Büyük Türkçe Sözlük
* Bir girişime işleyebilmesi, gelişebilmesi için gereken para ve krediyi sağlamak işi.
* Çay, kahve gibi genellikle sıcak şeyler içmekte kullanılan küçük kap.
* Elektrik tellerinin eklem noktalarına konulan porselenden yapılmış...
* Tepsiye serildikten sonra fincan ağzı biçiminde bir kalıpla yuvarlaklar kesilerek yapılan bir çeşit börek.
* Fincanı andırarak, fincan biçiminde.
* iri ve patlak (göz).
* Fincanların altına yüzük saklayarak oynanan bir oyun.
* Porselen veya cam eşya satan kimse.
* zararı dokunabilecek bir kimsenin hoşuna gitmeyen bir davranışta bulunmak.
* Miktarı herhangi bir fincan kadar olan.
* Herhangi bir sayıda fincan alabilecek genişlikte olan.
* Fin dili.
* Kayıngillerden, kuzey yarım kürenin ılık yerlerinde ve yurdumuzun daha çok Doğu Karadeniz bölgesinde yetişen bir ağaççık (Corylus avellana).
*...
* Osmanlı İmparatorluğunda kenar süsleri fındığa benzediğinden bu adla anılan altın sikke, fındıkî.
* Küçük ve değerli şey.
* Nargilede tütünün üstüne ortalamasına konulan yuvarlak, küçük, yanar kömürler.
* Kın kanatlılardan, fındık kurdu dediğimiz kurtçukları dolayısıyla fındık ürününün en büyük düşmanı olan, uzun gagalı böcek (Balaninus nucum).
* Kemiricilerden, karnı beyazımsı, sırtı boz renkli, fındıklılarda çok zarara yol açan bir memeli türü (Muscardinus avellanarius).
* Evlerde...
* Fındığın kabuk rengini andıran bir tür kahverengi.
* çok önemsiz, değersiz.
* çapkınlık yapmak.
* Fındık bitinin fındık içinde gelişerek onun dökülmesine, değerini yitirmesine yol açan kurtçuğu.
* ufak tefek tombulca (kadın).