Adana İli Gelenekleri ve Görenekleri

Ayyildiz

topragizbiz.com
Katılım
23 Nisan 2013
Adana Yöresel Düğün Gelenekleri


Kız Bakma – Kız Görme

adanayores.png adanayores.png
Adana’da evlenme çağına gelmiş oğullarına ailesi önce beğendiği bir kız olup olmadığını sorar. Eğer oğlan kız beğenmeyi ailesine bırakırsa aile dünürcülerle çevreden kız arar. Kız beğenilirse kızı istemek için dünürcü gönderilir.

Kız istemeye giderken “ağzı laf yapan" “ağzı lafa yakışacak" kişilerle gidilir. İlk istemede kız verilmez. Ancak ikinci veya üçüncü istemeden sonra kız verilir. Söz kesiminde hediyeler nişan ve düğün konuşulup söze bağlanır.

Kız verilince iki aile arasında Küçük Tatlı ağız tatlısı yenir. Buna Fatiha okuma adı da verilir. Erkek tarafı lokum ve baklavayla kız evine gider. İki tarafın en yakın akrabaları bulunur. Bu arada kıza alınacak takılar eve alınacak eşyalar başlık veya anaya verilecek süt hakkı konuşulur. Eskiden yedi hacet adı verilen; bir çift Adana burması bilezik yüzük küpe elbise-ayakkabı-giyecekler başlık parası halı-kilim yatak-yorgandan oluşan eşya takılar ve başlık parasının oğlan tarafından verilmesi kesin kuraldı. Bugün bu adla anılmasa da yine de bunların çoğu yerine getirilmektedir. Daha sonra eş dost ve akrabaların katılımıyla eğlencenin de olduğu büyük tatlı yapılır. Oğlan evinden gelen tatlı lokum kahve vb. evliliğin ağız tadıyla geçmesi için konuklara ikram edilir. Büyük tatlı töreni yapanlardan çoğu nişan yapmaz. Gerek büyük tatlıda gerekse nişanda atkı atkın ya da kırkım adı verilen takı ve hediye merasimi yapılır.

Evlilik Öncesi

Adana’da kızlar 17 – 18 erkekler asker dönüşü 22 – 23 yaşında evlenme çağına gelmiş olarak kabul edilirler. Adana ve çevresinde görücü usulü anlaşarak beşik kertme levirat (kocası ölen kadının kayınbiraderiyle evlendirilmesi) kız kaçırma ve akraba evliliklerine rastlanır. Özellikle kız kaçırma ve akraba evlilikleri bölgede dikkati çekecek kadar çoktur. Evlenemeyen gençler kısmetlerinin açılması için çeşitli yollara başvururlar. Bunlardan bazıları hocalara giderek kilit açtırma muska yazdırma adak adama dört yol ağzında çeyiz açmadır.

Nişan

Nişan töreni düğün törenleriyle benzerlik gösterir. Harcamaları genellikle kız tarafı üstlenir kimi yerlerde ise tüm masrafları oldugu gibi nişan masraflarını da oğlan tarafı karşılar. Eskiden yapılan yemekli nişan törenleri yerini pastalı şerbetli törenlere bırakmıştır. Nişan töreni kız evinde veya kız evinin belirleyeceği yerde yapılır.

Nişan Şerbeti: Kadınlar arasında yapılan eğlencedir nişan şerbeti ikram edilir. Nişanlılar bardaklarından birer yudum şerbet içtikten sonra bardaklarını değiştirirler uğur olsun diye şerbet bardaklarını kırarlar.

Düğün

Son senelerde bır güne inmiş de olsa geleneksel düğünler üç gün ile bir hafta arasında sürer ve pazartesi veya perşembe günü oğlan evine bayrak dikimiyle başlar. Bayrağın ucuna ayna soğan portakal takılır.

Köylerde yapılan bazı düğünler kesimlidir. Kesimli düğünlerde davulcular gelen konukları karşılar konuğun ikramını yapar konuğun önünde çeşitli figürler yaparak ondan para alır. Konuklar saba çaba adı ile anılan bu parayı düğün sahibine verilmek üzere davulculara bırakırlar. Bu tür düğünlerde düğünü yönlendiren çoğunlukla akrabadan biri olan ve abdal ağası adı verilen kişidir.

