Büyük Türkçe Sözlük
* Ekşi sütte ve bitkilerin çoğunda bulunan asit alkol, süt asidi.
* Sütte bulunan, sütün buharlaşmasıyla kristal durumunda toplanan şeker, süt şekeri (C12H22O11).
* Dili tutulmuş, konuşamaz hâle gelmiş, dilsiz.
* Parlak kırmızı renkte, billûrlaşmış, saydam bir alüminyum oksidi olan değerli bir taş.
* kırmızı...
* konuşamaz duruma sokmak.
* Çocuğun bakım, eğitim ve öğretimiyle görevli kimse.
* Şehzadelerin özel eğitmenleri.
* Padişahların vezirlerine seslenirken kullandıkları hitap...
* işini gücünü bırakıp karşısındakinin hoş vakit geçirmesini sağlamak.
* Lala olma durumu veya lalanın görevi.
* Yağda kızartılarak, üzerine şeker veya şerbet dökülen bir hamur tatlısı.
* Zambakgillerden, yaprakları uzun ve mızraksı, çiçekleri kadeh biçiminde, türlü renkte bir süs bitkisi (Tulipa Gesneriana).
* Meyve koparmak için...
* Manolyagillerden, ana yurdu Güney Amerika olan, çiçekleri lâleye benzeyen bir süs ağacı(Liriodendron tulipifera).
* Lâle bulunan veya yetiştirilen (yer).
* Üzerinde lâle deseni veya motifi bulunan.
* Osmanlı seramik ve cam sanatının güzel örneklerinden olan ve içine lâle konulan vazo.
* Ayırt etmeksizin, gelişigüzel, özensiz, rastgele.
* Lâle yetiştirilen yer, lâle bahçesi.
* Dili tutulmuş, konuşamaz hâle gelmiş, dilsiz.
* Arap alfabesinde l harfinin adı.
* Ebcet hesabında otuz sayısının adı.
* Mikroskopta incelenecek maddelerin üzerine konulduğu dar, uzun cam...
* kısa bir süre dolaşıp gelmek.
* Gevişgetirenlerden, Güney Amerika'nın dağlık bölgelerinde yaşayan, yük hayvanı olarak kullanılan, karadan aka kadar türlü renklerde olabilen...
* Lâmacılık yanlısı olan (kimse).
* Budizmin Orta Asya ve özellikle Tibet'te yaşayan biçimi.
* Tibet Budizminde oluşan hiyerarşik düzen.