Restorasyona Kurban Giden Tarihi Eserlerimiz

Yüzlerce hatta binlerce yıl ayakta kalmayı başarabilmiş tarihi eserler, restorasyon adı altında adeta kılık değiştiriyor. Çünkü ülkemizde restorasyon, yenileme olarak algılanıyor. Eserler, yapılar kendi dönemine uygun şekilde restore edileceği yerde, kulaktan dolma bilgilerle ve günümüzdeki malzemelerle resmen yeniden inşa ediliyor. Bu durum ülke olarak tarihe bakış açımızın son derece net ve acı bir kanıtı.

İşte “Keşke hiç restorasyon yapılmasaydı” diyeceğimiz tarihi eserlerimiz.;

[KBASLIK]Anamur Mamure Kalesi, Anamur – Mersin[/KBASLIK]
[TBR2=https://s9.postimg.cc/frd7zsgb3/s-ba7b973af6135b3983dd523ac6ea0a349241498c.jpg]Anamur Mamure Kalesi 2012 yılında UNESCO Dünya Mirası geçici listesine girmeyi başarınca, restorasyona alındı. Geçmişi 3. yüzyıla dayanan 39 kuleli tarihi kalenin restorasyonu, maalesef günümüz çimentosundan nasibini alınca orijinal dokusunu kaybetti.[/TBR2]

[KBASLIK]Apollon Tapınağı, Çanakkale[/KBASLIK]
[TBR2=https://s9.postimg.cc/d4xpiyjzj/s-15a79e9c3d830b6f937b4992ffd21bab8b8bcb12.jpg]Çanakkale’de bulunan tarihi Apollon Tapınağı’nın restorasyonu sırasında mermer tozu yüklü tonlarca ağırlıktaki tır, tapınağın üzerine çıkarıldı. Yetmezmiş gibi, basamakların restorasyonu sırasında da kullanılan beyaz beton nedeniyle tarihi tapınağın son görünümünde eski halinden eser yok.[/TBR2]
[TBR]https://s9.postimg.cc/61pu3doun/s-d0ad3e813a45f3210d93502965e3e01b379db601.jpg[/TBR]

[KBASLIK]Ayasofya Orhan Camii, İznik – Bursa[/KBASLIK]
[TBR2=https://s9.postimg.cc/q16g78egv/s-f5ea5d193eb7ac738f4874b29e840a6e3269a039.jpg]Tarihi MÖ 4. yüzyıla kadar uzanan Bursa İznik’teki Ayasofya Orhan Camii’nin eski tuğla duvarlarına da restorasyon adı altında cam kapı monte edildi. Aynı zamanda kubbeleri de betonla sıvanan camiinin tarihi dokusuna verilen zarar, tarihe bakış açımızı bir kez daha gözler önüne serdi.[/TBR2]

[KBASLIK]Antiphellos Antik Tiyatro, Kaş – Antalya[/KBASLIK]
[TBR2=https://s9.postimg.cc/il76ll3nz/s-23de41af0f04ffee2f99adfac5015b17e9861e17.jpg]Kaş’taki Antiphellos Antik Tiyatro’nun restorasyonu sırasında ise tiyatronun zeminini yenilemek amacıyla zemine beton döküldü. M.Ö 1. yüzyıldan kalma antik tiyatro 28 sıra ve 4 bin kişi kapasitesine sahipken, restorasyondan sonra 26 sıra kaldı.[/TBR2]
[TBR]https://s9.postimg.cc/sii7eqban/s-07980bcd12f112e1dff28f0fa88b7ebbb4612f39.jpg[/TBR]

[KBASLIK]Battal Gazi Külliyesi, Seyitgazi – Eskişehir[/KBASLIK]
[TBR2=https://s9.postimg.cc/puxci4fcv/s-f8f6d60892bb08b53bb6eef29ae0590fa6d96e48.jpg]Eskişehir’in Seyitgazi ilçesindeki Seyyid Battal Gazi Külliyesi’ne ise restorasyon sırasında içine bir Amerikan mutfak dahil edildi. Aynı zamanda normalde mermer olan sütunlar yerine beton sütunlar yapılan külliyeye bir de modern tuvaletler dahil edildi.[/TBR2]
[TBR]https://s9.postimg.cc/xcb5ax9nj/s-0804f769b816e33eee1109e9f3d9363fc14042ae.jpg[/TBR]

[KBASLIK]Hatay Arkeoloji Müzesi, Roma Mozaikleri[/KBASLIK]
[TBR2=https://s9.postimg.cc/w13e2l3sv/s-78f0388f0f1fada06f3129a9ea1aeb8a6550245e.jpg]Hatay’daki dünyanın ikinci büyük mozaik sergileme alanına sahip müzede, taşınma sırasında yaşananlar ise maalesef bir skandal. Müzedeki mozaiklerin büyük bir çoğunluğu yanlış restore edilince, eski hali ile yeni hali arasında çok ciddi farklar meydana geldi.[/TBR2]

[KBASLIK]İshak Paşa Sarayı, Doğubayazıt – Ağrı[/KBASLIK]
[TBR2=https://s9.postimg.cc/3mxyiny8f/s-9d1970a2348ebda60764f2c2cc53c592fa7aa581.jpg]İlk inşaatı 1685 yılında tamamlanan İshak Paşa Sarayı’nın cam tavanı da bu restorasyon facialarından biri olarak gösteriliyor. Sarayı görmeye gelen turistler tarafından da yadırganan şeffaf cam tavan, sarayın tarihi dokusuna aykırı. Ancak yetkililerin açıklamalarına göre, yapılan bu cam tavan hem güneş ışığını kırarak tarihi eserleri güneş ışığından koruyacak nitelikte hem de olumsuz hava koşullarının sarayın tarihi yapısını kötü etkilemesini önleyeceği için yapılmış.[/TBR2]
[TBR]https://s9.postimg.cc/jl6o8tv1b/s-a8b16001aeb6ad815b45dd22f4a1a4f326d2a45d.jpg[/TBR]

[KBASLIK]Mesnevihane Camii, Fatih – İstanbul[/KBASLIK]
[TBR2=https://s9.postimg.cc/6wcdoxrf3/s-d20635c8df302fb2a082db0ef96040a6e23a7d30.jpg]1844 yılında Fatih’te inşa edilen Mesnevihane Camii’nin restorasyonu sonucu ortaya çıkan yapı görenleri gerçekten sinirlendirecek nitelikte. Nitekim camiinin tarihi dokusu tamamen yok olmuş durumda. Restorasyon sonunda üzerine beton sıva yapılarak tümüyle beyaza boyanan camiinin tarihi görünümü artık beyaz bir duvardan farksız.[/TBR2]