Düğünün başladığı gün veya ertesi gün kız evinden alınan çeyiz oğlan evine götürülür. Çeyiz damat evine götürülmeden önce damat tarafı çeyizden bir yastık kaçırır. Kız tarafının gençleri onu kovalar. Yastığı kapıp damada ilk götüren bahşiş alır.

Kız evinden çeyiz çıkarılmadan önce çeyizde bulunanların tümü tek tek bir kâğıda yazılarak çeyiz senedi hazırlanır. Çeyiz senedi taraflar ve şahitler tarafından imzalanır muhtar tarafından mühürlenir. Daha sonra kırmızı kurdelelerle bağlanmış yorganlar yataklar yastıklar mutfak eşyaları beyaz eşyalar görülecek şekilde üzerinde bayrak asılı kamyona yerleştirilir. Halılar kamyonun yan taraflarından sarkıtılır davul zurna eşliğinde Baraj’a gidilir çeyiz sudan geçirilir. Çeyizi götürenler ve almaya gelenler burada oyunlar oynayıp halaylar çekerler.

Şehirdeki düğünlerde gelin hamamı geleneğine rastlanır. Hamam tasları ve zılgıtlar eşliğinde hamamda geline kına yakılır. Hamama gidenlerin her biri gelini yıkar türküler söylenir oyunlar oynanır. Hamamda konuklara kebap veya kısır meyve ve içecek ikram edilir.

Kına Gecesi

13.png 13.png
Adana ve çevresinde kına gecesi törenleri ekonomik ve kültürel değişime bağlı olarak eskiye oranla küçülmüştür. Eskiden âşıklarla türküler söylenerek kız evine gelen kınacılara kız evi tarafından çeşitli oyunlarla zorluklar çıkarılırdı. Kınacı et satırı veya balta telis çuvalı parçası eskimiş süpürge ve ayna olarak da ekmek sacı ile sözde “tıraş" edilir oyunlar çıkarılır gelenlere bilmeceler sorulur bilemeyen kınacı ağaca asılır ya da cezadan kurtulmak için para verirdi.

Akşam dışarıda ateş yakılır ateşin ebesi ateşe yaklaşmak isteyenlerle mücadele eder bu arada herkes ebeyi düşürmeye çalışırdı. Ateşin etrafında oyunlar oynanır halaylar çekilir âşıklar türküler söyler atışmalar yapardı. Gelinin yengesi ile damadın yengesi oyunlar çıkarır tazı-tavşan oyununu oynarlardı. Kına gecesine giden damat yolda durdurulup yüksek bir ağaç dalına konan yumurtaları vurması istenir. Vuramazsa kız evi ceza verir.

Günümüzde köy düğünlerindeki kına gecesi törenlerinde az da olsa bu geleneklere rastlanır. Kına gecesi cumartesi günü veya gecesinde yapılır.

Oğlan evi kızın giyeceğini kınasını çerezi ve mumları kına davarıyla birlikte davul zurna eşliğinde kız evine getirir. Kız evine gelirken yolda kız evi tarafından hazırlanmış çeşitli oyunlarla ve zorluklarla karşılanır.

Kına gelinin yengeleri veya bahtı açılmamış bir kız tarafından yoğrulur. Köfte şekline getirilen kınalar tepsiye dizilir. Üstlerine mumlar dikilir mevsim çiçekleri serpilir. Genç kızlar kına tepsisini kına türküleri eşliğinde başları üstünde ortaya getirirler. Tepsi başlarında gelinin etrafında oynarlar. Gelin oturtulur başına kırmızı şifon örtülür kına türküleriyle övülür geline öğütler verilir. Gelin ne kadar çok ağlarsa o yıl o kadar bereket olacağına inanılır.

