Network Marketing caiz değildir...

deniz feneri

Aktif Üye
Katılım
13 Ocak 2017
Yaş
44
Görünüşte bu bir mal veya hizmet alımıdır. Fiyatlar her ne kadar fahişse de alıcıyla satıcı anlaştığı taktirde yapılacak bir şey yoktur. Gerçekte bu işlem bir malın satın alınması maksadıyla yapılmamaktadır. Asıl maksat o yolla sisteme girmek, grup oluşturmak ve o grubun paralarının bir kısmını almaktır. Bir malı satın almakla böyle bir gelir elde etme arasında meşru bir ilişki yoktur. Burada zincirleme olarak insanların birbirlerini sömürmesi, herkesin bir başkasının sırtından kazanç elde etmesi hedeflenmektedir. Bu yolla elde edilecek kazanç haramdır. Meşru bir alışveriş görüntüsü altında zihinleri karıştırarak gayri meşru bir kazanca zemin hazırlaması sebebiyle bu işlem aynı zamanda büyük bir aldatma içermektedir.

Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Müminler, mallarınızı aranızda batıl yolla değil, karşılıklı rızaya dayalı ticaretle yiyin. Kendinizi öldürmeyin;*Allah size karşı merhametlidir."*(Nisa 4/29)


Network Marketing hakkında Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun mütalaası*şöyledir:

“Network marketing" (internet üzerinden satış) diye adlandırılan sistem belli bir malın satın alınarak ilgili pazarlama şirketine “üye" olunması, her üyenin zincirleme yeni üyeler bulması, bu yolla bir üye/müşteri ağının oluşturulması ve her üyenin, bu ağı oluşturan müşterilerden kendi altında bulunanların ödediği üyelik aidatının (satın aldığı mal karşılığı şirkete ödemiş olduğu paranın) belli bir kısmına sahip olması esasına dayalı olarak işlemektedir.

İlk bakışta sistem, mal pazarlaması esasına dayalı yani temelde bir alım satım işlemine benzer görünmekte ise de sistemin detaylarına inildiğinde haksız kazanca kapı aralayabilecek bir yapının varlığı fark edilmektedir. Şöyle ki;

İlgili şirketin bir ürününü satın alan kişi ilke olarak bu ürünü ihtiyacı olduğu için değil, adı geçen şirkete üye-müşteri olmak ve sonra da bulacağı yeni üye-müşterilerin yapacağı ödemelerden belli bir pay elde etmek için satın almaktadır. Bu kişinin söz konusu payı elde edebilmek için başka üye-müşteriler bulması, bu payın daha da büyümesi için, yeni üye-müşterilerin de başka üye-müşteriler bulması ve bu zincirin sürüp gitmesi gerekmektedir. Görüldüğü üzere sistem görünüşte mal pazarlama gibi ise de aslında yeni üye-müşterilerin yatıracakları sıcak para havuzundan pay alma esasına dayalı bulunmaktadır. Bu durumda yapılan işlem sadece şeklen alışveriş olmakta ve satın alman mal bir ihtiyacı kaşılamaktan çok yatırılan sıcak paranın paravanı işlevini görmektedir. Bütün olarak düşünüldüğünde yeni üye-müşteriler bulmak, para kazanma hevesindeki başka insanları bir şekilde ikna etmek ve onlara -aslında hiç de ihtiyaç duymadıkları- malları satmak anlamına gelmektedir.

Diğer taraftan sistem, insanları heyecanlandıran vaatlere dayalı olarak çalıştığı için satış veya üye kaydetmede ortaya çıkan ani tırmanış ve düşüşler kaygan bir zemin oluşturmaktatır. Bu durum iş hayatında var olan normal risk unsurunpdan farklı bir nitelik arz etmekte, spekülasyonlara açık bulunmaktadır. Ayrıca önceki üye-müşterinin bulduğu üyeden alman paradan pay alışı, komisyon gibi değerlendirilebilir görünmekte ise de, sisteme daha sonra giren alt üye-müşterilerin ödediği paralardan da pay alması, onun aldığını komisyon olmaktan çıkarmaktadır.

