Büyük Türkçe Sözlük
* Akşam saatlerinde, akşam olduğunda, akşam vakti.
* Her akşam ve her sabah.
* Akşama özgü olan, akşam için.
* Nerede ise, kaçınılmaz sonuç pek yakın.
* Gecesefası.
* Güneşin battığı sıralarda, akşama doğru, akşam yaklaşırken.
* Bkz. akşamüstü.
* Bir ülkenin insanlarına veya bir çevreye özgü söyleyiş özelliği.
* Vurgu, kelime vurgusu, grup vurgusu.
* Bir dildeki kelimeleri doğru söyleyemeyen.
* "alma ve verme" Alışveriş.
* Aksatmak işi veya biçimi.
* Aksatmak işi.
* Aksamasına yol açmak, bir işi gereği gibi yürütmemek.
* Aksamak işi veya biçimi.
* Hastalık nöbeti, kriz.
* Kaplaması mobilyacılıkta kullanılan, açık kahve rengi öz odunlu olan bir ağaç (Thuya occidentalist).
* İvmeyazar.
* İvmeölçer.
* Yabancı ülkelerde okuyacak öğrenciler için gönderilen kabul belgesi.
* Poliçelerin üzerine "kabulümdür" biçiminde yazılarak altı imzalanan açıklama.
* Bir aletin, bir makinenin işlevine katılmayan, ancak kendine özgü ayrı bir yararı bulunan alet, araç veya nesne.
* Konunun gerektirdiği ölçüde...