
Celik
Emekli Admin
- Görüntüleme: 27K
- Cevaplar: 37
Ayakkabı Kutusundaki Paraların Hikayesi
Tutuklanan Halkbak Genel Müdürü Süleyman Aslan'in evine yapilan baskinda,ayakkabi kutularinin içine saklanmis paralar bulundugu haberini duyunca çok sasirdim.(Her sene bankayi zarara ugratan müdürlere baskin yapilmazken,kara geçiren müdüre baskin yapilmasi ise ayrica düsündürücü)
Öyle ya; Her yil zarar eden Halkbank gibi bir kamu bankasini kara geçiren bir müdürün dürüst,namuslu ve harama el sürmeyen biri olmasi gerekirdi.Bugün Süleyman Aslan'in yaptigi açiklamalar ise,bana göre durumu açikliyor.
Süleyman Aslan'in yaptigi açiklamalardan alintilar:
''Ayakkabı kutularınki 4,5 milyon dolar Makedonya'daki Balkan Üniversitesi ve Osmancık'taki imam hatip için toplanan bağış paralarıydı''
"Ayrıca bazı teslimatlar olmuş ise de bunları tamamen bağış niyetiyle ve hayırseverlik kastı ile olmuştur. Rıza Sarraf da hayırsever bir kişiliği olduğunu ve hayırlara vesile olmak istediğini söyleyince o anda aklıma mezun olduğum Çorum Osmancık İmam Hatip Lisesi geldi. İhtiyaçları ona aktarınca masrafları ödemeye hazırım dedi".
"Hatta Milletvekilimiz C. B. ’ya yanında bulunan bir misafiri de varken durumu bildirdim. 7 milyon TL’nin hayır amaçlı biriktiğini ve hazır olduğunu söyledim".
"Bir de bunun yanında Makedonya’da bir üniversite yapma söz konusudur. Uluslararası Balkan Üniversitesi isimli üniversitedir. Bu üniversitenin mütevelli heyeti başkanı olan H. B. isimli İstanbul Milletvekilimiz “Türkiye’de bağış var. Makedonya’ya iletmekte zorluk çekiyoruz” deyip benden yardım istediler. Ayrıca oğlu olan C. B. vasıtasıyla 1 milyon 950 bin Euro’yu fiziki olarak bana getirip teslim ettiler".
"Bunun ilk 450 bin Eurosu’nu göndermekte zorlandık. Çünkü Makedonya yerel hukuku bağış kabulünde çok zorluk çıkartıyor. Para girişinde zorluk çıkartıyor. Bu süreç içerisinde bu para da bende evde kaldı. Çünkü bankaya herhangi bir kasaya koyduğumuz zaman kimin adına ve niçin konulması gerektiğini tutanakla belirtmemiz lazım. Bu paralarda evde duruyordu. Söz konusu teslimatın ancak 950 bin Euro’sunu zar zor gönderebildik. Dolayısıyla 1 milyon Euro evde bulunduğundan dolayı soruşturmaya konu edildi. El konuldu".
"Ayrıca yine bu üniversite için Rıza Sarraf isimli işadamı hayır yapmak istediğini söyledi. 500 bin Euro’yu kendi imkanlarıyla oraya gönderdi. Geri kalanını göndermekte zorlandığı için getirip benden yardım istedi . Bana teslim etti. Bu paraların Makedonya’ya neden gidemediğine ilişkin tüm yazışmalar ve değerlendirmeler bankadaki kayıtlarda mevcuttur Şu anda el konulan paranın 2 milyon Euro’su Balkan Üniversitesi için verilen paradır. Geri kalan para da İmam Hatip lisesi için ayırdığımız paradır".
"Sadece el konulan folyo vardır. Onun içinde de 20 bin küsür Euro vardır. Bu para benim kendi şahsıma ait olup yurtdışı görevlerimden harcırahlardan biriktirdiğim paradır. Bunların belgesini sunduk.
20 yıllık bankacı olduğunu, son 14 yılı üst düzey yönetici olarak geçtiğini ifade eden Aslan: “Yıllık 400 bin TL net gelirim vardır. Bana ve eşime ait iki adet dairemiz 500 bin TL kredi borcum vardır".
"Bana göre durumu açikliyor dememdeki amaç";
4 yil evvel Makendonya'ya gittigimde Üsküp'te müslüman Arnavutlarin yogunlukta yasadigi bölgede Cami imami olan,Arnavut kökenli, ikinci kusaktan amca oglumda kaldim.
