Genel Kültür Güvercin Irkları - Güvercin Türleri

Celik

Emekli Admin
Katılım
8 Nisan 2013

Taklacı Mardin güvercini​

- -
Dış özelliği geniş ve uzun bir yapıya sahiptir göğüs yapısı diğer kuşlara oranla daha geniştir.uçuş özellği nerden geldiği belli olmaz uzun mesafeli ve seri çeker kanat sesi diğer kuşlara göre fazladır.

Başına Yani Fişeğine Asılırken Takla Atma Standardı​

Taklacı Mardin güvercini başında takla vurarak ve takla arası mesafe koyarak dikey olarak yükselebilen bir güvercin ırkı olduğunu biliyoruz. Taklacı Mardin güvercini başında ne kadar takla vurması (çevirmesi) lazım gelir veya bu işin standardı ne olmalı diye düşündüğümüzde:

Taklacı Mardin güvercini başında takla vurarak ve takla arası mesafe koyarak dikey olarak yükselebilen bir güvercin ırkı olduğunu biliyoruz. Taklacı Mardin güvercini başında ne kadar takla vurması (çevirmesi)lazım gelir veya bu işin standardı ne olmalı diye düşündüğümüzde: konuyu enine boyuna araştırdık ve yetiştiriciler arasında farklı görüşler ortaya çıktı. Bu farklı görüşler yıllardan beridir güvercin sever camiasında tartışılan bir konudur. Bu konudaki farklı düşünen bir kesim güvercin yetiştiricimiz, güvercinin başında bol takla atmasını dile getirmektedir. Elbette ki görevini bu manada layıkıyla yerine getirebilen güvercin bizimde tercihimizdir. Lakin yıllardan beridir nesilden nesile aktarılan bilgi ve deneyimlerin ışığında, başında bol takla atan ve takla arası mesafe koyabilen güvercin ister istemez çok uzun baş yapar. Çünkü güvercin taklasını vurdukça başını uzatacak dolayısıyla başında ne kadar çok takla atarsa o kadar çok uzun baş yapacak. Ama bizim Hayalci olmamamız gerekir. Realite ve bu ırkın gerçeği neyse onu yazmamız ve dile getirmemiz lazım.Başında bol takla atan yani yirmi takla veya otuz takla vurup başına asılan güvercin genelde, yani pratik yaşamda yaşayarak üzerimizde bıraktığı intibalar şu şekilde olmuştur.

1- Az baş yapar ve bu baş sayısı asla ve asla onu geçmez.
2- Üstelik yirmi otuz takla ile başına asılan güvercin; seri,mesafe koyarak ve karıştırmadan yani başında boğulmadan net ve dik çıkması ise olanaklı değildir.
3- Bu türden güvercinler yani çok uzun kaçan güvercin kümesine mutlaka ve mutlaka taklasız iner.

Tabiki biz bunu genel olarak söylüyoruz. Bunun istisnaları yok mudur? Elbette ki vardır. Ama bizim anlatmak istediğimiz bu güvercin ırkının genel yani ortak olan karakteridir. Dolayısıyla önemli olan genel anlamda bu güvercin ırkının ortalaması yani ağırlıklı olan yani nedir ne değildir. Bu ağırlıklı olan yani takla atma işinde kendi ırkının standardını oluşturabiliyor mu?. Bizim asıl üzerinde durmamız gereken konu budur. Bu işin standardı ne dir. Başında fişeğine asılırken takla atmasındaki alt limit ne olmalı üst limit nerde durmalı bunları güvercinin ırkını boşa çıkarmadan ortaya koymamız lazım. Bizde gözlem ve deneyimlerimizin yanında konuyu daha derine inerek enine boyuna araştırarak inceledik. Bu konuda yaşlı ve birikim sahibi yetiştiricilerle bire bir defalarca görüştük. Ve netice itibarıyla taklacı Mardin güvercini için başında kaç takla atarsa ırkındaki takla standardını yakalamış olur diye bir sonuca varmak istedik.

Bu konuda alt limit ve üst limit şeklinde bir ayırıma gitmek gerektiğini deneylerimizin ışığında öğrendik. Yoksa çok uç olan örnekleri ele alarak tespitler yapsaydık, bu güvercin ırkına haksızlık etmiş ve standardını da ortaya koyarken bir yanılgı içine düşmüş olacaktık. Öyleyse biz olaya alt limiti ortaya koyarak işe başlamak istiyorum. Güvercin başına asılırken zaten takla atmaması festival ve yarışmalarda fişeğinin/başının sayılmamasına neden olmaktadır. Bir takla atması ise yalnızca başın sayılmasına neden olurken başında birden fazla takla atma olayı gerçekleşmediğinden güvercin alt limiti de yakalamamış oluyor. Deneylerimiz ışığında taklacı Mardin güvercini için başına asılırken alt limiti için en az 4 takla, üst limiti içinde en çok 8 takla ile başını tamamlayabilen ve bu taklalar arasında gidip gelen taklacı güvercin,standardı yakalamış olur.
 

