Hayvanlar Alemi Degerli At Cinsleri ve Özellikleri

atlar.jpg atlar.jpg


Atlar genetik özellikleri bakımından farklı cinslerden oluşur.

Taylar dış görünüş olarak anne ve babalarına benzerler.İnsanlar o cinsin sürekliliğini sağlamak ve en iyi özelliklerini belirginleştirmek için,cinsin seçilmiş damızlıklarını kendi Tayları ile çiftleştirmişlerdir. Buna seçici üretim denir. Bu sayede türün özellikleri standardize edilir ve türün sürekliliği devam ettirilir.

Atlar, kullanım amaçlarına uygun fiziksel özelliklere sahip olmalıdırlar. Ağır işler için gücünden faydalanılan atlara "Soğuk Kanlı" , hız ve çevikliğinden faydalanılan sportif amaçlı atlara da "Ilık Kanlı" adı verilir.

Dünya'da 150’nin üzerinde At cinsi bulunmaktadır ve binek atlarının tamamı ılık kanlıdır.
 
HOLLANDA ATLARI



270.jpg 270.jpg


TARİHÇESİ VE ORİJİNİ :

Hollanda atları ılık kanlı spor atı cinsidir. Bu tür atlara soğukkanlı atlar (koşum atları) ile Thoroughbred ve Arap atı gibi sıcakkanlı atlardan farklı oldukları için ılık kanlı denmektedir. Spor atı deyişiyse cinsin kullanım alanını belirlemektedir. Dresaj ,engel atlama , konkur komple ve at arabası yarışları gibi belli başlı uluslararası binicilik disiplinlerine yönelik olarak kullanılmaktadır. Birçok ılıkkan cinslerinin gelişimine hala devam edilmektedir. Aslında bu tür atlar Thoroughbred ,Arap atı, Morgan atı, Selle Français atları gibi safkan bir cins değildir. Farklı türlerin birleşimi olarak ortaya çıkmışlardır. Bunun sebebi ise her türün farklı karakteristiklerini ayrı bir cinste birleştirmektir. Hollanda ılık kan atları, Alman, Fransız ve İngiliz atları ile yerli Hollanda atlarının seçici çiftleştirilmesi sonucu ortaya çıkan modern bir spor atıdır. Hollanda ılıkkan atlarının kökeninde iki farkı bölge yer alır: Gelderland ve Groningen. Gelderland , Hollanda'nın merkezinde yer alır. Toprağın kumlu olması nedeniyle bu bölgede daha hafif atlar gelişmiştir. Groningen ise toprağın daha ağır ve sert olduğu bir bölge olduğundan daha ağır atlar yetişmiştir. Groningen yetiştiricileri atların daha rafine olması için Gelderland atlarını kullanmış, Gelderland yetiştiricileri ise atlarına daha iri bir yapı kazandırabilmek için Groningen kanını kullanmışlardır.

Hollandalı çiftçiler hayatlarını atlarla kazanırlardı. Dolayısıyla at yetiştirme tekniklerini uzun zamandır kullanıyorlardı. Çiftleşme sonucu atların karakterlerinde oluşan bozulmalar ve hatalar anında telafi ediliyordu. Binicilik ve at malzemelerin yaygınlaşması ile atlar çiftliklerde bakılmaya başlandı. Binicilik klüplerinin sayılarının artması ile de spor atlarına olan ilgi düzenli olarak arttı. Bunun sonucu olarak da Hollandalılar spor atı üretmeye başladılar. Thoroughbred aygırlarının yanı sıra Fransız, Holsteiner, Honeverian aygırları kullanıldı. Stilli koşum atları oluşturmak üzere Hackney atları da kullanıldı. Diğer yetiştiriciler geleneksel Gelderland koşum atlarını yetiştirmeye devam ettiler. Sonuç olarak modern Hollanda ılıkkan atları 3 kategoride toplanmaktadır: Spor atı, koşum atı, geleneksel Gelderland atı.

271.jpg 271.jpg



Hollanda atlarının güzel bir vücut yapısı vardır. Vücut yapılarının yanı sıra güzelliği ve çekiciliği Hollandezlerin ününü arttırmıştır. Oldukça kısa bir zaman içinde modernize edilen Hollanda spor atları uluslar arası müsabakalarda da önem kazanmıştır. Karakterleri, atletik yetenekleri ve sağlamlıkları ile ünlü atlar dünyanın her bir köşesine ihraç edilmiş, değişik ülke bayrakları altında uluslar arası şampiyonlar çıkarmıştır.