Sadece yeni üyeler kaydetme esasına dayalı bu sistem, kaydedilecek yeni üyelerin istismarına kapı aralayabilecek niteliktedir. Yalnızca sisteme ilk katılan çok küçük bir azınlık kazanabilmekte, sonradan katılanların kazançları ise temel özelliği itibari ile “yüksek risk"e maruz kalmaktadır.

Sistemin aksamadan nihâi olarak çalışması söz konusu olmayacağına göre uzun vadede müşteri bulma işleminin tıkandığı noktada üye olmuş olan geniş bir kitlenin paraları ilgili şirket ve onun üst düzey müşterileri açısından haksız kazanca dönüşebileceketir.

Yukardaki mülahazalarla “Network Marketing" diye adlandırılan sistem üzerinden işlem yapılmasının haksız kazançtan sakınmak, kazancın meşru mal, hizmet, üretim ve emeğe dayanması, zarar vermeme ve zarar görmeme gibi genel ilkelere uygun düşmediğinden*caiz olmayacağı*mütalaa edilmiştir.

KAYNAK:*29.12.2009 tarih, B.02.1.DIB.0.10.105-1300 sayı ve Dini Soru konulu resmi belge.


IMG-20180110-_WA0024_1.jpg IMG-20180110-_WA0024_1.jpg


IMG-20180110-_WA0023_1.jpg IMG-20180110-_WA0023_1.jpg


IMG-20180110-_WA0022_1.jpg IMG-20180110-_WA0022_1.jpg


IMG-20180110-_WA0021_1.jpg IMG-20180110-_WA0021_1.jpg


IMG-20180110-_WA0020_1.jpg IMG-20180110-_WA0020_1.jpg


 

NETWORK MARKETING SİSTEMİNİN FIKHİ HÜKMÜNE DAİR

Giriş:

İslam’da akitlerin sahih olması için belli başlı şartlar bulunmaktadır. Ezcümle bir akdin meşru olabilmesi için insanların mallarını haksız yollarla yemeye vesile olmaması; insanların bilgisizliklerini ve başka zaaflarını kullanarak onların tuzağa düşürülmemesi, akde konu olan ürün veya hizmetin, kumar, faiz ve fuhuş gibi şer-i şerifin yasakladığı şeylerden olmaması ilk akla gelenlerdir. Network Marketing sistemine İslam Hukukunun sabit kaideleri çerçevesinde baktığımızda, ilk etapta sırf şekil açısından sahih olabileceği gibi bir intiba oluşmaktadır. Çünkü ortada şeran yasak olmayan bir ürün var ve ürün normal fiyatının üzerinde de olsa alıcı tarafından kabul edilmektedir. Bir kişinin her hangi bir malı normal fiyatının üzerinde bir fiyatla satın almasında bir mahzur yoktur. Nitekim bu sistemin Müslümanlar arasında yaygınlaşıp mahiyetinin tam deşifre edilmediği zamanlar itibariyle fıkhen caiz olduğuna dair bir takım fetvalar da verilmiştir. Ancak sistemin gerçek mahiyeti tam olarak anlaşıldığında bu sistemin, İslam hukukunun bir alış-veriş akdinin meşruiyeti için gerekli gördüğü tüm şartları taşımadığı gibi, kesin olarak yasakladığı bir takım gayr-i meşrulukları barındırdığı anlaşılmaktadır. Bu mahzurları maddeler halinde aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz:

1- Sistemin Temel Gayesi Açısından:

Bilindiği İslam hukukunda akitler bir takım ihtiyaçları karşılamak için meşru kılınmıştır. Bu sebeple prensip olarak meşru olan ürün veya hizmetin öncelikli hedef olduğu pazarlamaların meşru olduğu hakkında bir ihtilaf yoktur. Network marketing sistemine dahil olan insanların neredeyse tamamının asıl gayesi yukarıda da ifade ettiğimiz gibi iktisadi ürüne sahip olmak değildir. Bilakis başka kişileri de sembolik olan ürünü satın almaya ikna ederek nakit kazanabilme niyetiyle üye temin etmeye çalışmaktan ibarettir. Taraftarlar ne kadar aksini iddia ederse etsin bu sistemde iktisadi ürün, sadece bir kamuflajdan ibarettir. Network Marketing yöntemiyle çalışan yukarıda ismini zikrettiğim şirketlerin reklamlarına bakıldığında da asıl gayenin iktisadi ürün olmadığı son derece net bir şekilde görülebilir. Sisteme katılacak kişiler basit bir meblağ mukabilinde sisteme üye olarak aşırı kâr edecekleri vaadi ile tuzağa düşürülmektedir. İslam Hukukunun temel kaidelerinden biri şöyledir: “Ukudda itibar makasıt ve maaniyedir, elfaz ve mebaniye değil*(*Sözleşmenin amaç ve anlamı göz önüne alınır, söz ve yazılışı değil.)*" *Durum bu olunca Network Marketing sistemi amacı itibariyle yukarıda bahsettiğim tüm detaylarların ışığında asla şeran caiz olmayan bir akit demektir.
 
Bu Sistem Özü İtibariyle İnsanları Aldatma Mantığıyla Çalışmaktadır:

Network marketing sisteminin akit yönü temelde insanların çalışmadan fazla para kazanma zaafları üzerine kurulmuştur. Nitekim değişik adlar altında bu sistemle çalışan şirket sahipleri ve piramidin tepesine kurulmuş olanlar, çoğunlukla kazanamayan ama kazanma beklentisiyle sistemin ağına düşmüş olan alt kademedekilerin aleyhine aşırı kâr etmektedir. Çünkü sistemin çalışma mantığına göre üye sayısını kendisine, sabitlenmiş belli bir miktar kazanç getirene kadar büyüten insanlar,* o günden sonra hiç çalışmayıp sadece hesaplarını ürün vasıtasıyla şirketin belirlediği belli sürelerde yenilediklerinde sistem devam ettiği müddetçe daima kazanç sağlayacaklardır. Lakin bu kişi asıl mülk sahibi olmayıp sadece komisyoner gibi çalıştığından ve belli bir vadede asla zarar edemeyeceğinden kazancı islami olarak tamamen sakıncalıdır. Piramidin alt kısımlarında yer alan üyeler ise öncelikle sisteme ödedikleri paralarını geri alabilmek daha sonra da sistemin kendilerine vadettiği finansal özgürlüğe ulaşmak ve sözde en çok kazananların reklamlarının etkisiyle aynı hayatı yaşamak gayesiyle devamlı üye kaydetmek zorunda kalacak ve bu bozuk çarkın büyümesi için alenen çalışmış bulunacaklardır. . Bu durum ise ne pahasına olursa olsun sırf para kazanma amacına yoğunlaşmış olan kişileri adeta sistemin kölesi haline getirmekle kalmayıp başkalarının alın terinden rant sağlamaya çalışmak zorunda bırakacaktır.

İslam Hukukunun Akit Sistemi Açısından* Arızalar Barındırmaktadır:

Network Marketing sisteminin İslam Hukukunda bir alış-veriş akdinin sahih olması için gerekli şartları taşımadığı görülebilir. Sistem şekil itibariyle bakıldığında bir akdin gerçekleşmesi için gerekli olan şartları (icab, kabul, akideyn, makudün aleyh) teşkil eden unsurlar bulundurmaktadır. Ancak bu unsurlar akdin sadece geçerliliği (yasallığı ) için yeterlidir. İslam hukukunda akdin geçerlilik şartları ile sıhhat şartları aynı değildir. Diğer bir ifade ile geçerliliği olan her akit sahih akit olarak kabul edilmez. Akdin sıhhati için geçerlilik şartlarının dışında başka şartlar da aranır. İşte bu açıdan baktığımızda Network Marketing sisteminin akdin sıhhat şartlarını taşımadığı görülmektedir. Şöyle ki; öncelikle bu sistemde, bir takım belirsizlikler (ğarar)*vardır. Çünkü Network Marketing sistemiyle çalışan şirketlerin asıl sahipleri, ağa ne kadar kişi takıldığında ne kadar kazanacaklarını, ama her hal-ü karda mutlaka kazanacaklarını bildikleri halde üyeler için bir garanti söz konusu değildir. Zira katılımcıların kâra geçebilmeleri için belli sayıda kişinin sisteme dahil olmasını temin etmeleri gerekmektedir. Bunu başarıp başaramayacakları ise belirsizdir. Network Marketing sistemi ne kadar devam ederse etsin, mutlaka bir sınırda duracak ve alt tabakadakiler mutlaka zarar edecektir. Bu ağa takılan kişi, kâr eden üst tabakada mı, yoksa zarar eden alt tabakada mı olacağını bilmez. Vakıa piramidin tepe noktasındaki az sayıdaki kişi kâr ederken, aşağı doğru inildikçe risk artmakta ve katılımcıların çoğu zarar etmektedir. Bu demektir ki, bu sistemde galip durum zarar, asıl durum ise belirsizliktir. İşte bu belirsizlikler akdin fasit olmasına ( bozulmasına ) sebep olmaktadır. Bilindiği gibi, fasit akitler İmam-ı Azam’a göre riba /faiz hükmündedir, İmam-ı Şafi’ye göre ise tamamen geçersizdir.
 
4- Bu Sistemde Katılımcı Açısından Kumar Şaibesi Vardır:

Network Marketing sistemi, çoğunlukla sembolik ve mevhum (varolduğu sanılan ) bir satış akdi ile perdelenmiş olsa da aslı itibariyle başkalarını ikna ederek (kandırmak-bilgisizliğinden yararlanmak,...) kazanç sağlama mantığı üzerine kurulmuştur. Çünkü yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, bu sisteme katılanların asıl gayesi hiçbir zaman ürün satın almak değil bu sistemden para kazanmaktır. Dolayısıyla akit konusu olan ürünün, sistemin çalışması için payanda ( dayanak ) olması dışında hiçbir rolü kalmamaktadır. Zira bu sisteme katılan kişi, direk olmasa bile 50 liralık ürünü 500 liraya alarak, sisteme bir miktar para vermekte (misalimizde 450 lira vermiş oluyor) onun karşılığında ise kazanma ihtimalinin de kaybetme ihtimalinin de var olduğunu bilmektedir. Diğer bir ifade ile belli sayıda kişiyi ikna edebildiği takdirde ortaya koyduğu paradan daha fazlasını kazanacağını, kimseyi ikna edemediği takdirde ise yatırdığı parayı da kaybedeceğini bilerek katılmaktadır. Özellikle piramidin en alt kısmında bulunan (sisteme yukarıda tasvir edilen şekilde para ödeyerek katılıpta kimseyi ikna edemeyen) kişinin kaybetmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu durum ise söz konusu akdin, İslam’ın kesin olarak yasakladığı (Maide, 90) kumar ile aynı mantığa sahip olduğunu göstermektedir. Hiçbir Müslüman, “Efendim! buraya kaptırdığım para son tahlilde 500 tl’den ibarettir, onu kaybettiğimi var sayarım geçer gider." diyemez. Yatırılan paranın az veya çok olması sistemin şeri hükmünü değiştirmez. Nitekim Mecme’u’l-fıkhi’l-İslami’nin bu mevzu ile alakalı açıklaması şöyle gelmiştir: “Network Marketing sistemi iç içe girmiş kumar halkalarından ibarettir". Jon Taylor ( Bon Sian Son gibi MBA derecesine sahiptir. ) gibi bazı iktisat bilimcilerinin görüşleri de bu görüşle örtüşmektedir.