BANGO GÜVERCİNLERİ​

Bango Bango
Bango güvercin soylarından çok geniş kapsamlı bir türdür.Soyu, 8.yüzyılda Afrika'dan gelmektedir. Bu tür diğer güvercin türlerine göre daha ufak olmasıyla bilinir.

Vücudu ve renkleri bir harmoni oluşturarak mükemmel uyumlu bir görüntü oluşturur.Kafa büyük, vücut orantısına ve büyüklüğüne göre kısa kalın bir gaga yapısı vardır. Ağız geniş ve gaga toplu iğne başı görüntüsündedir. Gözler patlak, göz çerçevesi beyazdır. Göğsünde gül bulunur.Ayaklar çıplak ve kısadır. Bango ismi, Galeba ismi verilen martılara benzediği için verilmiştir. Almanya'da KRAUSENTAUBEN İngiltere'de CORTBECKS olarak isimlendirilmişlerdir.

RENKLER:​

Kırmızı, siyah, mavi, sarı renkleri vardır. Vücutları beyaz, kanat ve kuyrukları renklidir.

UÇUŞ ÖZELLİKLERİ:​

Bangolar uçuş özelliğinden çok, güzellikleri için beslenirler. Düz uçumlu olup, yüksek uçar ve kümesinden pırıltı verildiğinde hızla aşağıya dalarlar. Bu özelliğinden ötürü özellikle dönek besleyen kişiler, döneklerinin daha randımanlı dönebilmesi için mutlaka bir bango ile birlikte uçururlar. Bangolar yaklaşık, 1- 1,5 SAAT uçarlar. Kendi kümesinden kuş gösterildiğinde hemen dalışa geçer ama kesinlikle bir başkasının kümesine bu refleksi göstermez. Kolay kolay yakalanmazlar. Döneklerse tam tersine, aşağıdan verilen her pırıltıya reflekslidirler.Bangoları genelde ılıman iklimi olan bölgelerde beslemek daha doğrudur. soğuk bölgelerde hem sağlıklı üreyememekte, hemde sağlık problemleri ile sık sık karşılaşılmaktadır. Türkiye'de özellikle İstanbul ve İzmir'de beslenmekte olup, eskiden bir çok ilde beslenmekteydi.Aynı nesil Bulgaristan'da da beslenmekte olup, KABAK ismi ile tanımlandırılmaktadırlar. Avrupa'da ise en çok Berlin'de beslenmekte olup, orada da "BERLİN BANGOSU" olarak adlandırılmıştır. Bu Bangolar genelde mavi kanat olup, üzerinde siyah şeritler bulunmaktadır.

BESLENMESİ:​

Bangolar uçmayan kuşlara ait besin reçetesi ile beslenmelidirler. Aşağıda bu reçete belirtilmiştir. Bezelye 30% Fiğ 10% Soyulmuş arpa 20% Küçük mısır 6% Süpürge tohumu 4% Buğday 10% Darı 20% Bangoların vücutları küçük olduğundan, günde 25 gr. yem beslenmeleri için yeterli olmaktadır. Dönek, kelebek, taklacı, posta gibi orta büyüklükteki güvercinler ise, 30-35 gr., Bağdat ve göğüs şişiren kuşlarsa 50-55 gr. yem ile beslenebilirler.
 

KELEBEK GÜVERCİNLER​

- -
Anadolu'ya has bu güvercin ırkı herhalde tüm Türkiye'de aynı isimle tanınan tek ırktır. Zira diğer bir çok ırkın yerel adları yöreden yöreye değişiklik göstermektedir. Bunun yanı sıra Türkiye'de takla'dan sonra en çok tanınan ırktır.

Kökeni hakkında bilgi olmamasına rağmen yukarıda saydığım nedenlerle çok eskiye dayandığını söyleyebilirim. Hatta Dönek,Makedon döneği ve Vuta (Wouta) gibi dalıcı kuşların köken ırkı olduğu konusunda ciddi kuşkularım var.

Dönekten daha küçüktür ancak duruşu daha dik olduğu için yüksek yapılıdır.Genel anlamda vücut yapısı,tüm uçucu kuşlarda olduğu gibi geniş göğüslü ve ayakları nispeten kısadır.Tam ters V görünümündeki kuyruk genellikle 14 telekten meydana gelir.12'den fazla telekli kuyruklu olan hemen hemen tüm ırklarda olduğu gibi kuyruk üstü (yağ bezesi) yoktur.Kanatlar daima kuyruğun üzerinde taşınır.Uçuş sırasında döneğin sivrimsi görünen kanatlarına nazaran kelebeğin kanat uçları yuvarlakımsı olur.Orta uzunlukta gagaya sahip olan bu kuşlarda kafa yapısı döneğe nazaran biraz daha köşelidir.Yine döneğin belirsiz boynuna nazaran kelebeklerde boyun belirgindir.Göz rengi siyah veya açık renkli (biz çakır diyoruz,yeşilimsi sarı) olabilir.Bazılarında bir göz siyah diğeri açık renkli olabildiği gibi yarısı siyah diğer yarısı açık renkli gözlü bireylere de oldukça sık rastlanmaktadır.Ayakları daima paçalıdır.Kısa paça parmakları güzelce örter.Alman kaynaklarında kelebeklerden tepeli yavruların elde edildiği belirtilmişse de bu ırk tepesiz olarak tanınır.

