366
367
1,469,600
7 Ekim - Tarihte Bugün
Bâb-ı Âli Baskını, Osmanlı İmparatorluğu'nda 23 Ocak 1913 günü Enver Bey ve Talat Bey'in başını çektiği bir grup İttihat ve Terakki üyesi tarafından hükûmet binası Bâb-ı Âli'nin basılmasıyla gerçekleştirilen askerî darbe. Bu baskın sırasında Harbiye Nazırı Nâzım Paşa öldürülmüş, Sadrazam Kâmil Paşa'ya zorla istifası imzalattırılmıştır. Darbe sonrasında iktidar İttihat ve Terakki'nin eline geçmiştir. 1911 yılının son aylarında İttihat ve Terakki muhalifi Hürriyet ve İtilaf Fırkası kurulmuş, İstanbul'da gerçekleşen ara seçimleri ise kazanmıştır. İttihat ve Terakki bunun üzerine bir sonraki seçimleri hileyle daha erken bir tarihe aldırmış ve yine hileli bir şekilde seçimleri kazanmıştır. Bunun üzerine Hürriyet ve İtilaf Fırkası yanlısı...
Balkan Savaşları, Osmanlı İmparatorluğu'nun Balkanlardaki 8 Ekim 1912 - 10 Ağustos 1913 arasında dört devlete (Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ) karşı yaptığı savaşlardır. Çatışmaların temel nedeni Bulgaristan Krallığı ile Sırbistan Krallığı'nın Balkanlarda hızlanan yayılma faaliyetleridir. 1878 tarihli Berlin Antlaşması'nda umduğunu bulamayan Bulgaristan 1908 yılında bağımsızlığını kazandıktan sonra Balkanlarda etkin bir politika izlemeye başlamıştı. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun yine 1908 yılında Bosna-Hersek'i ilhak etmesi ise Sırbistan'ı aynı yönde bir politika izlemeye itti. 1912 yılında Rusya bu iki devletin çıkarlarının çatışmaması için Bulgaristan ve Sırbistan arasında arabuluculuk ve düzenleyicilik...
Bizdeki ilk bomba hadisesi 1905’in 21 Temmuz’unda İstanbul’da, Yıldız Camii’nin önünde yaşanmış ve patlama 26 kişinin hayatına malolmuştu... Günlerden cuma idi, zamanın hükümdarı Abdülhamid cuma selâmlığına çıkmıştı, yani merasimle cuma namazına gitmişti. Yıldız Camii’nde kılınan namazın tamamlanmasından hemen sonra, caminin yanıbaşına bırakılmış bir arabanın içine önceden yerleştirilmiş olan saatli bomba Abdülhamid’in geçmesine birkaç saniye kala patladı. Padişah yara almadan kurtuldu, arabasına bindi, dizginleri eline aldı, saraya kendi kullandığı arabasıyla döndü ama patlamada 26 kişi öldü, 58 kişi yaralandı ve merasim için camiye getirilmiş olan atlardan 20 kadarı da telef oldu. PADİŞAHI SOHBET KURTARDI Hemen açılan tahkikat hem...
Tersane Konferansı, Osmanlı Devleti'nin Balkanlardaki eyaletlerinin yönetim koşullarını düzenlemek üzere Avrupa ülkelerinin baskısı sonucu 23 Aralık 1876'da İstanbul'daki Haliç Tersaneleri'nde toplanmış uluslararası bir konferanstır. 1876 yılının Nisan ayında Panagürişte bölgesinde başlayan Bulgar İsyanları bütün Orta Dağ bölgesine yayıldı. Bu dönemde bölgeye Rusya tarafından Kafkasya'daki yurtlarından zorla atılmış birçok Kafkasyalı (Çerkez, Abaza, vs.) Müslüman yerleştirilmişti. Ruslar gibi Slav olan Bulgarlarla, Ruslardan büyük eziyet çekmiş Kafkasyalı Müslümanlar arasında karşılıklı katliamlar yaşandı. Osmanlılar bu isyanları kısa zamanda bastırdılar. Ancak Batı dünyasında Osmanlı Devleti'nin bu isyanların bastırılmasında...
