Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü
Yaşlanmak, evlenme çağı geçip kartlaşmak.
Varlıklı olan, yoksulun ne denli sıkıntı içinde bulunduğunu bilmez.
Karnı tok olanlara yemek beğendirmek kolay değildir.
Varlıklı olduğu hâlde doymayan, ihtiyacı olmadığı hâlde aç gözlülük eden, her gördüğüne sahip olmak isteyen (kimse). "Bu çocuk da tok evin aç kedisi."
Mala, paraya, yiyeceğe düşkün olmayan, cömert.
Tok karnına yemek yemek, sağlık için çok zararlıdır.
Sözünü esirgemeden, çekinmeden, hatır gönül dinlemeden söyleyen. "Rahmetli tok sözlü bir insandı."
Ansızın el içi ile vurmak.
Tuzağa düşmek. "Çok kötü bastı tongaya."
İflas etmek. "Bu kadar kısa zamanda top atacağımızı sanmazdım."
1. Bir yeri top ateşi altında bulundurmak.
2. Bir kimseye kırıcı, ağır sözler söylemek.
Kötü insanlarla düşüp kalkanlar, onlardan kötü huy kaparlar.
Müslüman olmayan ölülerin anılması sırasında kullanılır, Müslüman ölüler için "Allah rahmet eylesin" denir.
İşini yapması gerektiği biçimde yapan kişi, çalışmasının verimlerinden yararlanır.
(Azımsanan şeyler için) olup olacağı, yalnızca, hepsi. "Topu topu beş elma almış."
Tehlikeye, saldırıya en yakın yerde olmak.
Bir şeyi kusursuz göstermek, onda bir kusurun olabileceğini kabul etmemek. "Kızına da hiç toz kondurmuyor."
Ortadan kaybolmak, kaçmak, uzaklaşmak. "Çabuk toz olun buradan."
Aşırı iyimser olmak, hemen her aksaklığı, üzücü durumları iyimserlikle karşılamak. "Hayatı hep toz pembe görmüştür."
1. Ortalığı altüst etmek, karışıklığa yol açmak, gürültü patırtı çıkarmak.
2. Çok fazla toz kaldırarak koşmak veya kaçmak. "Başıboş sığırlar tozu...