İçindekiler
Türkler'in islamiyet'i kabul etmeleri ve islamiyetin temizliğe ait hükümlerini büyük bir titizlikle uygulamaları neticesinde, bilhassa İstanbul'un fethinden sonra bu şehirde ve devletin dört bir yanında binlerce hamam yaptılar. Türkler'de islamiyet'in emirlerinin gereği olarak her evde özel olarak hamam bulunduğu gibi, meselâ onyedinci yüzyılda, yalnız İstanbul'da 168 adet büyük çarsı hamamı vardı.
Tarihçiler ve arkeologların kaydettiği bilgilere göre Mezopotamya, Babil, Hindistan ve eski Mısır’da yıkanmak için bağımsız binalar yapılmış. Ancak büyük hacimli binalar inşa edilmesi, kendinden ısıtmalı bir sistemin bulunması ve sıcak suyunun akıyor olması Romalılar dönemine rastlıyor. Evleri ısıtmak için kullandıkları alttan ısıtmalı bir tür kalorifer yapısını yıkanma binalarına uyguluyorlar ve “Roma Hamamı" ortaya çıkıyor. Daha sonra Osmanlı kültürü ve mimarisinin etkisiyle geliştiği için “Türk Hamamı" olarak biliniyor ama yine de hamamın temeli konusunda Roma’nın büyük bir payı vardır.
Hamam, dilden edebiyata ve gündelik hayata kadar Osmanlı kültüründe ağırlıklı bir yer tutar. Kadınlar ve erkekler yıkanmak için hamama gider. Kadınların sosyalliği açısından önemlidir. Perşembe akşamları hamama gitmek, bayramlardan önce arefe gecesi hamamların sabaha kadar açık olması (bu günümüzde de devam ediyor) gibi gelenekler var. Gelin hamamı, damat hamamı, kırk hamamı gibi adetler de vardır.
Çarşı hamamları, haftanın belli günlerinde kadınlara, başka günlerde erkeklere açıktır. "Çifte hamam" olanlar ise birbirine bitişik iki hamam olup, biri kadınlara, diğeri erkeklere ayrılmıştır. Bu hamamlar hergün açıktır.
Soyunma Yerleri : Geniş bir sofa ve bunun çevresinde bölmeli sekiler bulunur. Yikanan kimseler, bu sekilerde uzanıp dinlenirler.
Yıkanma yerleri : Soğukluktan geçilerek girilen hamam kısmına denir. Burası da bazı bölümlere ayrılır. "Kurna başı denilen, herkesin teker teker yıkandığı yer, "halvet" adı verilen kapalı ve yalnız başına yıkanma hücreleri. Bir de üzerine uzanıp ter dökülen "göbek taşı". Burası, hamamın mermer kaplı zemininden daha yüksek yapılmış ve çeşitli geometrik şekillerde olabilen yerdir.
Isıtma yeri (Külhan) : Burası hamamın altındadır. Orada ateş yanar. Ateşten çıkan alev ve duman, mermer zeminin altındaki özel yollardan, duvar içlerinden geçer, "tüteklik" adı verilen bacadan çıkar.
Tellak : Hamamda çalışan, kese ve masaj yapan kişilere “tellak" adı verilir. Osmanlıca söylenişi “dellak". “Del" yani “ovuşturmak, ovalamak" kökünden gelir.
Külhandaki ocağın üzerinde sıcak su kazanı, onun da üzerinde soğuk su deposu bulunur. Ocağın dip kısmındaki birkaç kanal, hamamın yıkanma yerinin ortasındaki göbek taşının altına kadar uzanır. Ocakta yanan odunların tesirli alev ve dumanları, bu kanallardan göbek taşının altına gider. Bu taşın altındaki karanlık yer çok ısınğından buraya "cehennem" denir.
Hamam, dilden edebiyata ve gündelik hayata kadar Osmanlı kültüründe ağırlıklı bir yer tutuyordu. Hem kadınlar hem de erkekler yıkanmak için hamama giderlerdi. Özellikle perşembe akşamları ve bayramlardan önce, arife gecesi hamama gitmek, geçmişten günümüze kadar devam eden hamam geleneklerinden. Ayrıca 'gelin hamamı’, 'damat hamamı’ ve 'kırk hamamı’ geleneklerini de unutmamak lazım. Osmanlı döneminde hamamlar, sadece temizlik amacıyla ziyaret edilen yerler değil, aynı zamanda sosyal hayatın da vazgeçilmezleriydi. Abdülaziz Bey, 'Osmanlı Âdet, Merasim ve Tabirleri’ adlı kitabında Osmanlı’da hamam kültürü ve gelenekleri ile ilgili oldukça ilginç bilgiler veriyor...
Tarihçiler ve arkeologların kaydettiği bilgilere göre Mezopotamya, Babil, Hindistan ve eski Mısır’da yıkanmak için bağımsız binalar yapılmış. Ancak büyük hacimli binalar inşa edilmesi, kendinden ısıtmalı bir sistemin bulunması ve sıcak suyunun akıyor olması Romalılar dönemine rastlıyor. Evleri ısıtmak için kullandıkları alttan ısıtmalı bir tür kalorifer yapısını yıkanma binalarına uyguluyorlar ve “Roma Hamamı" ortaya çıkıyor. Daha sonra Osmanlı kültürü ve mimarisinin etkisiyle geliştiği için “Türk Hamamı" olarak biliniyor ama yine de hamamın temeli konusunda Roma’nın büyük bir payı vardır.
