Müzik Aletleri (Enstrümanları) Hakkında Teknik Bilgiler

Marakas​

Marakas Marakas, içi oyuk olan gövdesinde bulunan parçalar sayesinde sallayınca ses çıkaran bir tür vurmalı müzik aletidir.

Tahta, bambu ve plastikten yapılan türleri vardır. Çoğunlukla Afrika ve Latin Amerika müziklerinde kullanılır.

Çok popüler bir ritim aletidir. Düğün, toplantı, ritim partileri, profesyonel ve amatör müzik yapımlarında kullanılır. Çocukların zihinsel gelişimini arttırır.

Yetişkinler ise parti ve eğlencelerde ritim tutarken keyifli anlar yaşarlar.
 

Klarnet​

Klarnet Klarnet (klarinet ya da gırnata), sert ve dayanıklı ağaçlardan genellikle de abanoz ağacından yapılan üflemeli bir çalgı türüdür.

Bir çeşit sert kauçuk olan ebonitten, ayrıca metalden yapılanları da vardır. Klarnetler, beş parçanın birleşmesinden oluşur, bunlar:

* Kafalık (Bek)
* Fıçı (Barel)
* Üst gövde
* Alt gövde
* Kalak

Klarnetin gövdesi silindir biçimindedir. Kalak bölümü ise obuanın kalağına oranla daha geniştir. Dikkatlice yontulup biçimlendirilen bu kamış parçası, ağızlık üzerine takılır. Çalıcının nefesi ile titreşime geçirilen kamış, boru içindeki havayı titreşime geçirerek ses elde edilmesini sağlar. Çalıcının sol eli yukarıda, sağ eli ise aşağıda olmak üzere az bir eğimle yere doğru tutulur.

Flüt ve obuada olduğu gibi, klarnetin gövdesinde de ses deliklerini açmaya ve kapatmaya yarayan metal bir mekanizma vardır. 1840 sıralarında "Boehm sistemi" flüte uygulandıktan sonra, Paris konservatuarı öğretim üyesi ve klarnetçi Klosé, bu sistemin klarnete de uygun olduğunu görmüş ve Boehm sistemi klarnete uygulanmıştır. Daha sonra farklı zamanlarda farklı kişiler tarafından bu sistem geliştirilmiştir.

Tarihçe​

1700'lü yıllarda icat edilen klarnet, tam 50 yıl sonra orkestraya dahil edilmiştir. Hayatı boyunca 41 senfoni yazan Mozart, klarnet için senfoni yazan ilk besteci olmuştur. Türkiye'de ilk klarnet, Donizetti Paşa'nın kurduğu saray bandosunda görülmüştür.
Klarnet türleri

Çok kalabalık olan klarnet ailesinde şu çalgılar vardır:

* La bemol küçük klarnet (yazılan notanın küçük altılı ince sesini duyurur)
* Mi bemol küçük klarnet (yazılan notanın küçük üçlü ince sesini duyurur)
* Re küçük klarnet (yazılan notanın büyük ikili ince sesi duyurur)
* Do klarnet (yazılan notanın aynısını duyurur)
* Si bemol klarnet (yazılan notanın büyük ikili kalın sesini duyurur)
* La klarnet (yazılan notanın küçük üçlü kalın sesini duyurur)
* Basset horn (Fa) (Yazılan notanın tam başli kalın sesini duyurur)
* Mibemol alto klarnet (yazılı notanın büyük altılı kalın sesini dyurur)
* Si bemol bas klarnet (yazılan notanın büyük dokuzlu kalın sesini duyurur)
* La bas klarnet (yazılı notanın 1 oktav ve küçük üçlü kalın sesini duyurur)
* Si bemol kontrabas klarnet (yazılı sesin 2 oktav ve ikili kalın sesini duyurur)

Bu çalgıların tümünün çalınışı aynıdır. Bir tanesinin iyi çalmayı öğrenen, çok kısa bir alışma devresinden sonra, herhangi bir diğerini çalabilir. Yalnızca dört tanesi sürekli orkestrada kullanılır.

1. Mi bemol küçük klarnet
2. Si bemol klarnet
3. La klarnet
4. Si bemol bas klarnet

Bu dört çalgının da dördü birden her yapıtta kullanılmaz. Genellikle besteciler iki sibemol klarnet kullanırlar. Üçlü orkestra kuruluşu ise, bunlara bir de bas klarnet eklenir. Daha büyük orkestralarda mi bemol klarnet ve bir si bemol klarnet daha eklenebilir.