İkinci Meşrutiyet, Osmanlı Anayasası'nın, 29 yıl askıda kaldıktan sonra, 23 Temmuz 1908'de yeniden ilân edilmesiyle başlayan ve Mebuslar Meclisi'nin Sultan Vahdettin tarafından 11 Nisan 1920'de tasfiyesi ile sona eren dönemdir. Bu dönemde, parlamenter demokrasi, seçim, siyasi parti, askeri darbe ve diktatörlük olgularıyla tanışılmış, iki büyük savaş (Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı) yaşanmış ve imparatorluğun dağılmasına tanık olunmuştur. Birinci Meşrutiyet resmen sona ermemiş ve anayasa değişmemiş olduğu için bazı tarihçiler tarafından, bir tek Meşrutiyet döneminin ikinci faslı olarak da değerlendirilir. Restorasyon İkinci Meşrutiyet'in ilânından sonra derhal seçimlere gidildi. Seçimlerin başlıca 2 partisi İttihat ve Terakki...
Birinci Meşrutiyet, Osmanlı İmparatorluğu'nda 1876 yılında II. Abdülhamid tarafından ilan edilen anayasal monarşi rejiminin ilk dönemidir. Bu dönemin anayasası 23 Aralık 1876'da ilan edilen Kanun-ı Esasi, yürütme organı padişah II. Abdülhamid, yasama organı ise Meclis-i Umumi'dir. Arka plan Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomik sorunları, 17. yüzyıldan itibaren toprak kaybetmesi ve sürekli bütçe açığı vermesiyle başladı. Avrupa devletleri'yle imzalanan serbest ticaret antlaşmalarıyla ülkeye giren mallardan düşük gümrük vergileri alınıyordu. Bu hem devletin gelirlerini azaltmış hem de yerli sanayinin gerilemesine yol açmıştı. Ekonomik sıkıntıların yanı sıra, özellikle 1789 Fransız Devrimi'nin etkisiyle yayılan özgürlükçü düşünceler ve...
Islahat Fermanı (Islâhat Hatt-ı Hümâyûnu), Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş döneminde devletin yıkılmaktan kurtarılması amacıyla; siyasî kuruluşlar, kişi hakları ve yeni kurumların kurulması konularında yapılması tasarlanan köklü değişiklikler için Sultan Abdülmecid zamanında yayımlanan fermandır. Tanzimat Dönemi'nin önde gelen devlet adamlarından biri olan Sadrazam Mehmed Emin Âli Paşa tarafından büyük Avrupa devletlerinin arzuları doğrultusunda hazırlanarak yürürlüğe konmuştur. İmparatorluk boyunca en önemli fermanlar: 3 Kasım 1839'da Tanzimat Fermanı, 18 Şubat 1856'da Islahat Fermanı ve 1860'ta da Sultan Abdülaziz fermanları olarak sıralanır. Bu fermanlarla, devletin çöküşünün toplumsal ve ekonomik nedenleri araştırılmadan, bazı batı...
Kırım Savaşı, 4 Ekim 1853-30 Mart 1856 tarihleri arasındaki Osmanlı-Rus savaşıdır. Birleşik Krallık, Fransa ve Piyemonte-Sardinya'nın Osmanlı tarafında savaşa dâhil olmasıyla savaş, Avrupalı devletlerin Rusya'yı Avrupa ve Akdeniz dışında tutmak amacıyla verdiği bir savaş halini almıştır. Savaş, müttefik güçlerinin zaferiyle sonuçlanmıştır. Savaşın sebepleri Rusya, 1853 yılından itibaren Kavalalı Mehmet Ali Paşa bunalımı sırasında takip ettiği zayıf bir Osmanlı Devleti üzerinde etki alanı kurma politikasını bırakarak, bu devleti yıkma politikası takip etmeye başladı. Bunu gerçekleştirebilmek için de kutsal yerler sorununu kullandı. Osmanlı Devleti, Hristiyanlarca kutsal sayılan Kudüs ve çevresinde Katolik ve Ortodoks cemaatlerine...
