Hayvanlar Alemi Nesli Tükenmekte Olan Hayvanlar ve Alınan Önlemler

Dünyada Nesli Tükenmekte Olan Hayvanlar

Panda “Bambu Ayısı”​

Panda “Bambu Ayısı” Panda “Bambu Ayısı”
Dev panda Çin’in Yangtze Havzası’ndaki bambu ormanlarında yaşar. Bu havza, biyoçeşitlilik açısından dünyanın en zengin bölgelerinden biridir. Burada nesli tehlike altında olan pek çok hayvan ve bitki türü barınır. Bu açıdan Yangtze Havzası’nın mutlaka korunması gerekiyor.

Dev panda, Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) için ayrı bir anlam taşır, çünkü bu sevimli hayvan 1961 yılından beri vakfın sembolü. Dev panda ayrıca anavatanı olan Çin’in de milli amblemi. Siyah-beyaz kürküyle dikkat çeken dev pandaların boyu yaklaşık 1,5 metre, ağırlığı ise 100-150 kg arasındadır. Bambu ormanlarında yaşayan dev pandalar, günde 12-38 kg kadar bambu ağacı yiyerek hayatta kalır.

Çin’deki bambu ormanlarının giderek yok olması, pandaların hayatını da tehdit ediyor. Şu anda sadece 700 tane kalan pandaların 21. yüzyılın sonunda soylarının tükenmemesi için extra çaba sarfedilmektedir. Panda avlamanın cezası Çin'de ölüme çarptırılmaktır. Bu hayvanların da habitat kaybı yüzünden sayılarının azaldığı bilinmektedir.

Diğer bir adı bambu ayısı olan pandaların ağırlığı neredeyse 120 kilo civarında. Panda gününün büyük bir bölümünü bambu yemekle geçirir. Çok sevdiği bambuyu yiyebilmek için Çin’den başka bir yere gitmediklerinden, ne yazık ki nesilleri tükenmek üzere.

Pandalar çok tembel hayvanlardır. Dişleri bambunun sert kabuklarına uygun olarak sağlam ve keskin. Beslenmek onların yaklaşık 14 saatini alıyor. Hayvanat bahçelerinde yaşayan pandalar, doğal ortamlarında yaşayan pandalara göre çok daha farklı beslenebiliyorlar.

Yemek yemediği zamanlar panda sürekli uyur. Uyumadığında ise hiç acelesi yoktur ve çok yavaş hareket eder. Düşmanları kovaladığında bile paçasını kurtarır kurtarmaz ilk gördüğü ağaca atlar ve uykusuna veya yemeğine kaldığı yerden devam eder.

Hayvanlar aleminin en şefkatli annesi pandalardır. Yeni doğan panda ancak bir fare büyüklüğünde ve 100 gr ağırlığındadır.

Bebek pandanın gözlerinin açılması 6 hafta sürer. 3 aylık olduğunda tek başına yürümeye, 5 aylık olduğunda ise koşmaya ve bambunun tadına bakmaya başlar. Bebek panda bir buçuk seneden uzun bir süre annesinin yanında kalır. Ancak bu uzun dönemin sonunda tek başına yaşamaya hazırdır.

Bu dönemle ilgili en önemli ayrıntı pandanın çok şefkatli ve sevecen bir anne olmasıdır.

Anne panda bebeğine çok düşkündür.Onu kollarının arasında insanların bebeklerini salladıkları gibi sallar ve sabırla emzirirler. Zaten hayvanlar aleminde de yavrularına karşı en sevecen hayvan pandalardır. Pandalar yalnızlığı sever.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Kutup Ayısı​

Kutup Ayısı Kutup Ayısı
Kutup ayısı : (Ursus maritimus), 2006 yılında hassas türden tehlike altındaki tür kategorisine geçti. Kutup bölgesindeki buzulların erimesiyle yaşam alanı tehlike altına girmiştir. Tahminlere göre kutup bölgesindeki bu durum değişmezse önümüzdeki 45 yıl içinde türde yüzde 30'luk bir azalma olacak ve sonunda da tümüyle yok olacak. Yapılan ölçümler buzulların yüzölçümünün önümüzdeki yüzyıl içinde en az yarı yarıya azalacağını, hatta tümden yok olabileceğini ortaya koyuyor.

