Taklitçi ahtapotun gizlenmek yerine kendini bilhassa ortaya çıkaran bir yöntemle korunma sağlaması doğada çok nadir rastlanan bir durumdur.
ABD ve Endonezya’dan bilimadamları, aynı sularda yaşayan akraba ahtapot türlerinin soluk renklere bürünerek deniz dibinde kamuflaj yöntemine başvurmasına karşın, taklitçi ahtapotun seçtiği görece daha riskli korunma yönteminin nasıl geliştiğini hayvanın genlerinde aradı.
Araştırma ekibinden Dr. Christine Huffard, ”Diğer ahtapotlar kamuflaj yöntemini başarıyla kullanarak düşmanlarından korunuyor. Thaumoctopus mimicus ise atalarından devraldığı kamuflaj yeteneğini bir kenara itip, bunun tam aksine kendini daha dikkat çekici hale getiriyor.” diyor.
Taklitçi ahtapotun DNA’sını analiz eden araştırmacılar, yassı bir balık gibi yüzmesinin ya da kahverengi ve beyaz renklere bürünmesinin kalıtımsal olarak ne zaman ortaya çıktığını tespit etti. Bilimadamları, yassı balık taklitinin başarılı olduğunu çünkü aynı çevrede yaşayan zehirli yassı balık türlerini zebra ya da tavuskuşu dilbalığı olarak bilinen balıkları andırdığını söylüyorlar.
Araştırma ekibinden Dr. Healy Hamilton, ”Belki yassı balık taklitini mükemmel bir şekilde yapmıyor ama, düşmanlarını şaşırtacak kadar iyi taklit yapmak yetiyor.” diyor. ”Düşmanları işin farkına varıp saldırıya geçtikleri zaman, taklitçi ahtapot çoktan ortadan kaybolmuş oluyor.”