Büyük Türkçe Sözlük
* kandırmak, inandırmak veya yararlanmak için tatlı sözler söylemek.
* Bkz. ağız dil vermemek.
* Bir ana dilden türeyen diller arasındaki yakınlık.
* Kalp hastalıklarında ilâcın hızlı ve kesin etkisini sağlamak için dilin altına konup emilen ilâç.
* Dilin altında bulunan tükürük bezleri.
* Dilleri, lehçeleri veya dil olaylarını yayılış bölgelerine göre gösteren atlas.
* Bkz. casus.
* Kemikli balıklar takımından, pullu, 50 cm büyüklüğünde, yassı bir balık (Solea vulgaris).
* Bir dilin ses, biçim ve cümle yapısını inceleyip kurallarını tespit eden bilim, gramer.
* Dil bilimiyle uğraşan kimse, dilci, lengüist.
* Dillerin yapısını, gelişmesini, dünyada yayılmasını ve aralarındaki ilişkileri ses, biçim, anlam ve cümle bilgisi bakımından genel veya...
* Dil bilimiyle ilgili.
* saygısızca karşılık verenler için kullanılır.
* Lehçe ve ağız farklarını gidererek aynı dili kullanan toplumlar arasında ortak bir yazı dilinde ve alfabede birleşme.
* Düşüncelerini çok iyi anlatan, güzel konuşan, hatip.
* alay etmek, eğlenmek.
* Yeryüzünde dillerin yayıldığı alanları inceleyen bilim dalı.
* Ağız dalaşı.
* Lâf ebesi.
* Dilin özü, kökeni, anlamı, yapısı üzerine araştırmalar yapan felsefe dalı.