[KBASLIK]Mimar Sinan Külliyesi, Üsküdar – İstanbul[/KBASLIK]
[TBR2=https://s9.postimg.cc/lr0z3kqun/s-3a4e204847e26635bf250f16c871a57a4363100b.jpg]Mimar Sinan’ın son yapıtı olarak bilinen Atik Valide Külliyesi’nin şifahanesi de restorasyonla tanınmaz hale geldi. Şifahanenin iç bahçesine bakan revakların önü tamamen camla kaplandı ve iç bahçeye otomatik kapılar yapılarak kafeteryaya çevrildi.[/TBR2]
[TBR]https://s9.postimg.cc/yv6jg9ybz/s-4e0bc65f93bf1781b39ab0451536c40139b52540.jpg[/TBR]

[KBASLIK]Ocaklı Ada Kalesi, Şile – İstanbul[/KBASLIK]
[TBR2=https://s9.postimg.cc/yxqf2pwq7/s-428f30718374e6624f9049bcb166a78f01651be4.jpg]Cenevizlilerden kalma Ocaklı Ada Kalesi, restorasyon sonrasında bu hale geldi. 2000 yıllık bir geçmişe sahip olan kalenin eski halinden eser yok şimdi. Nitekim halkın da tepkisini hayli üzerine çeken bu bu çalışmanın sonucunda, kalenin yeni hali çizgi film karakteri Sünger Bob’a benzetiliyor.[/TBR2]

[KBASLIK]Sinan Paşa Külliyesi, Yenişehir – Bursa[/KBASLIK]
[TBR2=https://s9.postimg.cc/51zj774en/s-8149588e96fc96087bb272655cc6cf0b106fbf65.jpg]Bursa’nın Yenişehir ilçesindeki Sinan Paşa Külliyesi’ne yapılan ise tüm bu felaketlerin içinde en rezalet olanı. Çünkü, 435 yıllık külliyeye restorasyon yapılırken, yük taşıyan kamyonların girip çıkabilmesi için tarihi duvarlarından birini yıkıp, kapı yaptılar.[/TBR2]

[KBASLIK]Süheyl Bey Camii, Beyoğlu – İstanbul[/KBASLIK]
[TBR2=https://s9.postimg.cc/9ey2pmd5b/s-ecd810ac3aa2d69e1051309b83b9beae61cce952.jpg]1591 yılında, Beyoğlu Fındıklı’da, Süheyl Bey tarafından Mimar Sinan’a inşa ettirilen camii sekizgen planlı ve kubbeliydi. Restorasyondan sonra ise cam kaplanan ve sekizgen yapısı bozulan camii artık daha çok bir avm’ye benziyor.[/TBR2]

[KBASLIK]Sümela Manastırı, Trabzon[/KBASLIK]
[TBR2=https://s9.postimg.cc/6tsi26vi7/s-f8ddfd5b767143ed93956bf5bc72952ec6da00b9.jpg]Trabzon’daki tarihi Sümela Manastırı’nın 16 yıl süren restorasyon macerası ise fazladan çıkılan bir kaçak kat ile son buldu. Restorasyon yerine resmen inşaat yapılan manastırda, kütüphane ve öğrenci odalarının bulunduğu yere kaçak kat çıkıldı.[/TBR2]

[KBASLIK]Tekfur Sarayı, Fatih – İstanbul[/KBASLIK]
[TBR2=https://s9.postimg.cc/a36x936vj/s-8414894076c6a1ec3bf30ff4008c73b984d1b524.jpg]12. yüzyılda Bizanslılar tarafından inşa edilen saray, Blakernai Saray Kompleksinden günümüze kalan tek saray olma niteliğini taşıyordu. Ancak geçirdiği restorasyondan sonra daha çok “temalı bir tatil köyüne benziyor.” Bizans dönemine ait olan bu sarayın restorasyonunda maalesef o dönemde olması imkansız olan, ahşap pencereler ve parlak korkuluklar gibi hem tarihi hem mimari hatalar yapılmıştır.[/TBR2]
[TBR]https://s9.postimg.cc/4f0mi7hyn/s-f936b0ca42770f47336ffe513490618d5e680c88.jpg[/TBR]

[KBASLIK]Urfa Kalesi, Şanlıurfa[/KBASLIK]
[TBR2=https://s9.postimg.cc/diz1ikbsv/s-6ba88c16d8c988d445e6d3ea935796d1fa256d2d.jpg]Şanlıurfa’daki 1200 yıllık Urfa Kalesi, 2013 yılında aşırı yağışlar nedeniyle çökmeye başlayınca restorasyona girdi. Ancak restorasyon sırasında beyaz beton taşlar kullanılınca kalenin bir bölümü aykırı bir görüntüye büründü ve tarihi dokusunu yitirdi.[/TBR2]
[TBR]https://s9.postimg.cc/4ny783kgf/s-6d3ab220d60635c3895671a33bb5502b78d1ab7f.jpg[/TBR]

Kaynak: Onedio.com

Beğen
Beğen Muhteşem Haha İnanılmaz Üzgün Kızgın

Mavi Zakkumlar Diyarı Kadıralak Yaylası – Trabzon

Doğal güzellikleri, kültürel yapısı ve mesire yerleriyle ilgi çeken Trabzon’un Tonya ilçesine bağlı bin 300 metre yüksekliğindeki Kadıralak Yaylası, her yıl nisan ayında "mavi zakkum" olarak da isimlendirilen "mavi yıldız" çiçeklerinin açmasıyla ziyaretçilerine eşsiz manzaralar sunuyor. Son yıllarda adından da sıkça söz ettiren yayla, bir ay süreyle kendisini adeta maviye boyayan çiçeği görmek isteyenlerin yanı sıra fotoğraf tutkunlarının da bu tarihlerdeki ilk adresi haline geldi.

Kaynak: https://www.trtturk.com.tr/fotogaleri/mavi-zakkumlar-diyari-kadiralak-yaylasi_407/12469

Beğen
Beğen Muhteşem Haha İnanılmaz Üzgün Kızgın

25 Bin Plastik Şişe Kapağı İle Yapılan Geleneksel Bosna Halısı

Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da sıra dışı bir halı sergileniyor. Halının farkı, tamamen plastik şişe kapaklarından yapılmış olması.

İnsanları geri dönüşüme teşvik eden büyük bir halı. Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da tamamen plastik şişe kapaklarından yapıldı. Kullanılan 25 bin kapak renklendirildi, ortaya geri dönüştürülmüş halı çıktı.

