Ansiklopedi Seri katil savunmalarından tüyler ürperten açıklamalar

Seri katiller, anormal kişisel bozukluklar sonucu, 30 günden daha uzun bir zaman diliminde ve arada bekleme dönemleri de olacak şekilde 3 veya daha fazla insanı öldüren kişilerdir. Genellikle, öldürme sebepleri seksüel içerikli bir nedene dayanmaktadır. Kurbanlar sıklıkla aynı kurguda öldürülmekte ve benzer özellikleri taşıyabilmektedirler.

İşledikleri seri cinayetlerle adeta “dehşet gündemi” oluşturan seri katiller, yakalandıkları ana kadar insanları korkuya mahkum ederler. Dünyada en fazla seri katilin olduğu ülke Amerika başta olmak üzere çeşitli ülkelerde ortaya çıkan bazı seri katillerin kurbanlarının kanlarını içtiği hatta etlerini dahi yedikleri bilinmektedir.

İşte sizlere Sapık, Kuzuların Sessizliği, Hannibal, Mr. Brooks, Se7en, Copycat, Halloween, Çığlık, Zodiac, Dexter gibi pek çok film ve diziye konu olmuş dünyaca ünlü seri katillerin yakalandıktan sonra savunmalarında verdikleri tüyler ürperten açıklamaları ve kısa hikayeleri :

– John Christie, savunmasında tüyler ürperten şu sözleri söylemişti :Bana göre bir ceset, canlı bir bedenin taşıyamayacağı bir güzellik ve saygınlık taşır

Tam adı John Reginald Halliday Christie olan seri katil, İngiltere’de 1940 – 1950 yılları arasında karısı Ethel ve 13 aylık bir bebek de dahil 8 kişiyi öldürmüştü. Genelde kurbanlarını önce bayıltıyor, ardından boğuyordu. Polis tarafından yakalandı ve mahkemeye çıkarılarak idam cezasına çarptırıldı.

David Smith, savunmasında tüyler ürperten şu sözleri söylemişti :İnsanlar kurtçuklara benzer. Küçük, kör ve değersiz

Öldürmeye, kendisinden boşanmak isteyen ilk eşi Janice Hartman ile başlayan John David Smith, ardından ikinci eşini de öldürdü. 1974’te aniden ortadan kaybolan ilk eşini öldürdüğü kesinleşti ancak 1991’de kaybolan ikinci eşiyle ilgili hiçbir delil bulunamadı. Smith, ilk eşini öldürdükten tam 26 yıl sonra yargılanabildi.


Ted Bundy, savunmasında tüyler ürperten şu sözleri söylemişti :Yaşayan bedenindeki soluğu hissediyorsun. Onların gözlerine bakıyorsun. Yaşam ya da ölümlerine karar veriyorsun. Bu pozisyondaki varlık tanrıdır

Ted Bundy, seri katillerin öncülü kabul edilen, “Dünyanın en zeki şeytan ruhlu katili” olarak anılan, 1974 – 1978 yılları arasında ABD’de 30’dan fazla cinayet işlemiş seri katil ve tecavüzcü. Bir sosyopat olduğu düşünülen Bundy, işlediği vahşi cinayetlere rağmen eğitimli, yakışıklı ve kibar bir genç adam olarak tanımlanır. Kurbanlarını genelde sopayla döverek, bazen de boğarak öldürmüştür. Kurbanlarının çoğuna tecavüz ettiğine ve ayrıca, öldürdükten sonra da tecavüz edip bedenlerini kestiğine inanılmaktadır. “Seri katil” tabiri ilk defa onun için kullanılmıştı

Edmund Kemper, savunmasında tüyler ürperten şu sözleri söylemişti :Sokakta yürüyen güzel bir kız gördüğümde bir tarafım onunla flört etmeyi, diğer tarafım ise kazığa geçirilmiş kafasının nasıl duracağını düşünür

1970’li yıllarda California’ya korku salan Edmund Kemper, öldürmeye 15 yaşındayken babaannesi ve büyükbabasıyla başladı. Kemper, “Sadece büyükannemi vurmanın nasıl hissettireceğini merak ettim” demiş ve 6 yıl akıl hastanesine konulmuştu. Çıkınca otostopçu kızları katletmeye başladı. 6 otostopçu kızı katletmiş, sonunda da asıl hedefi olduğu düşünülen annesini ve onun bir arkadaşını vahşice katletmişti.