Kutup ayıları öylesine güçlü yüzücüler ki, dirimbilimcilerin büyük bir bölümü bunların karadan çok denizde yaşayan canlılar kapsamında ele alınmaları gerektiğine inanıyor. Ne var ki, küresel ısınma Kuzey Kutbu’ndaki buzulları erittikçe bu hayvanların büyük bir çoğunluğu açlıktan ölecek ya da sularda boğulup yok olacak.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

İmparator penguen​

İmparator penguen İmparator penguen
Tasmanya'nın güneyinde Antarktik kıyısında yaşayan imparator penguenleri büyük bir hızla azalıyor. Bölgedeki buzlar eridikçe hayvanların sayısı da düşüyor.

İmparator penguenlerin sayısı son 50 yılda 3 bine kadar düştü. En büyük ölüm oranına 1976-1980 arasında denizde buzların azalması sırasında rastlandı.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Kısa Gagalı Yunus​

Kısa Gagalı Yunus Kısa Gagalı Yunus
Kısa gagalı yunus (Delphinus delphis), Akdeniz alttürüdür. Son 40 yıl içinde türün nüfusu aşırı avlanma ve yaşam alanlarının bozulması sonucu, sayıları %50 oranında düşmüştür.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Akdeniz foku​

Akdeniz foku Akdeniz foku
Akdeniz foku (Monachus monachus), fokgiller (Phocidae) familyasından yeryüzünde sadece doğu Akdeniz sahilleri ile Batı Afrika'nın bir tek sahilinde yaşayan fok türü.

Dağılımı ve sayısı

Akdeniz fokları 20. yüzyılın başına kadar tüm Akdeniz kıyıları ile doğu Büyük Okyanus kıyılarında Portekiz'den Batı Afrika sahillerindeki Senegal'e kadar 1000'lerle ifade edilen bir nüfusa sahip olarak serbestçe yaşamlarını sürdürüyordu. Ancak aşırı avlanma, yaşam alanları kaybı ve deniz ekosisteminin bozulması nedeniyle türün dünya dağılımı daraldı ve nüfusu hızla azaldı. Akdeniz foku bugün dünyada sadece Türkiye, Yunanistan, Fas, Moritanya ve Madeira Adaları'nda yaşamakta olup toplam nüfusu 450 ile 550 arasında tahmin edilmektedir. Moritanya sahillerindeki Akdeniz fokları gerçek bir fok kolonisi özelliği göstererek birlikte yaşamakta popülasyonu ise insan baskısı nedeniyle birlikte bulunmak yerine çoğu zaman tek tek dolaşma ve yaşama şeklini seçmeye zorlanmışlardır. Halen az sayıda olsada Türkiye'de Akdenizin doğu sahillerinde rastlanmaktadır.

Akdeniz foku dünyada birbirinden kopuk 2 ana bölgede yaşamaktadır:

1. Moritanya kıyıları, Madeira Adaları ve Fas
2. Akdeniz (Yunanistan, Türkiye ve Doğu Akdeniz)

Türün en büyük popülasyonu Ege Denizi'ndeydi. Dolayısı ile Akdeniz fokunun Akdeniz'de soyunu sürdürebilmesi ve ekosistemde varlığını koruyabilmesi esas olarak 2 ülkenin elindedir: Türkiye ve Yunanistan.

Bir dünya mirası olan Akdeniz fokunun korunmasında Türkiye önemli bir ülke konumundadır. Türkiye'de yapılan çeşitli bilimsel çalışmalarda bireysel tanımlama yolu ile 31-44 arasında Akdeniz foku bireyi tanımlanmış olup, kıyılarımızda 100'den az fok yaşadığı tahmin edilmektedir ki dünyadaki fok popülasyonunun 450-550 olduğu gözönünde bulundurulduğunda bu sayı önemli bir yer tutmaktadır.

Akdeniz foku dağılımı kıyı boyunca süreklilik yerine belirli bölgelerde yoğunlaşma özelliği göstermektedir.

Türkiye kıyılarında foklar

1. Marmara Denizi'nde; Marmara Adaları ve Mola Adaları ile Biga Yarımadası kuzey sahillerinde
2. Ege'de; Gelibolu Yarımadası'nın Ege kıyıları ile Behramkale arasında ve Yeni Foça ile Datça arasında
3. Akdeniz'de; Datça ile Kemer arasında, Alanya ile Taşucu arasında ve Hatay Samandağ ile Suriye sınırı arasında kalan sahillerde var olma mücadelesi vermektedir.

