Büyük Türkçe Sözlük
* Seherde esen yel.
* Şehvetle ilgili, kösnül, erotik.
* Hisse bedeli.
* Pay, hisse.
* Nüfusunun çoğu ticaret, sanayi veya yönetimle ilgili işlerle uğraşan, tarımsal etkinliklerin olmadığı yerleşim alanı, kent.
* Yerleşme bölgelerinde şehrin yayıldığı yerin inceleme ve araştırılmasınıkonu edinen coğrafya kolu.
* Şehir içi yolları.
* Şehir içi ulaşımı.
* Şehrin belli başlıyerlerini gösteren haritalı, açıklamalı kılavuz.
* Bir şehri gezmek ve görmek amacıyla düzenlenen gezi.
* Şehircilik uzmanı, şehircilikle uğraşan kimse.
* Şehirlerin kurulmasında, düzenlenmesinde, güzelleştirilmesinde kullanılacak, uygulanacak yöntemleri, şehirlerle ilgili toplumsal, ekonomik vb...
* İki veya daha çok şehir arasında ulaşım veya iletişim sağlayan.
* Şehirleşmek işi.
* Özellikle sanayinin gelişmesi sonucu nüfusun şehirlerde toplanması ve şehir alanlarının genişlemesi süreci.
* (köy, kasaba) Büyüyerek şehir durumuna gelmek, kentleşmek.
* Şehir halkından olan, kentli.
* Şehirlileşmek işi.
* Şehre yerleşip şehir şartlarına uyar duruma gelmek.
* Şehirli olma durumu.
* Kutsal bir ülkü veya inanç uğruna savaşırken ölen kimse.
* ülkesi, ülküsü veya inancı uğrunda savaşırken ölmek.
* ülkesi, ülküsü veya inancı uğruna savaşırken öldürmek.