TÜRÜN ÖZELLİKLERİ

Hollanda ılık kan atları yaklaşık 162 cm boyunda olup bazıları 170 cm kadardır. Genellikle doru, al, yağız veya kır olup alınlarında veya bacaklarında beyaz işaretler vardır. Başın iyi bir şekli olup profilden bakıldığında düzdür. Boyun kavisli ve kaslı , sırtı düz ve oldukça uzundur. Kuyruk yüksektedir. Göğsü derin ve kaslı omuzlarının ise iyi bir açısı vardır. Bacakları uzun, sağrıları güçlü ve kaslıdır. Bu özellikleri Hollandalıların çiftlik atlarından gelmekte olup güçlü hareketler için gereklidir. Hollandezler hevesli, cana yakın, güvenilir ve akıllı olmaları ile tanınırlar.
 
HOLSTEİNER



11.gif 11.gif


TARİHÇESİ VE ORİJİNİ :

Holsteiner, Almanya’nın kuzey bölgesi olan Schleswig-Holstein’da 13.yy.dan beri süren sistematik üretimin bir ürünüdür.Bu bölge Almanya’nin en başarılı at üretim bölgelerinden biri ve Holsteiner da Almanya’nın en eski sıcakkanlı cinslerinden biridir.Holsteiner’ın atalarının izleri Napolitan,İspanyol ve doğudaki damızlık tesislerine dayanır.Buralarda bölgenin yerel damızlıklarıyla dikkatli bir melezleme yapılmıştır.Bu at türü Alman çiftçiler tarafından gücü,sağlamlığı ve güvenilirliği ile değerlendirilirken ordu tarafından da bu değerlendirme cesareti ve yeteneğine bağlı olarak yapılmıştır.

Holsteiner üretiminin ilk yazılı kayıtları 13.yy.a dayanır.Holstein ve Storman kontu 1.Gerhard ,Uetersen’deki manastıra manastır civarındaki özel mülklü arazilerin otlatma haklarını vermiştir.Rahipler, manastırların özelliklerinin özel arazi sahiplerine devredildiği Reform dönemine kadar iyi nitelikte atların üretimine devam etmişlerdir.Bu atların hem çiftlikteki önemine hem de güvenilir savaş atı olma özelliklerine dayanarak arazi sahipleri de rahiplerin başladığı işi devam ettirmişlerdir.

Bu cinsin niteliklerini garanti altına almak için 1686 kanunlarının Schleswig-Holstein’a geçmesi ile iyi üretimin yapılması cesaretlendirilmiştir.1797’de 10000’in üzerinde atın ihraç edilmesiyle 17. ve 18.yy.larda bu cinsin ünü tüm Avrupa’ya yayılmıştır.

Savaş atlarına olan ihtiyacın azalmasıyla beraber İngiliz Yorkshire Araba atları ve Cleveland Bay atları 19.yy.da kaliteli yüksek adımlı yük atlarının üretimi için kullanılmışlardır.2.Dünya Savaşı sonrasında bu cinsin Thoroughbred kanıyla tanışması ile beraber Holsteiner’ın eşsiz karakterine zerafet ve atlama yeteneği de eklenmiştir.Bu cins muhteşem Alman spor atlarından biri olarak ortaya çıkmıştır.Özellikle atlama,dresaj,driving ve eventinge için uygundur ve ayrıca diğer sıcakkanlı cinslerin gelişiminde de etkili olmuştur.

Günümüzde Holsteiner’ın , Olimpiyat oyunları ve Dünya Şampiyonaları dahil birçok uluslararası eventing ve driving müsabakalarında ilk onda yer aldığı görülmektedir.

TÜRÜN ÖZELLİKLERİ:

Genel olarak Holsteiner dorudur.Çok az beyaz işaretleri olması hatta hiç olmaması tercih edilir.Dengeli bir attır.16-17 hand uzunluğundadır.Açık dörtnalı ve doğal,elastik hareketleri vardır.Büyük,güzel gözlerle sevimli başı,güzel kavisli bir boynu ,(withers) üzerinde yükselmesiyle zarif,hafif ve kendini taşıyan bir görünümdedir.Rahat ve istekli mizacı , iyi bir karakter ve iş yapmaya olan hevesi ile bütünleşmiştir.

