Müslüman Adalet'i Yanıltmaz Diyor İst.Müftüsü Rahmi Yaran...

Kaptan43

5 Yıldızlı Kaptan
Katılım
16 Nisan 2013
Beyazıt Ramazan Sohbetleri'nde konuşan İstanbul Müftüsü Doç. Dr. Rahmi Yaran, ''İslam'da adalet kavramı'nı anlattı. Adaletli devlet yönetiminin kafir de olsa uzun ömürlü, adaletsiz ve zalim yönetimin mümin ve Müslüman da olsa kısa ömürlü olacağını belirten Yaran; geciken adaletin de adalet olmaktan çıktığını söyledi.

Türkiye Diyanet Vakfı'nın organize ettiği ve İBB Kültür A.Ş.'nin katkılarıyla gerçekleşen 32. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı'nın en dikkat çekici etkinliklerinden olan Beyazıt Ramazan Sohbetleri kesintisiz sürüyor.
Sohbet programları ile yıl boyunca dolu dolu programlar sunan Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER), fuardaki Ramazan sohbetlerinin organizasyonuna destek veriyor.

Sohbetlerin dördüncü gününde İstanbul Müftüsü Doç. Dr. Rahmi Yaran'ı ağırlayan sohbet çadırı, yazarlar ve gazetecilerin yanında merak ettiklerine cevap bulmak isteyen dinleyicilerle doldu.

Sohbetinde "İslam’da Adalet" kavramı üzerinde duran Müftü Rahmi Yaran; kelime anlamı, muhtevası ve hayatımızda yer alması gereken en önemli alanları misallerle dile getirdi.
32. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı Genel Koordinatörü Osman Sarıköse'nin takdim konuşmasıyla başlayan programda İstanbul Müftüsü Rahmi Yaran, Diyanet'in bu yılki "helal kazanç" mesajı üzerinde de açıklamalar yaptı.

İstanbul Müftüsü Rahmi Yaran ile sohbetimiz şöyle sürdü:

ADİL YÖNETİMLER UZUN ÖMÜRLÜ OLUR

-Sayın Hocam, Adalet’in kelime manası nedir?

Adalet kelimesinde "denklik" manası saklı bulunuyor. Önce buna dikkatinizi çekerim. Dengelemek, denklik, eşitlik manalarının adalete karşılık geldiğini biliyoruz.

-İslamiyetin Adalet anlayışını izah eder misiniz?

Birçok manasından öte İslamiyetin adalet anlayışını dinî boyutu ile değerlendirecek olursak; yönetimde, yargıda, ailede, sosyal hayatta, fıkıhçılarda ve hadisçilerde olmak üzere bu kavramı birkaç yönü ile ele alabiliriz. "Adalet mülkün esasıdır" cümlesindeki mülk, yönetimdir. Yani yenetimde adalet kast edilmektedir.

YEDİ SINIF İNSAN KIYAMET GÜNÜ...

-Mesela yönetimdeki adalet ne demektir?

Yönetimdeki adalet, herkese ihtiyacı nispetinde dengeli davranmak ve o dengeyi sağlamakla mümkün olur. Hem ferdin hem de toplumun genelinin faydasına olacak şekilde bir yönetim sergilenmeli... Peygamber Efendimiz, bir hadis-i şerifinde buyuruyor ki; 'Yedi sınıf insan kıyamet günü Allah'ın gölgesinden istifade edecek.' Bunlardan birisinin 'Adaletli imam' olduğunu söylüyor.

İmam; dinî literatürde iki manada kullanılır. Birisi namaz kıldıran şahıs, ikincisi de bütün müminlerin önünde olan önder, İslam toplumunu yöneten kişi.

-"Adalet mülkün temelidir” sözü İslami kaynaklı değil mi?

Evet, bu sözün, orijinali “El adlü esas-ül Mülk”tür ve adaletin timsali Hazreti Ömer radiyallahu anhu’ya (Allah O’ndan razı olsun) aittir. Bu cümledeki mülk kelimesinin yönetimi temsil ettiğinin altını çizelim.