Baltalimanı Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu'nun Birleşik Krallık ile İstanbul'un Baltalimanı semtinde, 16 Ağustos 1838 tarihinde imzaladığı ticaret antlaşması. Osmanlı İmparatorluğu 1826'dan beri kendi ihtiyaç duyduğu yerli hammaddelerin yabancı tüccarlar tarafından yurtdışına çıkarılmasını önleyen yed-i vahid (tekel) sistemini uygulamaya koymuştu. Bu sistem Büyük Britanya'nın çıkarlarına uygun düşmüyordu ve İngilizler kendilerine Osmanlı topraklarında ayrıcalıklar verilmesi için Osmanlı İmparatorluğu'na baskı yapıyorlardı. Osmanlı Hariciye Nazırı Mustafa Reşit Paşa, Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın isyanını bastırmak için İngilizlerden yardım istedi. Bu yardıma karşılık olarak, Büyük Britanya'ya ticari bakımdan büyük...
Hünkâr İskelesi Antlaşması, 8 Temmuz 1833 tarihinde İstanbul'un Hünkâr İskelesi semtinde Osmanlı İmparatorluğu'nun Rus İmparatorluğu ile imzaladığı bir karşılıklı yardımlaşma ve saldırmazlık antlaşmasıdır. Antlaşma öncesi Sultan II. Mahmud 1829 yılında Rusya'yla yapılan savaşı sonuçlandıran Edirne Antlaşması'nı imzalamıştı. Bu arada Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Osmanlı İmparatorluğu'na karşı ayaklandı. Fransa, Mehmet Ali Paşa'yı destekliyor, İngiltere ise tereddütlü kalıyordu. Osmanlı İmparatorluğu isyanı bastırmak için Rusya'dan yardım istemek zorunda kaldı. Padişah, Tuna kıyılarındaki otuz bin kişilik Rus birliğinin İstanbul'u korumak üzere gönderilmesini istedi. Rusya bu isteği kabul edince Padişah, Mehmet Ali Paşa ile...
Kütahya Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu ile Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa arasında 14 Mayıs 1833 tarihinde imzalanan, Birinci Mısır-Osmanlı Savaşını sona erdirip Şam, Girit ve Adana vilayetlerinin yeni statüsünü belirleyen bir barış ve düzenleme antlaşmasıdır. Antlaşmanın sebepleri Osmanlı İmparatorluğu Mora isyanını bastırmak için Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'dan yardım istemişti. Mehmet Ali Paşa Bu yardımına karşılık Mora’yı istedi. Fakat Yunanistan bağımsız olunca Mora da Yunanistan'a katıldı ve Mehmet Ali Paşa bu sefer Suriye valiliğini istedi. Osmanlılar Suriye’yi Mehmet Ali Paşa’ya vermek istemeyince Mehmet Ali Paşa saldırıya geçti ve önce Konya, sonra da Kütahya’ya kadar ilerledi. Meselenin iyice püsküllü bir...
Navarin Deniz Muharebesi, Osmanlı ve Mısır donanmalarıyla, birlikte hareket eden Britanyalı, Fransız ve Rus donanmaları arasında, 20 Ekim 1827 tarihinde geçmiş olan bir deniz muharebesidir. Bu muharebe Osmanlı tarihinde Navarin Olayı, Navarin Baskını veya Navarin Faciası adlarıyla da geçer. Navarin Olayı, 20 Ekim 1827 tarihinde, Fransa-İngiltere, Rusya müttefik filolarının, Navarin’deki Osmanlı-Mısır donanmasına baskını. Avrupalılar Osmanlı Devletini bölüp, parçalayıp, yıkmak için, tebaadan olan Rumları; Türklere karşı kışkırtıyorlardı. Rumların yaptıkları vahşetleri, sankiOsmanlılar yapmış gibi propaganda yaparak lehlerinde kamuoyu meydana getirdiler. Bütün Hıristiyan ahaliye olduğu gibi, Yunanistan’daki Rumlara da, Kavmiyetçilik...