Üretimde kullanılan damızlıkların kalitesi yıllık damızlık denetimleriyle ile sağlama alınmıştır.Atların sınıflanması ve bunlara değer biçilmesi kaliteye ve üretim havuzuna yaptıkları katkı potansiyeline bağlı olarak yapılır.Aygırlar için damızlık kitabına girişi için araştırılması bunların tamamen onaylanmış aygır olmaları yolundaki ilk adımdır.Aygırın bir 100 günlük test süresince veya spor müsabakalarında atletikliğini göstermesi beklenir.Yavruları da ayrıca kalite ve genetik bozukluklar bakımından araştırılır.Ancak bundan sonra bu aygıra hayat boyu üretim lisansı verilir. Aynı zamanda kısraklar da araştırılır ve yeterli kalitede olanlar 3 damızlık kitabından birine girebilirler.
 
İRLANDA ATI



269.jpg 269.jpg


TARİHÇESİ VE ORİJİNİ :

İrlanda atının tarihi , tarım alanında olduğu kadar , savaşlardaki başarılarına da dayanır. MÖ. 1'de yazılmış olan "cuchulain" destanı bu atı güçlü araba atı olarak tanımlar. 12. yüzyılda İrlanda'ya gelen Anglo-Norman'lar beraberlerinde güçlü savaş atlarını da getirdiler. Daha sonraları, 16. yüzyılda güney İrlanda ile İspanya arasındaki ticaret sonucu yerli atlara İspanyol kanı karıştı. Ortaçağ boyunca çok sayıda İrlanda atı , Avrupa ordularına ihraç edildi.

1. Dünya savaşı sonlarına kadar bu atların binlercesi savaşlarda ön saflarda hizmet ettiler. 1850-1950 yılları arasında İrlanda atı şekil alarak günümüzdeki İrlandez halini aldı. İrlanda'da tarım , Avrupa'nın gelişmemiş bölgelerinde de ağır yük atlarına olan talepteki azalma bu atlara ilgiyi azalttı. Bunun yerine İrlandalı çiftçiler , tarlada çalışabilecek ve aynı zamanda araba çekebilecek , hem de tilki avına gidebilecekleri atlara ihtiyaç duydular. Avlanan çiftçiler , tüm gün yol alabilecek ve karşılaştıkları her engelin üzerinden atlayabilecek atlar istediler. Yüzyıl boyunca iyi kemik yapısı , dayanıklı , ilginç atlama kabiliyeti olan , oldukça sağlam ve hassas bir at cinsi üretildi. Thoroughbred'le karıştırıldığında bu özellikleri sağlayan , dünyaca ünlü İrlandez avcısı ortaya çıktı. Bu karışım günümüzde İrlandez spor atı olarak bilinir ve temsilcileri tüm dünyada altın madalyaları , grand-prix'leri kazanmaktadır. Ne yazık ki , bu başarı İrlanda soğuk atının çöküşüne izin vermiştir.

Çiftliklerdeki makineleşmenin artması , avcı ve spor atlarına olan dünya çapındaki talep bu cinsi soyunun tükenmesi eşiğine getirmiştir. Bu İrlandalı çiftçi için , iyi bir İrlanda kısrağını bir Thoroughbred'e sonrada bir safkan aygırına çekmek daha karlı hale gelmiştir. İrlanda soğuk atı sosyetesinin planlı çabalarına rağmen , dünya çapında sadece 2000 safkanıyla beraber bu cinsin devamlılığı tehlikeli hale gelmiştir.

TÜRÜN ÖZELLİKLERİ:

İrlanda soğuk bölge atı , özü ve kalitesiyle aktif ve güçlü bir attır. Adından anlaşılacağının aksine iri ve çok tüylü değildir. Duruşuyla , güçlü sağrısıyla heybetli görünümdedir. Zeki ve nazik , doğası ile hassas ve uysal yapısı dikkat çeker. Hareketleri yumuşak ve serbest olmasına rağmen abartılı değildir. Kır dahil olmak üzere her renkte olabilir. Kemik yapısı sağlam ve güçlüdür. Ortalama boyları ; 153 - 163cm. yüksekliğindedir.
 