Bu ırkın tüy rengi belirgin olarak yetiştirildiği yöreye bağlıdır.Genellikle alaca renkte olan bu kuşlarda düz renklerde görülebilir.Günümüzde Türkiye'de bu ırkta renk harmonisine çok önem verilmektedir.Kafa ve kuyruk renkli diğer yerleri beyaz olanlar renklerine göre kara kafa kara kuyruk,mavi kafa mavi kuyruk veya altınbaş (kafa ve kuyruk kırmızı olanlar) olarak adlandırılmaktadırlar.Ancak bu rengin saf olarak yetiştirilmesi mümkün değildir (bu renkte homozigoti mümkün değil).Bir çift kafa ve kuyruk renkli kuşlardan düz renkli ve beyaz yavrularda elde edilmektedir.Bir düz renkli ile bir beyazdan ise genellikle kafa ve kuyruk renkli yavrular elde edilmektedir.Düz renklilerin kendi aralarında çiftleştirilmelerinden ise düz renkli yavrular elde edilmektedir.Yalnızca renkli kuyruklu olanlarına da oldukça sık rastlanılmaktadır.Renkli kuyrukluların yine büyük bir kısmında ensede leke yada gaga başlangıcında renkli çizgiler (bıyık) veya gaga altında büyükçe leke (sakal) bulunmaktadır. Solo uçuculuklarıyla tanınırlar.Kalabalık olarak uçurulduklarında arı oğulu gibi karmakarışık uçarlar.Genellikle altlarında uçan kuşlara göre kendilerini yönlendirirler.Uçuş süreleri antremana bağlı olarak yarım ile iki saat arasında değişir.Bunlarda start aldıklarında dönekler gibi çok çabuk yükseklik kazanırlar.Bazı yörelerde yüksek uçuculuklarının tutulmasından dolayı dönekten farklı olarak çok yüksekte nispeten uzun süre kalabilirler.Hatta yükseklikten dolayı gözden kaybolmaları bile mümkündür

Aşağıdan kuş gösterildiğinde spiral şeklinde dönerek inerler.Dönüşleri dönekteki gibi pervane şeklinde ve yüksek devirde değildir.Dönüşlerini kendi kendilerine havada gösterirler.Bazıları takla da atmalarına rağmen takla arzulanmayan bir özelliktir.Yerde tavuklar gibidirler.Kendi kendilerine yerden kolay kolay kalkmazlar.
 

HÜNKARİ GÜVERCİNLER​

hunkari.jpg hunkari.jpg
Güvercin beslemek, Osmanlı toplumunun bir aile geleneğidir. Halkın güvercin sevgisi zamanla saray yaşamına da yansımış.Sarayın emri ile, üç kıtaya yayılmış,Osmanlı topraklarında yetişen çok farklı ırk ve nitelikteki güvercinler Manisa'da toplanmıştır.

İmparatorluğu yönetecek şehzadelerin padişahlık eğitimi gördüğü sancaklardan biri olan ve günümüzde de şehzadeler şehri olarak anılan Manisa'da, geniş bir güvercin kolleksiyonu oluşturulmuştur.

Osmanlı padişahlarının kendine has, özel bir güvercin yaratma isteği üzerine başlatılan melezleme çalışmaları sonucunda Hünkari güvercini türetilmiştir. Estetik açıdan dünyada en nitelikli ırk olarak kabül edilen Hünkari'ler doğal bir ırk olmadıklarından yetiştirilmeleri ve üretilmeleri özel ilgi, beceri ve yöntem gerektirir.

Osmanlı yönetimi 1860'lı yıllardan itibaren, değer verdiği yabancı misafirlerini onurlandırmak için Hünkarileri hediye etmeye başlamıştır. İmparatorluk sınırları içinde halkın beslemesine izin verilmeyen Hünkariler, Avrupa'ya yayılmış daha sonra Amerika'ya geçerek aynı ilgiyi orada da görmüştür.

Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş sürecinde saraydaki güvercinler halk tarafından beslenip yetiştirilmeye çalışılsa da özel ilgi ve bakım isteyen Hünkari, saray dışındaki yaşama uyum sağlayamamıştır.

Günümüz Türkiyesinde Hünkari ırkı kaybolma noktasındadır. Buna karşılık Avrupa ülkelerindeki güvercin tutkunları Hünkari'nin özel bakım ve üretim tekniğini çözerek, ırkın gelişip korunmasını sağlamıştır.

Dünyada Orientall Frill olarak anılan Hünkariler, Blondinette ve Satinette tipleri olarak iki gruba ayrılır. 12 renk çeşidi için Amerika ve Avrupa'da bu isimleri taşıyan dernekleri vardır. Estetik değeri en yüksek ırk olarak uluslararası yarışmalarda itibar görmektedir.

