Üst
Kapadokya - Muhteşem Bir Coğrafya

Kapadokya - Muhteşem Bir Coğrafya

Kapadokya'daki  Peri bacaları
Kapadokya'daki Peri bacaları
Pers dilinde “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına gelen Kapadokya, tarih boyunca pek çok uygarlığın merkezi olmuş, özellikle Hititler döneminde kayalara oyulan evler ve kiliselerle Roma İmparatorluğu’ndan kaçan Hristiyanlar için devasa bir sığınak ve merkez haline gelmiştir.

Tarih ile doğanın kucaklaştığı, birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış bu müthiş coğrafya, 60 milyon yıl önce Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin sonucu oluşan yumuşak tabakaların milyonlarca yıl süren rüzgâr ve yağmur aşındırmalarıyla ortaya çıkmıştır.Nevşehir iline bağlı ve İpek Yolu’nun önemli noktalarından biri olan Kapadokya, bugün UNESCO Dünya Mirası listesinde yer almaktadır.

Kapadokya bölgesi, başta Nevşehir olmak üzere Kırşehir, Niğde, Aksaray ve Kayseri illerine yayılmış bir bölgedir. 60 milyon yıl önce; Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkmıştır.

İnsan yerleşimi Paleolitik döneme kadar uzanmaktadır. Hititler'in yaşadığı topraklar daha sonraki dönemlerde Hrıstiyanlığın en önemli merkezlerinden biri olmuştur. Kayalara oyulan evler ve kiliseler, bölgeyi Roma İmparatorluğu'nun baskısından kaçan Hıristiyanlar için devasa bir sığınak haline getirmiştir.

Kapadokya bölgesi, doğa ve tarihin bütünleştiği bir yerdir. Coğrafi olaylar Peribacaları'nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu peribacalarının içlerine ev, kilise oymuş, bunları fresklerle süsleyerek, binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır. İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı Kapadokya'nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih boyunca ticaret kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu'nun da önemli kavşaklarından biridir.

MÖ 12. yüzyılda Hitit İmparatorluğu'nun çöküşüyle bölgede karanlık bir dönem başlar. Bu dönemde Asur ve Frigya etkileri taşıyan geç Hitit Kralları bölgeye egemen olur. Bu Krallıklar MÖ 6. yüzyıldaki Pers işgaline kadar sürer. Bugün kullanılan Kapadokya adı, Pers dilinde "Güzel Atlar Ülkesi" anlamına geliyor. MÖ 332 yılında Büyük İskender Persleri yenilgiye uğratır, ama Kapadokya'da büyük bir dirençle karşılaşır. Bu dönemde Kapadokya Krallığı kurulur. MÖ 3. yüzyıl sonlarına doğru Romalıların gücü bölgede hissedilmeye başlar. MÖ 1. yüzyıl ortalarında Kapadokya Kralları, Romalı generallerin gücüyle atanmakta ve tahttan indirilmektedir. M.S. 17 yılında son Kapadokya kralı ölünce bölge Roma'nın bir eyaleti olur.

MS 3. yüzyılda Kapadokya'ya Hıristiyanlar gelir ve bölge onlar için bir eğitim ve düşünce merkezi olur. 303-308 yılları arasında Hıristiyanlara uygulanan baskılar iyice artar. Fakat Kapadokya baskılardan korunmak ve Hıristiyan öğretiyi yaymak için ideal bir yerdir. Derin vadiler ve volkanik yumuşak kayalardan oydukları sığınaklar Romalı askerlere karşı güvenli bir alan oluşturur.

4. yüzyıl, daha sonra "Kapadokya'nın Babaları" olarak adlandırılan insanların, dönemi olur. Fakat bölgenin önemi, III. Leon'un ikonları yasaklamasıyla doruk noktasına ulaşır. Bu durum karşısında, ikon yanlısı bazı kişiler bölgeye sığınmaya başlar. İkonoklazm hareketi yüz yıldan fazla sürer (726-843). Bu dönemde birkaç Kapadokya kilisesi İkonoklazm etkisinde kaldıysa da, ikondan yana olanlar burada rahatlıkla ibadetlerini sürdürdüler. Kapadokya manastırları bu devirde oldukça gelişir.