La klarnet Si bemol klarnete çok yakın bir çalgıdır. La klarnetin boyu Si bemol klarnete göre biraz daha uzun, ses rengi biraz daha koyudur. Çalınışı ve ses genişliği aynıdır. Yalnız, Si bemol klarnet yazılı olan notanın büyük ikili kalınını, La klarnet ise küçük üçlü kalınını seslendirir. Besteciler bu iki klarnet türünden birini kullanırlar. Bunun en önemli nedenleri şunlardır:

1. Daha koyu bir ses rengi isteniyorsa.
2. Yapıtta çok diyez varsa.
3. Klarnet partisinin en kalınından Do diyez sesinin kullanılması gerekiyorsa.

Ses Genişliği​

207.jpg


Klarnetin notaları sol anahtarı üzerine yazılır. Ses genişliği neredeyse 4 oktav kadardır. Bu genişlik içinde tüm diatonik ve kromatik sesler elde edilebilir. Dördüncü ek çizgideli sol notasından daha ince notaların çalınması biraz güç olduğu için bu sesler pek kullanılmaz. Eğer kullanılması isteniyorsa da küçük klarnet kullanılır.

En kalın mi notasından bir sonraki oktav içerisindeki si bemol notasına kromatik olarak olarak, aşağıdan yukarıya doğru ses deliklerinin sırasıyla açılması yoluyla elde edilir. Bu Si bemolün incesindeki seslerin elde edilişi, flüt ve obuadakinden biraz farklıdır. Flüt ve obuada en kalındaki esas seslerden sonra gelen sesler, bu esas seslerin ikinci doğuşkanları (bir oktav incesi) olarak, daha incelerde ise, esas seslerin genellikle dördüncü doğuşkanları (iki oktav incesi) olarak elde edilirler.

Klarnette ise (gövdesi silindir biçiminde olduğundan) elde edilen doğuşkanlar tek sayılıdır (3, 5, 7, 9). Üçüncü çizgi Si sesi klarnetin yazılı en kalın sesi olan mi sesinin dudak ve nefes ayarı, ayrıca bir yardımcı perde yardımı sonucunda çıkarbılan üçüncü doğuşkanıdır yani 1 oktav ve tam 5'li. bu Si sesinden üçüncü ek çizgi Fa'ya kadar olan sesler kromatik olarak bu yolla elde edilir. Fa'nın daha incesindeki sesler çeşitli yollardan, her klarnetçiye ve klarnet yapısına göre değişebilen yollarla elde edilir.

Klarnetin tınlama bölgeleri​

Klarnetin dört farklı tınlama bölgesi vardır:

1. Kalın ses bölgesi : En kalın ses olan Mi'den bir oktav incesi Fa diyez notasına kadar olan bölgedir. Zengin, madeni, gizemli, karanlık ve dramatik sözcükleri ile tanımlanabilir. Bu ses bölgesine "Şalümo" (Chalumeau) bölgesi de denir. "Şalümo" klarnetin atası olan eski bir çalgının adıdır.
2. Kötü sesler : Sol notasından üç yarım perde sonraki si bemol notasına kadar olan bölgedir, klarnetin en kötü sesleridir, zayıf, soluk hem de elde edilmesi biraz daha güçtür.
3. Orta ses bölgesi : Si notasından ikinci ek çizgi Do notasına kadar olan ve klarnetin en güzel sesleridir. Bu bölgeye "klarino" (Clarino) ses bölgesi denir. En güzle ve en etkili klarnet soloları bu ses bölgesinde yazılmıştır. Bu sesler duru, parlak, ılık ve etkileyicidir.
4. İnce ses bölgesi : İkinci ek çizgi Do'dan sonraki daha ince seslerdir. Gür çalındığında sert ve rahatsız edici fakat kısık sesle çalındığında ılık ve yumuşak, flüt ses rengine yakın bir tını özelliği gösterir.

Teknik özellikleri​

Klarnet, çeviklik bakımından flüte çok yakındır. Her çeşit hızlı, parlak, gösterişli pasajlar, diziler, arpejler, grupetto ve benzeri figürler, tril ve tremololar rahatlıkla çalınabilir. Genellikle tek dil kullanırlar. Çift dil ve üç dil çok zor olduğundan, özel durumlar olmadıkça kullanılmaz. Bir ses bölgesinden başka bir ses bölgesine geniş aralıklı atlamalar, klarnete özgü kolaylıklardan biridir. Ancak hızlı tekrarlanan sesleri çalmakta oldukça sınırlıdır. Klarnetin en önemli özelliklerinden biri de, gürlük kontrölü bakımından son derece yetenekli olmasıdır. Çok kısık sesle ve çok gür sesle çalabilir.