ADALETLİ DEVLET KAFİR DE OLSA UZUN ÖMÜRLÜ OLUR, ZALİM DEVLET MÜMİN DE OLSA FAZLA GİTMEZ

-Adalet’in zıddı nedir?

Zulümdür. Yani adilin zıddı zalimdir. "Devlet idaresi” deyince en baştakileri düşünmeyelim sadece. En alt kademeye kadar yönetim var. Yönetimde adalet esastır”

Zalim devlet yönetimi; mümin ve Müslüman da olsa uzun süre gitmez, adil bir devletin ise kâfir de olsa uzun ömürlü olacağını önemle vurgulamak isterim. Kuran’ın "herkese adalet" sağlanması yönünde hükümleri bulunuyor.

Anne, baba, kardeş, dindaş, meslektaş diye bir ayırım yapmadan mutlak adaletin olması gerekiyor.

Bunlara "İyilik yapacağız elbet. O adaletin ötesinde bir şey. Ama adalet noktasına gelince, başka dinden de olsa kimseye haksızlık yapmayacağız.

KURAN’DA ADALET KAVRAMI

-İçinde adalet geçen Kuran ayetlerinden örnekler verir misiniz?

Mesela Bakara Suresinin 188. Ayetinde Cenab-ı Allah buyuruyor ki:

“Aranızda birbirinizin mallarını hırsızlık, kumar ve gasp gibi haksız (bâtıl) sebeplerle yemeyin ve insanların mallarından bir kısmını bile bile yalan şahitliği gibi günahla yemek için, o malları rüşvet olarak hâkimlere aktarmayın.”

Müslümanların Kâbe'ye girmesinin engellendiği zamanlarda inen ayetin bu zulme rağmen Müslümanların adaletsiz davranmaması gerektiğini anlatan bu ayetlerin, adaletli olma konusunda bizleri uyardığına dikkatinizi çekerim.

YARGIDA ADALET

-Yargıda adalet nedir ve nasıl sağlanır?

Yargıda adalet meselesini değerlendirirken, Diyanet'in bu yılki helal kazanç mesajları üzerinde duralım. Helal kazanç çok önemli. Bugünkü insanların daha az helal-haram gözetir olduklarını görüyoruz. "Hâkime rüşvet verilir” deniliyor. Bu çok kötü. Facia. Peki hâkimin rüşvet alması haram da, vermek helal mi? Belki o daha fazla haram. O şekilde belki yoldan çıkıyor. Ayetler bunu yapmamayı emrediyor.

Yargıda adalet dediğimiz zaman işin hâkim boyutu var, davacı boyutu var, davalı boyutu var, şahit boyutu var. Dört tarafın da adil olması lazım. Davacı, adaletle davranmalı. Hak talep ediyorsa asla yalan söylememeli, bulunduğu durumu açıkça ifade etmeli. Mümin ve Müslüman hâkimi de mahkemeyi de yanıltmaz. Doğruyu anlatır. Onun neticesinde hakkı varsa ne ala. Ola ki bir hakkı var zannediyordu, anlatıldığı zaman dendi ki senin burada hakkın yok. Mahkeme onu bir haksızlıktan korumuş olur. Yani şahitlerin de dürüst olması gerekir.

GECİKEN ADALET; ADALET DEĞİL, ZULÜMDÜR

-Yargıda adalette zaman mefhumu önemli mi?

Elbette çok önemli. Çünkü geciken adalet, adalet değil; zulümdür. Masum bir insanı 10 yıl hapiste tutamazsınız. Bırakın 10 yılı, bir saat bile hapsedemezsiniz. Adalet anında uygulanmalı. İslam’ın adalet anlayışı budur.

YALAN ORUCU BOZAR MI?

Peygamber Efendimiz bir Hadis-i Şerif’inde buyuruyor ki:

"Kim yalan söylemeyi ve yalanla iş yapmayı terk etmezse bilsin ki; Allah'ın onun yememesine içmemesine ihtiyacı yoktur."

