Büyük Türkçe Sözlük
* bir şeyin güzelliğini bilir olmak, zevkine varmak.
* tadıyerine gelmek.
* bir şeyin güzelliğinden veya sağladığı imkânlardan yeterince yararlanmak.
* aşırılığa kaçmak, hoşa gitmeyen bir durum yaratmak.
* Gülgillerden, 2-6 m yükseklikte, kışın yapraklarını dökmeyen, çiçekleri salkım durumunda ve beyaz olan, süs bitkisi olarak bahçelerde...
* Kendisini olduğundan büyük gösterip böbürlenme, yüksekten atma.
* böbürlenmek, büyüklenmek, büyüklük taslamak.
* Böbürlenen, yüksekten atan.
* Bir şeyi ayrıntılarıyla anlatma, açıklama.
* Ayrıntılar.
* bir kimse, bir şey veya durumun özelliklerini, inceliklerini, ayrıntılarıyla anlatmak, uzun uzadıya anlatmak.
* ayrıntılar üzerinde durmak.
* Ayrıntılı.
* Bir tür sert, ipekli kumaş.
* Bu kumaştan yapılmış.
* Birinin kötü yanlarını ortaya çıkarma, rezil etme.
* Beslenme.
* Zorbalık.
* Değişme, başkalaşma.
* değişmek.
* (bir şeyin içine başka bir madde) Karıştırma, katıştırma.