Osmanlı döneminde milli marş yerine padişah marşları vardı. 19. yüzyıla kadar Osmanlı İmparatorluğu'nun resmi ya da ulusal bir marşı olmamıştır. Padişah II. Mahmut döneminde, yani ordu ve bandonun yeniden yapılandırıldığı sırada Giuseppe Donizetti, Osmanlı İmparatorluğu'na çağrılmıştır. Donizetti Paşa olarak da bilinen Giuseppe Donizetti tarafından batı müziği türünde bestelenen Mahmudiye Marşı, Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk resmi marşı olmuştur. Fakat bu marş, aynı dönemdeki diğer monarşi devletlerin marşı gibi ulusal bir marş değil de kraliyet marşı olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu marşları resmiyete dayalıdır ve birçoğunun bestecisi bilinmemektedir. Marşların şimdiki hali sadece melodi şeklinde bulunmaktadır. Tanzimat Devri...
Yunanlıların bağımsızlık hareketleri III. Selim devrinden itibaren fikir sahasındaki faaliyetlerle kendisini göstermiştir. Yukarıda da bahsedildiği üzere Rumların ayaklanmalarında en etkili rolü Rusya ve Fransa oynamıştır. Bu dış tesirler yanında, VIII. yüzyılın sonlarına doğru Yunan aydınları da Yunanistan’ı ve hatta Bizans İmparatorluğu ülkelerini Türklerin elinden alıp eski imparatorluğu canlandırmak hayaline kapılmışlardır. Bu büyük hayale “Megali İdea” diyorlardı. Filiki Eterya Örgütü İsyanı örgütleyen, 1814 yılında Odesa’da kurulan “Filiki Eterya”dır. Örgüt daha sonra “Etnik-i Eterya Cemiyeti” adını alacaktır. 1818’den itibaren Filiki Eterya’nın üye sayısı artmış ve merkezi İstanbul’a taşınmıştır. Örgütün amacı, Rumları...
Akkerman Antlaşması, 7 Ekim 1826 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasında Romanya'nın Akkerman kentinde imzalanmış bir düzenleme ve ticaret antlaşmasıdır. Rusya, 1812 Bükreş Barış Antlaşması hükümlerinin açıklığa kavuşturulması ve yorumlanması yolunda 1814’den beri çalışmış, en sonunda 17 Mart 1826’da Babıali’ye verdiği bir ültimatom ile amacına kavuşmuştur. Osmanlı ve Rus delegeleri Akkerman’da görüşmelere başlamışlardır. Ruslar isteklerini çok genişletmişler ve hemen hepsini kabul ettirmişlerdir. Böylece meydana gelen Akkerman Antlaşması, 1812 Bükreş Barış Antlaşması'nın yorumlanması ve açıklanması durumundan çıkarak, Bükreş Antlaşması’nı baştan başa değiştiren bir şekil almıştır. Sekiz madde ile buna bağlı iki ayrı ekten...
Bükreş Antlaşması, 28 Mayıs 1812 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu ve Rus İmparatorluğu arasında bugünkü Romanya'nın Bükreş şehrinde imzalanan, 5 Temmuzda onaylanan ve 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı'nı sona erdiren barış antlaşmasıdır. Sultan II. Mahmut, 1808 yılında tahta geçtiğinde, Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya İmparatorluğu arasında 1806 yılında başlamış olan savaş devam etmekteydi. Birleşik Krallık ile 1809'da yapılan antlaşma sonucu Rusya İmparatorluğu ile savaşa devam kararı alındı. Rusya İmparatorluğu'nun Fransa ile olan sorunları, Osmanlı İmparatorluğu ordularının yıllarca süren savaştan yorgun düşmesi yüzünden iki devlet de 1812 yılında barış imzalamaya mecbur kaldılar. Bükreş Antlaşması'nın başlıca şartları Rusya, Eflak ve...