Yine bu dönemlerde, Anadolu'nun Ermenistan'dan Kapadokya'ya kadar olan Hıristiyan bölgelerine Arap akınları başlar. Bu akınlardan kaçarak bölgeye gelen insanlar bölgedeki kiliselerin tarzlarının değişmesine sebep olur. 11. ve 12. yüzyıllarda Kapadokya Selçukluların eline geçer. Bu ve bunu takip eden Osmanlı zamanlarında bölge sorunsuz bir dönem geçirir. Bölgedeki son Hıristiyanlar 1924-26 yıllarında yapılan mübadeleyle, arkalarında güzel mimari örnekler bırakarak Kapadokya'yı terkettiler.

Jeolojik oluşumu​

Kapadokya'dan bir görünüm Uçhisar Kalesi
Kapadokya'dan bir görünüm Uçhisar Kalesi
60 milyon yıl önce 3. Jeolojik devirde Toroslar yükseldi. Kuzeydeki Anadolu Platosu'nun sıkışmasıyla yanardağlar faaliyete geçti. Erciyes, Hasandağı ve ikisinin arasında kalan Göllüdağ, bölgeye lavlar püskürttü. Platoda biriken küller yumuşak bir tüf tabakası oluşturdu. Tüf tabakasının üzeri yer yer sert bazalttan oluşan ince bir lav tabakasıyla örtüldü. Bazalt çatlayıp parçalara ayrıldı. Yağmurlar çatlaklardan sızıp yumuşak tüfü aşındırmaya başladı. Isınan ve soğuyan hava ile rüzgârlar da oluşuma katıldı. Böylece sert bazalt kayasından şapkaları bulunan koniler oluştu. Bu değişik ve ilginç biçimli kayalara halk bir ad yakıştırdı: "Peri bacası".

Bazalt örtüsü olmayan tüf tabakları ise erozyonla vadilere dönüştü. İlginç şekilli oluştu. Daha sonraları insan eli, emeği ve duygusu işe koyuldu. Dokuz-on bin yıl öncesine ait yerleşimlerden ilk Hıristiyanların kayalara oydukları kiliselere, büyük ve güvenli yer altı kentlerine kadar uzun bir dönemde büyükana bir uygarlık yaratıldı.

Bölge günümüzde turizm açısından büyük bir öneme sahiptir. Avanos, Ürgüp, Göreme, Akvadi, Uçhisar ve Ortahisar Kaleleri, El Nazar Kilisesi, Aynalı Kilise, Güvercinlik Vadisi, Derinkuyu, Kaymaklı, Özkonak Yeraltı Şehirleri, Ihlara Vadisi, Selime Köyü, Çavuşin, Güllüdere Vadisi, Paşabağ-Zelve belli başlı görülmesi gereken yerlerdir. Kayalara oyulmuş geleneksel Kapadokya evleri ve güvercinlikler yörenin özgünlüğünü dile getirirler. Bu evler ondokuzuncu yüzyılda yamaçlara ya kayaların ya da kesme taştan inşa edilmişlerdir. Bölgenin tek mimarı malzemesi olan taş yörenin volkanik yapısından dolayı ocaktan çıktıktan sonra yumuşak olduğundan çok rahat işlenebilmekte ancak hava ile temas ettikten sonra sertleşerek çok dayanıklı bir yapı malzemesine dönüşmektedir. Kullanılan malzemenin bol olması ve kolay işlenebilmesinden dolayı yöreye has olan taş işçiliği gelişerek mimari bir gelenek halini almıştır. Gerek avlu gerekse ev kapılarının malzemesi ahşaptır. Kemerli olarak yapılmış kapıların üst kısmı stilize sarmaşık veya rozet motifleriyle süslenmiştir. Yöredeki güvercinlikler 19. yüzyılın sonları, 18. yüzyılda yapılmış küçük yapılardır. İslam resim sanatını göstermek açısından önemli olan güvercinliklerin bir kısmı manastır veya kilise olarak inşa edilmişlerdir. Güvercinliklerin yüzeyi yöresel sanatçılar tarafından zengin bezemeler, kitabeler ile süslenmişlerdir. Bölge şarapçılık ve üzüm yetiştiriciliği ile de ünlüdür. Kapadokya'yı eskiden ev olarak kullanıyorlardı. Bu yüzden şimdi kalıntılar çıkartılıyor. Bunlar tarihi eser olarak koruma altına alınıyor.

