Sohbet Laiklik Bayrağı mı? TÜRKİYE Bayrağı mı? - Mustafa Sabri BEŞER

MURATS44

Super Moderator
Katılım
16 Nisan 2013
Laiklik Bayrağı mı? TÜRKİYE Bayrağı mı? Laiklik Bayrağı mı? TÜRKİYE Bayrağı mı?
Devletten kendi çıkarları için beklenti içerisinde olan, tabi tutulmuş oldukları eğitimden kaytarmak isteyen Yeniçeriler aldıkları maaş bir iki gün geciktiğinde nümayişe geçerlerdi.

Kendi akıllarınca bu nümayişi şahsi menfaatleri doğrultusunda değil de vatanın çıkarları gibi göstererek yaparlardı.

Nümayişin ana sloganı ise “Şeriat elden gidiyor!” şeklinde olurdu.

Şimdi tarihteki bu enstantaneyi söyledikten sonra biraz araştırmaya girelim.

Laik kelimesi Latincesi laicus olan Yunanca laikos sıfatından gelir. Laos: halk, kalabalık, kitle demektir. Laicus (laik): dinsel olmayan-dini olmayan halk demektir.

Sekülerizm ise dini meselelerden ziyade hayati merkeze sadece dünyacılığı koymak manasında.

Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte ülke yönetiminde dine yönelik köklü müdahaleler başladı.

Bütün kılcallara müdahale ederek devletin ve toplumun sekülerleşmesi için yoğun çalışmalar başladı.

Seküler devlet ve laik toplumun inşası için yapılan çalışmalara tarihsel olarak baktığımızda;

Hilafetin kaldırılması 1924, aynı yıl içerisinde tevhid-i tedrisad’ın Anayasadan çıkarılması…

Tekke ve Zaviyelerin 1925’te kaldırılmasıyla ilmin yasaklanması…

İmam Hatip okullarının 1930’da kapatılması ve yeni neslin İslami tedrisattan uzak tutulması…

İslami kavram ve sözcüklerin 1931’de Türk Dil Kurumu kurularak sözüm ona türkçeleştirilmesi…

Allah’ın huzuruna davet çağrısı olan Ezanın 1932’de türkçeleştirilmesi…

Dini kavramlar olan “hafız, şeyh, molla” gibi unvanların 1934’te yasaklanması…

İyiliklerin hazinesi ve bayramı olan Cuma gününün hafta tatilinden çıkarılıp Pazar günü yapılması…

Finalde ise 1937’de Anayasada var olan “İslam Dinidir” ibaresini kaldırıp “Laiklik” kavramının yerleştirilmesi…

Bu süreç ile beraber inanç özgürlüğü ve Müslümanlar yavaş yavaş darbe almaya başlamışlardır.

Laikliğin yapılandırılma sebebini araştırdığımızda ise; kilise ile krallığın arasında yaşanan savaşa istinaden krallığın halkı kiliseden uzaklaştırmak ve kiliselere galebe çalmak maksadı ile ortaya çıkardıkları bir yönetim şekli.

Yani; iman ve inancı kaldırıp hegemonyanın üstün olduğu yönetim şekli.

Uygulayabilmek için de “din-devlet ilişkilerini birbirinden ayırma” kılıfı ile kabul ettirmişler.

Başlarken Yeniçeriler ile giriş yapıp devamında Laiklik kavramının araştırmasını ve Cumhuriyet sürecinin nasıl inşa edilmeye çalışıldığını görmüş olduk.
Girişimizi sonuç ile bağlamak üzere sona bırakıp kavram ve sürecin araştırmasının sebebine gelelim;

Halkevi üyesi olan birinin, kültürümüzde ve örfümüzde karşılığı olmayacak şekilde erkeklerin olduğu Kahvehanelere girerek “Laiklik elden gidiyor!” nidası ile toplumu iç savaşa davet etmesi haberini gördük.

“Gericiliğin karşısında yükseltilmesi gereken bir bayrak vardır, bu bayrağın adı da laiklik bayrağıdır.” sloganı ile “Laiklik elden gidiyor!” nidalarıyla bir derneğin nümayişini gördük.

Kılıçdaroğlu’nun bir açılış töreninde fıkra tadında nifak kokan nidasını duyduk; “Pazartesi'den itibaren laikliği savunmak için verdiğimiz mücadeleye tanık olacaksınız.”

Şüheda kanı ile rengini almış asil Türkiye bayrağı bizim şerefimiz ve namusumuzdur.

Ülke olarak yenidünya düzeninin kurulmaya çalışıldığı coğrafyamızda hiçbir din ve ırk ayrılmaksızın yekvücut olmamız gereken zamanları yaşıyoruz.

Küresel gücün hedefinde ne laiklik, ne din, ne ideoloji var. Tek hedefleri bütün Türkiye!

Ülkenin bütünlüğüne mugayir çıkarmaya çalıştığınız ses sadece nifaktır!

Ve bu nifak hedefine bütün Türkiye’yi yerleştirmiş olanların ekmeğine yağ sürüyor!

Şerefli “Türkiye bayrağı” var iken amacı zaten nifak olan ve sadece menfi dürtüler ile seslendirilmeye çalışılan “Laiklik bayrağı” da nerden çıktı?

Ya da Laiklikten bu zamana kadar bu millet ne fayda gördü ki çığırıyorsunuz!

“Şeriat elden gidiyor!” diye çığıran Yeniçeriler ile “Laiklik elden gidiyor!” diye çığıranlar arasında ne fark var ki?
Türkiye vatandaşı olup da bütünlüğü simgeleyen al bayrağımızın altında buluşmayanlar fırtınalı denizlerde yönünü kaybeden gemi gibi savrulurlar!

 
Bunlar da ilginizi çekebilir...
Geri