30 metrekare olan halı, Bosna’nın geleneksel halı motifleriyle hazırlandı.

Projenin öncülerinden Alma Hrasnica Dervisevic, atık ambalajları sanata dönüştürmeyi başardıklarını söylüyor.

Halı, 18 Mart Dünya Geri Dönüşüm Günü’nde sergilendi.

Kaynak: 25 bin kapaktan geleneksel Bosna halısı yapıldı

Beğen
Beğen Muhteşem Haha İnanılmaz Üzgün Kızgın

Hacı Murat 48 Yıldır Yollarda – Üretilen İlk Murat 124

TOFAŞ tarafından 12 Şubat 1971’de üretimine başlanan, adını Bursa’nın Osmanlı’ya başkentlik yaptığı dönemdeki padişahı Sultan 1. Murat’tan alan "Murat 124", aradan geçen 48 yıla rağmen vatandaşların ilgi odağı olmaya devam ediyor. "Hacı Murat" olarak bilinen otomobilin "0000001" şasi numarasıyla 1971 yılında üretilen ilk örneği ise sergilendiği TOFAŞ Bursa Anadolu Arabaları Müzesi’nde ilgi görüyor.

tb
tb

tb
tb

tb
tb

tb

Beğen
Beğen Muhteşem Haha İnanılmaz Üzgün Kızgın

Balkanlarda ki Osmanlı eserleri – Camiiler

Camii

Osmanlı Devleti Balkanlar’da fetih faaliyetleri yürütürken aynı zamanda fethettiği toprakları kazanmak adına imar etmiştir. Asırlarca süren Osmanlı hakimiyetinden geriye kalan bu kültür mirasının en önemli unsurlarından olan Osmanlı camileri bulunmaktadır. Osmanlı Devleti, fetih ettiği balkan devletlerinde rahat bir yönetim sürdürmüştür. O bölgeye Türk vatandaşlar göndererek Avrupa da Türkleşmeyi sağlayan Osmanlı Devleti, aynı zaman da yaptırdığı Camilerlede tarihe geçmeyi başarmıştır.

Osmanlı Devleti Balkanlar’da fetih faaliyetleri yürütürken aynı zamanda fethettiği toprakları kazanmak adına imar etmiştir. Asırlarca süren Osmanlı hakimiyetinden geriye kalan bu kültür mirasının en önemli unsurlarından olan Osmanlı camileri bulunmaktadır. Osmanlı Devleti, fetih ettiği balkan devletlerinde rahat bir yönetim sürdürmüştür. O bölgeye Türk vatandaşlar göndererek Avrupa da Türkleşmeyi sağlayan Osmanlı Devleti, aynı zaman da yaptırdığı Camilerlede tarihe geçmeyi başarmıştır. İşte günümüzde de hala balkanlarda var olan camiler.

MAKEDONYA :

Balkanlarda yer alan remi adıyla Makedonya Cumhuriyeti olarak bilinen toplam 2 milyon nüfusa sahip olan bu ülke Osmanlı Devleti tarafından fetih edildiğinde toplam da 4 camiye sahip olmuştur.

1- Alaca Camii

Kalkandelen şehrinde yer alan ve Barok mimari tarzıyla inşa edilmiş olan yaklaşık 600 yıldır Osmanlı ihtişamını temsil ediyor.

 

2- İshak Bey Camii

1436 yılında inşaatın başlanan cami iki yıl sonra ibadete açılmıştır. Üsküp’te yer alan önemli camilerden biridir.

3- Burmalı Camii
Üsküp’te 1494 yılında yapılan Burmalı camii, 1925 yılında Sırp rejimi tarafından yağmalanmış ve yıkılmıştır.

 

4- Mustafa Paşa Camii

Osmanlı Devletinin en ihtişamlı döneminin eserlerinden biri olan cami, 16. yüzyılın Türk mimarisinin yüksek seviyesini göstermesi bakımından çok mühimdir.

BOSNA HERSEK

İçerisinde birden fazla ırkı barındıran Bosna Hersek, Sırp, Boşnak ve Hırvat uyruklu vatandaşlara da sahiptir. Osmanlı Devlet’inden kalan Camiileri de özenle saklayan ve koruyan Bosna Hersek gerçekten de saygı değer bir kültüre sahiptir.

1- Ali Paşa Camii

Budin beylerbeyi Hadım Ali Paşa tarafından yaptırılan bu cami, klasik dönemin önemli mimari eserlerindendir.

 

2- Gazi Hüsrev Bey Camii

1537 yılında Bosna’da Gazi Hüsrev Bey adına yapılan camii şehrin merkezinde yer alan çok kapsamlı bir yapıdır.Şu an restore edilmektedir.

 

3- Hünkar Camii

Bosna’da bulunan Hünkar Camii, 1457’de İsa bey tarafından Fatih Sultan Mehmet Han’a armağan olarak yapılmıştır. Daha sonra ki dönemerde bazı eklemeler ve düzenlemelerle bugünki halini almıştır.

BULGARİSTAN

Balkanlarda bulunan bir diğer ülke ise Bulgarisitan’dır. Bizzat komşumuz olan Bulgaristan yaklaşık 7,2 milyon nüfusa sahiptir. Zamanında Osmanlı Devleti hükümdarlığı altına giren Bulgaristan, içerisinde çeşitli camiler de barındırmaktadır.

1- Şerif Ali Paşa Camii

Halk arasında Tombul Camii olarakta bilinen bu cami, 1744 yılında Bulgaristan’ın Şumnu şehrinde Şerif Ali Paşa tarafından yaptırılmıştır.

 

2- İmaret Camii

1442 yılında Şahabettin Paşa tarafından yaptırılmıştır. Bugün hala ibadete açık bir camidir.

YUNANİSTAN

Avrupa’nın güney doğusunda yer alan Yunanistan, bir zamanlar Osmanlı hükümdarlığı altındaydı. Osmanlı Devleti de Yunanistan’a kendisinden bir hatıra olarak Camiileri bırakmıştır.

1- Atina Fethiye Camii

Yapıldığı tarih hakkında kesin bir bilgi yoktur. Bir tamir hüccetinde caminin Fatih Sultan Mehmet vakfiyesi olduğundan bahsedilmektedir.

2- Yeni Cami

Yakın dönem Osmanlı camisi olan Selanik’te ki Yani Cami, 1902 yılında yapılmıştır. Cami bugün müze olarak kulanılmaktadır.