Diğer güvercin türlerinden farklı bakım ve yetiştirme tarzı istediği için, Türkiye'de sınırlı sayıda bulunmaktadır. Güvercin besleyenlerin bir çift Hünkari bulunması, Hünkari ırkının korunması için çok önemlidir.

Hünkari'lerin Üretilmesi :​

Kanaryadan küçük gagaları olduğu için Hünkari'ler yavrularını kendileri büyütemezler. Üremeleri özel ilgi ve teknikler gerektirir. Hünkari'ler, yavrusuna düşkün büyük gagalı süt anneler tarafından büyütülür. Hünkari ile aynı günlerde yumurtlayan süt annenin altına konan Hünkari yumurtalarından çıkan yavruları sütanneler kendi yavrusu olarak büyütür. Sütanne olarak seçilen güvercinlerin hiç bir zaman kendi yavrusunu büyütmesine izin verilmez. Çünkü büyük gagalı yavru büyüten sütanne bir daha küçük gagalı Hünkari yavrusu büyütmenin zahmetine katlanamaz ve öldürür.

Güvercin sever olarak içimize sinmese de, bize has ırk olarak dünyada ünlenen Hünkari ırkının korunması ve geliştirilmesinin başka yolu yoktur.
 

POSTA GÜVERCİNLERİ​

- -
Diğer ırklarda olduğu gibi saf kan bir posta güvercini olmaz.Zira 1850 yıllarından sonra Belçikada çeşitli ırklara mensup güvercinler arasında yapılan eşleştirmeler sonucunda bu günkü yarış güvercinleri (modern racing pigeon) ortaya çıkmıştır.Bu nedenle posta güvercinlerini diğer ırklarda olduğu gibi standart form özelliklerine sahip olmasını bekleyemeyiz.Örnek vermem gerekirse bu güvercinler arasında tozluklu veya paçalı olarak tabir edebiliceklerimizde vardır,paçasız veya tozluksuz olanlarıda.
AYrıca kimi kuşlarda göğüs kısmında bizim bazı bango kuşlarımızda olduğu gibi gül çıkaranlarda mevcuttur.Zaman içersinde belirli soylar ortaya çıksada bu soylardan muhtelif renk ve desene sahip kuşların çıkması çok doğaldır.

Posta güvercini yarış amaçlı yetiştirildiği için form özelliklerinden ziyade zeka ve bunun parelelinde yarışlarda başarılı olması her zaman için daha fazla önemsenmiştir.Bu demek değildirki posta güvercininde gözle görünen bazı vasıflar aranmaz.Tam tersine kuşun yarışlardaki başarılarının yanı sıra fiziki olarakta elde istenilen vasıflara sahip olması her yetiştiricini ortak amacıdır.Bu vasıflar nelerdir sorusuna gelince ;

Tüy yapısı​

Tüy yapısı posta güvercininde aranılan en önemli özelliklerden bir tanesidir.İyi bir posta güvercinini elinizde tuttuğunuzda adeta ipeğe dokunduğunuzu hissetmelisiniz.Kadife gibi yumuşak tüyler kuşun iyi bir soydan geldiğinin göstergesidir.Tüy yapısı neden bu kadar önemlidir.Zira tüyü iyi olmayan bir güvercin hafif yağmurlu bir havada çabuk ıslanır dolayısıyla uzun süre havada kalamaz.Yarışlarda kuşlarımızı ne tarz bir hava durumu beklediğini bilemediğimiz için her türlü hava şartlarında havada kalabilen ve ıslanmayan güvercinler bizler için çok önemlidir.Kendim kümesimde denemek için bazen özellikle hafif yağmurlu havalarda kuşlarımı uçururum ve ıslanıp,ıslanmayanları tespit ederim.Bu sene İstanbul –kelkit (950 km)hava mesafesi olan yarışta 35.olan 2000 doğumlu mavi rambo isimli erkek kuşumun hiçbir zaman ıslandığını görmedim.

Üstelik bu yarıştan ertesi günü atmaca tarafından göğüs adelesi parçalanmış olarak geldi.Şayet yara almasaydı eminimki daha iyi bir performans sergileyecekti.Bu güvercin 3 senedir yarışıyor ve sayısız defalar ödül kazandı.Erkek kardeşi siyah rambo ise onun kadar kaliteli tüye sahip değil o nedenle sadece viteste (kısa mesafe) yarışıyor ve sayısız bahis ve ödüller kazandı.Uzun mesafeyi bir defa denedi ve başarısız olup eve geç döndü.Bunu sadece sizlere iki kardeşin farklılıklarına örnek olsun diye yazıyorum.Hiç şüphe yokki ayrı katagorilerde yarışsada ikiside benim için son derece önemli güvercinler.Ancak maraton (uzun mesafe) güvercini mutlaka mükemmel bir tüy yapısına sahip olmalıdır.Ünlü uzman Piet De Weerd diyorki;kuru kümeslerin nemli kuşlarını besleyin,nemli kümeslerin kuru kuşlarını beslemeyin.Dünyaca ünlü bu uzmanın anlatmak istediği şey bana göre nemli olan kümeslerde kuşlar sağlıklı olmadığı için kuru ve kırılgan bir tüy yapısına sahiptir ancak kuru olan kümeslerdeki kuşlar sağlıklı olduğu için tüyleri hafif yağlanır ve tüylerin üzerini pudralanmış gibi telekleri koruyucu beyaz toz kaplar ve bu kuşlar insana nemli bir tüy yapısına sahip olma hissi verir.