Kale-i Sultaniye Antlaşması veya Çanakkale Antlaşması, 1807-1809 Osmanlı-İngiliz Savaşı'nın sonucu olarak 5 Ocak 1809 tarihinde, Osmanlı İmparatorluğu ile Birleşik Krallık arasında imzalanmış bir barış antlaşmasıdır. Antlaşmaya Osmanlı tarafını temsilen nişancı Mehmet Emin Vahat Efendi, Birleşik Krallık tarafını temsilen Robert Adair imza koymuştur. On iki maddeden oluşan bu antlaşmaya göre Birleşik Krallık'ın işgal etmiş olduğu Osmanlı toprakları Osmanlı İmparatorluğu'na geri verilecekti. Osmanlı topraklarında bulunan Britanyalı tüccarların savaş sırasında Osmanlı İmparatorluğu tarafından el konulmuş olan malları sahiplerine iade edilecekti. Antlaşmanın 4. maddesi, Eylül 1675'te Birleşik Krallık ile Osmanlı arasında imzalanmış olan...
Alemdar Vakası (Alemdar Olayı), 15 Kasım - 18 Kasım 1808 tarihleri arasında Rumeli âyanlarından yenilik yanlısı Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa'nın ölümüne ve yenilik hareketlerinin durmasına yol açan yeniçeri ayaklanmasıdır. Ayaklanmanın nedenleri III. Selim'in, Nizam-ı Cedid adıyla yeni bir asker ocağı kurması başta olmak üzere, giriştiği yenilik hareketlerinin yeniçeriler arasında ve çıkarları zarar gören çevrelerde uyandırdığı tepki, 1807'de Kabakçı Mustafa İsyanı'nın çıkmasına ve III. Selim'in tahttan indirilip yerine IV. Mustafa'nın geçirilmesine yol açtı. Nizam-ı Cedid uygulamasında birinci derecede rol oynamış (sonradan Rusçuk Yâranı diye anılacak olan) devlet adamlarının bir bölümü Rusçuk'taki Alemdar Mustafa Paşa'nın yanına...
Kabakçı Mustafa İsyanı, Kabakçı Mustafa’nın Mayıs 1807 tarihinde, liderliğini yaptığı isyandır. İsyan sonucunda III. Selim tahttan indirilerek yerine IV. Mustafa geçirilmiştir. İsyanın başlaması ve gelişimi Bu isyanın esasında pek çok nedeni vardır. 1789 Fransız ihtilâli'nden sonra Avrupa’da çıkan milliyetçilik akımı, Osmanlı'yı diğer Avrupalı ülkeler kadar çabuk etkilememişti. Hattâ Sultan III. Selim, Nizâm-ı Cedîd adı ile askerî, mülkî, idarî, ticarî, sosyal ve siyasî bir dizi ıslahat teşebbüslerine girişerek, devlete yeni bir hayatiyet ve canlılık getirdi. Bu durum özellikle Avrupa ve Osmanlı toprakları üzerinde paylaşım çatışmaları yaşayan Rusya, Fransa ve İngiltere’nin hiçbirinin hoşuna gitmiyordu.1789 Fransız ihtilali sonrası...
Nizam-ı Cedid, Yeni Düzen anlamını taşır, Osmanlı Devleti'nin askerin ıslah ve yenileştirilmesine karşılık gelir ve bu amaçla oluşturulan askeri birliklere aynı isim kullanılarak Nizam-ı Cedid Ordusu denir. Nizam-ı Cedid III. Selim'den önce Nizam-ı Cedid kavramının kullanıldığı görülmektedir. 1689-1691 yılları arasında sadrazamlık yapan Köprülü Fazıl Mustafa Paşa döneminde, Hıristiyanların, Musevi ve Kıptilerin cizyelerinin tek elden toplanması, Cizye Kalemi'ne kayıt ve tescil edilerek, hem tahsilatın emektar ve mutemet cizyedarlar tarafından icrası, hem de devlete fazla irad temini için yapılan yeniliğe Nizam-ı Cedid Tertibi denilmiştir. Nizam-ı Cedid iki anlamda incelenebilir: Dar anlam: Avrupa usulünde yetiştirilmek istenen...
Geri