LIPIZZAN



267.jpg 267.jpg


TARİHÇESİ :

Lipizzan atları 400 yıldan uzun süredir uygulanan seçici bir yetiştirme programını yansıtır. Dünyanın dört bir yanından seçilen iyi kalite atlardan oluşmuştur. Güzellik ve zarafetin yanısıra cesaret, kuvvet, yetenek, iyi mizaç ve aklın nadir bulunan bir kompozisyonunu sergilemektedir. Lipizzanlar ilk olarak 1580 yılında Arşidük II.Charles'ın Lipizza'da bir hara kurarak İspanyol, Andalusian, Barb ve Berber cinsi atları ithal etmesiyle yetiştirilmeye başlanmıştır. Bu atlar yerel Karst atlarına çekilmiştir. Yerel Karst atları beyaz, küçük , yavaş ve sert atlardır. 1700'lerin sonunda Napolyon Savaşları sırasında atlar üç kere yer değiştirdiler. Bir süre atların mülkiyeti Napolyon'a geçti. Napolyon Arap aygırı Vesir'i Lipizzanlara çekti. 1807-1856 yılları arasında 7 Arap aygırı türün gelişimi için kullanıldı: Siglavy,Tadmor, Gazlan, Saydan, Samson, Hadudi ve Ben Azet. 1792-1815 yılları arasında iki Lipizzan kolu olan Maestosa ve Favory, Kladruby atları ile çiftleştirildiler. 1880 yılında Lipizza Harası'nda 341 adet Lipizzan atı bulunmaktaydı. 18. ve 19. yy.da kullanılan tüm Lipizzan damızlıklarından sadece 6 tanesi orijinal aygır kolu olmuştur: 1.Dünya Savaşı sırasında yetiştirme merkezi Viyana yakınlarındaki Laxenburg'a yerleşti. Taylar ise diğer kraliyet harası Kladrub'a yerleştirildi. 1. Dünya Savaşı sonrasında Orta Avrupa yeniden organize edilirken Avusturya- Macaristan İmparatorluğu iki yeni cumhuriyete bölündü ve her devlet bir önceki monarşinin sahip olduklarının mülkiyetini aldı. Lipizza Kraliyet Harası(1580-1916) yetiştirme programı 3 farklı ülkeye bölünmüş oldu.

268.jpg 268.jpg


Bu yıllarda sadece 208 Lipizzan'ın kaldığı bilinmekte olup büyük kısmı (109 at) Lipizza kentine sahip olan İtalya'da kalmıştır. 1913-1915 tayları ise Çekoslavakya'nın sahip olduğu Kladrub'da kaldı. Kalan atlara ve İspanyol Binicilik Okulu aygırlarına 1919'da Avusturya sahip oldu. 1. Dünya Savaşı'nı takiben İtalya, Çekoslavakya ve Avusturya'nın yanı sıra Macaristan, Romanya ve Yugoslavya'da Lipizzan atı yetiştirmeye devam ettiler. 1943'de Lipizzan cinsi soyunun tükenmesi tehdidiyle karşılaştı. Avusturya, İtalya ve Yugoslavya'daki kısrak ve taylar Çekoslavakya'daki Hostau bölgesine Alman komutası altında transfer edildi. Dönemin İspanyol Binicilik Okulu müdürünün çabaları neticesinde okul kurtarıldı fakat; 1955'e kadar damızlık aygırlar okula geri verilmedi. Dünyada 3000'den az saf kan Lipizzan'ın bulunduğu göz önüne alındığında türün seyrek olduğu söylenebilir. Her geçen yıl doğan tay sayısı da azalmaktadır. Lipizzan atlarının safkanlığının korunması için büyük çaba gösterilmektedir. At sahipleri ve yetiştiriciler türün az olması, kültürel önemi, romantik tarihi, güzelliği, uyumu, atletik yürüyüşleri nedeniyle bu atlara ayrı bir değer vermektedir.


TÜRÜN KARAKTERİSTİK ÖZELLİKLERİ :


Lipizzan atları uzun olmamasına rağmen (en irisi 160cm. kadardır.) gururla kendini taşıması, kaslı ve elastik vücudu, güçlü hareketleri onların olduklarından daha uzun ve iri görünmelerini sağlar. Geç olgunlaşır ve uzun yaşarlar. (çoğu zaman 35 yıl ve fazlası) Doğdukları andan itibaren zarafet ve asalet sergilerler.