 

Çelebi Sultan Mehmet Camii

1422 yılında Dimetoka’da inşa edilen camii, türlü yağmalamalara maruz kalmış ve ahır olarak kullanılmıştır. Daha sonra restore edilen cami, bugün ibadete kapalı bir şekilde ayakta durmaktadır.

KOSOVA

Kosova, balkanlarda yer alan denize kıyısı olmayan bir ülkedir. Diğer balkan ülkelerinde de olduğu gibi bir zamanlar Osmanlı’nın hükümdarlığı altında yer alan Kosova tarihi camilere ev sahipliği yapmaktadır.

 

1- Hüseyin Kethüda Camii

İnşa tarihi tam olarak bilinmeyen camii, Belgrad’da yapılan 250 Osmanlı camisinden ayakta kalan tek camidir. Bayraklı Camii olarakta bilinmektedir.

 

2- Kırık Camii

Fatih Sultan Mehmet Han’ın kıymetli komutanlarından biri olan İsa Bey tarafından 1455 yılında yaptırılmıştır.

 

3- Evrenos Yakup Bey Camii

1526 yılında Kosava’nın merkezine yaptırılan caminin bugün sadece minaresi ayakta kalmayı başarabilmiştir.

ARNAVUTLUK

Yunanistan’ın hemen kuzeyinde bulunan içerisinde binlerce Müslüman vatandaş barındıran Arnavutluk, Osmanlı Devrinden kalma tarihi camileri barındırmaktadır.

 

1- Muradiye Camii

Müthiş bir mimari inceliğe sahip olan bu cami 1435 yılında Avlonya’da İkinci Murad tarafından yaptırılmıştır.

 

2- Ethem Bey Camii

1966 ylından beri ibadete kapalı olan camii Arnavutluk’un Tiran Kentinde bulunmaktadır.

 

3- Bekarlar Camii

Arnavutluk’un Berat kentinde bulunan Osmanlı mirası camii. ayakta kalmayı başarmış fakat oldukça zarar görmüştür.

Beğen
Beğen Muhteşem Haha İnanılmaz Üzgün Kızgın

Dünyanın en büyük Çölleri

Büyük Sahra Çölü – 7,800,000 km2 – Kuzey Afrika

 

Libya Çölü – 1,683,000 km2 – Kuzey Afrika

 

Avustralya Büyük Çölü – 1.520.000 – Avustralya

 

Gobi Çölü – 1,500,000 km2 – Çin/Moğolistan

 

Kalahari Çölü – 750,000 km2 – Güney Afrika

 

Rubülhali Çölü – 700.000 km2 – Suudi Arabistan

 

Patagonya Çölü – 670.000 km2 – Arjantin

 

Simpson Çölü – 584.000 km2 – Avusturya

 

Taklamakan Çölü – 400.000 km2 – Çin Halk Cumhuriyeti

 

Suriye Çölü – 330.000 km2 – Suriye

Beğen
Beğen Muhteşem Haha İnanılmaz Üzgün Kızgın

Baraj Sularına yenik düşen 12 Antik Şehir

Tarihe tanıklık etmiş birbirinden güzel antik şehirler sular altında kalıyor. Bu yok oluş kader değil, bu yok oluş insan eliyledir. 60 yıllık barajlar uğruna, tarih sular altında kaldı.

Fırat Nehri Üzerindeki Atatürk Barajı ile Batan Şehirler

Fırat ve Dicle Nehri, Mezopotamya üzerinde akar; Türkiye topraklarını terk ettikten sonra bir sevdalı gibi birleşir; Şatt-ül Arab adını alır ve Basra Körfezine boşalır.

1- Lidar Höyüğü: Şanlıurfa
tb

Bu höyükte Kalkolatik Çağ olan milattan önce 5500-3200 yılları arasında yerleşimin başlandığı düşünülüyor. Höyük, 1979 yılında keşfedilmiş, keşfedilmesiyle birlikte çalışmalar başlatılmıştır ta ki 1987 yılına, Atatürk Baraj Gölünün altında kalana kadar devam edilmiştir. Yapılan çalışmalar sonrasında Asur Oturan Keçi Heykeli, bronz küvet, çeşitli sikkeler ve takılar Şanlıurfa Müzesi’nde sergilemektedir.

 

2- Samsat Kenti: Adıyaman
tb

Samsat, Adıyaman’ın bir ilçesidir. Adıyaman Bölgesi Neolitik, Kalkolitik ve Eski Tunç Dönemi’ni işaret eden yerleşim yerlerinden biridir. Samsata Antik Kenti, Samsat Kommegene Krallığı’na başkentlik yapmış bir antik kenttir. Tarihin her evresine tanıklık etmiş bu şehir de maalesef Atatürk Barajının yapımıyla birlikte sular altına gömülmüştür.

 

3- Tille Höyük: Adıyaman
tb

Mezopotamya, dünyanın en eski yerleşim yeridir. Çoğu bilim insanına göre Adem buraya indirilmiş, insanlar bu coğrafyada çoğalmıştır. Tille Höyük, Karakaya Barajı su toplama alanında kalacak arkeolojik değerleri bulmak amacıyla yapılan yüzey çalışmaları sırasında 1977 yılında bulunmuştur. Bu höyük ile ilgili çalışmalar 1979 yılında başlamıştır. Tille Höyük’te Roma dönemine ait kaya mezarlıklarda bulunmaktadır. Adıyaman Kahta ilçesi Eskitoz Köyü’nün doğusundaki Fırat Nehri vadisinin yamaçları boyunca kayalara oyulmuş pek çok mezar bulunmuştur. Bu kaya mezarlıkları artık Atatürk Barajının altında kalmış durumdadır.

Fırat Nehri Üzerinde Bulunan Birecik Barajı ile Batan Şehirler

4- Zeugma Antik Kenti/ Belkıs: Gaziantep
tb

İnsanlığın doğuşu, akarsuların yanı başında var olmuştur. İnsan su olmadan yaşayamaz, su olmadan hayat bulamaz. Acaba gün gelir de kendilerine hayat veren bu bereketli nehirlerin sularında yok olacaklarını düşündüler mi. Belkıs ya da Zeugma Antik Kent, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Belkıs Köyü sınırları içerisinde olup Fırat nehrinin yanı başında bulunur. Bu antik kente bulunan, çarşılar, villalar Birecik Barajı Gölü’nün suları altında dır. Gaziantep’e gittiğiniz zaman şehrin batı girişinde Zeugma Mozaik Müzesi bulunmaktadır. Bu antik kentte bulunan yapıların hepsi bu müzede sergilenmektedir.