David Berkowitz, savunmasında tüyler ürperten şu sözleri söylemişti : Ben kadın düşmanı değilim, ben bir canavarım. Onları incitmek istemedim, sadece öldürmek istedim

Temmuz 1976 – Mart 1977 tarihleri arasında New York’a dehşet salan ABD’li seri katil 6 kişiyi öldürüp, 7 kişiyi yaraladı. Polis departmanına yazdığı mektupları Mr. Monster olarak imzalayan, kurbanlarını 44 kalibre tabancayla öldürdüğü için Mr. 44 olarak da anılan, soğuk kanlı bir psikopat. Mahkeme, akıl sağlığının yerinde olduğuna hükmettiği Berkowitz’i 365 yıl hapse mahkum etti.
Albert Fish, idam cezası açıklanınca savunmasında tüyler ürperten şu sözleri söylemişti :Hiç tatmadığım bu büyük zevki tatmaktan mutlu olacağım

1870 Washington doğumlu Albert Fish, dünyanın gördüğü en serin kanlı ve korkunç yamyam seri katillerden biriydi. Kuzuların Sessizliği filmine ve filmin Kesh karakteri Hannibal Lecter’a ilham kaynağı olmuştur. İlk cinayetini 1910 yılında işleyen, genelde küçük ve savunmasız kurbanları tercih eden Fish, kurbanlarını öldürmeden önce akıl almaz işkenceler uyguluyordu. İzini kaybettirmek konusunda profesyonelleşen Fish, öldürdüğü küçük bir kızın ailesine yazdığı korkunç mektup sayesinde yakalandı ve elektrikli sandalyede idam cezasına çarptırıldı. Bu korkunç katilin çoğu çocuk 15 kişiyi öldürdüğü düşünülüyordu.
Charles Manson, savunmasında tüyler ürperten şu sözleri söylemişti :Bana yukarıdan bakarsanız aptalın tekini, aşağıdan bakarsanız tanrıyı, tam karşıdan bakarsanız, kendinizi görürsünüz

12 Kasım 1934’de ABD’nin Ohio eyaletinde doğan Charles Manson, gençlik yılları boyunca çeşitli suçlardan defalarca hapse girip çıktı. 1967 yılında son kez tahliye olduktan sonra, etrafına topladığı kişilerle bir “aile” oluşturarak Los Angeles ta bir çiftliğe yerleşti. Bu çiftlikte geliştirdiği “teorilerle” yönlendirdiği müritlerinden 5 kişi; Roman Polanski’nin hamile eşi Sharon Tate, Abigail Folger, Polonyalı oyuncu Wojciech Frykowski, erkek kuaförü Jay Sebring, ve lise mezunu bir genç Steven Parent’i Los Angeles, Kaliforniya’da vahşice öldürdüler. Ertesi gece bu kez Manson’un da katıldığı grup, Labianca çiftini aynı şekilde öldürüp parçaladı. Taraftarı olan bir kadının, farklı bir suçla tutuklandığında, işledikleri cinayetleri övünerek anlatması sonucunda Manson ve 4 arkadaşı tutuklandı ve ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Toplam cinayetlerinin sayısı belirlenemeyen Manson ve grubunun 35 ölümden sorumlu olduğu sanılır. Charles Manson ABD’de nefret edildiği gibi, kendisini seven, serbest bırakılmasını isteyen çeşitli fan kulüpler oluşturup kampanyalar düzenleyen bir hayran kitlesine de sahiptir.