Yağız veya doru olarak doğar, 5-8 yaşlarında beyaz olurlar. Aslında demir kırdırlar ancak; koyu renk derileri beyaz tüylerle örtüldüğünden yara veya ıslaklık olmadığında beyaz görünürler. Gelişimini ancak 10 yaşına kadar tamamlayan bu atlar 1 yaşındayken aynı yaşlı bir Thoroughbred ile kıyaslandığında oldukça küçüktürler. Vücut yapıları 3 yaşında ancak kendini gösterir. 3 yaşına kadar hiçbir turistin onları göremeyeceği Alp Dağları'na gönderilir ve 3 yaşında ancak doğdukları andaki zarafeti sergilediklerinde insan önüne çıkarlar. Güçlü ve sağlam olduklarından nadiren topallık gösterirler. Yemlerindeki ve çevre koşullarındaki değişimlere anında adapte olurlar. Lipizzanlara binmek yumuşak sırtları ve canlı adımları ile bir keyiftir. Güçlü sağrıları sayesinde kendilerini doğal bir denge ile taşırlar. Doğal bir ritm duyguları vardır. Eyer vurulduğunda oldukça sakin ve tutarlıdır.

Aygırlar, kısraklara göre idare edilmesi daha kolay atlardır. Aygırlar, binicilerine bir kez saygı duydu mu bu duygularını kaybetmezken kısraklar daha patroniçe tavırlı olduklarından zaman zaman onlara binicisine üstünlük sağlayamayacağı hatırlatılmalıdır. Bir Lipizzan atı ürktüğünde herhangi bir korku veya panik duygusu yoktur. Çifte atmaz, binicisini fırlatmaz; aksine kendini toplar, ardlarını vücudunun altına getirir, sırtı yükselir ve binicinin eyerde daha güvenli oturmasını sağlar. Boynu kavislenir ve binicisine dizginleri toplaması için ısrar eder. binicisinden komut bekler. Eğer binici bir parça dizgin verirse piaf birden pasaja dönüşür. Bu hareketi doğallıkla yaparlar. Lipizzan başlangıç seviyesindeki bir biniciyi bile saygı duyulan bir binicilik ustasıymış gibi hissettirir. En tecrübesiz binici bile saygıyla komut verdiğinde yürekle ve istekle tepki verir. Ancak "at attır!" diye düşünen ve Lipizzanı'ı sindirmek veya ona zorbalık etmek isteyen insanın vay haline! Gerçekten korktuklarında veya adalet duyguları vahşilikle tahrik edildiğinde karşısındakinin gözünün içine bakar ve savaşa hazırlanır. (400 yıl önce yetiştirilmelerinin gerçek amacı)
 
MORGAN ATI


266.jpg 266.jpg


Amerikan Morgan atının kökü çok ilginçtir ki sadece bir tek aygıra dayanır: Justin Morgan. Bu aygır 14 el uzunluğunda olmasına karşın ağırlık-çekme yarışlarında ağırlığını gösterir.

Justin Morgan 1789 yılında Figure adlı bir tay olarak dünyaya geldi ve daha sonra kayıtlı ilk sahibinin adıyla anılmaya başladı. Bu kişi Vermont’taki bir çiftlik sahibi ve aynı zamanda müzik öğretmeni ve kilise yöneticisiydi. Kayıtlı belge olmamasından dolayı Justin Morgan’ın nasıl üretilip yetiştirildiği konusunda kesin bilgiler yoktur. Olası iddialara göre bu aygır Thoroughbred, Arap, Welsh Cob ve Hollandez ırklarının atasıydı. Ufak yapısına karşın (400kg.dan daha hafifti.) Justin Morgan’ın oldukça kuvvetli bir iş atı olarak tanınması ve sahiplerinin başarısı için çok fazla çalıştırılması tartışma yaratmıştır.

Ağır iş atı gibi saban çekmekte ve kereste işlerinde kullanılırdı ve kütük çekmek konusunda ağırlığının neredeyse iki katı olan rakiplerine rağmen yenilmezdi. Müthiş dayanıklı, güçlü ve dinç bir babaydı. Güç, dayanıklılık, hız ve sakin mizacı yavrularına da geçmiştir. Erkek taylarından 3 tanesi cinsin gelişiminde oldukça etkili olmuştur: Sherman Morgan(1808), Woodbury Morgan( 1816) ve Bulrush Morgan( 1812)

Sherman Morgan kanından gelen atlar mükemmel koşum atları olmalarıyla dikkat çekmişlerdir ve Amerika’daki diğer cinslerin ( Quarter, Saddlebred, Standardbred, Tennessee) üretiminde önemli etkileri olmuştur.