 

5- Horum ya da Urima Antik Kenti: Gaziantep
tb

Birecik Barajı ve Karakamış Barajı altında kalacak olan bu tarihi yerleşim 1989 yılında bulunmuştur.Höyüğün Birecik Barajı Gölü suları altında kalacağının anlaşılmasıyla 4 yıl boyunca kurtarma çalışmaları yapılmıştır.

 

6- Rumkale: Gaziantep
tb

Rumkale, Gaziantep’in Nizip ilçesinde bulunuyor. Biricik Baraj Gölü ile bir yarımada halini alan tepede bulunan kale için antik çağlardan günümüze kadar pek çok farklı isim kullanılmış en son Rumkale olarak günümüze gelmiştir. Fırat suları altında kalan Saklı Cennet ya da Kayıp Kent adıyla anılan bölge, Rum Kale’nin ve Savaşan Köyü’nün olduğu Halfeti bölgesidir. 2000’li yıllarda tamamlanan Birecik Barajı’nın devreye girmesiyle bir çok yerleşim yeri ve antik kent sular altında kalmıştır. Halfeti, bu durumu iyi yöne çekerek günümüzde Güneydoğu’nun merkezi haline gelmiştir. Özellikle Karagül dizisiyle birlikte, milyonlar Halfeti’ye bu güzide kente kilitlenmiştir.

 

7- Savaşan Köyü: Şanlıurfa
tb

Şanlıurfa’ya bağlı olan Halfeti’de bulunan Savaşan Köyü, Birecik Barajı suları altında kalan bir yerdir. Çoğumuz bu muhteşem yeri son yıllarda reyting rekorları kıran Karagül dizisinde görmüş olduk. Sular altında kalmadan önce Fırat Nehri karşısında kurulmuş olan bu köyün, taş işlemeli evleri, Arnavut kaldırımlı sokakları insanlarda hayranlık uyandıracak cinstendi. Şimdilerde Savaşan Köy’ün en etkileyici manzarası da, ana binası sular altında kalmış olan caminin minaresidir.

Dicle Üzerinde Bulunan Ilısu Barajı ile Batan Şehirler;

8- Hasankeyf: Batman
tb

Hasankeyf’i uzun uzun “Hasankeyf Üzerine Ağıt” adlı yazımda anlatmaya çalıştım. Bu yazıyı okuyarak sular altında kalan her bir şehrin, yapının ne denli iç yakıcı olduğunu anlayabilirsiniz. Dicle mi daha çok can yaktı, yoksa Fırat mı? Günah keçisi aramaya gerek yok. Dicle ve Fırat bir ana sütü kadar masumdur. Onlar, çağlardır komşuluk etmiş olduğu komşularını sular altında bırakmak ister miydi? Onlar değil, biz insanlar kendi ellerimizle yok ettik. Bakın bakalım Hasankeyf’te neler oluyor. Sadece tarihi kalıntılar, yaşanmışlıklar değil bazı canlı türlerinin nesilleri de yok olacaktır. Hasankeyf bir dünya mirasıdır. Hasankeyf, yok edilmeye mahkum edilmemelidir.

 

9- Botan Vadisi; Türbe Höyük- Başur Höyük- Çattepe Höyük: Siirt

Ilısu Barajı’nın suları altında kalacak olan Botan Vadisi höyüklerinde çalışmalar halen devam etmektedir. Vadide; Türbe Höyük, Başur Höyük, Çattepe Höyüğü, Motit Kalesi de yer almaktadır. 2002 yılında başlanılan kurtarma çalışmaları neredeyse tamamlanmış durumdadır. Burada 13 yıl süren kazılarda milattan önce 3000 yıllarına ait çok sayıda tarihi esere rastlanmıştır. Ayrıca Başur Höyük’te, Bronz Çağı’nda kalma mezarlardaki 5000 yıllık oyun taşları bulunmuştur.

Dicle Nehri Üzerinde Yer Alan Dicle Barajı ile Batan Şehir;

10- Eğil Antik Kenti: Diyarbakır
tb

Diyarbakır’ın Eğil ilçesinde Dicle Barajı altında kalan ve Asurlulara ait olan bu batık şehir içerisinde, mağara evleri, hamam, kral mezarları, ve yaşam alanları sadece öncede çekilmiş fotoğraflarda görülüyor. Haydi o zaman fotoğraflara sığınalım, kağıt parçaları üzerinde tarihimize sahip çıkalım. Eğer bir topraklar üzerinde yaşıyorsak o topraklar üzerinde yaşanılan yaşamlara, anılara da sahip çıkmamız gerekiyor. Tabi barajlar önemlidir. Barajlar olmazsa su imkanlarımızı nasıl karşılayacağız değil mi? ama bu durumda hassas davranılması gerekiyor. Baraj yaparken bunun sonucu oluşacak tahribatların, yok edilişlerin de gözler önüne sermek gerekecek. Ona göre baraj gerekli durumlarda başka bir alana inşa edilmesi sağlanacaktır. Artık Eğil Antik kente ait her şey sular altında.

Seyhan Nehri Üzerinde Yer Alan Seyhan Barajı ile Batan Şehir;

11- Augusta Antik Kenti: Adana
tb

Augusto, 1955 yılında Seyhan Baraj Gölü’nün altında kalmış olan, Roma İmparatoru Augustos’un karısı Livia Augusta adına Adana’da kurulan antik kenttir. Gaziantep’teki Zeugma Antik Kenti’nde hiç olmazsa bir kısım önemli eserler kurtarılmış ve bugün Gaziantep Zeugma Müzesi’nde sergilenmektedir. Ancak Augusta Antik Kenti için hiçbir çalışma yapılmadan Seyhan Baraj gölünün suları altında bırakılmış, terk edilmiştir.

Bergama Yontalı Deresi Üzerinde Yer Alan Yontalı Barajı ile Batan Şehir;

12- Allianoi Antik Kenti: İzmir
tb

Allianoi İzmir’in Bergama ilçesinin sınırları içerisinde, Yontalı Baraj Gölü alanının tam ortasında, Paşa Ilıcası civarında yer alan bir antik kenttir. 1998 yılından bu yana Paşa Ilıcası başta olmak üzere baraj gölü alanı içinde kalan yerde kurtarma çalışmaları devam etmektedir. Her daim yapılan bu kurtarma çalışmaları sekteye uğraması halinde Allianoi Antik Kenti tamamen sular altında kalacaktır.

