Büyük Türkçe Sözlük
* Kötü, bozuk.
* Ara bozucu, fesat çıkaran, müfsit.
* Kısır döngü.
* (namaz, oruç, aptes gibi şeyler için) bozulmak.
* Faşist eğilimli.
* İtalya'da 1922-1943 yılları arasında etkinliğini sürdüren, meslek kuruluşlarına dayanan, devlet sınırlarını genişletmeyi amaçlayan, yetkinin...
* Kundak çocuklarının beline, zıbının üzerinden sarılan geniş sargı.
* Yer yer.
* Fasletmek işi.
* Ayırmak, bölmek.
* Çözmek, sonuçlandırmak.
* Fas halkından olan kimse.
* Kesim.
* Çözgü veya atkının kumaş yüzeyi üzerinde, kendiliğinden bir desen oluşturduğu her tür kumaş.
* Bu tür kumaşları oluşturan desen örneği.
* İftira atan, gerçek olmayan isnatlarda bulunan (kimse).
* Fassal olma durumu.
* festfut.
* Fasulyegillerden, barbunya, çalı, Ayşe kadın, horoz gibi birçok türleri bulunan bitki (Phaseolus vulgaris).
* Bu bitkinin sebze olarak...
* kendine çok değer vermek.
* Kuru fasulyenin pişirilmesi ile yapılan pilâki.
* Haşlanmış kuru fasulye ile katı yumurta ve kuru soğan karışımı piyaz.
* zayıf, sıska ve çok uzun boylu.