Çenesi en güçlü hayvanlar

Dünya’nın çeşitli bölgelerinde birçok hayvan yaşamaktadır. Bunların en çok korkulanları şüphesiz ki, öldürücü özelliklere sahip olanlarıdır. Doğası gereği tehlikeli olan bu hayvanların en korkutucu tarafı ise çeneleri. Avını öldürmek için kusursuz yeteneklerle donatılmış olan hayvanlar tam bir ölüm makinesi gibi tasarlanmıştır. Onların en ürkütücü yanı ise kuvvetli çeneleri ve parçalayıcı dişleridir.

İşte, Dünya’nın çenesi en güçlü hayvanları

1 – Tuzlu su Timsahı:

Diğer pek çok yırtıcı hayvana nazaran timsahların ağzı üst çene vasıtasıyla açılıp kapanır. Yetişkin bir tuzlu su timsahı 7 metreye kadar uzayabilir ve 1 ton ağırlığın üzerine çıkabilir. Son derece tehlikelidir, ısırma kuvveti 2268 kilogramdır. Bölgesinde yaşayan balıklar, domuzlar kısacası büyük küçük her şey besin kaynağı olabilir.

2 – Amerikan Timsahı (Alligator)

Bu hayvanın yaşam alanı kurak bölgelerdeki nehirlerdir. Diğer timsah türlerinde olduğu gibi Amerikan Timsahının da çenesi üst kısımdan açılır. Boyları 3-4 metreye kadar uzayabilir. İnsanlara da saldırma eğilimi gösteren alligatorların ısırma gücü 964 kilogramdır.

3 – Su Aygırı

Karada ve suda yaşayabilen su aygırları bitkilerle beslenir. Çevresinde yabancı görmeye tahammülleri yoktur. Ağırlıkları 4 tonu aşabilir ve boyları 1,5 metreye ulaşabilir. Dişleri 50 cm’ye kadar erişebilir. Bir ısırışta timsahı iki parçaya bölebilirler. Isırma güçleri ise 826 kilogramdır.

4 – Goril

En büyük maymun türü olarak dikkat çeken bu hayvan fiziki olarak inanılmaz bir güce sahiptir. Yetişkin bir goril 2 metre uzunluğa ve 200 kilograma ulaşabilir. Genel olarak sakin ve sosyaldir. Ancak tehlikeli bir durumla karşılaştığında, korkutucu bir kimliğe bürünebilir. Isırma gücü 590 kilogramdır.

5 – Sırtlan

Genellikle leşle ve rakiplerinin yakaladığı avları yağmalayarak beslenen sırtlanlar gruplar halinde yaşarlar. Sırtlanlar kendi avlarını öldürmeden parçalamalarıyla tanınır. Bütün kedigillerden daha kuvvetli çeneye sahiptirler. Isırma güçleri 499 kilogramdır.

6 – Kaplan

Bu hayvanların uzun ve sivri dişleri avcılık özelliklerinin üst seviyelere varmasını sağlamıştır. Bölgelerinde bulunan domuz ve mandaları avlayarak beslenir. Isırma güçleri 476 kilogramdır.

7 – Timsahkapan Kaplumbağası

Adından da anlaşılabileceği gibi bu hayvan timsah öldürebilir. Dünyanın en büyük su kaplumbağası türlerindendir. Timsah haricinde yılan ve hemen hemen denizde yaşayan bütün canlılarla beslenebilir. Isırma kuvveti 455 kilogramdır.

8 – Boz Ayı

Ağırlıkları 500 kilogramın üzerine çıkabilen bu hayvanlar, çok güçlü ve hızlıdırlar. Ayakları üzerine dikildiklerinde 2,5 metre olabilirler. Hem otçul hem de etçil hayvanlar olmaları doğada kolayca besin bulmalarını sağlar. Isırma güçleri 355 kilogramdır.

9 – Jaguar

Çoğunlukla yalnız yaşayan jaguarlar avını diğer yırtıcılara göre farklı bir yöntemle öldürür. Kurbanını direkt kafatasından ısıran jaguar avının beynini hedef alır. Güçlü çenesi ve keskin dişleriyle kurbanına şans tanımaz. Isırma gücü 315 kilogramdır.

