- Görüntüleme: 12K
- Cevaplar: 6
İçindekiler
- Eroinin pek de masum olmadığı anlaşılınca önce Amerika’da, sonra da Avrupa’da ticareti yasaklandı
- Osmanlı, uluslararası afyon ticaretine yasaklar getiren 1912 Lahey Afyon Sözleşmesi ve 1914 tarihli ek protokole imza atmadı
- Eroin ve afyon 1925’te tüm dünyada yasaklandı; İstanbul’da 3 tane ‘eroin fabrikası’ kuruldu
- 1926 yılında, Japon bir firmanın ham üründen az kâr etmek yerine fabrikada işleyerek yüksek kârla satma fikrini makul bulan Türk hükümeti, ilk eroin fabrikasının kurulmasına karar veriyor.
- 1929 yılı Mayıs ayında Eyüp’ün Bahariye semtinde, Haliç’e yakın bir bölgede ikinci fabrika kuruldu
- Şubat 1930’da New York’da polis baskınıyla yakalanan ‘Alesia’ adlı gemide 500 bin dolarlık Türk morfini bulundu
- Uluslararası kaçakçılık örgütleri tarafından Mısır eroine boğuluyor
- Uluslararası baskılar, imaj zedelenmesi ve diğer ülkelere kaçakçılığın artmasından sonra İstanbul’daki üç fabrika kapatılıyor
Alman ilaç şirketi Bayer'in 21 Ağustos 1897 tarihinde morfinin bir türevi olan ve ağrı derecesi çok yüksek hastalar ile savaşta yaralanan askerlerin acısını dindirmek için uzun yıllar ilaç olarak kullanılacak eroini bulmasıyla başlayan bu garip hikaye, Avrupa ülkelerinin Türkiye Cumhuriyeti'ne ambargo uygulamasına kadar uzanıyor.
Eroin, afyondaki morfinin sentezlenmesi ile üretiliyordu. Osmanlı İmparatorluğu ise dünyanın en büyük afyon üreticilerindendi. Ayrıca bu afyondan üretilen morfin, ‘yüksek kalite’ olarak nitelendiriliyordu. Osmanlı İmparatorluğu, bu dönemde Avrupa ülkeleri ile afyon ticareti yapmaktaydı. Osmanlı’dan alınan afyonu, Belçika, İngiltere ve Hollanda gibi ülkeler Uzak Doğu’ya pazarlıyordu.
Mucize ilaç olarak tanıtılan eroin çok kısa bir sürede bu iki kıtada yayıldı. 1910 yılına gelindiğinde ilacın yan etkileri olduğu anlaşıldı. 1912 yılında ise Bayer firması eroin üretimini tamamen durdurdu. O yıllarda Avrupa ve Amerika’daki eczanelerde eroin 25 gr.’lık paketler halinde satılmaktaydı. Ve afyon ticaretinin uluslararası olarak yasaklanması için harekete geçilmeye başlandı.
Osmanlı’nın 62 bölgesinde afyon üretimi yapılmaktaydı. Sonuç olarak dünyadaki kısıtlanma ile sinsi gözler Osmanlı üzerine dikildi.
‘Afyon alkoloidleri’ adı altında açılan bu üç fabrika eroin üretmeye başladı.
Japon girişimciler, 1926 yılında o dönem harap haldeki Taksim ‘Mecidiye Kışlası’nı afyon sentezleyerek uyuşturucu üreten bir fabrikaya çevirdiler. Fabrikanın bağlı olduğu şirketin adı ise Oriental Products Company’di. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi kurucularından Ord. Prof. Dr. Mazhar Osman, ‘Keyf Veren Zehirler’ kitabında Japon fabrikasındaki işçilerin zamanla birer eroinmana dönüşmesinden şöyle bahsetmiş: ”İlk eroinmanlar bana Japon fabrikasından geliyordu. Türk amele… Fabrikaya sapasağlam giren bu Türk amele yaparken koklamaya mecbur oldukları eroin tozu yüzünden yemeden içmeden kesiliyor, günden güne zayıflıyor, ayakta duramayacak hale geliyor, Valeryana düşkün kediler gibi mutlak o kokuyu arıyor, uyuşuk ve tembel bir adam oluyor, nihayet altı yedi ay sonra patron sen hastasın diye on para tazminat vermeksizin suyu alınmış limon kabuğu gibi kapı dışarı atıyordu.