5- Bu Sistemde Kâr Eden Katılımcı Açısından Faiz Şaibesi Vardır:

Diğer bir açıdan baktığımızda bu muamelede her iki çeşidiyle faiz veya en azından, faiz şaibesi vardır. Çünkü arada, akdin asli konusunu değil de sadece kamuflaj fonksiyonuna sahip olan basit mal dikkate alınmazsa hem “peşin paranın vadeli para ile satılması" şeklindeki ittifakla haram kabul edilen tehir ribası “riba’n-nesi’e" ve hem de “az bir para verip daha fazlasını alma" şeklindeki fazlalık ribası “riba’l-fadl" söz konusudur. Şöyle ki; sistemin ağına düşenler, yukarıda tasvir edilen şekilde bir miktar para yatırtıp, onun karşılığında çok daha fazlasını kazanmayı hedeflemektedir. Çünkü katılımcı, mesela piyasa değeri 50 lira olan bir ürünü 500 liraya satın alarak sisteme üye oldu ve sisteme fazladan 450 lira yatırmış oldu. Artık yatırdığı paranın fazlasını alabilmek için üye bulmaya ve beklemeye başlamaktadır.

Burada şu noktanın altını bir kere daha çizmekte fayda vardır. Katılımcının asıl gayesi ürün değil de kâr olduğu için, sadece kamuflaj fonksiyonuna sahip olan ürünün şeri hükme bir etkisi söz konusu değildir. Çünkü “vesileler maksatların hükmünü alır" külli kaidesi bunu gerektirmektedir. Kaldı ki dört mezhep imamı, bedellerden biri nakit diğeri ise ürün artı nakit olan akitlerde ve yalnız paranın ürünle beraber bulunan paradan az veya müsavi ( denk ) olması durumunda faizin gerçekleşeceği hakkında icma’ etmişlerdir. Network Marketing sisteminde, kâr eden katılımcı açısından bu durum söz konusudur.


6- Bu Sistemde Aldatma Şaibesi Vardır:

Bu sistemde şeran haram olan aldatma / gaşş ( örtme,gizleme ) vardır. Çünkü sisteme katılanların tamamı kendilerine verilen sözde eğitimin, özde telkinin etkisi ile rayiç ( normalde olan satış bedeli) bedeli olan ürünün fahiş fiyatla satılmasını temine çalışmaktadır. Bu ise şeran haramdır. Hz. Peygamber (sav)’in “من غشنا فليس منا / Bizi aldatan bizden değildir” (Müslim) hadisi her ne gerekçe ile olursa olsun Müslümanları aldatmanın son derece tehlikeli olduğunu bildirmektedir.


NETİCE

Bu mevzua dair yaptığımız inceleme sonucu ulaştığımız neticeleri maddeler halinde şöyle sıralayabiliriz:

1. Network Marketing sistemi çerçevesindeki pazarlama yöntemi, kaynağı itibariyle kapitalist bir zihniyetin ürünü ve her ne pahasına olursa olsun daha fazla para kazanma hırsının bir tezahürüdür. Bu yönüyle bu sistem, meşru olan bir pazarlama yöntemi olarak görülemez.


2.Network Marketing olarak bilinen sistem şekli itibariyle ilk etapta ödüllü alış-veriş akdi intibaını vermektedir. Ancak gerek amacı gerekse icra biçimi itibariyle ne alış-veriş akdi olarak ve ne de bir ödüllendirme sistemi olarak kabul edilemez. Çünkü mal üzerine yapılan alış-veriş akdinde, kişi ihtiyaç duyduğu bir malı belli bir bedelle satın alır ve satıcıyla olan münasebeti bitirir. Bu sistemde ise, ağa katılarak kazanç elde etmek isteyenler açısından ihtiyaç duyulan bir malı satın almak söz konusu olmadığı gibi satın alma işleminden sonra alım-satım münasebeti de sistemin işleyişinden dolayı asla bitirilemez.