Üsküp'de gezerken,Osnanli döneminden kalma Cami minarelerinin ve kubbelerinin çok bakimli oldugunu farkettim.Öyleki,günes isiginin vurdugu cami kubbelerinin piriltisi gözlerimi aliyordu.
Fakir olan müslüman Arnavutlar evlerini bile onaramazken,camilerin böylesine bakimli olmasina çok sasirdim ve merak edip sordum kuzenime,kim finanse ediyor bütün bu masraflari diye.
Cevabi çok ilginçti; "Türkiye'den gelen adamlar Cami imamlariyla görüsüp,bakim ve onarim için nekadar para gerektigini sorduktan sonra,gerekli parayi teslim ediyorlar.Benim imam olarak görevli oldugum camiyede gelip tomar tomar parayi elime tutusturdular ve ne gerekiyorsa yap imam efendi dediler.Insaat islarinden anlamadigim için,müezzine havale ettim ve o paralari alip caminin onarimi için kullandi"
Peki neden dernek gibi bir kurulus kurup,bu para yardimlarini makbuz karsiligi almiyorsunuzda,elinize veriyorlar diye sordum.
Cevap: "Osmanli dönemi eserlerin ve özellikle Camilerin bakimsizliktan yok olmasini isteyen Makedonlar,onarim amaçli yapilmak istenen yardimlar konusunda güçlük çikariyorlar.Bu yüzden yardimlar el altindan ve Cami imamlarinin eline veriliyor.Bu sekil yardimlar olmasaydi,bu gördügün Camiler bakimsizliktan yikilip giderdi.Bugün Makedon'larin ve daha öncesinde Sirp'larin müslüman Arnavutlar üzerinde uyguladiklari baskilar yüzünden,ekonomik ve kültürel bakimdan zor günler yasadik.Kendi evlerimizi bile onarmak için para bulamazken,Camilerin bakim ve onarimini yapmamiz mümkün degildi.Hayirsever Türklerden Allah razi olsun"
Siz inanirmisiniz bilmem ama,durum itibariyle Halkbak Genel Müdürü Süleyman Aslan'in açiklamalarini okudugumda,Üsküp'deki Camilerin hangi hayirsever Türkler tarafindan onarildigi konusunda fikir sahibi oldum...
Tutuklanan Halkbak Genel Müdürü Süleyman Aslan'in evine yapilan baskinda,ayakkabi kutularinin içine saklanmis paralar bulundugu haberini duyunca çok sasirdim.(Her sene bankayi zarara ugratan müdürlere baskin yapilmazken,kara geçiren müdüre baskin yapilmasi ise ayrica düsündürücü)
Öyle ya; Her yil zarar eden Halkbank gibi bir kamu bankasini kara geçiren bir müdürün dürüst,namuslu ve harama el sürmeyen biri olmasi gerekirdi.Bugün Süleyman Aslan'in yaptigi açiklamalar ise,bana göre durumu açikliyor.
Süleyman Aslan'in yaptigi açiklamalardan alintilar:
''Ayakkabı kutularınki 4,5 milyon dolar Makedonya'daki Balkan Üniversitesi ve Osmancık'taki imam hatip için toplanan bağış paralarıydı''
"Ayrıca bazı teslimatlar olmuş ise de bunları tamamen bağış niyetiyle ve hayırseverlik kastı ile olmuştur. Rıza Sarraf da hayırsever bir kişiliği olduğunu ve hayırlara vesile olmak istediğini söyleyince o anda aklıma mezun olduğum Çorum Osmancık İmam Hatip Lisesi geldi. İhtiyaçları ona aktarınca masrafları ödemeye hazırım dedi".
"Hatta Milletvekilimiz C. B. ’ya yanında bulunan bir misafiri de varken durumu bildirdim. 7 milyon TL’nin hayır amaçlı biriktiğini ve hazır olduğunu söyledim".
"Bir de bunun yanında Makedonya’da bir üniversite yapma söz konusudur. Uluslararası Balkan Üniversitesi isimli üniversitedir. Bu üniversitenin mütevelli heyeti başkanı olan H. B. isimli İstanbul Milletvekilimiz “Türkiye’de bağış var. Makedonya’ya iletmekte zorluk çekiyoruz” deyip benden yardım istediler. Ayrıca oğlu olan C. B. vasıtasıyla 1 milyon 950 bin Euro’yu fiziki olarak bana getirip teslim ettiler".