Bu hadisden yola çıkarak orucun doğruluk ve dürüstlük eşliğinde insana güzellik katabileceğini bilelim. Yalan asla Müslüman'a yakışmıyor. Oruçlu olsun olmasın yakışmıyor.
Peygamber Efendimize bir gün “Büyük günahlar”ı soruyorlar.

“Şirk, ana babaya isyan ve yalan (şahitlik) söylemek” olarak sıralıyor.

Şahitliği de Allah için yapmak gerekiyor. Allah için yaptığımızda doğruyu söyleriz. Kendi öz malından sadaka verecek, infak edeceksin. Ama adaletle.

DÜRÜST İNSANA ÖRNEK

Bizim memlekette Hacı Mehmed Efendi isimli bir zat vardı. Yaşına rağmen, çok çalışırdı. Temiz manasında çok saftı. Hatta bir gün ineğini satmak için pazara götürmüş.
Demişler ki:

“Dedeciğim, bu ineği neden satmak istiyorsun?

Hacı Mehmed efendi:

“Sütünden az yağ çıkıyor, onun için satmak istiyorum” diyor.

Köylüler, onun saflığını alaya alsalar da, o dürüst olarak mükafatını Allah’dan alacak. Yani dürüst olmak lazım.

AİLE İÇİNDE, EŞLER VE ÇOCUKLAR ARASINDA ADALET

-Aile içindeki adalet konusunda İslamiyetin adalet anlayışı nedir?

"Hak ve görev dengesi var ailede. Başta eşler arasında var. Hiçbirisi diğerine haksızlık etmemeli. Daha fazlasını yapabilmek için gayret göstermek gerek. Çünkü daha fazlasının karşılığı, Allah tarafından daha da fazlasıyla veriliyor. Böyle hareket edersek ve yaptığımız işi Allah için yaptığımız duygusu bizde hâkim olursa, ondan bir karşılık bekleriz.

Mesela adamın iki eşi varsa, birinde ne kadar gecelerse, öteki ile de aynı sürede birlikte kalması gerekir. Bu çok önemli. Biri ile şehirde, öteki ile köyde olmaz. Yine Kuran’da Nisa Suresi’nin 35. Ayetinde Cenab-ı Allah buyuruyor ki:

“Eğer karı-koca arasının açılmasından endişeye düşerseniz, bir hakem, erkeğin ailesinden ve bir hakem de kadının ailesinden kendilerine gönderin. Bu mutavassıt hakemler gerçekten barıştırmak isterlerse, Allah, karı-koca arasındaki dargınlık yerine geçim verir. Şüphesiz ki Allah hakkıyla bilendir, her şeyin aslından haberdardır.”

Ayrıca çocuklar arasında adalet çok önemli bir husus.

-Hani sevgide de olur mu?

Olmasa bile göstermemek, dışa vurmamak gerekiyor. Bazı hisler insanın içindedir. Onu dışarıya vurmamak ve her bir çocuğuna eşit davranmak lazımdır. Kız, erkek, büyük, küçük, üvey, öz gibi durumların tamamında...

Efendimiz hayatta iken Beşir’in oğlu Numan isimli sahabi anlatıyor:

“Annem, babama demiş ki; Numan’a ikramda bulun. Babam da tamam demiş. Annem Revaha kızı Amra: Allah’ın Resulünü de şahit tut” demiş Babam durumu Peygamber Efendimize anlatmış. Peygamber Efendimiz babama sormuş:

“-Numan’a verdiğin kadar, diğer çocuklarına da verdin mi?

Babam: "Hayır, vermedim" demiş.

Peygamber Efendimiz :

“Çocukların arasında adaleti sağla. İttakullah=Allahtan korkunuz” buyurmuş.

Buradaki “Allah’tan korkunuz” emri sadece Numan’ın babası Beşir’e değil, bütün Müslümanlara söylenmiştir. Ancak,hasta çocuğuna, engelli çocuğuna daha çok yardım edebilirsin. Hayatta iken mirasını taksim edemezsin. Ancak birçok adaletsizlik yaşanıyor. Ondan sonra da çocuklardan adalet bekliyoruz."