3.Network Marketing sistemiyle çalışan şirketlerin tamamında ağa katılmak isteyen kişi daha önceden sisteme katılan bir kişinin listesine girmeye mecbur edilmektedir. İslam fıkhında bunun bir benzeri yoktur.


4. Network Marketing sistemi, şirket sahipleri açısından ince hesaplanmış ve son derece bilinçli bir para kazanma yöntemi iken ağa katılan üyeler açısından o derece belirsizlik ve aldatma şaibelerine sahiptir. Bu sebeple bu sistem kesinlikle fıkhen arızalıdır.Bu mevzu ile alakalı inceleme yapan günümüz fıkıh uzmanlarından hemen hepsi söz konusu sistemin fıkhi ölçüler itibariyle haram olduğu kanaatine varmışlardır. Bu kanaatin fıkhi temeli şöyle kurulmaktadır:

a)Müşteri açısından kumar özelliğine sahip olması: Çünkü bu sisteme katılan üye sisteme aynen kumarda olduğu gibi belli bir parayı riske atarak katılıyor. Sonra da yine aynen kumarda olduğu gibi yatırdığı paradan daha fazlasını kazanma beklentisiyle ama tamamen kaybetme tehlikesinin de bulunduğunu bilerek hareket ediyor.
b) Haksız kazanç temini söz konusu olması: Çünkü piramidin tepe noktasındakiler komisyon düşüncesi altında alt tabakalardakilerin gayretlerinin yansımasını kazanmaktadırlar.c) Bu sistemde insanlar, apaçık şekilde olmasa bile psikolojik baskı ile insanları bir takım malları genellikle rayiç bedellerinin çok üstünde fiyatlarla satın almaya ikna yoluyla mecbur ettiği için bu bir zulümdür.Bizim incelememizde ulaşabildiğimiz netice de söz konusu sistemin haram olması istikametindedir. Dolayısıyla hiçbir müminin bu sisteme katılması caiz olmadığı gibi buna tavassut (aracılık) etmesi, yardımcı olması da caiz değildir. Konuyla ilgili birçok araştırma yapılmış hepsi de bunun gayri meşruluğu hakkında ittifak etmişlerdir.
 
Hangi isim altında olursa olsun, saadet zinciri tarzında çalışan bu tür sistemler, çeşitli modellerle ve bahanelerle parayla üyelik veriyor.

Bu üyeler de getirdikleri her yeni üye için ücret alıyor. Böylece zincirleme bir sistem kuruluyor. En fazla üyeyi kazandıran aldığı ücreti katlıyor.

Bu sistem daha çok sosyal medya üzerinden işliyor.

Özellikle bu tür sistemlerde "sistemden çıkmak isteyen hiçbir şey alamıyor" “ömrü 20 ay ondan sonra bu paketin tarihi doluyor ve para kazandırması bitiyor” gibi ifadeler gösteriyor ki, alınan ve satılan hiçbir şey yok, işlem göstermelik.

Şu halde, alım satım için gerekli ve caiz olma şartları gerçekleşmiyor ve böyle bir işlem caiz olmaz.

İslâm'ın alış-verişten hedeflediği maksatlara baktığımızda, bu sistemin alış-veriş anlamında olmadığı açıktır ve caiz olması mümkün değildir.

Bu tür yerlere üye olanların derhal üyelikten çıkmaları ve tövbe edip bu günahlardan uzak durmaları gerekir.

Üye olurken oraya yatırılan paranın dışında verilenleri de, sevap beklemeden yoksullara veya hayır kurumlarına verirler.

Network Marketing yerli ve yabancı firmaları çiftlik bank gibi internetteki para kazanılan sanal oyunlar gibi birçok şey bu sisteme girmektedir.

Hz. Ömer’in ra : Bizim çarşımızda dini bilen kimseler satıcılık yapsın. dediği bilinmektedir (Tirmizî, Vitr, 21).
 
Bunlar da ilginizi çekebilir...
Caiz ne demektir?
  • MURATS44
  • MURATS44,
  • Dini Konular
  • 0    3K
Geri