Büyük Türkçe Sözlük
* Bkz. açalya.
* İranlı.
* İran'a özgü.
* İran ülkesi.
* Türk müziğinde mi notasına yakın bir perde.
* Güney Anadolu yöresinde oynanan bir halk oyunu.
* hem birinden yana, hem ona karşı olabilen.
* Taşkırangillerden, turuncu ve sarı renkte çiçekli, yıllık ve çok yıllık türleri olan, tohumla saksıda ve tarlada üretilebilen bir süs bitkisi...
* Safran ve zencefil ile yapılan İran usulü bir pilâv çeşidi.
* Klâsik Türk müziğinde kullanılan şet makamlarından biri.
* Canlı kırmızı çiçekler açan bir süs bitkisi (Bigonia radicams).
* Klâsik Türk müziğinde kullanılan birleşik bir makam.
* Farsça.
* Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen.
* İşinde, mesleğinde ilerlememiş.
* Bir yerin, bir şeyin yabancısı.
* Saraya...
* Hareme yeni alınan cariyelerin ağası.
* Tecrübesiz, toy, beceriksiz.
* Askere yeni alınan ve eğitim dönemini henüz tamamlamamış er.
* Osmanlı ordusuna kapıkulu eri yetiştirmek için kurulan okul.
* Yeniçeri ocağında yetiştirilmek üzere tutsaklardan veya devşirme yoluyla Hristiyanlardan toplanan çocuk.
* Toyca, beceriksizce.
* Acemileşmek durumu.
* Beceriksizlik göstermek, bocalamak.
* Acemi olma durumu, aceminin çekingenliği ve ürkekliği, acemice davranış, toyluk.