TOPLUMDA SOSYAL ADALET VE ŞİRKETİN SAHİBİ ALLAH

-Sosyal adalet nedir ve nasıl sağlanır?

"Sosyal adalet" toplum içindeki adalettir. Bir Müslüman; sahip olduğu sağlık, mal, mülk, fırsatlar ve her şeyin bir emanet olduğunu bilmeli. Sahip olduklarımızı şirket, kendimizi de müdür olarak görmeliyiz. Şirketin sahibi Allah. Ona göre idare etmek, ona göre bu taksimatı yapmak gerekiyor. Zekât olarak malından ayırıp vermek mecburi. Hakkı olana veriyorsun.

İNFAK FAKİRE VERİLİR

Muhtaç olmayıp alan da, başkasının hakkını alıyor. Kendine verilen zekâtı, ihtiyacı olmayanın ihtiyacı olana verdirdiği bir toplum olmalıyız. Ama şimdi bakıyoruz, nerde bir fırsat var herkes koşuyor. Hâlbuki bir infak fakirler içindir. Zengin olan yani muhtaç olmayan, almayacak ve ihtiyacı olan birine gönderecek.

FIKIH VE HADİS KİTAPLARINDA ADALET

Fıkıh kitaplarımızda ve bilhassa hadisçilerimizde de adaletin öne çıktığının altını çizelim. Hadisin zayıf ya da sahih oluşunun rivayet edilen kişinin adil olup olmamasına göre belirlendiğini görüyoruz.

Adil hadisçiler için tarif şudur: Farzları yerine getiren, haramlardan uzak duran kimsedir adil. Adil olan kimse Allah'a karşı olan vazifelerini ihmal etmez. Adil olma yükümlülüğünü yerine getirerek, farzları da uygulayacak, rüşvet alıp vermeyecek, yalancılık ve hırsızlık yapmayacak. Dürüst adam olacak.


BANKA KREDİSİ İLE EV VE ARABA ALINABİLİR Mİ?

Bir dinleyicinin:

“Günümüzde banka kredisi ile ev ya da araba alan Müslümanların sayısı arttı. Biz faizin haram olduğunu biliyoruz. Bu konudaki görüşünüz nedir? Banka kredisi ile ev ve araba alınabilir mi? Banka kredisi faiz mi, değil mi?” sorusuna İstanbul Müftüsü Yaran şu cevabı verdi:

“-Aslında cevap sorunuzun içinde. Diyanet İşleri Başkanlığımızın Din İşleri Yüksek Kurulu’na bu soru sorulmuş. O kuruldan çıkan fetva şudur: ‘Faizdir’ Bu fetva üzerinde ve bu konuda ben fazla bir şey söylemek istemiyorum. Faizdir.”


BİZDE İKTİSAT VE KANAAT ESASTIR

ESKADER Başkanı Mehmet Nuri Yardım'ın

-İnsanların refah seviyesinin yüksekliğine rağmen huzursuz oluşunun ve haramı sorgulamayışının sebepleri neler olabilir?” sorusuna ise Rahmi Yaran şu cevabı verdi:

"İhtiyaçları âdeta icat ediyorlar. Tüketim toplumunda çarkın dönmesi için tüketmek lazım. Hâlbuki bizde iktisat vardır. İktisat israf değil, cimrilik değil, orta yoldur. Kanaat çok önemli. Reklam şirketleri; hanımları ve çocukları ihtiyaç sahibi olmaya kışkırtıyor, beyler de bunlar ihtiyaçmış gibi alıyor.

İstanbul Müftüsü Rahmi Yaran, kendisini dinleyen bir grup gazeteci ve dernek yöneticileri ile hatıra fotoğrafı çektirdi.


Kaynak: Selami Çalışkan-haber365-Özel
 
Bunlar da ilginizi çekebilir...
Geri