Beğen
Beğen Muhteşem Haha İnanılmaz Üzgün Kızgın

Tarihin En Büyük ve Ünlü Soygunları

İşte bugüne kadar yapılan ilginç soygunlar:

Bağdat – Irak, Bir Gecede 1 Milyar Dolar

Dünya tarihinde bir defada çalınan en fazla para Irak’ın başkenti Bağdat’taki Irak Bankası’ndan çalınan 1milyar dolardır.

tb

18 Mart 2003’te Irak’ı işgal eden ABD güçleri Bağdat’a doğru ilerlerken, sabaha karşı Irak Bankası’nın Bağdat genel merkezine onlarca kamyon yanaştı. Kamyon’dan inen adamlar 1 milyar dolara yakın paranın Saddam’ın oğlu Kusay’ın adamlarına verilmesini emreden Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin imzalı bir belgeyi banka çalışanlarına verdiler.

tb

Banka çalışanlarının 100 dolarlık banknotlar halindeki 1 milyar doları kamyonlara yüklemesi tam 5 saat sürdü. ABD güçlerinin Bağdat’a girmesinden bir kaç saat önce para kaçırılmıştı.

Saddam Hüseyin ise yakalanarak idam edilmişti. Para ise Kusay ile Saddam’ın saraylarındaki gizli bölmelerde ortaya çıkarıldı.

Boston – ABD, 2 Kişi 300 Milyon Dolarlık Tablo Çaldı

18 Mart 1990’da sabaha karşı 1.30 sıralarında Boston’da sıra dışı dışı bir olay yaşandı. St Patrick Günü’ne hazırlanan Boston uykudayken, Boston Isabella Steward Gardner Müzesi’nde tarihi bir soygun gerçekleşti.

tb

Müze binasının zilini çalan 2 polisin "İçeri girip kontrol etmemiz gerek binanın avlusundan garip sesler geliyor" demesiyle binanın güvenlik görevlisi polisleri içeri aldı. 4 katlı binada 2 görevli vardı. Biri binanın güvenlik merkezinde masa başında otururken diğeri ise devriye geziyordu. Aniden polislerden biri, masada oturan görevliye "Sende sıra dışı olan bir şeyler var duvara dön ve ellerini başının üstüne koy" dedi. Diğer görevli devriyesini bitirip gelince o da aynı akıbete uğradı. Görevlilerden biri "bizi neden tutukluyorsunuz" diye sorunca polis "sizi tutuklamıyoruz bu bir soygun. Uslu durursanız canınız yanmaz" diyerek güvenlik görevlerini bağladı.

tb

Polis kılığındaki soyguncular güvenlik görevlisinin masa altındaki alarm butonuna basmasını önlemişti. Soyguncular o gece müzeden Rembrant, Vermer, Manet gibi ünlü sanatçıların 300 milyon dolar değerinde 13 tablosunu çalıp sırra kadem bastı.

Kent – İngiltere, Securitas Soygunu

21 – 22 Ocak 2006 tarihleri arasında İngiltere’nin Kent bölgesindeki İsveçli Şirket Securitas’a ait depodan £53,116,760 çalınmasıyla gerçekleşen Securitas Soygunu, dünya tarihine damgasını vurdu.

tb

21 Ocak akşam üstü evine gitmekte olan Securitas deposunun müdürü Colin Dixon’ın aracı polis tarafından durduruldu. Bir polis memuru Dixon’a rutin bir kontrol için araçtan inip polis arabasına binmesini söyledi. Memuru dinleyen Dixon’u polis aracında kötü bir sürpriz bekliyordu. Zira polis memuru kılığına girmiş soyguncular, Dixon’u etkisiz hale getirip ellerini kelepçelemişlerdi. Dixon’u rehin alan soyguncular, ailesini arayıp babalarının kaza geçirdiği söyledi.

Olay yerine gelen Dixon’ın karısı ve 8 yaşındaki oğlunu da alıkoydular ve müdüre itaat etmesini yoksa ailesini öldüreceklerini söylediler. Çaresiz Colin Dixon, soyguncularla depoya kadar gitti. Gece 01.00’de Dixon ailesi ve soyguncular depoya gelmişti.

tb

Kalaşnikof ve pompalı tüfekli soyguncular 14 depo çalışanını da rehin aldılar. Kasayı açıp 53 milyon pounddan fazla parayı alan soyguncular 14 çalışan ve Dixon ailesini kasaya kitleyip kaçtılar.

Çelik ve havasız kasada ölüme terkedildiklerini düşünürken bir çalışan kendisinde yedek anahtar olduğunu, bunu soygunculardan gizlemeyi başardığını belirterek kasayı açtı. Hemen polise haber vermelerine karşın soyguncular çoktan ortadan kaybolmuşlardı.

Takip edilen aylarda İngiltere’de ve Fas’ta yapılan operasyonlar sonucu paranın büyük bir bölümü kurtarılırken soyguncular yakalandı. Dixon ailesi ise olayın etkisinden kurtulamayarak psikolojik tedavi gördü.

New York – ABD, Lufthansa soygunu

Lufthansa soygunu 11 Aralık 1978’de New York J.F.K. Havalimanı’nda gerçekleştirilmiş dünya tarihine geçmiş bir soygundur. Bu soygun ‘Goodfellas’ filmi gibi gibi bir çok Holywood yapımına da konu olmuştur.

tb

Alman Lufthansa Havayolları’na ait kargo departmanındaki 5.5 milyon dolar tutarındaki Batı Almanya’ya gidecek olan kumar parası ve mücevherler çalındı.Soygunu, İtalyan mafyasından yardım alan Jimmy Burke ve Henry Hill, adamları ile gerçekleştirdi.

11 Aralık saat sabaha karşı 3.12 ‘de kargo görevlisi Kerry Whalen, J.F.K. havalimanının kargo apronunda en son aldığı yükleme işinden dönerken aracının önünün bir minibüsle kesildiğini gördü. İnip kontrol etmek istediğinde kafasına bir silah dayandı.

Silahlı diğer adamlar da Whalen’in yanına gelirken silahlı adam, kargo görevlisinin cüzdanını alıp ailesinin resmini gösterdi ve "Ailenin nerede olduğunu biliyoruz. Ters bir şey yaparsan adamımız onları ziyaret edecek. Bize yol göstereceksin" dedi.

Gürültüyü duyup neler olduğunu kontrol etmeye gelen kargo görevlisi Rolf Rebmann’ı kelepçeleyip etkisiz hale getiren 6 maskeli silahlı soyguncu, 2 rehinelerini de yanlarına alarak labirent gibi kargo terminali içinde yola koyuldular.