Gezilecek Yerler​

Kapadokya'da Balonlar
Kapadokya'da Balonlar
Milyonlarca yıl boyunca doğanın büyük bir emekle oluşturduğu Kapadokya’nın Peribacaları, doğal mimarinin en güzel örneklerinden birini oluşturuyor. Zaman içinde bu bölgede yaşayan topluluklar tarafından içleri oyularak yerleşim yerleri ve kiliseler haline getirilen bu peribacaları, büyük bir özenle yüzyıllardır korunuyor. Doğal oluşumlu peribacalarını ve iç kısımlarına yapılmış muhteşem freskler, mutlaka görmeniz gereken değerleri oluşturuyor.

Göreme Açıkhava Müzesi, Kapadokya’da uzun yıllar yer bulmuş Hristiyanlık kültürüne dair pek çok eser ve yapı bulunuyor. Özellikle kayalara oyulmuş kiliseler, doğanın ve insanın el ele vererek ortaya çıkardığı muazzam yapılardır. Tokalı Kilise, Rahibeler Manastırı, Yılanlı Kilise ve Azize Barbara Şapeli gibi 250’den fazla kilise, burada ziyaretçilerini bekliyor.

Anadolu'da Kapadokya Bölgesi
Anadolu'da Kapadokya Bölgesi
1200 metre yükseklikte Etiler zamanında kayalara oyulmuş olan Ortahisar Kalesi, şehri koruma amacıyla kurulmasının yanında yerleşim yeri olarak da kullanılmıştır. Kapadokya’nın muhteşem fotoğraflarını buradan çekebilirsiniz.

Dünyanın ilk yerleşim yerlerinden biri olan Çatalhöyük de bu gölgeye yakın olan ve mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri. Dünyanın en eski peyzaj resminin de bulunduğu höyük, insanların yerleşik yaşama geçiş dönemlerine ışık tutuyor.

Pek çok höyük, yeraltı şehri ve mağaranın bulunduğu bölge, tarih öncesinden başlayarak tüm dönemleri aydınlatan, hepsine ait eserler ve miraslar barındıran bu müthiş zenginliğiyle göz kamaştırıyor. Alacahöyük, Suluca Karahöyük gibi höyükler, Derinkuyu, Kaymaklı, Mazı gibi yerin yedi kat altına inen şehirleri ve Civelek Mağarası gibi tarihin tanığı olan pek çok bölge, burada yaşıyor.

Selçuklu ve Osmanlı kültürlerine dair de pek çok eserin bulunduğu Kapadokya’da Hacı Bektaş Veli Türbesi, Balım Evi, Cuma Camii gibi eserler de görülmeye değer.

Kapadokya'da mimari doku coğrafi mekanla bütünleşmiş...
Kapadokya'da mimari doku coğrafi mekanla bütünleşmiş...
Kapadokya’nın en ünlü ve keyifli yanlarından biri, rengârenk balonlarla peribacaları semalarında yapılan yolculuklardır. Sabahın erken saatlerinde başlayan bu balon yolculukları, sizleri Kapadokya’nın müthiş manzaralarıyla tanıştıracak. Karşı konulmaz renklerle doğan güneş, bu tarihi güzellikleri aydınlatırken, sizlere de unutamayacağınız anlar yaşatacak.

Kapadokya, Nevşehir mutfağıyla özdeşleşmiş zenginlikte tatlara sahiptir. Özellikle bu yöreye has Testi Kebabı, özel kapalı testilerde ağır ağır pişirildikten sonra, kırılarak servis edilir ve ağızda dağılan etlerle sizlere tam bir şölen yaşatır. Üzüm bağlarıyla da tanınan Kapadokya, güzel şarapların da merkezidir.

Siz de tarihle iç içe zamanlar geçirip, geçmişten günümüze doğanın eserleriyle tanışmak istiyorsanız, Kapadokya sizleri misafir etmekten büyük mutluluk duyacaktır.

Nasıl Gidilir?​

Türkiye’nin pek çok havalimanından direk uçuşla gelebileceğiniz Kayseri Havalimanı veya Nevşehir Kapadokya Havalimanı, bölgeye oldukça yakın limanlardır. Uçuşunuz sonrası çıkışlarda bulunan servisler ve araçlar, sizi bölgeye ulaştırmak için hazır bekliyor olacak.

Karayolları bağlantı noktasında bulunan Nevşehir ise tüm şehirlerden karşılıklı olarak seferlerle her gün kente ulaşımı sağlıyor. Terminale vardıktan sonra kullanabileceğiniz servisler, yine sizi bölgeye ulaştıracak alternatifler arasında.

Kaynak: wikipedia, goturkey
 
Son düzenleme:
çok güzel bir konu olmus,eline saglik :ok:
 
Geri
Üst