Büyük Türkçe Sözlük
* Direşken, sebatlı.
* Sebat eden, direşken, sebatkâr.
* Sebat etmeyen.
* Sebatsız olma durumu.
* Tavla oyununda zarlardan birinin üçlü, öbürünün ikili gelmesi.
* Turpgillerden, güzel kokulu, dar yapraklı, değişik renkli çiçekleri olan, çok yıllık ve otsu bir süs bitkisi (Cheiranthus cheiri).
* Bir şeye, bir olaya sebep olma, yol açma.
* (bir şeye bir olaya) Sebep olmak, yol açmak.
* nedeniyle, dolayısıyla, yüzünden.
* Daha çok Afrika'nın dağlık bölgelerinde yaşayan, uzun veya kısa kuyruklu türleri olan maymunlara verilen ad.
* Çirkin ve arsız (kimse).
* Şebek oynatan kimse.
* Ülke çapında yaygınlaştırılmışulaşım ve iletişim örgüsü, ağ.
* Birbiriyle bağlantılı ve gizli çalışan kimselerin tümü.
* Üniversite...
* Primatların alt takımı.
* Bir şeyin olmasına veya belli bir hâlde bulunmasına yol açan şey.
* Neden bilimi, etioloji.
* herhangi bir kötü duruma yol açanlar için kullanılan bir ilenme.
* neden olmak, yol açmak.
* Sebeplenmek işi.
* Dolayısıyla yararlanmak.
* Sebebi olan.