Göz ve gaga yapısı​

Posta güvercininde gözlerin büyük önemi vardır.Birçok yetiştirici özellikle damızlık seçmelerinde gözlerin önemini vurgular.Şahsen bende bu teoriye kısmende olsa inanıyorum ve önem veriyorum.Posta güvercininde gözler son derece canlı ve metalik renklere sahip olmalıdır.Donuk ve mat gözlere sahip olan güvercinin mutlaka sağlık problemi vardır.Nasılki insanlarda gözler kalbin aynası ise kuşlardada gözler sağlığın aynasıdır.Kuşun burun deliklerini ve gagasını kapattığınızda şayet gözlerinden baloncuklar çıkarıyorsa bu güvercin sağlıksızdır.Normal sağlıklı güvercin ile süper sağlıklı güvercin arasında fark vardır.Bizler süper sağlıklı kuşlara sahip olmak isteriz.Ayrıca kuşun gözüne göz damlası damlattığınızda süper sağlıklı güvercinin gözü bu damlayı hemen emerken sağlıksız veya normal sağlıklı güvercinin gözü damlayı emmez ve yanlara akıtır. Eşleştirmelerde mutlaka zıt göz rengine sahip olan kuşları birbirlerine vururuz.Böylece çıkacak olan yavrular canlı gözlere sahip olur.

Gözler kuşun vucudunda kafanın üst bölgesinde yer alıp içe doğru hafif gömülmüştür.Bazı kuşlarda ise gözler adeta şaşı gibi kuşun gaga istikametine doğru öne bakar ve bu kuşlar genellikle olağan üstü damızlıklardır.Gaga çok fazla uzun olmamalı (orta boy olmalı) ve burun delikleri rahat nefes alıp vermeye uygun olacak şekilde yeterli genişlikte olmalıdır.Gaganın gözlere doğru hayali bir çizgisini çektiğinizde bu hat gözlerin tam ortasından geçmelidir.Kafa vucutla dengeli olarak yeterli büyüklükte olmalı ve hafif kavisli yuvarlak bir görüntü arzetmelidir.Gaga üstünde yer alan sakız (cere) kar beyazı ve pütürsüz olamalı ve arada herhangi bir boşluk olmamalıdır.Kuşun ırkına bağlı olarak bu sakız büyük veya küçük olabilir.

Göğüs kemiği​

- -
Her ne kadar yarışlarda kısa göğüs kemiğine sahip kuşlarında kazandığı görülsede uzun ve hafif eğimli bir göğüs kemiği tercih sebebidir.Zira göğüs adeleleri uçma esnasında göğüs kemiğine baskı uygular.Göğüs kemiği ne kadar uzun olursa bu uygulanan baskının şiddeti daha geniş bir alana yayılacağı için kuş daha az yorulur.Ayrıca kuşun ön tarafında yer alan göğüs kısmının hafif yuvarlanması ve genişlik arzetmesi gelişmiş bir ciğer yapısının göstergesidir.Göğüs kemiği vucudun ön kısmından çıkıntılı olarak başlar ve arkaya kadar uzanarak çatal tabir ettiğimiz kısma yakın biter.Kuşu elimize aldığımızda elimizle okşamak suretiyle göğüs kemiğini kontrol ederken aynı zamanda göğüs kemiğinin her iki yanında yer alan göğüs adelelerini kontrol etmiş oluruz.Güvercinde adele yapısı çok önemlidir.Mümkün olduğunca gelişmiş ve esnek olmalıdır.

Göğüs kemiğinin kuvvetli olup olmadığını test etmek için elimize aldığımız güvercinin sırtına her iki elimizin baş parmakları yardımıyla baskı uygularız.Bu esnada bütün yük göğüs kemiğine bindiği için güvercinin göğüs kemiği şayet zayıfsa bu baskıya dayanamaz ve kuyruğunu havaya dikmek suretiyle tepki gösterir.Göğüs kemiği güçlü olan güvercin ise kuyruğunu yere doğru sarkıtır.Bu uygulamayı yaparken çok dikkatli olmalıdır zira aşırı baskı güvercinde sakatlıklara neden olabilir.

Sırt veya Bel​

Güvercinde sırt veya bel dayanma gücü açısından son derece güçlü olmalıdır.Geniş bir bel kuyruğa doğru daralır. Ayaklar; ayaklar ince,açık pembe ve pulsuz olmalıdır.Ayak uzun veya kısa olabilir.Geçmişte ayakları çok uzun olduğu için birçok iyi güvercin elenmiştir.Oysa güvercinin ayak yüksekliği genel yapısıyla doğru orantılıdır.Ancak her iki ayak boyuda birbiriyle eşit uzunlukta olmalıdır.Biri uzun biri kısa olmamalıdır.

