Büyük Türkçe Sözlük
* Bkz. flebit.
* Bazı kâğıtların dokusunda bulunan ve ancak aydınlığa tutulunca görülen çizgi, resim ve yazı gibi biçimler.
* Filigranı olan.
* Gemilerde bulundurulan sandal.
* Filikalara bakmakla görevli kimse.
* Namlusu kısa, kurşun atan bir çeşit küçük tüfek.
* Güzel, yakışıklı.
* genç, ince uzun boylu, çevik, yakışıklı (kimse).
* Filipin adaları halkından veya bu halkın soyundan olan kimse.
* Yerden 2-3 karış yükseklikte, çok yıllık ve otsu bir bitki (Mentha pulegium).
* Filistin halkından veya bu halkın soyundan olan kimse.
* Yeni sürmüş körpe ve küçük dal veya yaprak, sürgün.
* Ocaktan çıkarılan işlenmemiş, başka maddelerle karışık hâlde bulunan, ham maden birleşiği.
* ince ve güzel vücutlu.
* sürgün çıkmaya başlamak.
* Küçük sürgün.
* Asma filizinin rengi, açık yeşil renk.
* Bu renkte olan.
* Mayıs ayında ağaçların filizlendiği mevsimde esen bir fırtına.
* Filizlemek işi.
* Bitkilerin gereğinden çok olan filizlerini kırmak.
* Filizlenmek işi.
* Yumruların üzerinde ince uzun filizlerin belirmesi biçiminde görülen patates hastalığı.
* (bitki) Filiz vermek.
* Gelişmeye, büyümeye başlamak.