Gelinin başı üstünde kelle şeker kırılır. Gençler şekeri kapışırlar. Şekerden bir parça gerdek gecesinde gelin ile damat için şerbet hazırlamak üzere ayrılır. Gelin oyuna kaldırılır. Daha sonra geline kına yakılır. Gelinin avcuna kına yakılırken para konur. Tepsideki kınalar gençler tarafından kısmetlerinin açılması için kapışılır.

Oğlan evindeki kına gece geç saatlere kadar sürer. Güreşler tutulur ateşler yakılır oyunlar oynanır yüzük yarışı yapılır. Damadın serçe parmağına kına yakılır. Erkeklerden biri kadın kılığına girer çeşitli muziplikler yapar eğlenirler.

Kınadan sonra kırkım töreni başlar. Kırkım ya da atkın adı verilen bu tören nişanda ve kına gecesinde kız evinde gelinin oğlan evine geldiği gün de oğlan evinde yapılmaktadır. Kız ile oğlan masanın başına getirilir. Koluna bir yazma veya havlu bağlanmış bir erkek “atkın"ın ya da “kırkım"ın başladığını ilan eder. Oğlan tarafının en yakınıyla atkın başlar. Sonra kız tarafına sıra gelir. Parayı atan veya hediyeyi veren kişinin adı yüksek sesle oradaki topluluğa duyurulur. Nişanda ve kınadaki kırkımda daha ziyade mutfak eşyaları ve para verilmekte toplanan para ile kızın çeyizinin eksikleri tamamlanmaktadır. Oğlan evinde yapılan kırkımda ise daha çok para armağanı yapılmaktadır.

Gelin Çıkarma

Düğünün son günüdür. Oğlan tarafı gelin almaya süslenmiş arabalarla ve davullarla gider. Eskiden gelin atla götürülürdü. Gelinin bineceği at çevrenin en gözde atı olurdu. Atın başı kız tarafının hazırladığı şifon ve peşkirlerle süslenirdi. Kızın dokuduğu nakışlı heybe atın üstüne atılırdı. Gelinin ve atın başına ayna takılırdı. Gelinin evinden çeyizler develere yüklenir develer gelin alayı ile birlikte giderdi. Develere takılan çanlar devenin yürüyüşünün ahengiyle çalardı. Gelin alayı yolda giderken kız evi tarafının hazırladığı çeşitli oyunlar ve zorluklarla karşılaşır. Tıpkı kınada olduğu gibi gelin alma gününde de oğlan evi epeyce zorlanır. Bahşiş almadan geçmelerine izin verilmez. Gelen oğlan evi gelin çıkıncaya kadar oyunlar oynar halaylar çekerler. Kızın akrabaları kızı öven veya ona öğütler veren türküler söylerler. Erkek kardeşler kıza kuşak bağlar. Gelin ana babası ve kardeşleriyle vedalaştıktan sonra ana evinden uğurlanır.

Bu arada oğlan evinden gelini almaya gelen yakınları yeni evlilerin muratları olsun diye kız evinden çiçek evlilikleri uzun ömürlü olsun diye bakır kap kız kısmetini de beraberinde götürsün diye bir tabak bir kaşık kız gittiği eve çivi gibi bağlansın diye çivi çalar. Kız tarafı gelinin gittiği evde kısmeti bol olsun diye eline bir parça ekmek verir.

Gelin oğlan evine gelince arabadan hemen inmez. Arabanın üstüne bir tepsi konur ve kırkım başlar. Kayınpeder indirmelik verir. İndirmelik bağ bahçe ya da hayvan olabilir. Ardından oğlan evinin yakınları para veya altın verirler. Gelin arabadan iner. Kaynana ve kayınpeder çekilmekte olan halaya katılırlar. Kaynana gelinin başına arpa leblebi kuru üzüm bozuk para atar.

Gelin evin eşiğine gelince eline verilen bardak veya şişe veya testiyi kırar. Böylece gelinin kalp kırmayacağına ve evliliğinin dağılmayacağına inanılır. Gelin içeriye kaynananın kolunun altından girer. Yanına bir kız bir erkek çocuk getirilir. Bunlar oklava ile gelinin duvağını açarlar. Gelinle damat odaya girer getirilen şerbeti yarım yarım içerler. Dışarıda oyunlar devam eder.

