Büyük Türkçe Sözlük
* Tepki, reaksiyon.
* Akdoğan.
* Baharat, ev ilâçları, gereçleri satan kimse veya dükkân.
* Anadolu'da iğne, iplik, baharat, zarf, kâğıt, tütün vb. satan kimse veya dükkân.
* Dam kiremitlerini aktarıp kırıkları yenileyen kimse.
* Voleybolda öbür oyuncuların vurması için topu, ağın üzerine yükselten oyuncu.
* Görüntüyü...
* Aktarılmak işi.
* Aktarmak işine konu olmak.
* Aktarma işi, nakil.
* Aktarmak işi veya biçimi.
* Aktarın sattığı şeyler.
* Aktarın yaptığı iş.
* Aktarmak işi.
* Bir taşıttan başka bir taşıta geçme.
* Sürülmemiş tarlayı ilk veya ikinci kez sürme.
* Alıntı, iktibas.
* Bir oyuncunun topu...
* aktarmak.
* bir taşıttan ötekine geçmek.
* bütçede bir bölümden başka bir bölüme ödenek geçirmek.
* Aktarma işini yapan kimse.
* Aktarma işi, aktarma işiyle uğraşma.
* Bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek.
* Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek.
* Bir kitaptan veya bir yazıdan bir bölümü...
* (taşıtlar için) Belli bir süre sonra inilip başka bir taşıta binilmesini gerektiren.
* (taşıtlar için) Belli bir süre sonra inilip başka bir taşıta binilmesini gerektirmeyen.
* Aktartmak işi yaptırmak.
* Aktarmak işi yaptırtmak.