Kargo terminalinin yemekhanesine vardıklarında içeri hışımla girip içeri uyarı ateşi açtılar. Yemekhanede bulunan personel yere yatınca, tartaklayıp kanlar içinde bıraktıkları kargo personeli Whalen ile kargocuları tehdit ettiler.

Soyguncular orada bulunan tüm kargo personelinin isimlerini tek tek biliyordu. Jon Murray adındaki personeli çağırıp şu anda orada olmayan Rudi Eirich’i telefonla aramalarını istediler.

tb

Rudi Eirich değerli eşyaların konulduğu kasadan sorumlu görevliydi ve alarmı çalıştırmadan kasayı açmayı bir tek o biliyordu. Murray, Eirich’e bir sorun olduğunu ve hemen yemekhaneye gelmesi gerektiğini söyledi.

Eirich gelince hemen soyguncular tarafından alıkonuldu ve kargo dairesini açmaya zorlandı. Çünkü kasanın iki kapısını da alarm çalmadan bir tek Eirich açabiliyordu. Zavallı adam istenileni yaptı ve soyguncular 40 parçayı kargo dairesinden çıkardı.

64 dakika içinde Lufthansa Havayolları kargo departmanındaki 5.5 milyon dolarlık banknot ve mücevherler dolu 40 parçayı çalan soyguncular, ABD tarihinde bir defada en büyük nakit parayı çalarak tarihe geçmişlerdir.

Soygundan sonra Jimmy Burke, parayı paylaşma konusunda tartışma yaşadığı bazı adamlarını öldürdü. Henry Hill ise olaydan bir yıl sonra soygunu ve yapanları FBI’a ispiyonlamış ve soyguna karışanların yakalanmasına neden oldu.

Kaynak: msn.com – haberturk

Beğen
Beğen Muhteşem Haha İnanılmaz Üzgün Kızgın

2018 Yılında Kaybettiğimiz Ünlüler – Kronolojik

2018 yılında, sinema, televizyon, tiyatro, müzik ve edebiyat dünyasında önemli kayıplar yaşandı. Münir Özkul, Nuray Hafiftaş, Prof. Dr. Semavi Eyice, Prof. Dr. Fuat Sezgin, Cemal Safi, Ara Güler, Aram Gülyüz, 2018’de hayatını kaybeden ünlüler arasındaydı.

5 Ocak 2018

Münir Özkul – 15 Ağustos 1925

Canlandırdığı “Mahmut Hoca” ve “Yaşar Usta” karakterleriyle Türk izleyicisinin hafızasında yer edinen usta oyuncu Münir Özkul, 5 Ocak’ta vefat etti. “Mavi Boncuk”, “Bizim Aile”, “Aile Şerefi”, “Gülen Gözler”, “Neşeli Günler”, “Gırgıriye” ve “Görgüsüzler” adlı kalabalık kadrolu aile filmlerinde Adile Naşit ile rol alan, tiyatro ve sinemanın unutulmazları arasına giren Özkul, 93 yaşındaydı.

15 Ocak 2018

Turan Özdemir – 10 Kasım 1952

Dondurmam Gaymak filmindeki rolüyle hatırlanan sinema ve tiyatro oyuncusu Turan Özdemir, 15 Ocak’ta hayatını kaybetti. 65 yaşındaki Özdemir, kalp krizi sonucu Beykoz’daki evinde yaşamını yitirdi.

14 Şubat 2018

Nuray Hafiftaş – 8 Ağustos 1964

Türk halk müziği sanatçısı Nuray Hafiftaş, kanser tedavisi gördüğü hastanede, 14 Şubat’ta 54 yaşındayken vefat etti.

8 Mart 2018

Ercan Yazgan – 4 Nisan 1946

Bizimkiler dizisindeki “Kapıcı Cafer” ile Kaygısızlar dizisindeki “Memnun Kaygısız” rolleriyle tanınan usta oyuncu Ercan Yazgan, tedavi gördüğü hastanede 8 Mart’ta hayatını kaybetti. Yazgan 72 yaşındaydı.

10 Mart 2018

Nur Subaşı – 1942

Oyuncu, yönetmen ve seslendirme sanatçısı Nur Subaşı 10 Mart’ta yaşama veda etti. 76 yaşındaki sanatçı, birçok yapıma sesiyle katkı sağlamış, emekliliğin ardından ise yönetmenlik yapmaya devam etmişti.

23 Mart 2018

Ercüment Balakoğlu – 1937

Sinema, dizi oyuncusu ve seslendirme sanatçısı Ercüment Balakoğlu (84) kanser tedavisi gördüğü hastanede 23 Mart’ta yaşama gözlerini yumdu.

29 Mart 2018

Süreyya Küçük – 1 Ocak 1961

Beyin, kemik ve göğüs kanseri ile mücadele eden 57 yaşındaki oyuncu Süreyya Küçük, 29 Mart’ta tedavi gördüğü hastanede vefat etti.

1 Nisan 2018

Ülkü Tamer – 20 Şubat 1937

Şair, gazeteci ve çevirmen Ülkü Tamer, 1 Nisan’da Muğla’da hayatını kaybetti. 81 yaşındaki Tamer, “Güneş Topla Benim İçin” isimli şarkının da söz yazarıydı.

2 Nisan 2018

Dursun Ali Sarıoğlu – 1936

Tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu Dursun Ali Sarıoğlu (82), kalp krizi nedeniyle 2 Nisan’da yaşamını yitirdi.

6 Nisan 2018

Sevda Aydan – 1 Ocak 1930

Opera sanatçısı, oyuncu ve ressam Sevda Aydan, İzmir Alsancak Devlet Hastanesi’nde 6 Nisan’da hayatını kaybetti. 88 yaşındaki Prof. Dr. Aydan, “Kaynanalar” dizisinde canlandırdığı Tijen karakteriyle akıllarda yer edinmişti.

17 Nisan 2018

Cemal Safi – 15 Ekim 1938

Şair Cemal Safi, 17 Nisan’da, 79 yaşında yaşama veda etti. Safi’nin, 40’ı Orhan Gencebay tarafından olmak üzere Zekai Tunca, Selçuk Tekay ve Candan Erçetin gibi ünlü sanatçı ve besteciler tarafından 150 kadar şiiri bestelendi.

28 Mayıs 2018

Semavi Eyice – 9 Aralık 1922

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü sahibi sanat ve kültür tarihçisi Prof. Dr. Semavi Eyice, 28 Mayıs’ta 96 yaşındayken vefat etti. Türkiye Bilimler Akademisi Bilim Ödülü’nün de sahibi olan, İstanbul, Osmanlı ve Bizans tarihi uzmanı Eyice, 400’ü aşkın bilimsel makaleyle çok sayıda kitaba imza attı.

