Büyük Türkçe Sözlük
* Biçimli, düzgün, oranlı, uyumlu.
* Ölçülü, vezinli.
* Konusuz.
* Konu olan, söz konusu, adıgeçen, sözü geçen.
* söz konusu etmek, hakkında konuşmak.
* Mevzubahsetmek durumu.
* Söz etmek.
* Şarap.
* Doğu Anadolu'da kullanılan bir tür küçük zurna.
* Bkz. hayal meyal.
* Bkz. meyan kökü.
* Ara, orta.
* Meyan kökünden elde edilen şurup.
* Fasulyegillerden, 30-60 cm yükseklikte, tüysü yapraklı, mavimsi, mor çiçekli, tatlı olan toprak altı bölümleri hekimlikte ve serinletici...
* Aracı, aracılık eden kimse.
* Aracılık eden kimsenin durumu.
* Çorba gibi yiyeceklere lezzet kazandırmak için un ve yağla yapılan sos.
* (helva vb. için) kıvamına gelmek.
* Alan, saha.
* Yarışma, eğlence veya karşılaşma yeri.
* Bulunulan yer ve çevresi, ortalık.
* Fırsat, imkân veya vakit.
* (Mevlevî tekkelerinde)...
* fırsat bulamamak.
* sebep olmak.
* gelişmek, yayılmak, genişölçüde olmak.
* fırsat vermemek.