Büyük Türkçe Sözlük
* Boş, anlamsız (söz).
* İşe yaramaz, yeteneksiz.
* Baskı işlerinde harf ve satırları formada tutmak ve sıkmak için kullanılan kama.
* Dişin ön yüzüne estetik amaçla yapılan kaplama.
* Bkz. façeta.
* (anlatış için) Açık ve düzgün.
* Açık ve düzgün konuşma yeteneği olan.
* Cüz.
* Bölüm, kısım, devre.
* Orta oyununa başlamadan önce saz takımının çaldığı köçek havası ve curcuna.
* Peşrev, nakış, şarkı, saz semaisi gibi...
* Gerekli sazlarla tam olarak bir fasıl yapabilecek durumdaki alaturka saz topluluğu.
* Aralık, ara, kesinti.
* ara vermek, kesmek.
* Aralı, aralıklı, kesintili.
* Arasız, aralıksız, durmadan, ara vermeden, kesintisiz, biteviye.
* Familya.
* Hristiyanlarda büyük perhizden önce düzenlenen şenlik ve eğlenceler, karnaval.
* Su veya başka sıvıların bol ve çok akmasını anlatır.
* Faşizm yanlısı olan (kimse, görüş vb.).
* Faşistleşmek durumu.
* Faşist duruma gelmek.
* Faşistleştirmek işi.
* Faşistleşmesini sağlamak.
* Faşizm.