Orkestradaki önemi​

Klarnete orkestrada hızlı, akıcı, parlak, gösterişli pasajlardan geniş duygusal ezgilere dek her türlü görev verilir. Duru ve parlak ses rengi ile birleşen etkili kreşendo ve dekreşendo yeteneği, klarnetin "Espressivo" solo pasajlarda sık sık görevlendirilmesine neden olur. Ses rengi diğer tahta üflemelilerle iyi kaynaşır. Başka çalgılardaki temaları katlamak, gerekirse arka plandaki armonileri sağlamak ve eşlik figürlerini seslendirmek klarnetin yapabileceği en önemli görevlerdir.

Klarnetin Türk Müziğine Girişi​

Klarnet 1900'lü yıllarda Türk müziği icrasında kullanılmıştır. Klarnetin ilk kez Türk Müziğindeki icrası ise "klarnet İbrahim Efendi" tarafından gerçekleştirildi. Klarnetin Türk Müziğinde yerini alması pek kolay olmamıştır. Bunda Türk Müziğinin tonal sistemi önemli etken idi. İbrahim Efendi Türk Müziğinin Tonal sistemini klarnette başarıyla uygulamıştır. Tanbur da icra ettiği bilinen İbrahim Efendi, klarneti kendi çabasıyla öğrenmiştir. 1925 yılında Bağdat'ta vefat ettiği bilinmektedir.

Türk müziğinde klarnet icrasının gerçekleştirildiği yıllarda, isminden bahsedilen değişik klarnet icracıları da vardır. Aynı dönemde Kemençeci Vasil'inde klarnet icra ettiği söylenmektedir. Ancak Kemençe üstadı Vasil'in, klarneti Silivri'de bulunduğu dönemlerde meyhane alemlerinde, panayırlarda, köy düğünlerinde icra ettiği rivayet edilir. Diğer bir isimde Ramazan Bey'dir. Klarnetin Türk Müziğinde yer alması çalışmaları ve gerçek anlamda kabul görmesi, İbrahim Efendi ile başlamıştır.

Türk Müziğinin klarnet ile icra edilmesinden hoşnut olmayan bazı kesimler de vardı. Tanburi Cemil Bey'inde klarnetten pek hoşnut olmadığı söylenir. Ancak İbrahim Efendi'nin klarnet icrasındaki üslubu ve klarnetten çıkardığı sesleri dinleyen Tanburi Cemil Bey'in klarnete hayran kaldığı bilinmektedir.

Türkiye'deki ünlü klarnet ustalarının birkaçı: Hüsnü Şenlendirici, Serkan Çağrı, Bülent (kirpi), Mustafa Kandıralı, Şükrü Tunar, İsmail Bergamalı.
 

Kudüm​

Kudüm Yanyana koyulmuş birbirinden farklı büyüklükteki tas biçimli 2 ayrı gövdeye deri gerilmesi ile oluşur. "Zahme" adı verilen yumuşak veya orta yumuşaklıkta ağaç sopalarla çalınır.
Gövdeyi meydana getiren 2 çanak, dövme bakır veya ağaçtan imal edilirler. İki çanağın büyüklüğü birbirinden farklı olmasının nedeni, icra sırasında farklı tını elde etmek içindir. Kalın tını veren çanağın adı DÜM, tiz tınıya sahip olanın adı TEK tir. Çapı 15-16 cm olan dümün derinliği 30-32 cm., çapı 14-15 cm. olan tekin derinliğiyse 28-30 cm.dir.

Bu iki çanağın üstüne gerilmesi için kullanılan deve veya keçi derisinin kalınlıkları da, düm üstüne 2 mm., tek üstüne 1 mm.olmak üzere birbirinden farklıdır.
Gövdenin altına kudümün yerle temas ederek tınısının değişmesini önlemek ve çalan kişiye icrayı kolaylaştıracak eğimi verebilmek için "simit" adı verilen ortası boş silindirler konur.