Dennis Nilsen, savunmasında tüyler ürperten şu sözleri söylemişti :Ölümlere sebep olan rüyalar üretiyordum, benim suçum buydu

1978 – 1983 yılları arasında birlikte olduğu ya da flört ettiği 15 erkeği öldüren İngiliz seri katil. Kendine ölü makyajı yaparak ayna karşısına geçen ve tatmin olan nekrofili Nilsen, kurbanlarını genelde boğarak öldürüp parçalıyor ve evinde saklıyordu. Cesetler birikince önce yakarak kurtulmaya çalıştı ancak işe yaramayınca cesetleri parçalayarak tuvalete atmaya başladı. Apartmandan yayılan korkunç koku üzerine komşuların şikayet etmesiyle yakayı ele verdi. Nilsen, vahşi tutkusunu “Hep durmak istedim ama yapamadım. Başka bir heyecan veya mutluluk kaynağım yoktu.” sözleriyle ifade etmişti.

John Wayne Gacy, savunmasında tüyler ürperten şu sözleri söylemişti :Disneyland’da görüşürüz

John Wayne Gacy, ABD’deki Demokrat Parti’nin seçim bölgesindeki bir danışman, iş adamı ve komşularının partilerinde palyaçoluk yapan saygın ve sevilen biriydi. 1978 yılında işlediği bir cinayetten yakalanınca soruşturma genişletildi ve evinin altında 27 kurbanın çürümüş cesedi bulundu. İki cesedi bahçeye gömmüş, dört cesedi de nehre atmıştı. Cezaevine girdiğinde duvarlara palyaço resimleri çizdi. Gacy, “Bir palyaço bile katil olabilir” diyordu.


Carl Panzram, savunmasında tüyler ürperten şu sözleri söylemişti :Kendimi düzeltmek istemiyorum. Tek arzum beni düzeltmek isteyen insanları düzeltmek ve öldürmek

1892 Minnesota doğumlu Carl Panzram, çocukluğundan itibaren etrafı için sorun teşkil etmeye başladı. Bir keresinde yat satın alıp bedava içki vaadiyle 10 gemiciyi kandırmış, hepsine tecavüz etmiş ve başlarından vurarak denize atmıştır. Daha sonra bir gemide tayfa olarak Batı Afrika’ya gitmiş, timsah avlamak için kiraladığı sekiz hamalı öldürüp tecavüz ettikten sonra timsahlara yedirmiştir. Dünya turundan döndüğünde ABD’de yakalanan ve hapishanede de 1 kişiyi öldüren Carl Panzram 1930’da idam edilmiştir. Kendisini asacak cellada, “Acele et. Sen etrafta ahmakça dolaşırken, ben bir düzine adamı asardım.” demiştir.

Peter Sutcliffe, savunmasında tüyler ürperten şu sözleri söylemişti :Ben sadece sokakları temizliyordum

1975 – 1980 yılları arasında 17 kadını öldüren İngiliz seri katil Peter Sutcliffe, dünyayı fahişelerden arındırarak, tanrının işini yaptığını söylüyordu. Evli bir işçi olan Sutcliffe, kurbanlarını çekiç ve bıçak kullanarak vahşice öldürüyordu. 9 kez ifadeye çağrılmış ancak kanıt bulunamadığı için serbest bırakılmıştı. Sonunda suç aletleri ele geçirilince müebbet hapse çarptırıldı.
 
Bunlar da ilginizi çekebilir...
Seri Katil Madam LaLaurie'nin 1140 Numaralı Evi
  • Ugur
  • Ugur,
  • Korku Bölümü (+16)
  • 0    11K
Gurbetçiler Kayseri’de çiçeklerle karşılandı
  • Kaptan43
  • Kaptan43,
  • Sıla Yolu
  • 2    580
Geri