10 – Aslan

Kedi soyunun en büyük ve güçlü bireyi aslanlardır. Ormanın kralları yaşadıkları bölgelerde en lider avcı konumundadır. Yalnız çeneleri diğer kedigillere göre daha zayıftır. Isırma güçleri 315 kilogramdır.

Beğen
Beğen Muhteşem Haha İnanılmaz Üzgün Kızgın

Albino Hastası Hayvanlar

Akşınlık ya da albinizm, soydan geçen bir metabolizma hastalığıdır. Bu hastalığı taşıyanlara akşın ya da albino denir.

Binlerce insanı ya da hayvanı etkileyen genetik bir bozukluk olan akşınlık renklenmeyi sağlayan melanin pigmenti yokluğu ya da azlığından kaynaklanır. Gözler, deri, saçlar ve bedenin öbür bölümlerini etkileyebilir. Akvaryum balıklarında da sık olarak görülmektedir.

Akşınlarda (gerek insan, gerek hayvan) deri çok ince ve beyazımsı (ya da hafifçe pembe), kıllar (ya da tüyler) beyazdır. Gözlerin gözbebekleri pembe, ağ tabakadan yansıyan ışık kırmızıdır. Gözler ışığa duyarlıdır ve genellikle astigmattır. Akşınlık ender de olsa, zeka geriliği ya da bedensel gerilikle birlikte olabilir.Derilerinde renk pigmentleri bulunmadığı ya da az bulunduğu için güneşten gelen zararlı ışınlar vücuda girer ve fazla güneş altında bulunmaları ölümlerine bile yol açabilir.

  • Tam akşınlık: yaban hayvanlarında çok ender görülür; çünkü üretken yaşa kadar bu hayvanların çok azı hayatta kalabilir. Bütünüyle akşın yaban hayvanları, yırtıcılara karşı koruyucu renklerinden yoksundurlar; bu yüzden uzaktan kolayca görünürler.
  • Kısmi akşınlık: çok daha az zararlıdır ve deride beyaz noktalar ya da kollarda beyaz perçemler halinde görülür. Bedenin yalnızca bazı alanlarında melanin pigment bulunmaması "vitiligo" diye adlandırılır.

Albino Kanguru

Albino Kaplan

Albino Karga

Albino Kirpi

Albino Kirpi

Albino Kurbağa

Albino Kuş

Albino Kuş

Albino Maymun

Albino Penguen

Albino Ren Geyiği

Albino Sincap

Albino Tavuzkuşu

Albino Timsah

Albino Yılan

Albino Zebra

Albino Karga

Albino

Albino

Albino Aslan

Albino Balina

Albino Deve

Albino Geyik

Beğen
Beğen Muhteşem Haha İnanılmaz Üzgün Kızgın

Nesli Tükenen Hayvanlar (Türkiye’de ve Dünya’da)

Dünya’nın varoluşundan günümüze kadar birçok canlı türü tükenmiştir.Maalesef insanoğlu elindekinin kıymetini her zaman onu kaybettikten sonra anlıyor.Dünyanın doğal bir dengesi vardır ve bu doğal denge içinde bazı canlıların yokolması tabiidir. Ancak işin içine insanoğlu faktörü girdiğinde,doğal dengeye müdahale etmemek mümkün olmuyor.

Doğal afetler, yerküre değişimleri ve iklim tabii olarak doğal dengenin bir unsuruyken, insanoğlunun faaliyetleri bu canlı türlerinin birçoğunun neslinin tükenmesinde etkin rol oynamıştır ve günümüzdede buna devam etmektedir. Ayrıca doğrudan avlanma sonucunda da bir çok canlı türünün nesli sona ermiştir.

Dünya üzerinde Yaşayan beşyüzden fazla türün nesli tamamen tükenmiştir.

