Büyük Türkçe Sözlük
* Güzel söz söyleyen, konuşkan.
* Konuşmasıyla kandıran.
* Alımlı, güzel (kadın).
* Dudak biçiminde hazırlanan bir hamur tatlısı.
* Dil bilimci.
* Dille ilgili araştırmalar yapan kimse.
* Buğdaygillerde, yaprak ayası ile yaprak kınının birbirinden ayrıldığı yerde bulunan sivri uçlu, küçük, saydam çıkıntı.
* Böceklerin ağzında...
* Dil konusunda araştırma yapma işi.
* Aynı dili konuşanlardan her biri.
* çok konuşulmak, uzun süre bahsedilmek.
* hakkında dedikodu yapılmak.
* çok tanınmış, ünlü.
* dile düşmek.
* (konuşma kudreti, yeteneği, olmayan varlık) konuşmak, dillenmek, lisana gelmek.
* anlatılmak.
* konuşturmak.
* belirtmek, anlatmak, açıklamak, ifade etmek.
* anlatılması kolay ama yapılması veya katlanılması çok güç.
* gizli tutulması gereken bir şeyi açığa vurmak, duyurmak, yaymak.
* kendi düşünce, görüş ve isteğine göre.
* kendi, düşünce, görüş ve isteğini yapmak.
* Bir kimsenin dilediği şey, istek, talep, rica, murat.
* Dileme kavramı veren kip. Türkçede bu kip -se eki ile kurulur.
* Bir dileği bildirmek için resmî makamlara sunulan, imzalı ve adresli, pullu veya pulsuz yazı, istida, arzuhâl.