Büyük Türkçe Sözlük
* bir sözü söylemeye gönlü razı olmak (veya olmamak).
* üzüntü ve eziyet çekmek, zarara uğramak.
* bıkmak, nefret etmek.
* yabancı bir dili kolaylıkla öğrenme yeteneği olan.
* Gönül kırıcı sözler söyleyen.
* Bir bütünden kesilmiş veya ayrılmış ince, yassı parça.
* Radyatör parçalarından her biri.
* Parça parça.
* dilimlemek.
* bir söz hatırlanacak gibi olup da hatırlanamadığında söylenir.
* Dilimlemek işi.
* Dilimlere ayırmak, dilim dilim etmek.
* Dilimlenmek işi veya biçimi.
* Dilimlenmek işi.
* Dilimlere bölünmek veya ayrılmak.
* Dilimlemek işi veya biçimi.
* insan doğru veya yanlış her şeyi söyleyebilir.
* tekrar tekrar söylemekten usanmak, bıkmak.
* bir canlının çıkardığı seslerden veya onun davranışlarından ne anlatmak istediğini anlamak.
* söz konusu olan şeyin özelliğini bilmek.
* sürekli olarak aynı kişiden veya şeyden söz etmek, sık sık anmak.
* sürekli olarak, bir kimsenin sitem, eleştiri ve sataşmalarına uğramak.
* aynı şeyi durmadan ve her yerde tekrarlamak.
* bir kimseyi her yerde kötülemek.