Hamam, dilden edebiyata ve gündelik hayata kadar Osmanlı kültüründe ağırlıklı bir yer tutar. Kadınlar ve erkekler yıkanmak için hamama gider. Kadınların sosyalliği açısından önemlidir. Perşembe akşamları hamama gitmek, bayramlardan önce arefe gecesi hamamların sabaha kadar açık olması (bu günümüzde de devam ediyor) gibi gelenekler var. Gelin hamamı, damat hamamı, kırk hamamı gibi adetler de vardır.
Çarşı hamamları, haftanın belli günlerinde kadınlara, başka günlerde erkeklere açıktır. "Çifte hamam" olanlar ise birbirine bitişik iki hamam olup, biri kadınlara, diğeri erkeklere ayrılmıştır. Bu hamamlar hergün açıktır.
Türk Hamamının Özellikleri:
Türk hamamları başlıca üç kısma ayrılır:- 1-Soyunma yerleri.
- 2- Yıkanma yerleri.
- a) Soğukluk
- b) Hamam
- 3- Isıtma yeri (Külhan)
Soyunma Yerleri : Geniş bir sofa ve bunun çevresinde bölmeli sekiler bulunur. Yikanan kimseler, bu sekilerde uzanıp dinlenirler.
Yıkanma yerleri : Soğukluktan geçilerek girilen hamam kısmına denir. Burası da bazı bölümlere ayrılır. "Kurna başı denilen, herkesin teker teker yıkandığı yer, "halvet" adı verilen kapalı ve yalnız başına yıkanma hücreleri. Bir de üzerine uzanıp ter dökülen "göbek taşı". Burası, hamamın mermer kaplı zemininden daha yüksek yapılmış ve çeşitli geometrik şekillerde olabilen yerdir.
Isıtma yeri (Külhan) : Burası hamamın altındadır. Orada ateş yanar. Ateşten çıkan alev ve duman, mermer zeminin altındaki özel yollardan, duvar içlerinden geçer, "tüteklik" adı verilen bacadan çıkar.
Tellak : Hamamda çalışan, kese ve masaj yapan kişilere “tellak" adı verilir. Osmanlıca söylenişi “dellak". “Del" yani “ovuşturmak, ovalamak" kökünden gelir.
Külhandaki ocağın üzerinde sıcak su kazanı, onun da üzerinde soğuk su deposu bulunur. Ocağın dip kısmındaki birkaç kanal, hamamın yıkanma yerinin ortasındaki göbek taşının altına kadar uzanır. Ocakta yanan odunların tesirli alev ve dumanları, bu kanallardan göbek taşının altına gider. Bu taşın altındaki karanlık yer çok ısınğından buraya "cehennem" denir.
Hamamın Sağlığa Faydaları:
Hamamlar, çok uzun müddet kalmamak şartıyla, sıcak su ve sabunla yapılacak vücut temizliği için en iyi yıkanma ve temizlenme yerleridir. Hamamda terleyen vücudun, yumuşak bir bez, veya süngerle ovularak yıkanması, vücutta kan dolaşımını kolaylaştırarak insana rahatlık verir. Vücudu sert keselerle ovmak, deride yara açabilir. Bundan sakınmak gerekir. Bir de hamamlarda yıkananların adabı muaşeret kaidelerine uyması lazımdır. Ayrıca hamamlarda fazla kalmak, sıcaktan soğuğa, soğuktan sıcağa zaman zaman çıkmak ta vücuda zararlı olabilir. Kalp ve dolaşım sistemi bozuk olan, tansiyonu yükselen kimselerin, bir de akciğer veremine tutulmuş olanların çok sıcak suda yıkanmaları tehlikelidir. Zira çok sıcak suda uzun süre kalmak, beyne kan hücum etmesine, veremlilerde de akciğer kanamasına sebep olur. Ayrıca hamamdan sonra kendisini kollayamayıp üşütenler de zatürre hastalığına yakalanırlar. Dikkat edene hamamların bir zararı olmadığı gibi faydası çoktur.Osmanlıda Hamam Kültürü
Günümüzde sayıları oldukça azalan hamamlar, yüzyıllar boyunca Osmanlı ve Türk kültürünün en renkli unsurlarından biri olarak var oldu. Fatih Sultan Mehmet 19 adet 'çarşı hamamı’ yaptırmış. Evliya Çelebi ünlü 'Seyahatname’sinde 17’nci yüzyılda İstanbul’da 168 adet çarşı hamamı olduğunu yazıyor. Mimar Sinan ise 20 adet çarşı ve konak hamamı yapmış. Fatih Çinili Hamam ile Çemberlitaş Hamamı, bugün hâlâ ayakta olan Mimar Sinan’ın eserlerinden.Hamam, dilden edebiyata ve gündelik hayata kadar Osmanlı kültüründe ağırlıklı bir yer tutuyordu. Hem kadınlar hem de erkekler yıkanmak için hamama giderlerdi. Özellikle perşembe akşamları ve bayramlardan önce, arife gecesi hamama gitmek, geçmişten günümüze kadar devam eden hamam geleneklerinden. Ayrıca 'gelin hamamı’, 'damat hamamı’ ve 'kırk hamamı’ geleneklerini de unutmamak lazım. Osmanlı döneminde hamamlar, sadece temizlik amacıyla ziyaret edilen yerler değil, aynı zamanda sosyal hayatın da vazgeçilmezleriydi. Abdülaziz Bey, 'Osmanlı Âdet, Merasim ve Tabirleri’ adlı kitabında Osmanlı’da hamam kültürü ve gelenekleri ile ilgili oldukça ilginç bilgiler veriyor...