Büyük Türkçe Sözlük
* Birlikte veya ayrı ayrı etkisini gösteren ve belli bir sonuca götüren güçlerden, şartlardan, ögelerden her biri, amil, faktör.
* Kavimle ilgili, budunsal, kavmî.
* Etnografya uzmanı, budun betimci.
* Kavimleri karşılaştırarak inceleyen, kültür oluşumlarını araştıran bilim, budun betimi, kavmiyat.
* Etnoloji uzmanı.
* İnsanların ırklara ayrılışını, bunların nereden çıktığını, oluşumunu, yeryüzüne yayılışını, aralarındaki niteliklerini inceleyip karşılaştıran...
* Etnoloji ile ilgili.
* Etle beslenen, etçil.
* Etçiller.
* Yalnızca ahlak üzerine kurulu yönetim biçimi.
* Genellikle kürkten, gösterişli kumaşlardan veya yün örgüden yapılmış uzun omuz atkısı.
* Yanlar, taraflar.
* Çevre.
* Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu kimseler, yakınlar, muhit.
* isteğini elde etmek için birinin yanından ayrılmayıp gönlünü etmeye çalışmak.
* çevresinde toplanmak, ortaya almak, kuşatmak.
* Ayrıntılı, eksiksiz, kapsayıcı.
* Derinlemesine, ayrıntılı olarak, etraflı.
* Eti olmayan.
* Kuru, sıska, zayıf.
* yol açtığı zarar, yaptığı iyilikten büyük olmak.
* yaptığı kötülük karşılıksız kalmak, cezasını görememek.
* yaptığı kötü davranışın karşılığını görmek.