Büyük Türkçe Sözlük
* Esnemesine sebep olmak.
* Sürekli esneyerek.
* Esneyerek.
* Esnemek işi veya biçimi.
* Spor çalışmalarında giyilen, pamuklu veya sentetik kumaştan, iki parçalı giysi.
* İzometri.
* Bir kelimenin harflerini ayırmak için kullanılan harflerden daha kısa ve küçük metal çubuk.
* Aralık.
* (basımcılıkta) Espası olan.
* Aralıklı.
* Polonyalı doktor L. Zamenhof tarafından bütün milletlerce kullanılmak için 1887'de hazırlanmış, grameri on altı kurala dayanan, kolay bir yapma dil.
* Esperanto yanlısı.
* Ava alıştırılamayan bir tür doğan.
* Birinin kusur veya suçlarını gizlice bildirmesi için o kimsenin üstleri tarafından tutulmuş olan ve bundan çıkar sağlayan kişi.
* Duygulu, içten.
* İnce anlamlı, düşündürücü ve şakalı söz, nükte.
* Yazıda, resimde, sözde ve davranışta ince, derin anlam, nükte.
* konuşma sırasında, beklenilmedik anda, ortama uygun hoş, nükteli veya ilginç söz söylemek.
* nükteli, şakalı söz söylemek.
* Esprisi olan.
* Espiri yapma niteliğini taşıyan (kimse).
* Yerinde ve zamanında, güzel ve hoş karşılanan, ince anlamlı, düşündürücü söz söyleyen, nükte yapan (kimse).
* Bir yerin zenginleri, sözü geçenler, ileri gelenler.
* Eşraf olma durumu.