Dinozorlar

Dinozorlar

Dinozorlar 160 milyon yıl civarında kara hayatına egemen olmuş hayvanlardır. Yeryüzünde bulunan yaklaşık 1000 dinazor türünün 65 milyon yıl önce çoğu türün nesli tükenmiştir.

Dinazorların nasıl yokolduğuna dair birçok iddia gündeme atılmıştır. Bunlardan en kabul göreni Nobel ödüllü fizikçi Luis Alvarez ve oğlu jeolog Walter Alvarez’in ileri sürdükleri "dinozorların sonunun 65 milyon yıl önce yaklaşık 10km çapında bir göktaşının Dünya’ya çarpmasıyla nesillerinin tamamen sona erdiği" fikridir.

Moa Kuşu

 Moa Kuşu soyu tükenmiş bir kuş cinsidir .

700 yıl kadar önce soyu tükenen Moa, tüm zamanların en büyük kuşuydu. Yeni Zelanda’ya özgü bu dev kuşun neden yok olduğu bulundu. İnsanlar Yeni Zelanda’ya ayak bastıklarında Moalar neredeyse tükenmek üzereydi. Kemiklerin büyüme sürecini araştıran Turvey, devekuşuna benzer dev kuşun on yıl kadar devam eden çocukluk dönemi yüzünden soylarının tükendiğini saptadı.

Moalar on yıl içinde büyümelerine karşın, günümüzdeki kuşlar sadece bir yıl içinde yetişkin hale geliyorlar. Ve hiçbiri yaş halkası oluşturmuyor, bu fenomen sadece kış uykusuna yatan kuşlardan bilinmekte. Öte yandan 240 kilo ağırlığında olan uçma yetisi bulunmayan dev kuşlar sadece bitkiyle beslendikleri için neredeyse hiç rakipleri bulunmuyordu. Fakat varolan düşmanları da çok tehlikeliydi. Moa kendisini korumak için heybetli görüntüsünden yararlanamıyordu bile. Dev pençeli kartallar, pençelerini Moaların boyunlarına geçirerek bir çırpıda yere seriyordu. Fakat bu zararsız dev kuşların en büyük düşmanı insandı. Maoriler 1280 yılında Yeni Zelanda’ya geldiklerinde uzun yavruluk dönemi yüzünden kolay yakalanabilir kuşları henüz üreme dönemine gelmeden önce birer birer öldürüp yok ettiler diyor bilim adamları.

Mamut

Mamut

4,5 m boy ve 8 ton ağırlığa kadar varan bu cinsin son üyeleri M.Ö. 1700 yılında yaşamıştır. Bulunan en eski mamut kalıntıları 4 milyon yaşındadır.

Mamutların neslinin tükenmesinin nedeni de tam olarak bilinmemekle birlikte, aşırı avlanma ya da buzul çağı sonundaki iklimsel değişimlerin buna neden olabileceği ileri sürülmektedir.

Hazar Kaplanı – Pers Kaplanı (Panthera tigris virgata)

Hazar Kaplanı

En batıda Türkiye olmak üzere Hazar denizi, Kafkasya’da İran, Türkmenistan, Afganistan’ın kuzey kesimlerinde yaşardı. Ayrıca Moğolistan ve Irak’ta da izleri bulunmuştur.

Bengal kaplanından daha küçüktür. Tüyleri sık, çizgileri soluktur. Gövde ve boyun altı beyaz ve daha sarkıktır. Kulaklar, kısa ve küçüktür. Rengi, Bengal kaplanına benzer. Bacakların dış kısımları, sarıdır, ve iç tarafı beyazdır. Bu alt türün kuyruğu, sarıdır, ve sarımsı beyaz çizgiler vardır. Kışın saçı çok uzundur, iyi gelişmiş bir karın yelesi ve kısa bir ense yelesi vardır.