"Bunun ilk 450 bin Eurosu’nu göndermekte zorlandık. Çünkü Makedonya yerel hukuku bağış kabulünde çok zorluk çıkartıyor. Para girişinde zorluk çıkartıyor. Bu süreç içerisinde bu para da bende evde kaldı. Çünkü bankaya herhangi bir kasaya koyduğumuz zaman kimin adına ve niçin konulması gerektiğini tutanakla belirtmemiz lazım. Bu paralarda evde duruyordu. Söz konusu teslimatın ancak 950 bin Euro’sunu zar zor gönderebildik. Dolayısıyla 1 milyon Euro evde bulunduğundan dolayı soruşturmaya konu edildi. El konuldu".
"Ayrıca yine bu üniversite için Rıza Sarraf isimli işadamı hayır yapmak istediğini söyledi. 500 bin Euro’yu kendi imkanlarıyla oraya gönderdi. Geri kalanını göndermekte zorlandığı için getirip benden yardım istedi . Bana teslim etti. Bu paraların Makedonya’ya neden gidemediğine ilişkin tüm yazışmalar ve değerlendirmeler bankadaki kayıtlarda mevcuttur Şu anda el konulan paranın 2 milyon Euro’su Balkan Üniversitesi için verilen paradır. Geri kalan para da İmam Hatip lisesi için ayırdığımız paradır".
"Sadece el konulan folyo vardır. Onun içinde de 20 bin küsür Euro vardır. Bu para benim kendi şahsıma ait olup yurtdışı görevlerimden harcırahlardan biriktirdiğim paradır. Bunların belgesini sunduk.
20 yıllık bankacı olduğunu, son 14 yılı üst düzey yönetici olarak geçtiğini ifade eden Aslan: “Yıllık 400 bin TL net gelirim vardır. Bana ve eşime ait iki adet dairemiz 500 bin TL kredi borcum vardır".
"Bana göre durumu açikliyor dememdeki amaç";
4 yil evvel Makendonya'ya gittigimde Üsküp'te müslüman Arnavutlarin yogunlukta yasadigi bölgede Cami imami olan,Arnavut kökenli, ikinci kusaktan amca oglumda kaldim.
Üsküp'de gezerken,Osnanli döneminden kalma Cami minarelerinin ve kubbelerinin çok bakimli oldugunu farkettim.Öyleki,günes isiginin vurdugu cami kubbelerinin piriltisi gözlerimi aliyordu.
Fakir olan müslüman Arnavutlar evlerini bile onaramazken,camilerin böylesine bakimli olmasina çok sasirdim ve merak edip sordum kuzenime,kim finanse ediyor bütün bu masraflari diye.
Cevabi çok ilginçti; "Türkiye'den gelen adamlar Cami imamlariyla görüsüp,bakim ve onarim için nekadar para gerektigini sorduktan sonra,gerekli parayi teslim ediyorlar.Benim imam olarak görevli oldugum camiyede gelip tomar tomar parayi elime tutusturdular ve ne gerekiyorsa yap imam efendi dediler.Insaat islarinden anlamadigim için,müezzine havale ettim ve o paralari alip caminin onarimi için kullandi"
Peki neden dernek gibi bir kurulus kurup,bu para yardimlarini makbuz karsiligi almiyorsunuzda,elinize veriyorlar diye sordum.
Cevap: "Osmanli dönemi eserlerin ve özellikle Camilerin bakimsizliktan yok olmasini isteyen Makedonlar,onarim amaçli yapilmak istenen yardimlar konusunda güçlük çikariyorlar.Bu yüzden yardimlar el altindan ve Cami imamlarinin eline veriliyor.Bu sekil yardimlar olmasaydi,bu gördügün Camiler bakimsizliktan yikilip giderdi.Bugün Makedon'larin ve daha öncesinde Sirp'larin müslüman Arnavutlar üzerinde uyguladiklari baskilar yüzünden,ekonomik ve kültürel bakimdan zor günler yasadik.Kendi evlerimizi bile onarmak için para bulamazken,Camilerin bakim ve onarimini yapmamiz mümkün degildi.Hayirsever Türklerden Allah razi olsun"
Siz inanirmisiniz bilmem ama,durum itibariyle Halkbak Genel Müdürü Süleyman Aslan'in açiklamalarini okudugumda,Üsküp'deki Camilerin hangi hayirsever Türkler tarafindan onarildigi konusunda fikir sahibi oldum...
M
- Önceki Konu
- Sonraki Konu
