Büyük Türkçe Sözlük
* Yorulmak, güçsüz kalmak
* Bkz. telesinema.
* Bir sinema filmini televizyonda göstermeye yarayan cihaz.
* Televizyonda filmleri iletme ve yansıtma işi ile uğraşan bölüm.
* Kayakçıları veya turistleri sürekli hareket hâlindeki bir kabloya asılı oturma yerlerinde taşıyan bir tür teleferik.
* Sonsuzdaki bir nesnenin gerçek görüntüsünü, içbükey bir aynadan yapılmış merceğinin odak düzleminde veren ve gök bilimiyle ilgili gözlemlerde...
* Batı Sibirya'da yaşayan bir Türk topluluğu.
* Teleüt Türkçesi.
* Elektromanyetik dalgalar yoluyla halkın doğrudan doğruya alması maksadıyla yapılan hareketli veya sabit resimlerin sesli veya sessiz kalıcı...
* Televizyon yayınlarını almaya ve seyrettirmeye yarayan cihaz.
* Televizyon alıcısı ile birlikte verilen ve vergisinin ödenmiş olduğunu gösteren belge.
* Televizyonda gösterilmek için hazırlanmış film.
* Televizyon için yapılmış film.
* Televizyonun yayın akışınıgösteren program.
* Televizyon yayını yapmak üzere donatılmış her türlü hareketli veya sabit tesis, televizyon vericisi.
* Televizyon verici istasyonlarının aracılığı ile alıcılara ulaştırılan yayın düzeni.
* Televizyon alıcısısatan kimse.
* Televizyon onarıcısı.
* Televizyon kuruluşunda çalışan görevli kimse.
* Televizyon yapma, onarma veya satma işi.
* Televizyoncunun yaptığı iş.
* Lâkerda yapılmak için kesilmiş torik balığı parçası, takoz.
* İki merkez arasında, kararlaşmış işaretlerin yardımıyla yazılı haberlerin veya belgelerin iletimini sağlayan bir telekomünikasyon düzeni.
* Bu...
* telgrafla haber göndermek, tellemek.