Türün korunma derecesine bağlı olarak Türkiye'de Akdeniz foku ölümleri olduğu gibi, yavrulama ve çoğalma da gözlenmektedir. Sayılarının azalma nedeni ise balıkçıların kasıtlı veya kasıtsız fokları öldürmeleridir.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Kelaynak​

Kelaynak Kelaynak
Kelaynak (Geronticus eremita), kayalık veya yarı çöl kurak yaşam alanlarında bulunan iri yapılı, suda veya çamurda yürüyen ince uzun kıvrık gagalı, 70-80 cm uzunluğunda, 120-135 cm kanat genişliğinde bir kuş türü.

Günümüzdeki durum
Çevre ve Orman Bakanlığı'yla, Doğa Derneği tarafından Kelaynaklarla ilgili eğitim projesi uygulanmaktadır. Projeyle, kelaynakların tanıtımına katkı sağlamak ve bölgeye daha çok ziyaretçinin gelmesi hedeflenmektedir.

Doğa Derneği tarafından görevlendirilen Turan Çetin ,kelaynakların doğal yaşamları hakkında gözlem yapmakta ve veri alt yapısı oluşturmaktadır. Günümüzde 83 kelaynak olmakla bereber 13 tane yavru bulunmaktadır ve Birecik'teki kelaynakların sağlık durumları da iyidir.30.08.2009 tarihi itibariyle sayıları 100'ü aşmış bulunmaktadır.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Goril​

Goril Goril
Goril (Gorilla gorilla) , yaşayan en büyük insansı ve primat çeşididir. Diğer çoğu primatın aksine yerde yürür. Otçuldur. Afrika'nın yağmur ormanlarında yaşar. Gorilin 2 alttürü vardır. Goril DNA'sının 98%–99%'u insan DNA'sı ile benzerlik gösterir. Bu da onu şempanze ve bonobodan sonra insanın ikinci en yakın akrabası yapar.

Erkek goril 180-200 cm boyunda ve 200 kg ağırlığındadır. Nadiren 300 kg gelir. Dişisi daha küçük olup, ağırlığı en fazla 100 kg. olur. Dağ gorili, ova goriline göre daha büyüktür. Sürü halinde yaşarlar. Kolları dizlerine kadar gelir. Göğüs kafesi çok gelişmiş, gözleri yuvalarına gömük ve burnu basıktır. Dişleri çok keskindir. Ova gorilinin alnı kızıl kahverengi tüylerle kaplı iken dağ gorilinin alnı siyahtır. Bütün alttürlerin erkeğinin sırtı gümüş beyazı, kalan tüyleri siyahtır. Rahatsız edilmedikçe insana saldırmaz. Fakat tehlikeli bir hayvan olarak bilinir. Goril saldırısına uğrayan bir avcı, ilk kurşunda vuramazsa gorilin tırnaklı pençeleriyle parçalanır. Yumruklarına basarak yürür. İşaret parmağa karşı gelen baş parmakları sayesinde nesneleri rahatça kavrar. Ağaç üzerinde dolaşırken tutunacağı dalın vücut ağırlığını çekip çekemeyeceğini uzun kollarıyla deneyip anlamadan üzerine atlamaz.

Goril, çok tehlikeli bir hayvan olarak bilinse de, bu doğru değildir. Aslında son derece sakin ve çok az gıda ile doyduğu zaman bile kendini rahat hisseden bir hayvandır. Tek doğal düşmanı leopardır. Hemcinsleri ile kavga etmez. Goriller genelde küçük aile grupları halinde yaşarlar. Grup, erkek bir lider, 4-5 dişi ile yavrulardan meydana gelir. Grup lideri en az on yaşında olur. Gümüş beyazı sırtı sayesinde hemen tanınır. Zaten bu sebepten dolayı erkek gorillere "gümüşsırt" denir. Grubun hareketi lider tarafından yönetilir. Erkek goril, bazan sürüsünde otoriteyi sağlamak için iki ayağı üzerine dikilerek kızgın vaziyette göğsünü yumruklar. Yan yan yürüyerek sinirli kükremeleriyle çevresine gözdağı verir.