Bayrağın indirilmesiyle düğün sona erer. Bayrak gerdek gecesi damat veya sağdıç tarafından aynaya nişan alındıktan ve aynanın kırılmasından sonra indirilir. Bir kaynağa göre de erkek evine asılan bayraktai aynayı ilk atışta kıran kişi yüklü bir bahşiş alır.

Gerdekten önce özne övme yapılır. Bekâr arkadaşları damadı alır gezdirir eğlendirirler. Sağdıçlar damadı ortaya alır boyunu posunu mertliğini manilerle överler. Çeşitli oyun ve şakalarla damat giydirilir. Daha sonra türküler söyleyerek manilerle eve getirilir sırtı yumruklanarak içeriye sokulur.

Düğün Yemeği

Adana’da düğün yemekleri aile büyüklerinden oluşan kadınlar tarafından pişirilir bunlara aşganacı denir. Kız ve erkek evinde ayrı ayrı yemek pişer oğlan evi koyun veya davar keser yemeklerde kullanılmak üzere kız evine gönderir.Ahçıyı oğlan evi tutar misafir ağırlayan evlere de yemek gönderilir.

Düğün töreninde konukları ağırlamak için çeşitli yemekler pişer. Adana yöresinde pişen başlıca yemeklerden bir kaç örnek verılecek olursa.

Düğün Ekmeği: Adana’da düğünden önce düğün ekmeği pişirilir. Düğün ekmeği pişirmek için hamur açıcı kadınlar çağırılır. Hamur tef çalanıp türkü söylenilerek bir şenlik havasında yoğrulur. Bir döküm ekmek açıldıktan sonra ekmek tahtaları kenara çekilerek halay çekilir. Damat geldiğinde ona yağlı bazlama pişirilirbunun karşılığında kendisinden bahşiş alınır.

Yüksük Çorbası: Düğün yemeklerinin başında yüksük çorbası gelir. Kadınlar yüksük çorbası hazırlamak için büyük leğenlerde yoğrulmuş hamurlardan yufkalar açarak mantı yaparlar bir grup kadın da mantıları kapatırlar. Büyük kazanlarda kaynatılmış suya mantı hamuru atılır piştikten sonra üzerine bol salçalı naneli yağ dökülür istenirse çorbaya nohut konup limon sıkılır.

Ekşili Köfte:

14.png 14.png
Düğün yemeklerinin en çok yapılanlarından biri de ekşili köftedir. Döğmenin incesi yoğrulup özleştirildikten sonra küçük köfteler yapılır. Köfteler nohutla birlikte kaynamış suya atılır. Köfteler piştikten sonra üzerine yağ ve salçada kızartılmış soğan dökülür nar ekşisi kuru nane ve baharat ilave edilir.

Davul Aşı: Düğün gününde yapılan etli döğme pilavı etli kuru fasulye bulgur pilavı veya pirinç pilavı patlıcan dolması lahana ve yaprak sarması yemeklerine davul aşı adı verilir.

Gelin Tatarı: Adana düğün geleneğinde düğünün üçüncü günü olan duvak gününde kazanla gelin tatarı pişirilir bu bir çeşit mantıdır.

Düğün Sonrası

Gerdeğin ertesi günü duvak günüdür. Bu günde duvak mevlidi okunur. Çarşaf günü çarşaf mevlidi olarak da anılır. Köylerde duvak günü öğle öncesinde toplanılır. Konuklara bu gün için kesilen davardan öğle yemeği ikram edilir. Kasaba ve şehirlerde öğleden sonra toplanılır gelenlere bisküvi-lokum-pasta ikramı yapılır. Son zamanlarda özellikle şehir merkezinde duvak düğünün üçüncü günü yapılmaktadır. Duvak gününe kadınlar çağrılır bu günde yaygın olarak mevlit okutulur. Mevlidin ardından kızın oğlan evi bireyleri için getirdiği bohçalar konuklara gösterilir ve sahiplerine verilir. Kaynana gelinin kendisi için hazırladığı mindere oturtularak kaynana bohçasından giydirilir. Duvağa gelenler gelinin evini gezerler daha önce hediye getiremeyenler hediyelerini bugün getirirler. Duvakta gelen konuklara boncuklu tülbent verilir.