AKORDU​

Kudümün vurmalı çalgı olarak belli bir akordu yoktur. Ancak üstadlar Dümün icra edilen makamın karar sesine tekin ise makamın güçlü derecesine çekilmesini uygun görürler.

TARİHÇE​

Mevleviler ayinlerinde kullandıkları sazların bazılarına, halkın kullandığı isimlerden farklı ve kutsallaştırıcı isimler takmışlardır. Kanuna rutüm, defe taife gibi...

Kudüm adının anlamını ve etimolojisini bilemesek de, kudüm sazına isim babası olan gurubun ve bugünkü kişiliğini kazandıranların Mevleviler olduğunu söyleyebiliriz.

Gerek çalınış, gerekse yapı olarak nakkare isimli sazla aynı olmasına karşın, boyut olarak nakkareden büyük olan kudüm, 20. yy.'a kadar klasik musiki topluluklarının içine dahil edilmemiş, bazı tarikatlar tarafından (en çok bilineni mevlevilerdir) kullanılmıştır.

Kudümün 20. yy.'da ki gelişimi ise şöyledir:

1947: Kudüm'ün ilk defa bir konserde çalınması. (Konser Üsküdar Musiki Cemiyeti tarafından düzenlenmiştir.)

1957: Radyo yayınında ilk defa icrası. (Bir saatlik canlı yayında Kudümzen Hurşit Ungay tarafından.)

1964: Saz yapımcısı Cafer Açın tarafından kudümün derisini vidalarla geren sistem geliştirildi. Saz, trampet sehpasına benzeyen bir sehpaya monte edildi.

1984: Saz yapımcısı Cafer Açın, sazın kase kısımlarını karpuz dilimi şeklinde kesilmiş ağaçlardan kıvırarak yeniden tasarladı. Daha önce yapmış olduğu vida sistemini de ağaç malzemeden yaparak geliştirdi.

Mesud Cemil Bey'in korosunda bir kaç kez ritm saz olarak kudümün kullanıldığı bilinir. Bugün kullanılan velveleler, Hurşit Ungay ve Sadettin Heper tarafından düzenlenmiştir.
 

Saksafon​

Saksafon Saksafon çoğunlukla pirinçten yapılan, koni ve S biçiminde olan, ağızındaki kamışla ses çıkaran bir çalgıdır. 1840'li Yillarda, Adolphe Sax'ca bulunmuştur. Saksafon genellikle Pop-müziği, big band müziği ve caz ile ilişkilendirilse de, önceleri klasik batı müziği ve ordu müziği çalgısı olarak tasarlanmıştı.

Geçmişi​

Saksafon, 1840'ların başında Paris'de yaşayan Belçika'lı müzik aygıtları yapımcısı ve klarnetçi Adolphe Sax'ca tasarlandı. Saksafon adı da Sax'ın sesi anlamını taşır. Sax'ın 1846'da patentini aldığı ve ondört çeşidini yaptığı saksafon, uzun yıllar boyunca klasik batı müziği orkestralarınca dışlandı ve kullanımı ordu orkestraları ile sınırlı kaldı.

Bu çalgıyı tasarlarken Sax'ın esinti kaynakları konusunda değişik görüşler öne sürülse de, en olası olanı, ophicleide çalgısına klarnet ağızlığı eklenmesiyle ortaya çıktığıdır. Gerçekten de Sax, babasının klarnet ve ophicleideler üretilen işliğinde yıllarca çalışmıştır.

Sax'ın 1846'da aldığı patentten sonraki yirmi yol boyunca, saksafon yalnızca Sax'ın fabrikasınca üretildi. 1966'de, patent süresinin bitiminden sonra saksafonda öteki üreticilerce birçok değişiklik yapıldı.

165.jpg


Yapısı​

Saksafon, klarnettekine benzer, yalniz klarnettekinden değişik olarak içi yuvarlak ya da dört köşe oyulmuş, tek kamışlı ağızlık kullanır. Saksafonun sesi bu kamıştan çıktığı için, saksafon bakır değil, tahta üflemeli çalgılar arasında sayılır.

Saksafonun koni biçimi, ona klarnetten çok obuaya benzer özellikler verir. Ancak saksafonların çoğu kendine özgü kıvrımlarıyla, düz bir koni olan obuadan ayrılırlar. Saksafonların soprano ile sopranino olanları genellikle obua gibi düz olsalar da, alto ve tenor olanlarının hemen hepsi kıvrımlıdır. Saksafondaki kıvrımın sesi etkileyip etkilemediği ise çalgicilar arasında tartışılır.

