Büyük Türkçe Sözlük
* Otomobil, otobüs gibi taşıtları belli bir süre barındıracak kapalı yer sağlayan, gereğinde bakım ve onarımlarını yaptıran işletmeci.
* Düşünceden çok, canlı duygulara ve aşka dayanan (sanat eseri).
* Güvence, inanca, teminat.
* Kesinlikle, kesin olarak, ne olursa olsun.
* o şeyle ilgili olarak güvence vermek.
* bir işin gerçekleşmesi için gerekli önlemleri almak.
* güvence altına almak.
* Garantilemek işi.
* Bir işin gerçekleşmesi için gereken önlemleri almak, sağlama bağlamak.
* Garantisi olan, güvenceli.
* Garantisi olmayan, güvencesiz.
* Güvence veren ve bunun gerçekleşmesini gözeten ve denetleyen kimse, kuruluş veya devlet.
* Hedef, amaç, maksat.
* Birine karşı güdülen kötülük etme isteği, kin, düşmanlık.
* birine karşı düşmanlık beslemek.
* birine karşı kötülük, kin beslemek.
* Garaz bağlayan.
* Garaz bağlama durumu.
* Düşmanlık besleyen, kin güden, garazı olan.
* Düşmanlık beslemeyen, garazı olmayan.
* Hiçbir gizli maksat gütmeden.
* Batı yönünde olan, batı ile ilgili, batıya özgü olan batı.
* Birbirine sürtünen nesnelerin çıkardığı ses.