Goriller, filiz, yaprak ve meyvelerle beslenirler. Beslenmek için gündüzleri her yerde dolaşırlar.Göçebe olanları her gece bir yerde kamp kurar. Dişi ve yavrular ağaçların orta yükseklikteki dallarında yuva kurarak orada yatarlar. İri gövdeli erkekler ise, ağaç dibinde dallardan yaptıkları basit yataklarda sırtlarını ağaca yaslamak suretiyle oturarak uyurlar. Goriller yuvalarını her gün yeniden tertipleyerek döşerler.

Goriller sadece Afrika'da yaşarlar. Dağ gorillerinin başında uzun bir saç perçemi bulunur. Ova gorillerinde saç perçemi bulunmaz. Gorillerin nesli, kaçak avcılar yüzünden tükenme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Dağ gorilinin nesli tükenmek üzere olup sadece Ruanda, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Uganda'da yaşar. Doğada sadece 280-300 dağ gorili kalmıştır. Ova gorili ise, Kongo, Gabon, Kamerun, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Orta Afrika Cumhuriyetinde yaşar. Ova gorilinden ise doğada 15.000-30.000 adet kalmıştır. Rakamlar tahminidir.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Java Gergedanı
Java Gergedanı Java Gergedanı
Java gergedanı (Rhinoceros sondiacos), Rhinocerotidae familyasından kalan beş gergedan türünden biridir. En yakın akrabası Hint gergedanıdır. 1,7 m. boyunda ve 2300 kg. ağırlığındadır. Boynuzu en fazla 25 cm. boyundadır. En küçük boynuzu olan gergedan çeşididir. Nadir bulunuşu sebebiyle hakkında fazla bir şey bilinmemektedir.

Eskiden Java gergedanı Java adasının batısından Çin'in güneyine kadar bir alanda yaşardı. Şimdi sadece Java adasındaki Ujung Kulon Milli Parkında yaşıyor. Dünyada 60'tan az Java gergedanı kaldı. Çin tıbbında gergedan boynuzunun şifa verici güçleri olduğuna inanaılırdı. Oysa ki gergedan boynuzunun hiç bir etkisi bulunmamaktadır.

Hayatta kalanların sayısı: 60'dan az

Doğal ortamı: Endonezya ve Vietnam
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Vaquita (Meksika yunusu)​

Vaquita (Meksika yunusu) Vaquita (Meksika yunusu)
Doğal ortamı: California Körfezi

Durumu: Dünyada nadir görülen memeli deniz hayvanlarından biri olan Meksika yunusunun nesli sınırlı alanda bulunması ve balıkçı ağlarına çok kolay takılmaları nedeniyle tükeniyor.Sayılarının 200 ila 300 dolayında olduğu tahmin ediliyor.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Sumatra Kaplanı​

Sumatra Kaplanı Sumatra Kaplanı
Sumatra kaplanı (Panthera tigris sumatrae), kedigiller (Felidae) familyasından yeryüzünde var olan en küçük kaplan alt türü.

Fizyoloji
Erkek bir Sumatra kaplanı, ortalama 234 cm uzunluğunda, 136 kg ağırlığındadır. Ortalama bir dişi birey ise 198 cm uzunluğa ve 91 kg ağırlığa sahiptir. Çizgileri diğer kaplan alt türlerinden daha ince ve basıktır. Ayrıca daha tüylü ve özellikle erkekler daha yeleli bir görünüşe sahiptirler. Küçük boyutları ve ahenkli çizgileri ormanda rahat hareket edebilmelerini sağlar. Ayak parmaklarının arasında perdeli bir yapı bulunur. Bu yapı genişlediğinde onları kusursuz yüzücülere dönüştürür. Sumatra kaplanının suda ilerleyen toynaklı hayvanları da avlayabildiği kaydedilmiştir.

Beslenme
Sumatra kaplanı, genellikle tapir, yaban domuzu, geyik gibi toynaklı hayvanları avlar. Bazen balık ve kuşlar gibi daha küçük hayvanları yediği de olur. Bazen orangutanları avladıkları da olur. Hatta büyük erkekler leopar bile avlarlar. Fakat nadiren bu hayvanlar için zaman harcarlar.