Saksafonlar çoğunlukla pirinçten yapılıp, üzerlerine saydam vernik, altın ya da gümüş ile kaplama yapılır. Vernik ya da öteki kaplamalar pirincin paslanmasını önlediği gibi, ses niteliğinin artmasını ve çalgının görüntüsünün ilgi çekici olmasını sağlarlar.

Değişik dönemlerde, saksafon yapımında plastik ve tahta gibi değişik gereçler de denenmiştir. 1930 öncesinde saksafonların verniklenmeden,ya da kaplama yapılmadan satışa sunulmaları yaygındı. 1960'lara dek ise, bazi saksafonlar ucuz olmaları bakımından gümüşle değil, nikelle kaplanırdı.

Saksafon Çeşitleri​

166.jpg


Saksafon topluluğunun, en büyüğünden en küçüğüne on üyesi; kontrabas, bas, bariton, tenor, C-ezgi, alto, F mezzo-soprano, soprano, C soprano, sopranino saksafon olarak sayılabilir.

Soprano, Alto, Tenor ile Bariton saksafonlar en çok kullanılan saksafonlardır. Bazı orkestralarda arada sırada Bas saksafonun da kullanıldığı olur.

Saksafon çalmaya yeni başlayanlar genellikle alto saksafondan baslayıp, deneyim kazandıktan sonra tenor ya da bariton ile çalmayı sürdürürler. Alto saksafon özellikle klasik batı müziği alanında tutulur. Çalması daha zor olan soprano ise 1960'lardan sonra caz müziğinde belli ölçüde yaygınlaşmıstır. Bas, sopranino ya da kontrabas saksafonlar günümüzde üretilse de, büyük saksafon orkestraları dışında ender olarak kullanılırlar ve daha çok özel ilgi duyanlara seslenirler.

Ağızlık​

Tenor saksafon için iki ağızlık kauçuk, plastik ya da metal gibi değişik gereçlerden yapılırlar. Ender olarak da tahta ve cam olanları da bulunur. Bazıları, metal ağızlıkların yaygın olan plastik ağızlıklara göre daha canlı ses çıkardığı, ötekilerse de ses tonundaki değişikliklerin ağızlıkta kullanılan gereçten değil, biçiminden geldiği kanısındadırlar. İçleri içbükey olarak oyulmuş ağızlıklar Adolphe Sax'ın özgün tasarımına daha yakın olup, daha yumuşak tonlarda ses çıkardıkları için klasik batı müziği saksafoncularınca yeğlenirler.

Kamışlar​

Frederick L. Hemke alto ile tenor saksafon kamışları.Klarnet gibi saksafon da ses çıkarmak için tek kamış kullanır. Saksafon kamışları klarnettekilere oranla daha geniş olurlar. Değişik saksafon çeşitleri (alto, tenor, vBulletin) değişik boyutlarda kamışlar kullanırlar. Her çalgıcı kendi biçemine uygun kamışı birçok üreticinin ürünleri arasından seçebilir. Kamışların ses gücü, 1 ile 6 arasindaki sayılarca ölçülendirilmiştir. Yine değişik üreticilerin tıpkı ölçülendirmeyi kullandıklarını söylemek güçtür. Örneğin Rico'nun 3 sayili kamışı Vandoren'in 3 sayili kamışına oranla çok daha yumuşaktır.
 
Kanun çalabilmeyi çok isterdim. sesi çok güzel. güzel çalan olursa insanı uçuyor.
 
selam sizinle irtibata nasıl geçeriz
 
Çok güzel bir çalışma teşekkürler,
 
çok güzel olmuş işime yaradı çok teşekkür
ler
 
bencede çok güzel olmuş [
 
Bunlar da ilginizi çekebilir...
Fazla Bilinmeyen İlginç Müzik Aletleri
  • Ugur
  • Ugur,
  • Müzik Aletleri
  • 2    31K
Doktor ve Mühendisler Müzik Grubu Kurdu
  • Ugur
  • Ugur,
  • Güncel
  • 0    579
Otomobillerin Tekerleklerinin Teması İle Müzik Yapan Yol
  • Ugur
  • Ugur,
  • İlginçler
  • 0    1K
Mahsa Vahdet -  İranlı Halk Müzik Şarkıcısı
  • Ugur
  • Ugur,
  • Biyografiler
  • 0    1K
Geri