Woodbury Morgan kanından gelenlere ise binek ve tören atı olarak talep olmuştur. Bulrush Morganları da süratlideki hızlarıyla dikkat çekmişlerdir.

Diğer cinslerde olduğu gibi Morgan atı da motorlu ulaşımın yaygınlaşmasıyla önemini yitirmiştir. Ancak 1999’da kurulan Morgan At Klübü’nün istekli üyeleri sayesinde bu tür kurtulmuştur. Günümüzde ABD’ye ek olarak Kanada, İngiltere, Avustralya, İspanya, Yeni Zellanda, Almanya, İtalya ve İsveç’te Morgan Klüpleri görülür. Bu klüpler sayesinde Morgan atı sayısı da giderek artmaktadır. Bu atlar gösteri atı olarak bulundurulmasının yanı sıra sürek avı, dresaj ve atlı araba yarışları gibi disiplinlerde de kullanılır.

Türün Özellikleri

14,1-15,2 el uzunluğunda genellikle doru, kestane doru, yağız renklerindedir. Baş haricinde diz veya tırnakta beyaz işaretlere olmamalıdır. Profilden bakıldığında düz veya hafif eğimli başı, öne doğru geniştir. Büyük gözleri, kısa ve dik kulakları, hafif açılı boynu, eğimli omuzları vardır. Sırt uzunluğu kısadır. Sağrısı kaslıdır ve kuyruğu yukarıdadır. Düz ve kuvvetli bacakları kısa ve ince kemik yapısına sahiptir. Uzun ve eğimli inciği hafif ve elastik bir yürüyüş sağlar. Yumuşak ve gür kuyruk ve yeleye sahiptir.

İlginç Olaylar

Yüzbaşı Myles Keogh’un bindiği “Comanche” adında bir Morgan atı 1876 yılında yapılan Little Big Horn savaşından Kızılderililer haricinde sağ çıkmayı başaran tek canlıdır. Çok fazla yara almış olmasına karşın yaşamayı başarmış ve 29 yaşında yaşlı bir at olarak hayata veda etmiştir.
 
Rahvan atları


265.jpg 265.jpg




Rahvan atlar, Orta Asya'dan Anadolu'ya göç eden Türklerle birlikte gelen gerçek Türk atlarıdır. Adını, bir yürüyüş stili olan "rahvan"dan alan bu atlar, bakımları da dahil olmak üzere her konuda sahiplerine büyük kolaylıklar gösteren, az yem ve az su ile uzun yol alma özelliğine sahip hayvanlar olarak bilinir. Geçmişte daha iri oldukları tahmin edilen, giderek özelliklerini yitiren rahvan atlarının soyları da tükenmektedir.
 
en sevdiğim hayvandır at. Malatyada bir at biraz yanına yaklaştım bir kilometre kadar bindim. sonradan öğrendim ki , o at 1 milyon dolara satılmış. acaba ben bindim diyemi bu kadar değerlendi yoksa safkan ırk olduğu için mi ? :)
benden kaynaklanıyor kesin..
 
en sevdiğim hayvandır at. Malatyada bir at biraz yanına yaklaştım bir kilometre kadar bindim. sonradan öğrendim ki , o at 1 milyon dolara satılmış. acaba ben bindim diyemi bu kadar değerlendi yoksa safkan ırk olduğu için mi ? :)
benden kaynaklanıyor kesin..

Kesinlikle sen bindigin için deger kazanmistir :D
 
Bunlar da ilginizi çekebilir...
Kâbe'nin Tarihi ve Mimari Özellikleri
  • Ugur
  • Ugur,
  • Ansiklopedi
  • 0    30K
Kırlangıç Kuşunun Bilinmeyen Özellikleri
  • Kaptan43
  • Kaptan43,
  • Hayvanlar Alemi
  • 0    2K
Yaprak Nedir? Yaprağın Yapısı ve Özellikleri Nelerdir?
  • MURATS44
  • MURATS44,
  • Ansiklopedi
  • 0    2K
Yağış Tipleri Nedir ve Özellikleri Nelerdir?
  • Kaptan43
  • Kaptan43,
  • Makaleler
  • 0    1K
Enlem ve Boylam Nedir? (Özellikleri ve Etkileri)
  • Kaptan43
  • Kaptan43,
  • Ansiklopedi
  • 0    2K
Geri