Coğrafi Dağılım
Sumatra kapları yalnızca Endonezya'nın batısındaki büyük bir ada olan Sumatra'da yaşarlar. Alçak veya yüksek ormanlar başta olmak üzere birçok tropik ekosistemde yaşar. Tarım ve çiftçilik nedeniyle yalnızca 400 kadar yaşam alanı kaldı. Fakat bu yerler de yeterince güvenli değil çünkü korunma çabalarına rağmen birçok kaplan öldürülmeye devam etmektedir. Bu hayvanın ya soyu tükenmiştir ya da doğada tükenmiştir.

Çizgili Sırtlan​

Çizgili Sırtlan Çizgili Sırtlan
Çizgili sırtlan, kirli açık sarı-beyaz üzerine değişen enlerde siyah şeritleriyle kolaylıkla tanınabilir. Ensesinden beline kadar sert ve dik kıllardan oluşan bir yele bulunur. Yele tüylerinin unu siyahtır. Kulak kenarı ve içi beyaz, boyun ve çene altı siyahtır. Ön ve arka ayakları 4 parmaklıdır ve ön bacaklar arka bacaklara oranla daha uzundur. Kafa iri ve kulaklar büyüktür. Başın küt bir görünümü vardır. (Turan, 1984)

Sırtta bulunan yele istenildiği zaman (kavga, heyecan, korku anlarında) dikleşir ve bireyin olduğundan %38 daha büyük görünmesini sağlar.

Sanıldığının aksine köpekgillerle değil kedigillerle daha yakın akrabadılar.

Habitatı
Steplerde, yarı çöllerde, kayalıklı ve seyrek ağaçlıklı yamaçlarda ek olarak Anadolu'da maki ve ormanlık alanlarda da yaşar. Kayalıklar, çatlak ve gedikler ve derin vadilerde yuvalanır. Afrika'da daha güçlü kuzeniyle aynı ortamda bulunduğu bölgelerde rekabetten dolayı açıklık bölgelerde bulunmaz.

Yayılışı
Yurdumuzda Marmara'nın güneyi, Ege, Akdeniz ve güneydoğu illerimizde yayılış gösterirler. Çanakkale, Bursa, Balıkesir, Kütahya, Afyon, İzmir, Denizli, Aydın, Muğla, Antalya, Burdur, Mersin, Adana, Niğde, Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Madin, Adıyaman, Siirt, Şırnak ve Hakkari illerinde yaşamıştır. Bu illerin çoğundan 1980 sonrası kayıt mevcut olup 2000 sonrası kayıtlar belirli iller için geçerlidir ve haritada yeşille işaretlenmişlerdir. İç bölgelerdeki illerden (Kütahya, Afyon) uzun süredir kayıt yoktur.

Korunma
Doğada düşük yoğunlukta bulunmaları, iyi gizlenmeleri ve yalnız yaşamaları sebebi ile vahşi yaşamda görülmeleri çok zordur. Günümüzde Anadolu 'nun belirli bölgelerinde Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü tarafından fotokapanlarla takip edilmektedir. Ayrıca 2007 yılında Güney Doğu Anadolu Bölgesi 'nde Doğa Derneği gönüllüleri tarafından üç adet çizgili sırtlan yuvası belirlenmiş ve bu yuvalardan birini kullanan bir çift çizgili sırtlan görüntülenmiştir. Bölge koruma altına alınmış ve fotokapanlarla izlenilmektedir. Anadolu 'da sayısı az olmakla birlikte,avlanılması kesinlikle yasaktır. Zira Eylül 2010'da Çevre ve Orman Bakanlığı ile Merkez Av Komisyonu tarafından çıkarılan kanuna göre, Anadolu çizgil sırtlanın Türkiye sınırları dahilinde herhangi bir şekilde avlanması, 15.000 TL para cezasından başlayan yaptırımların yolunu açmaktadır.

Çizgili sırtlanların Türkiye popülasyonunu korumak için Güneydoğu Anadolu bölgesinin dışında, Altınözü Hatay'da 38.811 hektar'lık bir alan yaban hayatı geliştirme sahası olarak ayrılmıştır.Çizgili sırtlanlar Türkiye'de nesli tükenmekte olan hayvanlar konumundadır.

Yerel Adlar
Andık, Yeleli kurt, Alacanavar, Sırtlan, Zırtlan, Öcü, Heftar (Güneydoğu), Dab'a (Hatay)
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Geri