30 Haziran 2018

Fuat Sezgin – 24 Ekim 1924

Prof. Dr. Fuat Sezgin, 30 Haziran’da 94 yaşında hayatını kaybetti. İslam Bilim Tarihi Araştırmacısı Sezgin, Süryanice, İbranice, Latince, Arapça ve Almanca da dahil 27 dili çok iyi derecede biliyordu. İnsanlık tarihinin başlangıcından bugüne kadar sahasında yazılan en kapsamlı eser olan Arap-İslam Bilim Tarihi’nin ilk cildini 1967’de tamamlayan Sezgin, 17 ciltten oluşan eserin 18. cildini yazıyordu.

23 Ağustos 2018

Toron Karacaoğlu – 20 Ağustos 1931

Yönetmen, tiyatro, sinema, dizi oyuncusu ve seslendirme sanatçısı Toron Karacaoğlu, 23 Ağustos’ta 87 yaşında hayatını kaybetti.

1 Eylül 2018

Aram Gülyüz – 13 Nisan 1931

Yapımcı, yönetmen ve senarist Aram Gülyüz (87), 1 Eylül’de yaşama veda etti. Yaşamı boyunca 28 filmin senaryosunu kaleme alan Gülyüz, “Ayşecik” film serisiyle “Yasemince” ve “Tatlı Kaçıklar”ın da aralarında olduğu 200’e yakın sinema filmi ve dizinin yönetmenliğini üstlendi.

2 Eylül 2018

Ferdi Merter Fosforoğlu – 19 Haziran 1939

Oyuncu, yönetmen, senarist ve seslendirme sanatçısı Ferdi Merter, 2 Eylül’de 79 yaşında hayatını kaybetti. En son “Kiralık Aşk” dizisinde oynayan sanatçı, “Vay Başıma Gelenler 2 Buçuk”, “Kolpaçino: Bomba”, “Kurtlar Vadisi Pusu”, “Kaptan”, “Acı Hayat”, “Turist Ömer Uzay Yolunda”, “Ayrı Dünyalar”, “İhtiras Kurbanları” ve “Asi Evlat” adlı yapımlarda da rol almıştı.

30 Eylül 2018

Kemal İnci – 15 Mayıs 1933

Sinema ve dizi oyuncusu, yönetmen, senarist ve yapımcı Kemal İnci, 30 Eylül’de 85 yaşındayken yaşamını yitirdi.

11 Ekim 2018

Yaman Tüzcet – 1942

Oyuncu, sunucu ve oyun yazarı Yaman Tüzcet, 11 Ekim’de Avustralya’da hayatını kaybetti. Tüzcet 76 yaşındaydı.

17 Ekim 2018

Ara Güler – 16 Ağustos 1928

Türkiye’de fotoğrafçılığın uluslararası alanda ün kazanmış en önemli temsilcisi Ara Güler (90), tedavi gördüğü hastanede 17 Ekim’de vefat etti. Birleşik Krallık’ta yayınlanan Photography Annual’ın 1961’de dünyanın en iyi yedi fotoğrafçısından biri olarak tanımladığı Güler, aynı yıl Amerikan Dergi Fotoğrafçıları Derneği’ne kabul edildi ve bu kuruluşun Türkiye’den tek üyesi oldu. Güler, Bertrand Russell, Winston Churchill, Arnold Toynbee, Picasso, Salvador Dali’nin de aralarında bulunduğu birçok ünlünün fotoğrafını çekti ve onlarla röportajlar yaptı.

17 Ekim 2018

Bahaettin Karakoç – 5 Mart 1930

Türk edebiyatında “Dede Korkut” ve “Beyaz Kartal” olarak anılan şair Bahaettin Karakoç, Kahramanmaraş’ta tedavi gördüğü hastanede 17 Ekim’de yaşama veda etti.

14 Kasım 2018

Cahide Keskiner – 1931

Yaklaşık 2 yıl kanser tedavisi gören tezhip ve minyatür sanatçısı Cahide Keskiner (87), 14 Kasım’da yaşama gözlerini yumdu.

27 Kasım 2018

Uğur Kıvılcım – 15 Aralık 1942

Dizi ve filmlerde “tonton nine” karakteriyle hatırlanan usta sanatçı Uğur Kıvılcım, 27 Kasım’da 76 yaşındayken hayatını yitirdi.

Beğen
Beğen Muhteşem Haha İnanılmaz Üzgün Kızgın

Osman Hamdi Bey Tabloları

Osman Hamdi Bey (30 Aralık 1842 – 24 Şubat 1910) ressam, arkeolog ve müzeci. İlk Türk ressamlarından birisidir ve Türk resminde figürlü kompozisyon kullanan ilk ressam olarak tarihe geçmiştir.

Osman Hamdi Bey, müzecilik ve arkeoloji çalışmalarını sürdürürken resim yapmayı hiç bırakmadı. Resimlerini genellikle Eskihisar, Gebze’deki evinde geçirdiği yaz aylarında yaptı. Resimlerinde okuyan, tartışan, özlemini duyduğu Türk aydın tipini ve dışarıya açılmış kadın imgesini ele aldı. Dekor olarak tarihi yapıları, aksesuar olarak tarihi eşyaları kullandı. "Kaplumbağa Terbiyecisi" (1906), "Silah Taciri" (1908) Osman Hamdi’nin en ilgi çeken ve özgün eserlerindendir. Birçok resmi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Londra, Liverpool ve Boston müzelerinde sergilenmektedir.

Kökenoğlu Rıza Efendi (1871)

Kahve Ocağı (1879)

Haremden (1880)

Kuran Okuyan Kız (1880)

İki Müzisyen Kız (1880)

İstanbul Hanımefendisi (1881)

Leylak Toplayan Kız (1881)

Yeşil Cami Önü (1882)

Cami Önündeki Kadınlar (1882)

Gezintide Kadınlar 1887

Halı Satıcısı (1888)

Gebze’de Çoban Mustafa Paşa Külliyesi (1880’ler)

Türbe Ziyaretinde İki Genç Kız (1890)

Mihrap (1901)

Pembe Başlıklı Kız (1904)

Kaplumbağa Terbiyecisi (1906)

Mimozalı Kadın (1906)

Silah Taciri (1908)

Arzuhalci (1910)

Beyaz Vazoda Çiçekler (1910)

Kur’an Tilâveti (1910)

Naile Hanım Portresi (1910)

Okuyan Genç Emir (1910)

Beğen
Beğen Muhteşem Haha İnanılmaz Üzgün Kızgın