Kanatlar​

Bu konunada da bu güne kadar çok çeşitli teoriler ortaya atılsada genel kanı bir güvercinin kazanması için iki adet kanatının olması yeterlidir şeklindedir.Bununla beraber kısa mesafe yarışları için kısa kanatlı ve sprinter özelliğe sahip kuşlar daha uygundur.Uzun mesafe yarışları için ise uzun kanatlı güvercinler daha uygundur.Benim tercihim güvercin yerde dururken kanat uzunluğu kuyruk üzerinde uzanan siyah çizgiye Oturması hatta bu çizgiyi çok az geçmesidir.Kuşun kanatını yelpaze şeklinde yana doğru açtığınızda özellikle en baştaki ilk dört telek aynı boyda olmalı ve diğer teleklerden bariz olarak uzun olmalıdır.Bu 4 telek uçları bıçak gibi keskin olmalı ve dışa doğru eğim göstermelidir.Kuşun kanatını 2 ayrı kısımda ele alacak olursak ilk 10 adet büyük telek birincil kanattır ,diğer kısa 10 adet telek ise ikincil kanattır.Kuşun birincil kanatının son teleği olan 10.telek diğer ikincil kanat teleklerinin başlangıcında bariz olarak yüksekse bu tarz kuşlar hız yarışları için kullanılabilir.

Kuyruk​

Posta güvercininde kuyruk adeta bir dümen vazifesi gördüğü için ve havadaki denge açısından çok önemlidir.Vucut tüyleri kuyruğun başlangıç noktasında üstünü örter ancak çok fazla uzun olmamalıdır.İyi bir posta güvercininde kuyruğun çok fazla uzun ve açık olması havadaki dengesi açısından olumsuzluklar yaratabilir.Kuyruğa genel anlamda bakıldığında sona doğru daralmalı ve adeta tek bir tüy görüntüsü vermelidir. Kuyruk boyu kanat uzunluğundan en fazla 1 cm fazla olabilir.Posta güvercinini elinize aldığınızda birkaç dakika sakinleşmesi için bekledikten sonra her iki elimizin pamaklarını gevşetmek suretiyle kuşun ayaklarını serbest bırakırız.İyi bir posta güvercini bu işlem yapıldıktan sonra kuyruğunu yavaşça yere doğru sarkıtır.Bu yöntem posta güvercini seçmelerinde sıkça kullanılır.

Denge​

posta güvercinin vucudunun dengeli olması çok önemlidir.Kuşu elinize aldığınızda ağırlığını öne doğru vermeli gelişmiş bir adele yapısına sahip olmalı ancak çok ağır olmamalıdır.Zira ağır kuşlar uzun süre havada kalamaz ve çabuk yorulur.Ayrıca önden geniş olarak başlayıp arkaya doğru daralan adeta üçgen şeklindeki sportif vucutlu kuşlar tercih edilir.Dengeli bir güvercinde ayaklarından kafasına kadar olan mesafe ile göğüsünden kuyruk sonuna kadar olan mesafe eşit olmalıdır.

Renk ve diğer unsurlar hiç önemli değildir.Sonuç itibariyle her renkten şampiyon olmuş kuşlar mevcuttur. Esas olan tek şey kuşun görünen (mental) vasıflarından ziyade görünmeyen (zihinsel) vasıflarıdır.Benim şahsi fikrim en büyük uzman dahi kuşu elde değerlendirirken yanılgıya düşebilir ama yarış sepeti asla yanılmaz.
 
Emeklerinize sağlık harika bilgiler...
 
glvqb2.jpg glvqb2.jpg


VÜCUT YAPILARI VE BİYOLOJİLERİ​

Orta irilikte ancak oldukca uzun sayılabilecek bir güvercin ırkıdır. 14 adet olan kuyruk telek tüyleri de genellikle normalden uzun ve geniş sayılabilir. Bir çoğunda kuyruk hafifce, kelebeklerde olduğu kadar olmasada, çatı şeklinde iki yana eğimlidir. Kanatlarını kuyruğun üzerinde taşıyan bu ırkta kanatlar uca doğru biraz sivrice ve kanat açıklığı diğer bir çok ırka nazaran biraz daha geniştir (iki kanat ucu arası mesafe), Aynı zamanda uzunca bir gagaya sahiptirler. Kısa sayılabılecek ayaklara sahip olan bu kuşların duruşu neredeyse yere pareleldir. Türkiye'de yetiştirilen döneklerde paça ve tepe görülmez. Son yıllarda sıkca görülmeye başlayan paçalı yada tozluklu olanları, Makedonya (Yugoslavya) döneği ile melezdir. Alaca ve düz her renkte görülen bu güvercinlerde en yaygın renkler beyaz kafalı, kanat uçları beyaz ve beyaz kafalı, kanat uçları ve kuyruk beyazdır. Diğer tarafları genellikle siyah, ondan sonra görülme sıklığına bağlı olarak sırasıyla mavi (siyah şeritli) yada çakmaklıdır. En az rastlananları kırmızı (ressesif) alacalardır. Beyaz kafalı ve uzun kanat telekleri beyaz olanlarına İzmir yöresinde Baska, ayrıca kuyruğu da beyaz olanalarına Galaça adı verilmektedir. Renklerine görede şöyle adlandırılmaktadırlar; kara galaça, kara baska, mavi galaça vb. Ressesif kırmızıları, ister düz renkte olsunlar isterse alaca, çakal olarak adlandırılmaktadırlar. Göz renkleri genellikle siyah olmakla beraber, yabani göz rengi hariç, diğer göz renklerinede rastlanır.

