Büyük Türkçe Sözlük
* İlgisizlik.
* ilgiyi, ilgisini kesmek, ilişkisi kalmamak, ayrılmak.
* Rafadan.
* Alalamak işi, kamuflâj.
* Beneklerle, çizgilerle veya renklerle bezeyerek bir şeyi bulunduğu çevreye uydurmak, maskelemek, kamufle etmek.
* Balık avlamakta veya yük taşımakta kullanılan büyük kayık.
* Kıyılardan uzak sularda avlanmak için iki alamana kayığı tarafından kullanılan, uzunluğu 200 ile 250, genişliği 7 ile 25 kulaç olan büyük ağ.
* Belirti, işaret, iz, nişan.
* Büyüklük, irilik bakımından şaşılacak durumda olan şey.
* Bazı ticaret eşyası üzerine konulan, o eşyayı üreten veya satanı tanıtan resim, harf gibi özel işaret, marka.
* Ayırıcı nitelik, ayırıcı özellik.
* Alâmetifarikası olan.
* Çarçabuk, anında, hemen, şipşak.
* Kolayca hazırlanıp tüketilebilen yemek.
* Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha.
* Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran.
* Bir konu veya çalışma çevresi.
* Yüz ölçümü.
* İçinde...
* Hareket eden bir cismi, duran bir noktaya birleştiren doğru parçasının birim zamanda taradığı alan.
* Bazı kişilerin alan, park, sokak gibi yerlerde duydukları ürkeklik hastalığı, agorafobi.
* Karmakarışık, allak bullak, darmadağınık.
* allak bullak etmek, dağıtmak, alt üst etmek, yağma etmek.
* her biri bir yana dağılmak.
* Tenis.
* Açıktan geç, yaklaşma.
* Açık deniz, engin.
* Uzaktan, açıktan.