Büyük Türkçe Sözlük
* Gizli yönleri bulunan, ne olduğu anlaşılamayan, akıl erdirilemeyen, esrarengiz.
* İçinde esrar bulunan.
* Arap yazısında, bir ünsüzün dar, düz ve kısa (ı,i) okunacağını gösteren işaret, kesre.
* Çok onurlu, çok şerefli.
* Bir işin olumlu yola girmesi için en uygun zaman.
* İş görecek kimsenin ters davranmayarak, güçlük çıkarmayarak uysallık gösterdiği zaman.
* Esrik.
* Büfelerde içki ve benzeri şeylerin ikram edildiği yer.
* Esrimiş, sarhoş, mest, sermest.
* Sarhoş olma durumu.
* Sarhoş olma işi, gaşiy.
* Herhangi bir sebeple kendinden geçmek, gaşyolmak.
* Coşup kendinden geçmek, vecde gelmek.
* Mest olmak, sarhoş olmak.
* Esritmek işi.
* Sarhoş olmasına yol açmak, sarhoş etmek.
* Doğru, gerçek, sahi.
* Söylenişleri aynı, anlam ve kökleri ayrı olan (kelimeler), eşadlı, sesteş, homonim.
* Sıcaklığı eşit olan (yeryüzü noktası), izoterm.
* Sıcaklığın yeryüzünde veya bir bölgedeki dağılışını göstermek amacıyla düzenlenen haritalarda, eşit sıcaklıktaki yerleri birleştiren iç içe...
* Eşi benzeri olmayan veya eşi benzeri görülmemiş olan.
* Eş bulmamış, eşinden ayrılmış veya yanında eşi olmayan.
* Eşsiz olma durumu.
* Teşekkür edilen veya övülen bir kimsenin söylediği bir incelik ve alçak gönüllülük sözü.
* Metal, tahta vb.üzerine kazıldıktan sonra basılan resim.