Büyük Türkçe Sözlük
* Özgürleştirmek işi.
* Özgür duruma getirmek, özgür hâle gelmesini sağlamak.
* Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumu, serbestî.
* Her türlü dış...
* Özgürlük yanlısı.
* Bireylerin her türlü düşüncelerine saygı gösteren, yasak koymayan demokrasi biçimi.
* Özgürlükçü olma durumu.
* Bir kimseyi veya bir şeyi görme, kavuşma isteği, hasret, tahassür.
* Özlemek işi, iştiyak.
* Bir kimseyi veya bir şeyi görmeyi, kavuşmayı istemek, göreceği gelmek.
* Arzulamak, çok özlemek, hasretini çekmek.
* yürekten istemek, arzu etmek.
* Özlemi olan, özleyen, hasretli.
* Özlenmek işi.
* Özlemek işine konu olmak.
* Özlem, hasret.
* Özlem taşıyan, özlem dolu.
* Özleşmek işi, arılaşma.
* Ağacın çoğunlukla öze yakın bölümlerinin artık öz su iletmemesi ve bunun sonucunda kuruyup sertleşmesi olayı.
* Öz durumuna veya özlü bir duruma gelmek, arılaşmak.
* (tahıl için) Olgunlaşmak.
* Özleştirmek işi, arılaştırma.
* Özleştirmeden yana olan kimse.