Sohbet Kuvvet Komutanlarını Tanıyormusunuz ?

Celik

Emekli Admin
Katılım
8 Nisan 2013
Bir tv programini seyrederken konu askerlerden açildi ve kendi kendime sordum; Kuvvet komutanlarimizin adi nedir diye bir türlü hatirlayamadim.Kuvvet komutanlarinin hepsini bosverin,Genel Kurmay Baskani'nin adini bile hatirlayamadim.Oysaki; çok degil,bundan on sene evvel hava kuvvetleri komutanindan,en basit ordu komutanlarina kadar hepsinin adini bilirdim.Sadece ben degil,memurundan çiftçisine kadar herkez,bakanlarin adini bilmezken komutanlarin adini ezbere bilirdi.

Acaba benmi alzaimer oldum,yoksa kimsemi bilmiyor merak ettim dogrusu.

Bu konudan bahsetmemin sebebi bir tv programi oldu dedim ya; iste bu program,TRT TÜRK'te yayinlanan,Ahmet Yenilmez'in sundugu "Azurdeler" programi.Bu programa bir yasli gurbetçi davet ediliyor ve hangi sartlarda gurbete gittiklerinin yaninda,oralarda yasadiklari sorunlari anlatiyor bu davetli gurbetçi.

Ve gurbetçi yasli adam basliyor basindan geçenleri anlatmaya:

Gurbete ilk gidisim kaçak yollarla oldu ve Hollanda'ya gittim.Birkaç ay kaçak çalistim fakat hergün polis kontrollerinden biktim ve birikmis olan bin gulden parami bir akrabama teslim ederek,beni polislere teslim etmesini söyledim.Bu sekilde en azanindan bilet parami ödeyip beni Türkiye'ye gönderirler.

Polislere teslim oldugumda,seni ilk uçakla göndericez dediler ve sordular paran varmi diye.Üzerimde hiç para olmadigini söyleyince evli olup olmadigimi ve çocuklarin varmi diye sordular.Evliyim ama çocugumuz yok dedim.

Bundan sonra gurbetçi ile polisler arasinda geçen diyalog:

- Bir hediye almadan eve dönersen esin üzülmezmi bu duruma.
Benim çalismama izin vermediniz ki,bir hediye alacak kadar para kazanayim.
- Peki Istanbul'a indiginde eve gidecek kadar paranda mi yok.
Dedim ya; hiç param yok.çalismama izin vermediniz ki param olsun.

Bunun üzerine polisler; Biz kötü insanlar degiliz,sadece görevimizi yapiyoruz,bizi kötü olarak anlatma kimseye oralarda dedikten sonra,aralarinda para toplayip,bir paket çikolata ve parfüm aldilar ve bunu esine hediye olarak götür dediler. Istanbul'dan eve gidebilmem için de 40 Gulden verdiler.

Bu konusmayi nefessiz bir sekilde dinleyen Ahmet Yenilmez saskinligini gizleyemedi ve benim bu konuyu açmama vesile olan o sözleri söyledi.

"Evet o dönemlerde issizlik ve çaresizlikten dolayi,nice gençlerimiz ekmek parasi kazanma ugruna gurbete gitti.Gitti çünkü birileri her on yilda bir halkin seçtigi kisilere sen bilmezsin,ülkeyi ancak ben yönetirim diyerek darbe yapti"

Evet ben bugün kuvvet komutanlarindan hiç birinin adini bilmiyorum ve bilmekte istemiyorum.Allah basimizdan askerleri eksik etmesin ama muhtaçta etmesin.
 
Okul yılalrında , dersimize girmeyen öğretmenlerimiz bile olsa , en dayakçı hocaların adlarını kendi adımız gibi bilirdik. Hatta ismini bilip hangi isim, kime ait bilmeden tanıdığımız hocalarımız vardı. Lisede :) isim de vereyim,, lise 1 e başladığım yıl, üst sınıflar idris hoca der dururdu. Adamın üst koridordan attığı tokatı alt koridorun diğer ucundan duyarsınız derlerdi. içimizde bir idris hoca korkusu sinmişti. Ben o hocayı aylar sonra tanıdım. Daha önce gördüğüm halde , o olduğunu bilmiyordum .

Kuvvet komutanlarının isimlerini şu an bende bilmiyorum. Sdece genel kurmay başkanını biliyorum. O da, bulunduğum ilde ordu komutanıydı. Haberlerden izlerdim. Ordan aklımda kaldı. Şu anki kuvvet komutanları , "en iyisini biz biliriz, yaşasın laiklik" edebiyatı altında halkın seçtiği hükümetler üzerinde baskı kurma gibi bir dertleri olmadığı için pek göz önünde değiller. Tanınmamaları normal.

Eskiden öylemiydi. Ecevit hükümetinde , mgk toplantısında hava kuvvetleri komutanının "şeriat geliyor" diye irtica karşıtı olarak hükümet üyelerine fırça attığı zamanlarıda biliyoruz. yine bir başka mgk toplantısında yıllar sonra şimdiki başbakanımıza da aynısı yapılıp , yüksek ve sert bir ses tonuyla baskı kurulmak istendiğinde, önce yumuşak cevap verip , daha da yükselen ses tonuna karşılık " kes sesini" diyen bir siyasi hükümetide biliyoruz.