Yaşam şekli
Hazar kaplanları yalnız yaşayan hayvanlardır. Çiftleşme mevsiminde erkek ve dişi birlikte görülür. Erkek kaplan dişiden daha büyüktür. Genelde çiftleşme kış veya bahar döneminde gerçekleşir. Kaplanların çiftleşme dönemi yirmi-otuz gün kadar sürer. Yaklaşık olarak 100 günlük bir gebelik döneminden sonra dişi kaplanlar üç yavru doğurur. Bu yavrular doğduğunda kördür ve on gün sonunda gözleri açılır. Yavrular yaşamlarının ilk sekiz haftasında anne sütüyle beslenir. Bu esnada baba hiçbir sorumluğu üzerine almaz. On bir haftadan sonra yavrular avlanmaya başlar.

Anadolu Panteri (Pantherea Pardus Tulliana)

Anadolu Panteri

Anadolu pars’ı, Orta Doğu ve Batı Asya’da yaygın olan İran leoparının (Panthera pardus saxicolor) Anadolu’da yaklaşık 30 yıl öncesine kadar yaşamış olan bir ırkıdır. Anadolu parsı Ege ve Batı Akdeniz, Doğu Akdeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde, daha çok ormanlık ve dağlık alanlarda yaşamıştır. Yaklaşık ömürleri 20 yıldır. Doğal yaşam alanları ve av kaynaklarının azalması parsları insanların yaşadığı yerlere yönlendirmiş ve bu da genellikle vurularak ya da zehirlenerek öldürülmelerine yol açmıştır. Anadolu’da varlığı 1974 yılından bu yana güvenilir şekilde kanıtlanamamıştır. Bundan dolayı en son bireyin 1974’de Beypazarı’nda vurulduğu kabul edilmektedir.

* Anadolu Aslanı : En son 1890 yılında vurulmuştur.

* Anadolu Kaplanı : Son Kaplan 1970 yılında öldürülmüştür.

Hubara

Hubara

Hubara; Kanarya Adaları, kuzey Afrika ve Pakistan’da nesli tükenmekte olan,Anadolu’da ise nesli tamamen tükenmiş bir kuş türüdür.Hubara kuşları, etlerinin afrodizyak etkisi olduğuna inanlar tarafindan acımasızca avlanıyor.

Pakistan’da safariye çıkan Suudi Arabistanlı prens Fahd bin Sultan ve beraberindeki ekip,soyu tükenmekte olan iki bine yakın hubara kuşunu katletti.

Dünya genelinde sayılarının her yıl yüzde 20 ile yüzde 29 oranında azaldığı belirtilen hubara kuşları,Türkiye’nin de taraf olduğu Uluslararası CITES sözleşmesi kapsamında koruma altında.

Özellikleri
Yaklaşık 60 cm büyüklüğünde ve 140 cm kanat açıklığındadır.Kahverengi yukarısı ve beyaz aşağısı vardır, boynunun kenarlarının aşağısında siyah bir çizgi vardır. Uçuşta, uzun kanatlardaki büyük siyah alanları ve uçuş tüylerinde kahverengiyi gösterirler. Chlamydotis macqueenii türünden ufakça daha küçük ve daha koyu renktir. Eşeyler benzerdir ama dişi daha küçüktür ve daha gri yukarıya sahiptir. Diğer toygiller gibi, bu türün, baş ve boğazın beyaz tüylerini kaldıran ve başı geri çekiyor olan gösterişli bir göstermesi vardır.

Tasmanya kaplanı

Tasmanya kaplanı

20. yüzyılda soyu tükenen Avustralya’ya özgü büyük bir etçil keselidir.Tasmanya kaplanının yaşayan en yakın akrabasının,tasmanya canavarı veya numbat olduğu sanılıyor. Tasmanya kaplanı, keseli memeli türündendir ve Tazmanya kaplanının sonuncusu, 1936 yılında Hobart hayvanat bahçesinde ölmüştü.

Soyu tükenen Tazmanya kaplanı geri getirmek amacıyla Avustralyalı ve Amerikalı bilim adamları ilk kez soyu tükenmiş olan Tazmanya kaplanının (thylacine) DNA’sını, yaşayan bir organizma olan fare embriyosunda kullandı.