Eroin fabrikasının adı ise: ”Ecza-yı Tıbbiye ve Kimyeviye (ETKİM)”di.
Türk Ecza-yı Tıbbiye ve Kimyeviye Şirketi adını taşıyan fabrika, Eyüp’teki fabrikanın açılışından tam 7 ay sonra; Aralık 1929 yılında kuruldu. Bu fabrikayla ilgili en çok dikkat çeken noktalardan biri ise fabrikanın Yönetim Kurulu Başkanı’nın, o dönemde Meclis Başkanı olan ve daha sonra Başbakanlık da yapacak olan Hasan Saka olmasıdır.
Aynı yıl İstanbul’daki son fabrika Kuzguncuk’ta kuruldu.
1930’da bu fabrikalar 1,5 milyon bağımlının ihtiyacını karşılayabilecek kapasitede; aylık yaklaşık 3-5 ton eroin üretmiştir.
Türkiye, morfin ve eroin sattığı için, 1929’dan başlayarak büyük bir ambargo ile karşılaşıyor. ABD New York Belediye Başkanı La Gardia Türk malları için bir yasa tasarısı veriyor.
10-12 milyon nüfuslu Mısır’da 30-40 bin kişinin Türkiye’den kaçırılan uyuşturucu yüzünden öldüğü belirtiliyor. Kahire Emniyet Müdürü İngiliz Russel Paşa’nın sayesinde; eroin kaçakçılığını ‘organize suç’ olarak hukuki anlamda ilk tanıyan ülkelerden biri de Mısır olmuştur.
”Overdose Türkiye” adlı, İstanbul’daki eroin fabrikalarını konu alan kitabın yazarı Cengiz Erdinç fabrikaların kapatılışını şu şekilde özetliyor:
Kaynak: http://www.beyaznokta.org.tr/oku.php?id=523
eroin1.webp
Eroin, afyondaki morfinin sentezlenmesi ile üretiliyordu. Osmanlı İmparatorluğu ise dünyanın en büyük afyon üreticilerindendi. Ayrıca bu afyondan üretilen morfin, ‘yüksek kalite’ olarak nitelendiriliyordu. Osmanlı İmparatorluğu, bu dönemde Avrupa ülkeleri ile afyon ticareti yapmaktaydı. Osmanlı’dan alınan afyonu, Belçika, İngiltere ve Hollanda gibi ülkeler Uzak Doğu’ya pazarlıyordu.
Eroinin pek de masum olmadığı anlaşılınca önce Amerika’da, sonra da Avrupa’da ticareti yasaklandı
eroin2.webp
Mucize ilaç olarak tanıtılan eroin çok kısa bir sürede bu iki kıtada yayıldı. 1910 yılına gelindiğinde ilacın yan etkileri olduğu anlaşıldı. 1912 yılında ise Bayer firması eroin üretimini tamamen durdurdu. O yıllarda Avrupa ve Amerika’daki eczanelerde eroin 25 gr.’lık paketler halinde satılmaktaydı. Ve afyon ticaretinin uluslararası olarak yasaklanması için harekete geçilmeye başlandı.
Osmanlı, uluslararası afyon ticaretine yasaklar getiren 1912 Lahey Afyon Sözleşmesi ve 1914 tarihli ek protokole imza atmadı
eroin3.webp
Osmanlı’nın 62 bölgesinde afyon üretimi yapılmaktaydı. Sonuç olarak dünyadaki kısıtlanma ile sinsi gözler Osmanlı üzerine dikildi.
Eroin ve afyon 1925’te tüm dünyada yasaklandı; İstanbul’da 3 tane ‘eroin fabrikası’ kuruldu
eroin4.webp
‘Afyon alkoloidleri’ adı altında açılan bu üç fabrika eroin üretmeye başladı.
1926 yılında, Japon bir firmanın ham üründen az kâr etmek yerine fabrikada işleyerek yüksek kârla satma fikrini makul bulan Türk hükümeti, ilk eroin fabrikasının kurulmasına karar veriyor.
