Büyük Türkçe Sözlük
* beğenmek, sevmek, hoşuna gitmek.
* İyi nitelik, uğur, hayır, bereket.
* Uğurlu.
* Uğursuz.
* Suratsız, kılıksız, huysuz, ters (kimse).
* Uğursuzluk, kademsizlik, şeamet, nuhuset.
* Üzgün.
* Umutsuz, karamsar.
* üzmek.
* üzgün ve umutsuz bir duruma düşmek.
* Umutsuzluk, karamsarlık.
* Bitkilerde çiçeğin döllenmesinden sonra yumurtalığın gelişmesiyle oluşan tohumları taşıyan organ, yemiş.
* Ürün, sonuç, kâr.
* Meyve veren ağaç.
* İçinde meyve ağaçları olan bahçe.
* Meyvelerin derisi.
* Meyvelerin ezilmesi sonucu elde edilen yiyecek.
* Meyvelerde, tohumların bulunduğu iç bölüm.
* Meyvenin dışyüzeyini kaplayan kalın tabaka.
* Yemişlerin meyve dışı ve meyve içi arasında bulunan sulu ve etli bölümü.
* Meyveden yapılan şekerli tatlı.
* Bkz. levüloz.
* Meyvelere musallat olan sinek türü.