Eşeysel olgunluk (kızgınlık), beslenmeye bağlı olmakla beraber diğer ırklara göre biraz daha geçtir. Aynı zamanda trichomonad ve paramixovirus gibi hastalıklara karşı daha duyarlıdırlar. Yavrulara bakma özellikleri posta ve dewlaplara nazaran kötüdür. Genellikle bir yuvadaki yavrular arasında belirgin bir gelişme farklılığı görülür.

TÜRKİYEDE YETİŞTİRİLDİKLERİ YÖRE​

Ana yetiştirilme bölgesi Türkiye'nin batısıdır. Buralardada çok yaygın olmamakla birlikte bazı kentlerde neredeyse yalnızca dönek yetiştirilmektedir. En fazla yetiştiricisi büyük kentlerden İzmir'dedir. İzmir'den sonra Bursa'yı ve Denizli'yi sayabiliriz. Özellikle İzmir ve Bursa'da başka ırklarda yaygın olarak yetiştirilmesine rağmen Denizli'de neredeyse yalnızca dönek yetiştirilmektedir. İzmir ve Bursa'da en çok göçmenlerce yetiştirilmektedirler. Bu illerin dışında Ege kıyısında bazı ilçelerde, örneğin Bergama ve Trakya'da da Malkara ve Keşan ilçelerinde hemen hemen yalnızca bu ırka rastlanmaktadır. İstanbul'da da hemen her ırkın olduğu gibi çok az sayıda da olsa yetiştiricisi mevcuttur.

UÇUŞ​

Salındıklarında çok çabuk yükseklik kazanan bu kuşlara yerden kuş gösterildiğinde (pırıltı) kanatlarını toplayarak dalarlar ve bu dalış süresince bir yada bir kaç kez kanat kuyruk ekseninde pervane şeklinde dönerler. Bu ırkta islah hedefi, yüksek hızda uzun mesafe dönüştür. Dönüş esnasında kanatların duruşu kuştan kuşa farklılık gösterir. Bazıları kanatlarını neredeyse vücutlarına yapıştırarak dönerken, büyük bir kısmı dönüş esnasında kanatlarını çeyrek açık tutarlar. Diğer bir kısmı ise kanatlarını oldukça fazla açarak dönerler. Yandan bakıldığında kuşun her dönüşte kendisini çevirttirdiği ve rollerlardan (makaracılardan) farklı olarak, dönüşler arası geçiş, çok hızlı dönüşlerde dahi açıkca belli olur. En iyi dönüş 45 derecelik açıyla daldığında görülebilir. Bu açıdan sapma dalış ve dönüş kalitesini olumsuz olarak etkiler.