Duvak gününde de çeşitli davranış kalıpları görülür. Bunlardan bazıları: Gelinin başına duvağı örtülür. Bu duvağı bir oğlan ve bir kız çocuğu alıp kaçırır damattan bahşiş alır. Ortaya bir yastık konur. Gelin yastığın etrafında üç kez döndürülür. Yönü kıbleye çevrilir diz çöktürülür. Mevlitten önce ortada bir sehpa üzerine tuz şeker gül suyu ve şerbet konur. Mevlit bittikten sonra okunmuş tuz ve şeker gelin tarafından tadılır sonra bu tuz ve şeker gelinin evdeki tuz ve şekerinin içine eklenir. Ardından gelin bir dilek tutar ve sehpayı üç kez salavat getirerek kaldırır. Eskiden duvak günü gelin sabah erkenden kalkar düğünde kesilen davarların paçalanyla paça çorbası pişirir gelen konuklara bu çorbadan ikram edilirdi.
 
Adana İli Yöresel Kıyafetleri


kahramanma.jpg kahramanma.jpg


79.jpg 79.jpg

Kırsal kesimde erkek ve kadın giyiminde "şalvar" ön plandadır. Kadın giyiminde şalvarla birlikte "güdük" olarak adlandırılan uzun kollu, yakasız, önden yırtmaçlı bir bluz, başa takılan kenarları oyalı, renkli desenli "yağlık" denilen yazmalar ve ayağa giyilen "yemeni" veya "lastik pabuçlar" yer almaktadır.

Erkek giyiminde ise şalvarla birlikte bedene giyilen "mintan" ve başa takılan "kasket" de görülür.

Kadın Giysileri:

Başlık: Fes, taç, yazma, tülbent, genç kız başlığı, gelin başlığı, evli kadın başlığı, kalıplı fes, kefiyeler, gazi, Mahmudiye, Dul kadın başlığı, İhtiyar kadın başlığı

Giysi: üçetek dolama, fistan, cepken, yelek (güdük), şalvar, don, gömlak, kuşak, kolçak, yemeni, çorap.

Erkek Giysileri:

Başlık: Börk, Fes, Terlik, Gömlek, Şalvar, Yelek, Kuşak, Yemeni, Çorap, Aksesuar.

Süslenme, Aksesuarlar: Bilezik, Kemer, Yüzükler ve küpeler, içek ve tozaklar.

Geleneksel El sanatları ve Hediyelik Eşya: Önceleri bölgede çok yaygın ve gelişmiş olan el sanatları 20. yy.da teknolojinin gelişmesiyle eski önemini kaybetmeye başlamıştır. Köy ve ilçe merkezlerinde dokumacılık, küçük el sanatları ile uğraşanlar bulunmaktadır. Bunların başlıcaları, halı, kilim, çul, çuval, heybe, torba,savan, çorap, vb. Ayrıca sandık, dolap, ekmek tahtası, oklava gibi tahta işlerine de Pozantı, Aladağ, Karaisalı ilçelerinde rastlanır.
 
Bunlar da ilginizi çekebilir...
Adana
  • Evliya Çelebi
  • Evliya Çelebi,
  • Şehirler
  • 2    3K
Usta oyuncu Cengiz Sezici, Adana’da toprağa verildi
  • Kaptan43
  • Kaptan43,
  • Güncel
  • 2    1K
SIFIR BİR NUMARA ŞEHRİ ADANA
  • O
  • ORHAN AFACAN,
  • Şiirler
  • 2    2K
Adanalı (Adana'nın Yolları Taşlık) Türküsü Söz ve Notaları
  • Celik
  • Celik,
  • Türküler - Söz ve Notalar
  • 0    12K
Geri