Japon girişimciler, 1926 yılında o dönem harap haldeki Taksim ‘Mecidiye Kışlası’nı afyon sentezleyerek uyuşturucu üreten bir fabrikaya çevirdiler. Fabrikanın bağlı olduğu şirketin adı ise Oriental Products Company’di. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi kurucularından Ord. Prof. Dr. Mazhar Osman, ‘Keyf Veren Zehirler’ kitabında Japon fabrikasındaki işçilerin zamanla birer eroinmana dönüşmesinden şöyle bahsetmiş: ”İlk eroinmanlar bana Japon fabrikasından geliyordu. Türk amele… Fabrikaya sapasağlam giren bu Türk amele yaparken koklamaya mecbur oldukları eroin tozu yüzünden yemeden içmeden kesiliyor, günden güne zayıflıyor, ayakta duramayacak hale geliyor, Valeryana düşkün kediler gibi mutlak o kokuyu arıyor, uyuşuk ve tembel bir adam oluyor, nihayet altı yedi ay sonra patron sen hastasın diye on para tazminat vermeksizin suyu alınmış limon kabuğu gibi kapı dışarı atıyordu.
1929 yılı Mayıs ayında Eyüp’ün Bahariye semtinde, Haliç’e yakın bir bölgede ikinci fabrika kuruldu
Eroin fabrikasının adı ise: ”Ecza-yı Tıbbiye ve Kimyeviye (ETKİM)”di.
Türk Ecza-yı Tıbbiye ve Kimyeviye Şirketi adını taşıyan fabrika, Eyüp’teki fabrikanın açılışından tam 7 ay sonra; Aralık 1929 yılında kuruldu. Bu fabrikayla ilgili en çok dikkat çeken noktalardan biri ise fabrikanın Yönetim Kurulu Başkanı’nın, o dönemde Meclis Başkanı olan ve daha sonra Başbakanlık da yapacak olan Hasan Saka olmasıdır.
Aynı yıl İstanbul’daki son fabrika Kuzguncuk’ta kuruldu.
1930’da bu fabrikalar 1,5 milyon bağımlının ihtiyacını karşılayabilecek kapasitede; aylık yaklaşık 3-5 ton eroin üretmiştir.
Şubat 1930’da New York’da polis baskınıyla yakalanan ‘Alesia’ adlı gemide 500 bin dolarlık Türk morfini bulundu
eroin5.webp
Türkiye, morfin ve eroin sattığı için, 1929’dan başlayarak büyük bir ambargo ile karşılaşıyor. ABD New York Belediye Başkanı La Gardia Türk malları için bir yasa tasarısı veriyor.
Uluslararası kaçakçılık örgütleri tarafından Mısır eroine boğuluyor
eroin6.webp
10-12 milyon nüfuslu Mısır’da 30-40 bin kişinin Türkiye’den kaçırılan uyuşturucu yüzünden öldüğü belirtiliyor. Kahire Emniyet Müdürü İngiliz Russel Paşa’nın sayesinde; eroin kaçakçılığını ‘organize suç’ olarak hukuki anlamda ilk tanıyan ülkelerden biri de Mısır olmuştur.
Uluslararası baskılar, imaj zedelenmesi ve diğer ülkelere kaçakçılığın artmasından sonra İstanbul’daki üç fabrika kapatılıyor
eroin7.webp
”Overdose Türkiye” adlı, İstanbul’daki eroin fabrikalarını konu alan kitabın yazarı Cengiz Erdinç fabrikaların kapatılışını şu şekilde özetliyor:
“ | 1933’te eski bir asker olan General Sherril Türkiye’ye elçi olarak atanıyor. Mustafa Kemal’in biyografisini yazıyor ve sağladığı bu yakınlık sayesinde kabinede en güvendiği adamların bu işin içinde olduğunu anlatıyor. Bir gecede bir yasa çıkarılıyor ve Mustafa Kemal kabineyi toplayarak ertesi gün şu açıklamayı yaptırıyor; ”Eroin fabrikaları kapanmıştır. Uluslararası anlaşmaları imzalayacağız. ” Mustafa Kemal’in iradesine rağmen meclis direniyor. Karar Halk Fırkası’ndan geçiyor ama mecliste bir yıl boyunca yasa hazırlanamıyor. ”Afyon lobisi” 1933 yılında Mustafa Kemal’e bile direnecek güce sahip. Ancak Mustafa Kemal’in ısrarları ile fabrikalar kapatılıyor. | ,, |
Kaynak: http://www.beyaznokta.org.tr/oku.php?id=523
- Önceki Konu
- Sonraki Konu