UÇURMAYA ALIŞTIRMA​

Kümesde ürkek görünen bu kuşların aslında kontrolleri çok kolaydır. Kümes önünde eğer bir kaç kuş varsa yerden kolay kolay kalkmaz. Hatta isterseniz bir gurup döneği bir sopayla sürerek tanımadıkları yerlere dahi götürebilirsiniz. Dışarıdan bir müdehale olmadığı sürece, yani onları aşırı derecede ürkütecek bir şey olmadığı sürece uçmazlar. Ancak bu özelliklerinden dolayı kötü uçucu oldukları sonucu çıkarılmasın. Dönek yavruları diğer bir çok ırka nazaran daha çabuk uçmaya alıştırılabilirler. Hiç uçmamış bir yavru kolayca uçan kuşların ardından yükselebilir. İste bu özellikleri nedeniyle genç kuşlar ilk uçurulduklarında çok dikkat edilmesi gereken bir nokta var. İlk uçuslarında dahi diğer kusları takip edip fazlaca yükselebilirler ancak çoğunlukla aşagıdan kuş gösterildiğinde diğer alışkın kuşlar gibi hızla aşağıya inememektedirler. Henüz çevreyi de yeterince tanımadıkları için çok yüksekten fazla açılmakta ve kaybolmaktadırlar. Hele hele çevrede başka kuşlar uçuyorsa ve hatta yabani güvercin ve kumrular dahi yavrunun şaşırmasına neden olabilirler. Bu durumda yavru kuşun yanında daha önce uçan kusların ürkütülerek yere inmeleri önlenmeli ve mümkünse daha fazla kuş kaldırılmalıdır. Buradanda anlaşılacağı gibi yavruların ilk uçuşlarında çok yükselmeleri ve açılmaları engellenmeleridir. Bu amaçla fazla uzun süre uçmayan ve çok yükselmeyen başka ırktan kuşlar kullanılabilir. Ancak bu yöntem dahi, daha öncede belirttiğim gibi eğer çevrede kuşların konsantrasyonunu bozacak başka kuşlar varsa, risklidir. Yavru yitirmemenin diğer bir yolu erken uçurmamaktır. Eğer ilk olarak 8-10 haftalik yaşta uçurulurlarsa, yön bulma yetenekleri gelişmiş olacağından ve yerdende olsa çevreyi daha iyi tanımış olacaklarindan kaybolmaları zordur. Bazı ırklarda ilk uçurmanın geç yaşda yapılması uçuş kalitesini ve diğer yetenekleri (takla gibi) olumsuz yönde etkilemektedir. Hatta bu ırklarda 8-10 haftalık yavruların 5-6 haftalıklara nazaran yalnızca havaya kalkmalarını sağlamak bile güçleşir. Dönekler, formda tutuldukları sürece ilk uçurma çok daha geç yaşda yapılsa dahi sorun yaratmaz. Ergenleşmiş, yani 20-22 haftalık hayvanların dahi uçurulmaları çok kolaydır. Ayrıca geç yaşda uçurma dalış ve dönüş kalitesini de olumsuz olarak etkilemez. Ancak bu dönemde beslenmelerine dikkat edilerek yağlanmaları önlenmelidir. Tüm uçucu kuşlarda olduğu gibi bu ırktada yemin sınırlı tutulması gereklidir. Yağlanma iyi uçan ve dönen kuşlarda dahi dalış ve dönüş kalitesini olumsuz yönde etkiler. Önerim kuşlar aç olduklarında bir öğünde yiyebilecekleri yem miktarinin sabah 1/3'ünü ve akşam 2/3'ünü olmak üzere iki öğünde verilmesidir. Uçan kuşlara ağırlıklı olarak buğday verilebilir. Buğdayla birlikte çok az miktarda kaliteli damızlık yemide verilmelidir. Kuşun kümese bağlanması yani çevreyi tanıma turları bittikten sonra dalış ve dönüş alıştırmasına geçilebilir. Bu amaçla alıştırılacak kuş tecrübeli bir kuşla uçurulmalıdır. Kuşlar yeterli yüksekliğe ulaştıklarında ve ikisininde posizyonlarının inecekleri yere aşağı yukarı 45 derece olduğunda (rüzgar altında), önce her hangi bir işaretle (ıslık, düdük, mendil sallama, el sallama vb.) dikkatlerinin yere çekilmesi gerekir. Bu işaret bir süre sonra kuş için "dalışa hazır ol" anlamı kazanır. Akabinde derhal kuş güsterilerek tecrübeli olan kuşun dalışa geçmesi sağlanmalıdır. Çok geçmeden tecrübesiz olan da onu takip edecektir. Eğer aynı anda ikiden fazla kus uçurulursa, her ne kadar toplu uçan kuslar olmalarına rağmen hepsinin aynı anda pozisyon almalarının sağlanması güçleşir. Ama havada nerede olurlarsa olsunlar aşağıdaki kuşa (pırıltı) reaksiyon göstereceklerinden istenen dalış ve dönüş sonucu alınamaz. Bazı yetiştiriciler bir kerede bir kuş uçurmaktadırlar. Bu yöntemin avantajı kuşun kontrolünün çok kolay olmasıdır. Ancak dezavantajıda yalnız başına uçan kuşun yeterli yüksekliğe çıkamamasıdır.

Alıştırmada pozisyon aldıktan sonra inecekleri yere yani kuş gösterilecek yere mutlaka bakmaları sağlanmalıdır. Zira dalış ve dönüş kalitesi bu durumdan önemli derecede etkilenmektedir. Dönekler uçarken onları iyi izleyebilecek ve onlarında bizi iyi görebilecekleri bir yerde durulmalıdır. Kuşlar uçarken onların bizi göremiyecekleri bir yerde durmamız, daha sonra ortaya çıkıp pozisyon almalarını beklemek boşunadır. Zira pozisyon al işareti kendimiz oluruz ve kuşlar bizi görür görmez dalış için beklemeye ve hatta dalışa geçerler. Bu nedenle daima görünecek bir yerde bulunulmalı ve "dalış için hazır ol" işareti verilmelidir.
 
Dönek güvercinine "dalışa hazır ol" isareti vermeden önce,etrafta atmaca olup olmadigina dikkat edin çünkü dalis sirasinda atmacayi farkedemiyorlar.

çok güzel bir kusumu atmacaya kaptirdim.Öylesine güzel dönüyordu ki,alttan baktigimda adeta ortasi delik bir kurus gibi oluyordu.
 
Bunlar da ilginizi çekebilir...
Güvercin Çeşitleri
  • Elder
  • Elder,
  • Hayvanlar Alemi
  • 1    10K
Güvercin Uçuverdi - Fragman
  • Ugur
  • Ugur,
  • Video Galerisi
  • 0    4K
Güvercin Uçuverdi (Misket) Türküsünün Söz ve Notaları
  • Celik
  • Celik,
  • Türküler - Söz ve Notalar
  • 0    15K
Geri