Büyük Türkçe Sözlük
* Fırça gibi dik kesilmiş (erkek saçı).
* Birkaç rengin karışımından oluşan renk.
* İki veya daha çok renkli.
* Birkaç renkli iplikten yapılmış dokuma.
* Ağaçta ilk olgunlaşan meyve.
*...
* Aşure.
* Çok karışık renkli.
* (meyve) olgunlaşmaya başlamak.
* Güneş doğmadan önce veya battıktan hemen sonraki aydınlık, yarı karanlık.
* Balıkçılgiller familyasından, uzunluğu 50 cm, kül rengi, akla kara karışık, sazlıklarda yaşayan bir kuş türü (Ardeola ralloides).
* birinden alınacak parası olmak.
* vakit darlığından bir öneriyi kibarca geri çevirmek.
* "günün birinde ondan öcümü alırım" anlamında göz korkutma sözü.
* alacaklı olmak iyi bir şeydir.
* alırken kolaylık gösteren, verirken de güçlük çıkaran kimse.
* bir şeyi vereceğe veya borca karşılık saymak.
* Bir hesap gereğince daha alınmamış olan para, mal veya başka şey, matlûp.
* Para verilerek alınacak şey.
* alışveriş ilişkisi.
* Saksağan.
* Birinden alacağı olan, borçlu karşıtı.
* Birinden alacağı olan kimse.
* alacağı vereceğinden çok olmak.
* birinden alacağı bir şey bulunmak.
* Alacalamak işi.
* Renk renk, benek benek boyamak.