türkiye'ye getirildi. Bayrak, Aydın'ın Kuşadası ilçesindeki bir müzede sergilenmeye başladı. 1’inci Dünya Savaşı'na katılan bir Anzak askerinin ülkesine götürüp yatağının başucundaki tahta sandıkta üniformasıyla birlikte özenle sakladığı Türk bayrağı, bir asır sonra Türkiye'ye döndü. 17 yaşındayken önce Mısır sonra Çanakkale'ye savaşmaya giden Anzak askerinin kimseye bahsetmediği Türk bayrağını, dedesinin ölümünden sonra torunu bulunca süreç başladı. Türk bayrağını yıllarca aynı özenle saklayan antikacı torun, daha sonra bayrağı 2007 yılında Melbourne kentine alışveriş için gelen...
Mustafa Kemal Paşa ile Latife Hanım 29 Ocak 1923 günü İzmir Göztepe’deki Uşakizade evinde, dört şahit önünde evlendi. Latife Hanım masada damatla yan yana oturdu. Evliliği kabul edip etmediği soruldu. 40 kişilik bir davetli topluluğu vardı. Kıyılan nikah aynı zamanda ufuktaki Medeni Kanun’un bir müjdecisiydi. Evlenme akitlerinde evrakı onaylayan merkez kadısı Ömer Fevzi ibni Hüseyin’in imzası vardı. Ismarlanan gelinlik yetişmediği için Latife Hanım’ın üzerinde, annesinin Paris’ten getirdiği gümüş iplikle işlenmiş pembe bir elbise vardı. Müftü Lütfü Efendi geldiğinde saçlarını mor bir eşarpla örttü. Mustafa Kemal de koyu mavi üç parçalı takım elbisesine aynı renkte, kırmızı desenli bir kravat takmış, ceket cebine de keten bir mendil...
Diyarbakır Kuşatması, 1515 yılında Ustacalı Karahan komutasındaki Safevi ordusunun, yönetime karşı gelen Diyarbakır'ı ele geçirmek istemesiyle başlamıştır. Yaklaşık 9 ay süren kuşatma, Bıyıklı Mehmed Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunun 10 Eylül'de bölgeye gelmesi üzerine son bulmuştur. Öncesi 23 Ağustos 1514'te Yavuz Sultan Selim komutasındaki Osmanlı ordusu, Şah İsmail komutasındaki Safevi ordusunu mutlak bir zafer sonucu dağıtarak Azerbaycan ve İran içlerine ilerlerdi. Yaklaşan kış ile birlikte Azerbaycan topraklarını boşaltan Osmanlı padişahı Amasya'ya döndü. Anadolu'ya dönerken de, Kuzey Anadolu'da olup da hala Safevi hakimiyetinde kalan şehirleri kuşatması için birlikler gönderiyordu. Bunlardan biri olan Bayburt Kuşatması'nda...
Şeyh Said İsyanı (Genç Hâdisesi, Şubat - Nisan 1925), Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde merkezi yönetime karşı girişilen geniş çaplı Kürt ve Zaza aşiretlerin destek verdiği Hilâfet taraftarı ayaklanmadır. Ayaklanma Şeyh Said'e bağlı kişilerin Diyarbakır'ın Eğil nahiyesine bağlı Piran köyünde (Diyarbakır ilçesi Dicle) arama yapan bir jandarma müfrezesiyle çatışmaya girmeleri (13 Şubat 1925), kısa sürede genişleyecek yaygın bir ayaklanmanın kıvılcımını oluşturdu. Genç vilayetinin kazası Darahini'yi basarak (16 Şubat) valiyi ve öteki görevlileri esir alan Şeyh Said, halkı İslam dini adına ayaklanmaya çağıran bir bildiriyle hareketi tek bir merkez altında toplamaya çalıştı. Bu bildiride 'din uğruna savaşanların lideri' anlamına gelen mührünü...
Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğretim Birliği Yasası), Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 3 Mart 1924 tarih ve 430 Kanun Numarası ile kabul edilmiş olan ve ülkedeki bütün eğitim kurumlarının Maarif Vekaleti’ne (Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı’na) bağlanmasını öngören yasadır. Türkiye Cumhuriyeti’nde eğitimin temel kanunu kabul edilmiş ve daha sonra çıkarılan kanunlara esas teşkil etmiştir. 1982 anayasasında 174. maddeyle koruma altına alınmış “inkılap kanunlarından” bir tanesidir. Türkiye’de eğitim alanında reform yapabilmek; millilik, laiklik, modernlik esaslarını uygulayabilmek için eğitim kurumlarının birleştirilmesine ihtiyaç duyulması sebebiyle hazırlanan kanun; ülkenin eğitim işlerinde çokbaşlılığın kaldırılmasını...
Cumhuriyetin ilanı, hukuksal olarak, İkinci Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 29 Ekim 1923 günü gerçekleşen oturumunda Mustafa Kemal'in hazırladığı anayasa değişikliği teklifinin kabul edilmesiyle Türkiye Devleti'nin yönetim şeklinin cumhuriyet olarak belirlenmesidir. Daha geniş anlamıyla cumhuriyetin ilanı, Türk toplumunu çağdaşlaştırmayı amaçlayan Türk Devrimi'nin bir parçasıdır; diğer yenileşme ve reformların da önünü açan bir siyasal inkılap hareketidir. "29 Ekim 1923 tarih ve 364 sayılı Teşkilât-ı Esasîye Kanununun Bazı Mevaddının Tavzihan Tadiline Dair Kanun" ile 1921 Teşkilât-ı Esasîye Kanunu'nun altı maddesinde (1, 2, 4, 10, 11 ve 12. maddeler) değişiklik yapılmış; birinci maddesi şu şekilde değiştirilmiştir...
Mudanya Mütârekesi, Kurtuluş Savaşı'nın sonunda imzalanan mütarekedir. Osmanlı İmparatorluğu bu mütarekeyle beraber hukuken sona erdi. Büyük Taarruz'un zaferle sona ermesi üzerine ve Çanakkale Krizi'nden sonra, İtilaf Devletleri TBMM'ye mütareke çağrısında bulunmuşlardır. Türk ordusu ile Birleşik Krallık işgal kuvvetleri arasında bazı gerginlikler yaşandıysa da görüşmeler 3 Ekim 1922 tarihinde Mudanya'da başladı. Antlaşma Görüşmelerde TBMM hükûmetini Batı Cephesi komutanı İsmet Paşa temsil ederken, Fevzi Paşa ve Refet Paşa da görüşmeler boyunca Mudanya'da bulundular. Birleşik Krallık'ı General Harington, Fransa'yı General Charpy ve İtalya'yı da General Mombelli'nin temsil ettiği Mudanya görüşmelerinde, ateşkesle doğrudan ilgili...
Geri