O zaman başkalarının kumandasında bir TSK vardı, şimdi milletin idaresindeki bir TSK var. Peygamber ocağı bilinen bir yuva , bu memleketin değilde yanacıların haklarını koruyan bir kurum olmuştu. Şimdi Peygamber ocağı olarak manevi havasını yakalamış durumda. Şimdi halkın karşısında değil, halkın yanında bir TSK var. bugünlere de şükürler olsun. Tabii içerde kalan birkaç çürük yumurtanın daha ayıklanması lazım. Onlarda zamanla elenip , un ufak olup gidecekler.

sonuçta davulla zurnayla içten gelerek bir görev ve vatanseverlik duyguları içinde, askerliğini yapmayanın bir çok işinin yarım kaldığını ve bir an önce bu görevi bitirmek için içten gelen mecburiyetle askerlik görevini yapmaya giden dünyadaki tek milletiz. Ve dünyanın sayılı güçleri arasında olan TSK'nın başındaki insanları tanımıyor olsak ta, Yinede eksik olmasınlar inşaallah.
 
Sonuçta herkez kendi işini yapamali.Bunu bilir,bunu söylerim.

Askerin "Her şeyi ben bilirim" taviri yüzünden,koskoca imparatorluk çöktü.Öyleki; Askerlerin çökerttigi koskoca binanin yikintilarindan,küçücük bir gecekondu yaptigimiza sevinir olduk.Bu yaptigimiz ve on yillarca dami akan gecekonduda yaşamak zorunda birakildik.

Seninde dedigin gii,Turk milleti asker ocagini peygamber ocagi bildi ama ne yazikki bu peygamber ocaginda yedigi küfürleri,dayaklari ve aşagilanmayi maden ocaginda bile görmedi.

Son dönemlerde asker ocagi gerçek peygamber ocagi oldu,inşaallah böyle devam eder...
 
Asker siyasetten ne anlardı o zaman? Sadece elindeki güçle siyasete müdahale ederek sanki siyasetin uzmanı gibi konuşmalarla , zorbalıklarla memlekete geri dönülmez zararlar vermediler mi?

Askerin çok bilmişliği Osmanlıyı yıktığı gibi, dış güçlerle yapılan işbirliği ile koca bir tarih, sonsuza kadar bir daha gelmeyecek kusursuz bir medeniyet çöktü gitti.

En son 12 Eylül darbesinde de, daha önceden çok iyi giden bir menderes döneminde bilerek ortalığı karıştırıp, işini son derece güzel yapan bir başbakanı yalanlarla iftiralarla mahkum edip asarak , ülkede kaosa neden olarak ilerlemesi istemeyenlerle işbirliği yaparak aynı tuzağa düşmediler mi? Ülkeyi de bu tuzağa düşürmediler mi?

Bu ülke üzerinde sayısız oyun, sayısız plan varken, bu ülkenin daha güçlü olupta bazılarının deliğine çomak sokmasını engellemek için kimbilir daha ne oyunlar var, daha ne oyunlar olacak? Bildiğimiz , bilmediğimiz....

Çanakkalede, kurtuluş savaşında, ülkenin her karışında her cephede savaşta düşman üzerine "Allah Allah" nidalarıyla hücum ederken, atalarımızın şehadetiyle her kanırş toprağı kanla sulanmışken, şimdi bazıları "Mustafa Kemalin askerleri" tiyatrosuyla bu ülke laiktir, laik kalacak edebiyatıyla bu kanla kurulmuş topraklar üzerine çöreklenmeye çalışıyorlar.

Şu an , hele de bu dönemde Türkiyenin hızla büyüyüp güçlendiği bu dönemde çok daha büyük saldırılara maruz kalacağımız kesin. Darbe sevdalı askerler layık olduklarını bulduktan sonra , dünyanın tek "Asker Millet"'i olan memleketimizde askerimizle , milletimizle el ele , tek yumruk ve çelik yürekle bir olup bizi kendi çıkarları için kullanmak isteyen dünyadaki sayısız gerçek düşmanımıza karşı birlik olmalıyız.

Ben , kuvvet komutanlarının ismini bilmesemde , benim yanımda olduklarını bilmek, aynı düşünceleri paylaşıyor olmak, aynı amaç için çabalıyor olmak bence daha güzel.

Bunun tam tersi olduğunda ( ki geçmişte örnekleri sürüyle) bazılarının ekmeğine yağ sürmekten başka , memleketimizi satmış olmaktan başka, en kötüsü de "vatan hainliği" yapmaktan başka bir şey yapmamış oluruz.

İnşaallah , inançsız insanların kumandasındaki dünyanın ilk ordusu , yakın geçmişe kadar ALLAH ac inancıyla dolu olan bu büyük güç şimdi daha emin ellerde. Daha iyi olur inşaallah..
 
Geri