Sesiniz İnanmaya Başladıktan Sonra Yükselir

Elder

topragizbiz.com
Katılım
12 Kasım 2014
Genç bir adam birisiyle konuşurken yüzünün kızardığını, kekelediğini, bu iki belirtiden sonra da ne söylediğini, ne yaptığını hatırlayamayacak kadar kendini kaybettiğini söylüyordu.

80286.jpg 80286.jpg

Eğer birkaç kişinin karşısında konuşacaksa durum daha da vahim bir hal alıyormuş ve kalp atışlarının sesi gayet rahat duyuluyormuş! Doktorlar kendisine sakinleştirici ilaçlar tavsiye etmişler ve biri de –kim ne derse desin- teskin edici bir ilaç alınmadan bu engel aşılmaz demiş. Bu konuda öyle çok şikâyet duydum ki doktorun tespitini yabana atmıyorum. Bazı durumlarda çabuk etki için ilaç gerekli olabilir.

“Kendime güvenim yok” şikâyeti de az duyulan şikâyet değil.​

İlaçlar bir yana, hayatta karşılaştığımız güçlüklerle baş edebilmek için önce hayata ve insanlara bakış açımız, bir felsefemiz olmalıdır. İnsanların sesi ancak bir şeye inandıktan sonra yükselmeye başlar. Hayata karşı bakış açınız belli bir sağlamlığa ulaştığında yeteneklerinize daha yakından bakar, onlarla daha çok ilgilenir, onları daha rahat öne sürebilirsiniz. Bazı alanlarda güçlenmiş olan insan, ifade güçlüğü çekmeyecektir. Kendine karşı güvensizlik duyanların çoğu, güçlendirilmeye müsait yönleri başıboş bırakanlardır.

Hayat, duygularımız kontrol etmekle ve onları yerine göre sıralayıp yerine göre serbest bırakmakla geçecektir. Hayata karşı bir bakış açısı oluşturmayanların, durdukları yeri belirlemeyenlerin bunu başarabilmeleri mümkün olmaz.

Bir insanın, diğer insanlar karşısında kendisini savunmasız hissetmesinde, aşırı derecede heyecanlanmasında, kendi konumunu küçümsemesinin büyük payı vardır. Bilinmelidir ki, her insan aynı derecede değerlidir ve her şeyden önce “insan” olarak en büyük konuma sahiptir. İnsan olma onuru, her zorluğu yenecek güçtedir. Önünde eğilinmesi gereken bir şey varsa o da insan onurudur. Bunu anlayamayan insanların karşısında duyacağınız aşırı heyecan, insan olmanın anlamına karşı büyük haksızlık olacaktır. Heyecanların, eksikliklerin, yanlışlıkların arkasındaki insanı, o yüce varlığı yaratılanların en şereflisini göremeyenlerin hakkınızdaki kanaatlerine değer vermeye kalkışmak saçmalıktır.

Ayrıntıda ne vardır?​

Söz almaktan ve konuşmaktan korkanlar, bunu yapmak mecburiyetinde kaldıklarında adrenalin dalgalarında çırpınanlar, her teşebbüslerini bir deney olarak görüp ısrarla yeniden denemelidirler. Kendinizi zorlamadan hiçbir konuda başarılı olamazsınız. Ve yüzme denizde öğrenilir, kara değil; suya atlamalısınız.
 
Geri