Tazmanya kaplanının DNA’sının canlı bir organizmada harekete geçmesi için yapılan çalışmada, bir müzede etanol içinde saklanan 100 yaşındaki Tazmanya kaplanından alınan Col2A1 geninin bir kıkırdağın içinde üretilen fare embriyosuna enjekte edildi.Önümüzdeki on yıl içinde soyu tükenen Tazmanya kaplanını geri getirmenin mümkün olacagı açıklandı.

Beğen
Beğen Muhteşem Haha İnanılmaz Üzgün Kızgın

Nesli Tükenmekte Olan Hayvanlar ve Alınan Önlemler

Dünyada Nesli Tükenmekte Olan Hayvanlar

Panda “Bambu Ayısı”

Panda “Bambu Ayısı”

Dev panda Çin’in Yangtze Havzası’ndaki bambu ormanlarında yaşar. Bu havza, biyoçeşitlilik açısından dünyanın en zengin bölgelerinden biridir. Burada nesli tehlike altında olan pek çok hayvan ve bitki türü barınır. Bu açıdan Yangtze Havzası’nın mutlaka korunması gerekiyor.

Dev panda, Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) için ayrı bir anlam taşır, çünkü bu sevimli hayvan 1961 yılından beri vakfın sembolü. Dev panda ayrıca anavatanı olan Çin’in de milli amblemi. Siyah-beyaz kürküyle dikkat çeken dev pandaların boyu yaklaşık 1,5 metre, ağırlığı ise 100-150 kg arasındadır. Bambu ormanlarında yaşayan dev pandalar, günde 12-38 kg kadar bambu ağacı yiyerek hayatta kalır.

Çin’deki bambu ormanlarının giderek yok olması, pandaların hayatını da tehdit ediyor. Şu anda sadece 700 tane kalan pandaların 21. yüzyılın sonunda soylarının tükenmemesi için extra çaba sarfedilmektedir. Panda avlamanın cezası Çin’de ölüme çarptırılmaktır. Bu hayvanların da habitat kaybı yüzünden sayılarının azaldığı bilinmektedir.

Diğer bir adı bambu ayısı olan pandaların ağırlığı neredeyse 120 kilo civarında. Panda gününün büyük bir bölümünü bambu yemekle geçirir. Çok sevdiği bambuyu yiyebilmek için Çin’den başka bir yere gitmediklerinden, ne yazık ki nesilleri tükenmek üzere.

Pandalar çok tembel hayvanlardır. Dişleri bambunun sert kabuklarına uygun olarak sağlam ve keskin. Beslenmek onların yaklaşık 14 saatini alıyor. Hayvanat bahçelerinde yaşayan pandalar, doğal ortamlarında yaşayan pandalara göre çok daha farklı beslenebiliyorlar.

Yemek yemediği zamanlar panda sürekli uyur. Uyumadığında ise hiç acelesi yoktur ve çok yavaş hareket eder. Düşmanları kovaladığında bile paçasını kurtarır kurtarmaz ilk gördüğü ağaca atlar ve uykusuna veya yemeğine kaldığı yerden devam eder.

Hayvanlar aleminin en şefkatli annesi pandalardır. Yeni doğan panda ancak bir fare büyüklüğünde ve 100 gr ağırlığındadır.

Bebek pandanın gözlerinin açılması 6 hafta sürer. 3 aylık olduğunda tek başına yürümeye, 5 aylık olduğunda ise koşmaya ve bambunun tadına bakmaya başlar. Bebek panda bir buçuk seneden uzun bir süre annesinin yanında kalır. Ancak bu uzun dönemin sonunda tek başına yaşamaya hazırdır.

Bu dönemle ilgili en önemli ayrıntı pandanın çok şefkatli ve sevecen bir anne olmasıdır.

Anne panda bebeğine çok düşkündür.Onu kollarının arasında insanların bebeklerini salladıkları gibi sallar ve sabırla emzirirler. Zaten hayvanlar aleminde de yavrularına karşı en sevecen hayvan pandalardır. Pandalar yalnızlığı sever.

Beğen
Beğen Muhteşem Haha İnanılmaz Üzgün Kızgın